Kendi Kendini Aşan Dünya
Başlık:
Kendi Kendini Aşan Dünya
Kaynak:
Ulus, "Günaydın"
Tarih:
1961-04-16
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Kendi kendini aşan dünya
İnsanoğlu dünyanın sınırını aşmış, Ay’a, gezegenlere, yıldızlara gidebilecek duruma ulaşmıştır. İlk olarak bir insan, dünyaya, dünyanın dışından, ötesinden bakabilmiş, onu, uzaydaki sayısız toparlaklardan biri olarak görebilmiştir. Bu mutluluğa ilk eren insanın bir John Smith değil de bir Yuri Gagarin oluşu, olayın önemi yanında önemsizdir. Bilim bugün, Rusya’da da Amerika’da da, hattâ daha küçük birçok ülkelerde de, bir Yuri Gagarin kadar bir John Smith’i de, bir Ahmedi, Mehmedi de, uzaya çıkabilecek, dünyaya dünyanın ötesinden bakabilecek, dünyayı sonsuzluğun içinde sayısız ışıklı noktalardan biri gibi görebilecek duruma getirmiştir.
Önemli olan bilimin bu seviyeye gelişidir, ve bilimin bu seviyeye gelişinde, bütün uygar insanlığın, hattâ, yüzyıllar önce yaşamış ve günün birinde uzaya çıkılabileceğini, Ay’a, gezegenlere, yıldızlara gidilebileceğini belki hayal bile edememiş nice bilginlerin, araştırıcıların, düşünürlerin şeref payı vardır.
Ülkeler arasındaki sınırlar durmaktadır ama, bilim ve teknik bu sınırları aşmıştır.
Onun için, uzaya çıkan ilk insanın bir Rus oluşu ile öğünmek, Rusların elbette hakkıdır ama, bilimde ayni seviyeye erişmiş, teknik imkânlarını belki başka yönlerde kullandıkları, belki ayni yönde ayni derecede iyi plânlayıp kullanamadıkları için, uzaya çıkma yarışında, kimi birkaç ay, kimi birkaç yıl geri kalmış başka bazı ulusların, üzülüp kaygılanmaları, kıskançlık duymaları yersizdir.
Biz hâlâ dünyadan uzaya baktığımız için, uzaya ilk çıkan insanın kim oluşuna, hangi ulusdan, ülkeden oluşuna önem verebiliyoruz. Fakat giderek, uzaydan dünyaya bakmağa, dünyayı dünyanın dışından görmeğe alışacağız. O zaman dünya bize bir bütün olarak görünecektir.
Uzay sonsuzluğa ve sonsuzluktaki bu imkân tükenmezliğine erişip de hâlâ birbirinin dünya üzerindeki toprağına ve imkânlarına göz dikebilmek, çok geçmeden uluslar için bütün anlamını yitirecektir.
Fethedilebilecek yeni dünyaların sayısızlığı karşısında, uzaydan bir nokta gibi görünen kendi küçücük dünyamız üzerinde fütuhata çıkmanın artık bir değeri kalmayacaktır.
Dünya kendi kendini aşmıştır. İnsanlık da ister istemez, dünya üzerindeki kavgalarını, hesaplaşmalarını aşacaktır.
Sonsuzluğun içinde insanlar ve uluslar, birbirlerini incitmeden, birbirlerinin hürriyetini sınırlamadan yaşamanın artık mümkün olduğunu anlıyacak ve öyle yaşamağa alışacaklardır.
BÜLENT ECEVİT
Kendi kendini aşan dünya
İnsanoğlu dünyanın sınırını aşmış, Ay’a, gezegenlere, yıldızlara gidebilecek duruma ulaşmıştır. İlk olarak bir insan, dünyaya, dünyanın dışından, ötesinden bakabilmiş, onu, uzaydaki sayısız toparlaklardan biri olarak görebilmiştir. Bu mutluluğa ilk eren insanın bir John Smith değil de bir Yuri Gagarin oluşu, olayın önemi yanında önemsizdir. Bilim bugün, Rusya’da da Amerika’da da, hattâ daha küçük birçok ülkelerde de, bir Yuri Gagarin kadar bir John Smith’i de, bir Ahmedi, Mehmedi de, uzaya çıkabilecek, dünyaya dünyanın ötesinden bakabilecek, dünyayı sonsuzluğun içinde sayısız ışıklı noktalardan biri gibi görebilecek duruma getirmiştir.
Önemli olan bilimin bu seviyeye gelişidir, ve bilimin bu seviyeye gelişinde, bütün uygar insanlığın, hattâ, yüzyıllar önce yaşamış ve günün birinde uzaya çıkılabileceğini, Ay’a, gezegenlere, yıldızlara gidilebileceğini belki hayal bile edememiş nice bilginlerin, araştırıcıların, düşünürlerin şeref payı vardır.
Ülkeler arasındaki sınırlar durmaktadır ama, bilim ve teknik bu sınırları aşmıştır.
Onun için, uzaya çıkan ilk insanın bir Rus oluşu ile öğünmek, Rusların elbette hakkıdır ama, bilimde ayni seviyeye erişmiş, teknik imkânlarını belki başka yönlerde kullandıkları, belki ayni yönde ayni derecede iyi plânlayıp kullanamadıkları için, uzaya çıkma yarışında, kimi birkaç ay, kimi birkaç yıl geri kalmış başka bazı ulusların, üzülüp kaygılanmaları, kıskançlık duymaları yersizdir.
Biz hâlâ dünyadan uzaya baktığımız için, uzaya ilk çıkan insanın kim oluşuna, hangi ulusdan, ülkeden oluşuna önem verebiliyoruz. Fakat giderek, uzaydan dünyaya bakmağa, dünyayı dünyanın dışından görmeğe alışacağız. O zaman dünya bize bir bütün olarak görünecektir.
Uzay sonsuzluğa ve sonsuzluktaki bu imkân tükenmezliğine erişip de hâlâ birbirinin dünya üzerindeki toprağına ve imkânlarına göz dikebilmek, çok geçmeden uluslar için bütün anlamını yitirecektir.
Fethedilebilecek yeni dünyaların sayısızlığı karşısında, uzaydan bir nokta gibi görünen kendi küçücük dünyamız üzerinde fütuhata çıkmanın artık bir değeri kalmayacaktır.
Dünya kendi kendini aşmıştır. İnsanlık da ister istemez, dünya üzerindeki kavgalarını, hesaplaşmalarını aşacaktır.
Sonsuzluğun içinde insanlar ve uluslar, birbirlerini incitmeden, birbirlerinin hürriyetini sınırlamadan yaşamanın artık mümkün olduğunu anlıyacak ve öyle yaşamağa alışacaklardır.
Koleksiyon
Alıntı
“Kendi Kendini Aşan Dünya,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1421 ulaşıldı.