Demokrasi Her Şeyden Üstündür
Başlık:
Demokrasi Her Şeyden Üstündür
Kaynak:
Halkçı, "Amerika'dan Mektuplar", ss. 5, 7
Tarih:
1955-03-03
Lokasyon:
Milli Kütüphane
Metin:
Amerika’dan Mektuplar:
Demokrasi her şeyden üstündür
Amerika’da zenci meselesini ortadan kaldırmak için eğitim ve telkine o kadar önem ve hız veriliyor ki beklendiğinden daha da kısa bir zamanda gayeye ulaşılabilir.
Yazan:Bülent ECEVİT
BİR gece yarısından sonra, kafaların en çok aydınlanıp içlerin en çok açığa, vurulduğu ve duyguların gerginleştiği saatlerde, bir evde birkaç beyaz Amerikalı ile toplanmış zenci meselesini konuşuyorduk.
Bir genç kadın ağlamağa başladı:
— Öyle istiyorum ki günün birinde bu memlekette zenciler bizden daha çok ve daha kuvvetli olsunlar ve kendilerine yaptıklarımızın intikamını alabilsinler; dedi, çünkü bizim günahlarımız ancak öylelikle affedilebilir.
VİNSTON - Salem'den ayrılacağım gün, beni misafir eden gazetede, 3 aylık intıbalarımı belirten son yazım çıkmıştı. Bu uzun yazının büyük bir kısmında, acı bir dille, zencilerin durumu hakkınca düşündüklerimi yazmıştım. Bir Amerikalı gazeteci benim gibi dâvetli olarak Türkiye’ye gelse de bir Türk gazetesinde bu kadar ağır bir tenkid yazısı yazsa idi, başına neler gelirdi, düşünmeğe değer.
Fakat beni öyle bir yazı yazmağa, zenci meselesine dair düşüncelerimi istediğim kadar acı bir dille belirtmeye bızzat Amerikalı beyazlar teşvik etmişlerdi. Hattâ, makalenin çıktığı gün, hareket etmeden önce gördüğüm tanıdıklar, daha sonra da arkamdan mektup yollayanlar, bu konuda o kadar acı yazdığım için teşekkür ettiler.
Yazının bir yerinde, Winston - Salem’deki bir lise gazetesinin bir başyazısından da birkaç paragraf almıştım.
Bu başyazıda. liseli öğrenci, zenci çocukları kabul etmiyen okullara makûl fakat çok ağır dille hücum ediyordu. Ve bu gazetenin çıktığı, bu gazetedeki başyazıyı yazan çocuğun okuduğu lise, zencileri kabul etmeyen bir özel okuldu.
Her şeyin üstünde demokrasi
DUYGULARIN açığa vurulduğu bir gece saatinde ağlıyarak, «zenciler çoğalıp kuvvetlenseler de bizden intikam alsalar» diye dua eden genç kadının, beni zenci meselesinde en ağır tenkidlerde bulunmağa teşvik edip sonra bu tenkidlerim için bana teşekkür eden insanların ve okul idaresine, zencileri kabul etmediği için o okulun gazetesinde ağır bir dille hücum edebilen çocuğun yaşadığı bir memlekette, nasıl olup da böyle bir mesele hâlâ devam edebiliyor?
Bu konuyu inceliyen Amerikalılara sorarsanız birçok sosyal ve ekonomik faktörler sıralarlar. Bu faktörler genelleştirilip iki cümlede özetleneilir:
Birincisi, bütün Amerikalılar o ağlayan kadın, o tenkid isteyen insanlar ve o kendi okul ıdaresini tenkid eden genç bir değiller.
İkincisi, Amerika’da demokrasi öylesine tam, öylesine kesin işliyor ki, hiçbir şey, bazan en yerinde bir düşünce bile çoğunluğa zorla kabul ettirilemiyor.
Nitekim Amerika’nın bazı bölgelerinde, meselâ Kuzey eyaletlerinde, zenci meselesi hemen yok denebilecek dereceye indiği halde, Güneyde hâl en büyük mesele olarak ortada duruyor. Güneydeki çoğunluk da, Kuzey’deki çoğunluk gibi, «eşit, fakat ayrı» nın yanlışığına, kötülüğüne anmadıkça, kanunları da âdet ve müesseseleri de değiştirmenin yolu yok.
VVinston - Salem’da kaldığım 3 ay içinde zenci meselesi yüzünden utanç duymayan tek bir aydın Amerikalıya rastlamadım.
Ama burası; gangsterlerin bile hapishanede çıkardıkları isyanı birçok devletlere örnek olabilecek kadar demokratik usullerle idare ettikleri bir memleket. Burada, demokratik usullerden başka usuller öylesine ölüme mahkûm ki, konuştuğum hiçbir Amerikalı aydın, zenci meselesini bir an önce ortadan kaldırabilmek için kestirme bir yol düşünemiyordu. Amerika’da bu meseleyi ortadan kaldırmanın, çoğunluğu buna kandırmaktan başka yolu yok. Bu da ancak eğitim ve telkinle olabilecek.
Şimdi Amerika’da, bu meselenin ortadan kaldırılması gayesine yönelmiş eğitim ve telkine o kadar önem ve hız veriliyor ki, beklendiğinin daha kısa bir zamanda da gayeye ulaşılabilir.
Bu mesele ortadan kalktığı gün, Amerika, hür dünyaya çok daha fazla yardımı dokunabilecek bir duruma gelmiş olacak...
Demokrasi her şeyden üstündür
Amerika’da zenci meselesini ortadan kaldırmak için eğitim ve telkine o kadar önem ve hız veriliyor ki beklendiğinden daha da kısa bir zamanda gayeye ulaşılabilir.
Yazan:Bülent ECEVİT
BİR gece yarısından sonra, kafaların en çok aydınlanıp içlerin en çok açığa, vurulduğu ve duyguların gerginleştiği saatlerde, bir evde birkaç beyaz Amerikalı ile toplanmış zenci meselesini konuşuyorduk.
Bir genç kadın ağlamağa başladı:
— Öyle istiyorum ki günün birinde bu memlekette zenciler bizden daha çok ve daha kuvvetli olsunlar ve kendilerine yaptıklarımızın intikamını alabilsinler; dedi, çünkü bizim günahlarımız ancak öylelikle affedilebilir.
VİNSTON - Salem'den ayrılacağım gün, beni misafir eden gazetede, 3 aylık intıbalarımı belirten son yazım çıkmıştı. Bu uzun yazının büyük bir kısmında, acı bir dille, zencilerin durumu hakkınca düşündüklerimi yazmıştım. Bir Amerikalı gazeteci benim gibi dâvetli olarak Türkiye’ye gelse de bir Türk gazetesinde bu kadar ağır bir tenkid yazısı yazsa idi, başına neler gelirdi, düşünmeğe değer.
Fakat beni öyle bir yazı yazmağa, zenci meselesine dair düşüncelerimi istediğim kadar acı bir dille belirtmeye bızzat Amerikalı beyazlar teşvik etmişlerdi. Hattâ, makalenin çıktığı gün, hareket etmeden önce gördüğüm tanıdıklar, daha sonra da arkamdan mektup yollayanlar, bu konuda o kadar acı yazdığım için teşekkür ettiler.
Yazının bir yerinde, Winston - Salem’deki bir lise gazetesinin bir başyazısından da birkaç paragraf almıştım.
Bu başyazıda. liseli öğrenci, zenci çocukları kabul etmiyen okullara makûl fakat çok ağır dille hücum ediyordu. Ve bu gazetenin çıktığı, bu gazetedeki başyazıyı yazan çocuğun okuduğu lise, zencileri kabul etmeyen bir özel okuldu.
Her şeyin üstünde demokrasi
DUYGULARIN açığa vurulduğu bir gece saatinde ağlıyarak, «zenciler çoğalıp kuvvetlenseler de bizden intikam alsalar» diye dua eden genç kadının, beni zenci meselesinde en ağır tenkidlerde bulunmağa teşvik edip sonra bu tenkidlerim için bana teşekkür eden insanların ve okul idaresine, zencileri kabul etmediği için o okulun gazetesinde ağır bir dille hücum edebilen çocuğun yaşadığı bir memlekette, nasıl olup da böyle bir mesele hâlâ devam edebiliyor?
Bu konuyu inceliyen Amerikalılara sorarsanız birçok sosyal ve ekonomik faktörler sıralarlar. Bu faktörler genelleştirilip iki cümlede özetleneilir:
Birincisi, bütün Amerikalılar o ağlayan kadın, o tenkid isteyen insanlar ve o kendi okul ıdaresini tenkid eden genç bir değiller.
İkincisi, Amerika’da demokrasi öylesine tam, öylesine kesin işliyor ki, hiçbir şey, bazan en yerinde bir düşünce bile çoğunluğa zorla kabul ettirilemiyor.
Nitekim Amerika’nın bazı bölgelerinde, meselâ Kuzey eyaletlerinde, zenci meselesi hemen yok denebilecek dereceye indiği halde, Güneyde hâl en büyük mesele olarak ortada duruyor. Güneydeki çoğunluk da, Kuzey’deki çoğunluk gibi, «eşit, fakat ayrı» nın yanlışığına, kötülüğüne anmadıkça, kanunları da âdet ve müesseseleri de değiştirmenin yolu yok.
VVinston - Salem’da kaldığım 3 ay içinde zenci meselesi yüzünden utanç duymayan tek bir aydın Amerikalıya rastlamadım.
Ama burası; gangsterlerin bile hapishanede çıkardıkları isyanı birçok devletlere örnek olabilecek kadar demokratik usullerle idare ettikleri bir memleket. Burada, demokratik usullerden başka usuller öylesine ölüme mahkûm ki, konuştuğum hiçbir Amerikalı aydın, zenci meselesini bir an önce ortadan kaldırabilmek için kestirme bir yol düşünemiyordu. Amerika’da bu meseleyi ortadan kaldırmanın, çoğunluğu buna kandırmaktan başka yolu yok. Bu da ancak eğitim ve telkinle olabilecek.
Şimdi Amerika’da, bu meselenin ortadan kaldırılması gayesine yönelmiş eğitim ve telkine o kadar önem ve hız veriliyor ki, beklendiğinin daha kısa bir zamanda da gayeye ulaşılabilir.
Bu mesele ortadan kalktığı gün, Amerika, hür dünyaya çok daha fazla yardımı dokunabilecek bir duruma gelmiş olacak...
Koleksiyon
Alıntı
“Demokrasi Her Şeyden Üstündür,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/14 ulaşıldı.