Biraz da Yemeksiz Basın Konferansı
Başlık:
Biraz da Yemeksiz Basın Konferansı
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-02-03
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Birazda yemeksiz basın konferansı
Yüzlerce yıllık demokrasi geleneği olan Batı memleketleri bile hükümetin yalnız parlâmentoda denetlenmesiyle yetinemiyorlar. Parlâmentolarında sözlü soru ve gensoru sistemleri aksamadan işlese bile, parlâmento duvarlarını aşan, halkın gözleri önünde bir denetlemeyi gerekli buluyorlar.
O yüzden, bu memleketlerin çoğunda basın konferansları bir gelenek olmuş, demokrasinin ayrılmaz bir parçası sayılmaya başlamıştır.
Birleşik Amerika’da başkan ve Dışişleri Bakanı her hafta basın konferansı yaparlar. İngiltere’de, bir Hükümet sözcüsüne yaptırılan basın konferansları, yanılmıyorsam her gündür.
Bu konferanslar, bizde Başbakanın bir müddettir uzun aralıklarla yaptığı gibi, davetiyeli, yemekli, gizli ve samimi toplantılar değildir. Ne zaman basın konferansı yapılacağı, bu konferansa kimlerin gidebileceği ve konferansta nelerin açıklanacağı, Başbakan yahut Bakanların keyfine kalmamıştır. Kısa ve belirli aralıklarla yapılan bu basın konferanslarına, elinde gazeteci hüviyeti bulunan herkes gidebilir, herkes istediğini sorabilir ve daha önemlisi, sorularına da cevap alır. Pek zorda kalınmadıkça sorulardan hiçbiri cevapsız bırakılmaz. Amerika’da bu basın konferansları radyo ile de yayınlanmaktadır.
Bütün halkoyunun gözleri ve kulakları önünde yapılan bu kaçamaksız konferanslar, hükümeti, her atacağı adım üstünde inceden inceye düşünmeğe, her attığı adımın sonuçları alındıktan sonra değil, daha başlangıçta hesabını vermeğe zorlamaktadır. O yüzden hiçbir hükümet, hesap verme gününü ileri atıp milletin mukadderatı üzerinde kumar oynıyamamakta, gizliliğin, yahut birkaç başyazarla kurulmuş mahremiyetin rahatlığına kendini bırakıp çalışmalarını gevşetememektedir.
Bizde bu türlü basın konrefanslarına duyulan ihtiyaç günden güne artıyor.
Başka demokratik memleketlerde gazete muhabirlerine açıklanması çok tabiî görülen birçok meseleleri, bizim Hükümetimiz, Meclis’e, hattâ bazan kendi Meclis grupuna bile açıklamamaktadır.
Gazetelerin ancak sütunlarında sormaya fırsat bulabildikleri sorulardan birçoğunu, ilgili makamlar görmezlikten geliyorlar.
Yeni hazırlanan Basın Kanununda, asılsız haber yayınlanmasiyle ilgili hükümler de bulunacağı anlaşılıyor. Demokratik bir memlekette bir hükümet, hazırlattığı bir Basın Kanununa böyle hükümler koymadan önce, gazetelere, hükümet icraatiyle ilgili her konuda doğru, geniş ve günü gününe haber alma yollarını açar.
Bu yolları kapalı bulan gazeteler, çeşitli yollardan kendilerine ulaşan haberleri, doğruluğunu kontrol edemeden basmak zorunda bırakılmışlar demektir. Gazetelerin görevi, sadece hükümetin propagandasını yapmak, memleketimize dokunmayan dış olayları bildirmek ve Marilyn Monroe’nun cinsî cazibesinden bahsetmek değildir. Gazetelerin baş görevi, iyi kötü bütün memleket olaylarını halka duyurmaktır.
Bu hususta gazetelere tam yardımcı olmıyan bir hükümet, gazetelerden de hiçbir yardım beklememelidir.
Bülend ECEVİT
Birazda yemeksiz basın konferansı
Yüzlerce yıllık demokrasi geleneği olan Batı memleketleri bile hükümetin yalnız parlâmentoda denetlenmesiyle yetinemiyorlar. Parlâmentolarında sözlü soru ve gensoru sistemleri aksamadan işlese bile, parlâmento duvarlarını aşan, halkın gözleri önünde bir denetlemeyi gerekli buluyorlar.
O yüzden, bu memleketlerin çoğunda basın konferansları bir gelenek olmuş, demokrasinin ayrılmaz bir parçası sayılmaya başlamıştır.
Birleşik Amerika’da başkan ve Dışişleri Bakanı her hafta basın konferansı yaparlar. İngiltere’de, bir Hükümet sözcüsüne yaptırılan basın konferansları, yanılmıyorsam her gündür.
Bu konferanslar, bizde Başbakanın bir müddettir uzun aralıklarla yaptığı gibi, davetiyeli, yemekli, gizli ve samimi toplantılar değildir. Ne zaman basın konferansı yapılacağı, bu konferansa kimlerin gidebileceği ve konferansta nelerin açıklanacağı, Başbakan yahut Bakanların keyfine kalmamıştır. Kısa ve belirli aralıklarla yapılan bu basın konferanslarına, elinde gazeteci hüviyeti bulunan herkes gidebilir, herkes istediğini sorabilir ve daha önemlisi, sorularına da cevap alır. Pek zorda kalınmadıkça sorulardan hiçbiri cevapsız bırakılmaz. Amerika’da bu basın konferansları radyo ile de yayınlanmaktadır.
Bütün halkoyunun gözleri ve kulakları önünde yapılan bu kaçamaksız konferanslar, hükümeti, her atacağı adım üstünde inceden inceye düşünmeğe, her attığı adımın sonuçları alındıktan sonra değil, daha başlangıçta hesabını vermeğe zorlamaktadır. O yüzden hiçbir hükümet, hesap verme gününü ileri atıp milletin mukadderatı üzerinde kumar oynıyamamakta, gizliliğin, yahut birkaç başyazarla kurulmuş mahremiyetin rahatlığına kendini bırakıp çalışmalarını gevşetememektedir.
Bizde bu türlü basın konrefanslarına duyulan ihtiyaç günden güne artıyor.
Başka demokratik memleketlerde gazete muhabirlerine açıklanması çok tabiî görülen birçok meseleleri, bizim Hükümetimiz, Meclis’e, hattâ bazan kendi Meclis grupuna bile açıklamamaktadır.
Gazetelerin ancak sütunlarında sormaya fırsat bulabildikleri sorulardan birçoğunu, ilgili makamlar görmezlikten geliyorlar.
Yeni hazırlanan Basın Kanununda, asılsız haber yayınlanmasiyle ilgili hükümler de bulunacağı anlaşılıyor. Demokratik bir memlekette bir hükümet, hazırlattığı bir Basın Kanununa böyle hükümler koymadan önce, gazetelere, hükümet icraatiyle ilgili her konuda doğru, geniş ve günü gününe haber alma yollarını açar.
Bu yolları kapalı bulan gazeteler, çeşitli yollardan kendilerine ulaşan haberleri, doğruluğunu kontrol edemeden basmak zorunda bırakılmışlar demektir. Gazetelerin görevi, sadece hükümetin propagandasını yapmak, memleketimize dokunmayan dış olayları bildirmek ve Marilyn Monroe’nun cinsî cazibesinden bahsetmek değildir. Gazetelerin baş görevi, iyi kötü bütün memleket olaylarını halka duyurmaktır.
Bu hususta gazetelere tam yardımcı olmıyan bir hükümet, gazetelerden de hiçbir yardım beklememelidir.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Biraz da Yemeksiz Basın Konferansı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/169 ulaşıldı.