Amerikan Siyaseti ve Takt
Title:
Amerikan Siyaseti ve Takt
Source:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Date:
1954-02-17
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Amerikan siyaseti ve takt
“Takt, karşısındakini neyin incitebileceğini önceden sezebilmektir.” B.B.C. de yaptığı ve sonra Listener dergisinde yayınlanan bir konuşmasında, Harold Nicolson, ‘takt” kelimesi için bu tarifi vererek Amerikalılarda bütün faziletlerin bulunduğunu, yalnız takt'ın bulunmadığını, bu yüzden de Amerikalıların, iyilik etmek istedikleri milletleri bile zaman zaman incittiklerini söylüyor.
“Amerikalılar, tanıdığım milletlerin en nazikidir ama, pek takt’ları olduğunu sanmıyorum”, diyor. “Hele” diyor, “büyük ve kuvvetli bir millete, evvelce kendisi kadar büyük ve kuvvetli olan, fakat kuvveti ve zenginliği iki ezici harb sonunda azalmış bulunan memleketlerle münasebetlerini ayarlarken lâzım olan takt, Amerikalılarda hemen hiç yoktur... Amerikalılar, Eski Dünyanın usul-ve âdetlerini modası ve hükmü geçmiş saydıklarından, Fransa ve İtalya gibi memleketlerin onur ve bağımsızlıkları üzerinde gösterdikleri hassiyeti anlıyamıyorlar.”
Amerikalılar, İkinci Dünya Harbi sona erdiğindenberi, dostları olan ve kendilerinden yardım kabul eden birçok milletlerle münasebetlerinde, Harold Nicolson’un belirttiği şekilde takt’sız hareketler yapmışlar ve bu hareketlerinin uyandırdığı tepkilerden hem kendileri, hem dostları olan memleketler, hem de Batının, barış için şart olan dayanışma ruhu zarar görmüştür.
Amerikalılar, Harold Nicolson’un bahsettiği tarzda takt’sızlığı, başta İngiltere olmak üzere, Avrupa'nın en kuvvetli memleketlerine karsı bile göstermişlerdir de, son günlere gelinceye kadar Türkiye’de bundan dikkatle kaçınmışlardır.
İkinci Dünya Harbi’ndenberi günden güne gelişen Türk-Amerikan dostluğunun bugüne kadar lekelenmeyişine bugüne kadar bu dostluğun üstünden en hafif bir bulutun bile geçmeyişine sebep, Amerikalıların bizimle münasebetlerinde göstermiş oldukları takt’tır. O kadar ki, Amerika’nın Türkiye ile münasebetlerinde gösterdiği takt'ı, Türkiye bugüne kadar başka hiçbir memleketten görmemiştir, onun için de bugüne kadar başka hiçbir memleket Türkiye’nin Amerika kadar dostluğunu kazanamamıştır, denebilir.
Amerika’nın bize karşı, bütün dünya nazarında dış siyasetinin belirli bir vasfı olan takt’sızlığını örtecek kadar ihtiyatlı ve anlayışlı bir siyaset gütmesi, şüphesiz, bizim millî onurumuza ve bağımsızlığımıza ne kadar bağlı, bu konularda ne kadar alıngan, ve kendisini bu konularda incitmiyecek bir millete de ne kadar içten bağlanacak bir millet olduğumuzu, bugünkü yakın münasebetlerimizin daha başlangıcında sezmesi ile mümkün olmuştur.
Son günlerde, Türk - Amerikan dostluğu üzerinde dolaştığı sanılan, ve ağır başlı New York Times gazetesini bile telâşa düşüren bulut için Amerikalıları itham etmek, hatırımızdan bile gecmemelidir. Dostluğumuz üzerinde gerçekten böyle bir bulut dolaşmaya başlamışsa, buna ancak biz kendimiz sebep olmuş olabiliriz. Çünkü Amerika, bizim alınganlığımız, bizim millî onurumuza ve bağımsızlığımıza düşkünlüğümüz hakkında evvelce edinmiş olduğu kanaati değiştirmeden, bize karşı takt’sız hareketlerde bulunmaya herhalde kalkışmazdı. Amerika’nın bu yoldaki kanaatini değiştirmesinin sebebini ise, biz, ancak kendimizde aramalıyız.
Muhakkak son günlerde biz, Amerika’nın sandığı kadar alıngan, millî onur ve bağımsızlığına düşkün bir millet olmadığımız intibaını yaratacak bazı hareketlerde bulunmuş olmalıyız ki, Amerika, bize karşı kullandığı takt ölçüsünde bir gevşemeye yol açmakta mahzur görmemiş olsun!..
Yalnız,, böyle bir gevşemeye yol açmadan önce, Amerikalılardan, milletimizin nabzını, tesadüflerin karşılarına çıkardığı bazı temsilcilerin nabzı ile karıştırmamaları beklenirdi. Demokrasinin aldatıcı tarafları da olduğunu, Amerikalılar herhalde bizden daha iyi bilmelidirler!
Bülend ECEVİT
Amerikan siyaseti ve takt
“Takt, karşısındakini neyin incitebileceğini önceden sezebilmektir.” B.B.C. de yaptığı ve sonra Listener dergisinde yayınlanan bir konuşmasında, Harold Nicolson, ‘takt” kelimesi için bu tarifi vererek Amerikalılarda bütün faziletlerin bulunduğunu, yalnız takt'ın bulunmadığını, bu yüzden de Amerikalıların, iyilik etmek istedikleri milletleri bile zaman zaman incittiklerini söylüyor.
“Amerikalılar, tanıdığım milletlerin en nazikidir ama, pek takt’ları olduğunu sanmıyorum”, diyor. “Hele” diyor, “büyük ve kuvvetli bir millete, evvelce kendisi kadar büyük ve kuvvetli olan, fakat kuvveti ve zenginliği iki ezici harb sonunda azalmış bulunan memleketlerle münasebetlerini ayarlarken lâzım olan takt, Amerikalılarda hemen hiç yoktur... Amerikalılar, Eski Dünyanın usul-ve âdetlerini modası ve hükmü geçmiş saydıklarından, Fransa ve İtalya gibi memleketlerin onur ve bağımsızlıkları üzerinde gösterdikleri hassiyeti anlıyamıyorlar.”
Amerikalılar, İkinci Dünya Harbi sona erdiğindenberi, dostları olan ve kendilerinden yardım kabul eden birçok milletlerle münasebetlerinde, Harold Nicolson’un belirttiği şekilde takt’sız hareketler yapmışlar ve bu hareketlerinin uyandırdığı tepkilerden hem kendileri, hem dostları olan memleketler, hem de Batının, barış için şart olan dayanışma ruhu zarar görmüştür.
Amerikalılar, Harold Nicolson’un bahsettiği tarzda takt’sızlığı, başta İngiltere olmak üzere, Avrupa'nın en kuvvetli memleketlerine karsı bile göstermişlerdir de, son günlere gelinceye kadar Türkiye’de bundan dikkatle kaçınmışlardır.
İkinci Dünya Harbi’ndenberi günden güne gelişen Türk-Amerikan dostluğunun bugüne kadar lekelenmeyişine bugüne kadar bu dostluğun üstünden en hafif bir bulutun bile geçmeyişine sebep, Amerikalıların bizimle münasebetlerinde göstermiş oldukları takt’tır. O kadar ki, Amerika’nın Türkiye ile münasebetlerinde gösterdiği takt'ı, Türkiye bugüne kadar başka hiçbir memleketten görmemiştir, onun için de bugüne kadar başka hiçbir memleket Türkiye’nin Amerika kadar dostluğunu kazanamamıştır, denebilir.
Amerika’nın bize karşı, bütün dünya nazarında dış siyasetinin belirli bir vasfı olan takt’sızlığını örtecek kadar ihtiyatlı ve anlayışlı bir siyaset gütmesi, şüphesiz, bizim millî onurumuza ve bağımsızlığımıza ne kadar bağlı, bu konularda ne kadar alıngan, ve kendisini bu konularda incitmiyecek bir millete de ne kadar içten bağlanacak bir millet olduğumuzu, bugünkü yakın münasebetlerimizin daha başlangıcında sezmesi ile mümkün olmuştur.
Son günlerde, Türk - Amerikan dostluğu üzerinde dolaştığı sanılan, ve ağır başlı New York Times gazetesini bile telâşa düşüren bulut için Amerikalıları itham etmek, hatırımızdan bile gecmemelidir. Dostluğumuz üzerinde gerçekten böyle bir bulut dolaşmaya başlamışsa, buna ancak biz kendimiz sebep olmuş olabiliriz. Çünkü Amerika, bizim alınganlığımız, bizim millî onurumuza ve bağımsızlığımıza düşkünlüğümüz hakkında evvelce edinmiş olduğu kanaati değiştirmeden, bize karşı takt’sız hareketlerde bulunmaya herhalde kalkışmazdı. Amerika’nın bu yoldaki kanaatini değiştirmesinin sebebini ise, biz, ancak kendimizde aramalıyız.
Muhakkak son günlerde biz, Amerika’nın sandığı kadar alıngan, millî onur ve bağımsızlığına düşkün bir millet olmadığımız intibaını yaratacak bazı hareketlerde bulunmuş olmalıyız ki, Amerika, bize karşı kullandığı takt ölçüsünde bir gevşemeye yol açmakta mahzur görmemiş olsun!..
Yalnız,, böyle bir gevşemeye yol açmadan önce, Amerikalılardan, milletimizin nabzını, tesadüflerin karşılarına çıkardığı bazı temsilcilerin nabzı ile karıştırmamaları beklenirdi. Demokrasinin aldatıcı tarafları da olduğunu, Amerikalılar herhalde bizden daha iyi bilmelidirler!
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Amerikan Siyaseti ve Takt,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/179.