Türkçe: Bir Siyasî Mesele
Başlık:
Türkçe: Bir Siyasî Mesele
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-07-12
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Türkçe: Bir siyasî mesele
Türkçede en az 50 yıldır süregelen yenileşme hareketi, Demokrat Parti iktidara geçtiğinden beri sistemli olarak (neyse ki ancak Demokrat Parti idaresinin herhangi bir alanda kendini bir sisteme uydurabildiği kadar) baltalanmaktadır.
En büyük desteklerinden biri irticaa taviz olan Demokrat Partinin devrimlere karşı takındığı menfî tavır, bir dereceya kadar anlaşılabilir. Fakat bu menfî tavrı, geniş bir seçmen kütlesinin hiç ilgilenmediği bir konuda bile açığa vurmak zorunluluğunu neden duymuşlardır, bilinemez. Olsa olsa bu, devrimlere ayak uyduramamış bazı siyaset adamlarının bir kaprisi, bencil bir hareketi sayılabilir.
Belli ki Demokrat Parti liderleri, dillerinin alışık olduğu kelimeleri söylev, demeç ve yazılarında serbestçe kullanabilme rahatlığı uğrunda, bütün yeni nesillerin benimsediği bir dil hareketini durdurmaya, hâttâ başlangıç noktasından gerilere götürmeye kalkışmaktan çekinmemişlerdir.
Fakat bunu başarabilecekler midir? Yeni nesillere, öğrendikleri, alıştıkları kelimeleri unutturabilecekler midir? Edebiyatçıların dildeki yenileşme hareketine bağlı kalmasını önliyebilecekler midir? Bazı gazete sekreterlerinin, ajans bültenlerindeki «vekil» leri silip «bakan», «Erkânı Harblye-i Umumiye» leri silip «Genelkurmay» yapmalarına engel olabilecekler midir?
Bunu başarabilmek için Rusya’daki kadar dört başı mamur bir baskı rejimi kurabilmeleri gereklidir. Ona da, niyetleri olsa bile, güçleri yetmez.
Böylelikle Demokrat Parti, dil devrimine karşı aldığı cephe ile, nasıl olsa durduramıyacağı bir hareketi yavaşlatmaktan, zorlaştırmaktan başka bir şey başarmış olmıyacaktır.
Bugün Başbakanın söylevlerini birkaç satırda bir sözlüğe bakmaksızın anlıyabilecek gençler ya hiç yoktur ya da parmakla gösterilebilecek kadar azdır. Başbakanın ne dediğini anlıyabilmek için sözlükler karıştırmak zahmetine de pek az genç katlanıyor olsa gerektir.
Demokrat Parti idaresinin zorla diriltmeye çalıştığı eski dille yeni nesillerin benimsediği dil arasındaki ayrılık büyüdükçe, Demokrat Parti ile aydınlar arasındaki ayrılık da büyümüş olacaktır.
Genç nesiller, başta bulunan devlet adamlarını, millî gururlarını inciten bir dil anlayışının savunucusu olarak görürlerse, bundan ancak o devlet adamlarının zararlı çıkması düşünülebilir.
Bülend ECEVİT
Türkçe: Bir siyasî mesele
Türkçede en az 50 yıldır süregelen yenileşme hareketi, Demokrat Parti iktidara geçtiğinden beri sistemli olarak (neyse ki ancak Demokrat Parti idaresinin herhangi bir alanda kendini bir sisteme uydurabildiği kadar) baltalanmaktadır.
En büyük desteklerinden biri irticaa taviz olan Demokrat Partinin devrimlere karşı takındığı menfî tavır, bir dereceya kadar anlaşılabilir. Fakat bu menfî tavrı, geniş bir seçmen kütlesinin hiç ilgilenmediği bir konuda bile açığa vurmak zorunluluğunu neden duymuşlardır, bilinemez. Olsa olsa bu, devrimlere ayak uyduramamış bazı siyaset adamlarının bir kaprisi, bencil bir hareketi sayılabilir.
Belli ki Demokrat Parti liderleri, dillerinin alışık olduğu kelimeleri söylev, demeç ve yazılarında serbestçe kullanabilme rahatlığı uğrunda, bütün yeni nesillerin benimsediği bir dil hareketini durdurmaya, hâttâ başlangıç noktasından gerilere götürmeye kalkışmaktan çekinmemişlerdir.
Fakat bunu başarabilecekler midir? Yeni nesillere, öğrendikleri, alıştıkları kelimeleri unutturabilecekler midir? Edebiyatçıların dildeki yenileşme hareketine bağlı kalmasını önliyebilecekler midir? Bazı gazete sekreterlerinin, ajans bültenlerindeki «vekil» leri silip «bakan», «Erkânı Harblye-i Umumiye» leri silip «Genelkurmay» yapmalarına engel olabilecekler midir?
Bunu başarabilmek için Rusya’daki kadar dört başı mamur bir baskı rejimi kurabilmeleri gereklidir. Ona da, niyetleri olsa bile, güçleri yetmez.
Böylelikle Demokrat Parti, dil devrimine karşı aldığı cephe ile, nasıl olsa durduramıyacağı bir hareketi yavaşlatmaktan, zorlaştırmaktan başka bir şey başarmış olmıyacaktır.
Bugün Başbakanın söylevlerini birkaç satırda bir sözlüğe bakmaksızın anlıyabilecek gençler ya hiç yoktur ya da parmakla gösterilebilecek kadar azdır. Başbakanın ne dediğini anlıyabilmek için sözlükler karıştırmak zahmetine de pek az genç katlanıyor olsa gerektir.
Demokrat Parti idaresinin zorla diriltmeye çalıştığı eski dille yeni nesillerin benimsediği dil arasındaki ayrılık büyüdükçe, Demokrat Parti ile aydınlar arasındaki ayrılık da büyümüş olacaktır.
Genç nesiller, başta bulunan devlet adamlarını, millî gururlarını inciten bir dil anlayışının savunucusu olarak görürlerse, bundan ancak o devlet adamlarının zararlı çıkması düşünülebilir.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Türkçe: Bir Siyasî Mesele,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/273 ulaşıldı.