Uzak Doğu'da Müşterek Siyasete Doğru
Başlık:
Uzak Doğu'da Müşterek Siyasete Doğru
Kaynak:
Son Havadis, "Dünya Politikası"
Tarih:
1953-02-21
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
Dünya Politikası
Uzak Doğu'da müşterek siyasete doğru
21/2/1953
Yazan: Bülent ECEVİT
17 Şubat günü Birleşik Amerika Başkanı Eisenhower’in ilk basın konferansından sonra,18 Şubat’ta da Dışişleri Bakanı Foster Dulles bir basın konferansı tertiplemiştir.
Her iki basın konferansında da gizli anlaşmaların tanınmaması ve Komünist Çin’e karşı alınacak tedbirler, üzerinde durulan başlıca meseleleri teşkil etmiştir.
Gerek Eisenbower’in gerek Dulles’in bu konferanslarda kullandıkları dilden öyle anlaşılıyor ki, iş başına geçtikleri günlerde Uzak Doğu hakkında açıkladıkları kararlar, şartlar iyice incelenmeden verilmiş kararlardır. Arada geçen kısa zaman, bu şartların, kararları tatbike elverişliliği bakımından daha etraflı olarak incelenmesine imkân vermiş, ve neticede, Amerikan devlet adamları, itidalli bir siyaset gütmek lüzûmuna inanmışlardır.
Dulles’in sözlerinden anlaşıldığına göre, “başka memleketlerin esaretine imkân veren” gizli anlaşma hükümlerinin nasıl reddedilebileceğini formüle edebilmekte bir hayli güçlük çekilmektedir.
Neticede, o anlaşmalar yüzünden şimdi Sovyet bloku içinde kalan topraklar halkına sempati izharı ile ve onları mânen desteklemekle iktifa olunacağı beklenebilir.
Çin’in ablukası konusunda da Amerika’nın daha mutedil bir yol tutmaya karar verdiğini, Eisenhower’den sonra Dulles’in sözleri de teyid etmiştir. Bu konuda, içerde Demokratların, dışarda da İngiliz ve Fransızların tasvibi sağlanmadan kesin tedbirler alınmayacağı anlaşılmış bulunmaktadır.
Amerika, İngiltere ve Fransa’nın Uzak Doğu siyasetlerini koordine etmek için tedbirler alacakları yolunda başka emareler de vardır. Bu arada, Mareşal Juin’in Uzak Doğu gezisi, ve Güney Pasifikte bu üç memleketi de içine alacak bir anlaşma için hazırlıkların gelişmesi dikkati çekmektedir.
Pasifik Güvenlik Paktı Askerî Komitesinin Havai’deki toplantılarına ilk olarak İngiliz ve Fransız müşahitlerin kabûl edilmesi yolunda bir cereyan vardır..
9. Şubat tarihli “Pasifik Güvenlik Paktı” yazımızda belirttiğimiz gibi, ANZUS (Australia - New Zealand - United States) Anlaşması diye anılan bu Pakt, Amerika ile, ikisi de Britanya Milletler Topluluğunda üye bulunan Avustralya ve Yeni Zelanda’yı, askerî bakımdan sıkıca biribirine bağlamakta, Pasifikte herhangi birine bir tecavüz vuku bulduğu zaman, mütecavize karşı müştereken harekete geçmelerini gerektirmektedir.
Pasifik Güvenlik Paktı Konseyinin toplantılarına İngilizlerden müşahit bile kabûl edilmemesi, İngiltere'de bir hayli endişe ve sinirlilik yaratmaya başlamıştı.
İngiltere’nin kaygılanmakta haksız olmadığını, Avustralya’nın son günlerde takındığı tavır da göstermiştir.
Eisenhower’in Komünist Çin’e karşı gütmeye hazırlandığı siyaset bütün İngiltere’de tepkiler uyandırdığı hâlde, Avustralya hükümeti basını bu konuda açıktan açığa Eisenhower’i desteklemiştir.
Avustralya’nın böyle bir vaziyet alması, İngiltere'yi de, Uzak Doğuda alınacak tedbirler meselesinde Amerikan görüşüne tavizlerde bulunmaya mecbur bırakabilir.
İngilizlerin tavizleri, Komünist Çin’e stratejik malzeme göndermekten vaz geçecek dereceyi bulursa, görünüşe göre Amerika, hiç değilse şimdilik tatmin edilmiş olacak, ve Çin’in ablukasını ileri götürmekten kaçınacaktır.
Uzak Doğu'da müşterek siyasete doğru
21/2/1953
Yazan: Bülent ECEVİT
17 Şubat günü Birleşik Amerika Başkanı Eisenhower’in ilk basın konferansından sonra,18 Şubat’ta da Dışişleri Bakanı Foster Dulles bir basın konferansı tertiplemiştir.
Her iki basın konferansında da gizli anlaşmaların tanınmaması ve Komünist Çin’e karşı alınacak tedbirler, üzerinde durulan başlıca meseleleri teşkil etmiştir.
Gerek Eisenbower’in gerek Dulles’in bu konferanslarda kullandıkları dilden öyle anlaşılıyor ki, iş başına geçtikleri günlerde Uzak Doğu hakkında açıkladıkları kararlar, şartlar iyice incelenmeden verilmiş kararlardır. Arada geçen kısa zaman, bu şartların, kararları tatbike elverişliliği bakımından daha etraflı olarak incelenmesine imkân vermiş, ve neticede, Amerikan devlet adamları, itidalli bir siyaset gütmek lüzûmuna inanmışlardır.
Dulles’in sözlerinden anlaşıldığına göre, “başka memleketlerin esaretine imkân veren” gizli anlaşma hükümlerinin nasıl reddedilebileceğini formüle edebilmekte bir hayli güçlük çekilmektedir.
Neticede, o anlaşmalar yüzünden şimdi Sovyet bloku içinde kalan topraklar halkına sempati izharı ile ve onları mânen desteklemekle iktifa olunacağı beklenebilir.
Çin’in ablukası konusunda da Amerika’nın daha mutedil bir yol tutmaya karar verdiğini, Eisenhower’den sonra Dulles’in sözleri de teyid etmiştir. Bu konuda, içerde Demokratların, dışarda da İngiliz ve Fransızların tasvibi sağlanmadan kesin tedbirler alınmayacağı anlaşılmış bulunmaktadır.
Amerika, İngiltere ve Fransa’nın Uzak Doğu siyasetlerini koordine etmek için tedbirler alacakları yolunda başka emareler de vardır. Bu arada, Mareşal Juin’in Uzak Doğu gezisi, ve Güney Pasifikte bu üç memleketi de içine alacak bir anlaşma için hazırlıkların gelişmesi dikkati çekmektedir.
Pasifik Güvenlik Paktı Askerî Komitesinin Havai’deki toplantılarına ilk olarak İngiliz ve Fransız müşahitlerin kabûl edilmesi yolunda bir cereyan vardır..
9. Şubat tarihli “Pasifik Güvenlik Paktı” yazımızda belirttiğimiz gibi, ANZUS (Australia - New Zealand - United States) Anlaşması diye anılan bu Pakt, Amerika ile, ikisi de Britanya Milletler Topluluğunda üye bulunan Avustralya ve Yeni Zelanda’yı, askerî bakımdan sıkıca biribirine bağlamakta, Pasifikte herhangi birine bir tecavüz vuku bulduğu zaman, mütecavize karşı müştereken harekete geçmelerini gerektirmektedir.
Pasifik Güvenlik Paktı Konseyinin toplantılarına İngilizlerden müşahit bile kabûl edilmemesi, İngiltere'de bir hayli endişe ve sinirlilik yaratmaya başlamıştı.
İngiltere’nin kaygılanmakta haksız olmadığını, Avustralya’nın son günlerde takındığı tavır da göstermiştir.
Eisenhower’in Komünist Çin’e karşı gütmeye hazırlandığı siyaset bütün İngiltere’de tepkiler uyandırdığı hâlde, Avustralya hükümeti basını bu konuda açıktan açığa Eisenhower’i desteklemiştir.
Avustralya’nın böyle bir vaziyet alması, İngiltere'yi de, Uzak Doğuda alınacak tedbirler meselesinde Amerikan görüşüne tavizlerde bulunmaya mecbur bırakabilir.
İngilizlerin tavizleri, Komünist Çin’e stratejik malzeme göndermekten vaz geçecek dereceyi bulursa, görünüşe göre Amerika, hiç değilse şimdilik tatmin edilmiş olacak, ve Çin’in ablukasını ileri götürmekten kaçınacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Uzak Doğu'da Müşterek Siyasete Doğru,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 7 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1403 ulaşıldı.