Yolundan Şaşmayan İhtilâl
Başlık:
Yolundan Şaşmayan İhtilâl
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2
Tarih:
1961-05-14
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Yolundan şaşmayan ihtilâl
GÜRSEL: «GAYEMİZ BİR AN EVVEL TEMİNATLI VE SAĞLAM BİR HUKUK NİZAMINA KAVUŞMAKTIR BU YOLDA BİZE MÂNİ OLACAKLARA AMAN VERMİYECEĞİZ. ŞİMDİLİK PARTİ KAPATMAK HUSUSUNDA BİR ŞEY DÜŞÜNMÜYORUZ. BU HAREKETLER SEÇİM TARİHİNİN GECİKTİRİLMESİNE SEBEP TEŞKİL ETMEZ. BİZ SEÇİM İÇİN TEMİZ ZEMİN BULACAĞIMIZA VE SEÇİME GİDECEĞİMİZE İNANIYORUZ.»
Sayın Cemal Gürselin, dünkü basın toplantısında bir soruya cevap olarak söylediği bu sözler, memlekette huzursuzluk yaratmağa çalışanlara, en ileri şiddet tedbirlerinin verebileceğinden daha çok umutsuzluk vermiş olsa gerektir. Bu sözlerde, kendi kendine ve ulusa güvenin, sözüne bağlılığın, doğru bildiği yola yürüme azminin yenilmez gücü vardır.
Gayrı meşru emellerini, iktidarın bütün imkânlarına sahipken bile Türk ulusuna kabul ettiremiyenlerin, bugün, İhtilâl idaresi altında, ya da yayarın, normal demokratik düzene geçildikten sonra, sabotaj veya darbe teşebbüsleriyle bu emellerini gerçekleştirebileceklerine ihtimal verilemez. Türk Devleti, bir kaç maceracının heves veya tertipleriyle el ve yön değiştirebilecek köksüz, temelsiz devletlerden değildir. Türk toplumunun yapısı, Türk Devletinin kuruluşu, Türk halkının toplum ve devlet anlayışı, bu memlekette, Güney Amerika veya Ortadoğu tipi maceracılar için en elverişsiz bir ortam meydana getirmektedir. Türkiye’de bir devrim veya ihtilâl hareketi, ancak devlet ve toplum için kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelirse gerçekleşebilir. Nitekim 27 Mayıs İhtilâli de başında, Türk halkının içinden doğmuş, Türk halkının isteklerini bilen Türk Ordusu bulunduğu için ve gerekliliği ve meşruluğu kamu vicdanında onaylandığı için başarıya ulaşabilmiştir.
Bugün meydana çıkarılmakta olan tertiplerin binde biri kadarını sadece vehmetmek veya kendi kafalarında uydurmak, düşük iktidarın, demokratik rejime son verme isteği için mazeret teşkil etmeğe yeterdi. Fakat bugün meydana çıkarılmakta olan tertipler, İhtilâl idaresinin, demokratik rejimi en kısa zamanda kurma azmini sarsacak bir tereddüt bile yaratamamaktadır.
Devlet ve Hükümet Başkanı Sayın Cemal Gürsel, meydana çıkarılan tertiplerin, seçimleri geciktirmek, normal demokratik düzene geçiş tarihini ileri atmak şöyle dursun, rejim aleydarlarını saflarında toplamağa çalışan bir partinin kapatılması için bile sebep sayılamıyacağını belirtmiştir. Bir parti adı söylenerek sorulan bu yoldaki bir soruyu, «şimdilik parti kapatmak diye bir şey düşünmüyoruz» diye cevaplandırmıştır.
İhtilâl idaresi, böyle bir şeyi, yalnız «şimdilik» »değil, öyle inanıyoruz ki, şimdiden sonra da düşünmeyecektir; düşünmeğe lüzum görmeyecektir.
Zaten tek bir partiyi kapatmakla ne çıkar?.. Basın konferansından bir gün önceki demecinde gene Sayın Gürsel'in de belirttiği gibi, intikam almak veya İhtilâlle yitirdikleri gayrımeşru menfaatlere yeniden kavuşmak hayalleriyle yaşayanlara kapılarını açan, bir tek parti değildir. Böylelerini saflarına çekmek, başlarına geçirmek için yarışa girmiş partiler vardır.
Bu, o partilerin gücünü değil zaafını, büyüklüğünü değil, küçüklüğünü gösterir. İhtilâli destekleyen ve İhtilâlin ülküsünü benimseyen büyük halk çoğunluğuna hitab edemiyecek, güven veremiyecek kadar zavallı oldukları, yapıcılıktan yoksun bulundukları içindir ki, bütün umutlarını, toplumun mahkûm ettiği bazı kimselerin hayal kırıklığına ve intikam duygularına bağlamışlardır.
Bunun için parti kapatmağa değer mi?
Sayın Gürsel'in dediği gibi, bu partilerin bir güç kaynağı olarak saflarında toplamağa çalıştıkları kimseler, «büyük çoğunluğu temiz ve vatanperver olan eski Demokrat Partililer» değil, «âmme vicdanında mahkûm ve mücrim» durumuna düşmüş kimselerdir; «bunları cemiyet cezalandırmalı, millî meselelerimizde söz sahibi olmalarına asla müsaade etmemelidir.»
Bunları cemiyet cezalandırmayacak olduktan sonra, bunların millî meselelerimizde söz sahibi olmalarına cemiyet müsaade edecek olduktan sonra, böylelerini saflarında toplayan partileri kapatmak veya böylelerinin siyasetle ilgilenmelerini yasak etmeğe kalkışmak zaten bir işe yaramazdı!.
İhtilâlin amacına doğru yılmadan, duraklamadan yürüyüp yürümemek, seçimleri zamanında yapıp yapmamak, «teminatlı ve sağlam hir hukuk nizamını» bir an önce kurup kurmamak, aslında. Türk Ulusuna inanıp inanmamak meselesidir.
İhtilâl idaresinin önderi, Devlet ve hükümet Başkanı Cemal Gürsel, daha önceki bütün demeçlerinde olduğu gibi, dünkü ve Cuma günkü demeçlerinde de, ulusuna inanan, gücünü bu inanıştan alan hir insanın huzur ve güvenliği içinde konuşmuştur.
BÜLENT ECEVİT
Yolundan şaşmayan ihtilâl
GÜRSEL: «GAYEMİZ BİR AN EVVEL TEMİNATLI VE SAĞLAM BİR HUKUK NİZAMINA KAVUŞMAKTIR BU YOLDA BİZE MÂNİ OLACAKLARA AMAN VERMİYECEĞİZ. ŞİMDİLİK PARTİ KAPATMAK HUSUSUNDA BİR ŞEY DÜŞÜNMÜYORUZ. BU HAREKETLER SEÇİM TARİHİNİN GECİKTİRİLMESİNE SEBEP TEŞKİL ETMEZ. BİZ SEÇİM İÇİN TEMİZ ZEMİN BULACAĞIMIZA VE SEÇİME GİDECEĞİMİZE İNANIYORUZ.»
Sayın Cemal Gürselin, dünkü basın toplantısında bir soruya cevap olarak söylediği bu sözler, memlekette huzursuzluk yaratmağa çalışanlara, en ileri şiddet tedbirlerinin verebileceğinden daha çok umutsuzluk vermiş olsa gerektir. Bu sözlerde, kendi kendine ve ulusa güvenin, sözüne bağlılığın, doğru bildiği yola yürüme azminin yenilmez gücü vardır.
Gayrı meşru emellerini, iktidarın bütün imkânlarına sahipken bile Türk ulusuna kabul ettiremiyenlerin, bugün, İhtilâl idaresi altında, ya da yayarın, normal demokratik düzene geçildikten sonra, sabotaj veya darbe teşebbüsleriyle bu emellerini gerçekleştirebileceklerine ihtimal verilemez. Türk Devleti, bir kaç maceracının heves veya tertipleriyle el ve yön değiştirebilecek köksüz, temelsiz devletlerden değildir. Türk toplumunun yapısı, Türk Devletinin kuruluşu, Türk halkının toplum ve devlet anlayışı, bu memlekette, Güney Amerika veya Ortadoğu tipi maceracılar için en elverişsiz bir ortam meydana getirmektedir. Türkiye’de bir devrim veya ihtilâl hareketi, ancak devlet ve toplum için kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelirse gerçekleşebilir. Nitekim 27 Mayıs İhtilâli de başında, Türk halkının içinden doğmuş, Türk halkının isteklerini bilen Türk Ordusu bulunduğu için ve gerekliliği ve meşruluğu kamu vicdanında onaylandığı için başarıya ulaşabilmiştir.
Bugün meydana çıkarılmakta olan tertiplerin binde biri kadarını sadece vehmetmek veya kendi kafalarında uydurmak, düşük iktidarın, demokratik rejime son verme isteği için mazeret teşkil etmeğe yeterdi. Fakat bugün meydana çıkarılmakta olan tertipler, İhtilâl idaresinin, demokratik rejimi en kısa zamanda kurma azmini sarsacak bir tereddüt bile yaratamamaktadır.
Devlet ve Hükümet Başkanı Sayın Cemal Gürsel, meydana çıkarılan tertiplerin, seçimleri geciktirmek, normal demokratik düzene geçiş tarihini ileri atmak şöyle dursun, rejim aleydarlarını saflarında toplamağa çalışan bir partinin kapatılması için bile sebep sayılamıyacağını belirtmiştir. Bir parti adı söylenerek sorulan bu yoldaki bir soruyu, «şimdilik parti kapatmak diye bir şey düşünmüyoruz» diye cevaplandırmıştır.
İhtilâl idaresi, böyle bir şeyi, yalnız «şimdilik» »değil, öyle inanıyoruz ki, şimdiden sonra da düşünmeyecektir; düşünmeğe lüzum görmeyecektir.
Zaten tek bir partiyi kapatmakla ne çıkar?.. Basın konferansından bir gün önceki demecinde gene Sayın Gürsel'in de belirttiği gibi, intikam almak veya İhtilâlle yitirdikleri gayrımeşru menfaatlere yeniden kavuşmak hayalleriyle yaşayanlara kapılarını açan, bir tek parti değildir. Böylelerini saflarına çekmek, başlarına geçirmek için yarışa girmiş partiler vardır.
Bu, o partilerin gücünü değil zaafını, büyüklüğünü değil, küçüklüğünü gösterir. İhtilâli destekleyen ve İhtilâlin ülküsünü benimseyen büyük halk çoğunluğuna hitab edemiyecek, güven veremiyecek kadar zavallı oldukları, yapıcılıktan yoksun bulundukları içindir ki, bütün umutlarını, toplumun mahkûm ettiği bazı kimselerin hayal kırıklığına ve intikam duygularına bağlamışlardır.
Bunun için parti kapatmağa değer mi?
Sayın Gürsel'in dediği gibi, bu partilerin bir güç kaynağı olarak saflarında toplamağa çalıştıkları kimseler, «büyük çoğunluğu temiz ve vatanperver olan eski Demokrat Partililer» değil, «âmme vicdanında mahkûm ve mücrim» durumuna düşmüş kimselerdir; «bunları cemiyet cezalandırmalı, millî meselelerimizde söz sahibi olmalarına asla müsaade etmemelidir.»
Bunları cemiyet cezalandırmayacak olduktan sonra, bunların millî meselelerimizde söz sahibi olmalarına cemiyet müsaade edecek olduktan sonra, böylelerini saflarında toplayan partileri kapatmak veya böylelerinin siyasetle ilgilenmelerini yasak etmeğe kalkışmak zaten bir işe yaramazdı!.
İhtilâlin amacına doğru yılmadan, duraklamadan yürüyüp yürümemek, seçimleri zamanında yapıp yapmamak, «teminatlı ve sağlam hir hukuk nizamını» bir an önce kurup kurmamak, aslında. Türk Ulusuna inanıp inanmamak meselesidir.
İhtilâl idaresinin önderi, Devlet ve hükümet Başkanı Cemal Gürsel, daha önceki bütün demeçlerinde olduğu gibi, dünkü ve Cuma günkü demeçlerinde de, ulusuna inanan, gücünü bu inanıştan alan hir insanın huzur ve güvenliği içinde konuşmuştur.
Koleksiyon
Alıntı
“Yolundan Şaşmayan İhtilâl,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1375 ulaşıldı.