"Vatan Cepheli" Yok, Vatandaş Var!
Title:
"Vatan Cepheli" Yok, Vatandaş Var!
Source:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2
Date:
1961-02-28
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Text:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
"Vatan cepheli,, yok, vatandaş var!
Bugün Türkiye'de bir ihtilâl rejimi vardır. İhtilâl idaresinin elinde inkılâp mahkemeleri kurma yetkisi; ayrıca, Ankara ile İstanbul'da sıkı yönetim vardır. 9 ay önce ihtilâlle devrilen eski iktidar sorumlularının titizlikle yürütülen yargılanması henüz bitmemiştir.
Bütün bunlara rağmen Türk halkı bugün, ihtilâlden önceki sözde demokratik idarenin son yıllarında olduğundan çok daha hürdür. İhtilâl idaresinin bütün icraatı basında ve Kurucu Mecliste, evlerde, çarşıda, serbestçe tenkid edilebilmektedir. Gazeteler en ileri protesto hareketlerinde bulunabilmektedirler. Meslek toplantılarında, bazı karar ve kanunlara, Demokrat Parti iktidarı sırasında görülmemiş bir açıklıkla hücumlarda bulunulabilmektedir. İhtilâlle devrilen eski iktidar partisinin, belirli bir ölçü üstünde sorumluluğa katılmış olanlardan başka bütün üyeleri serbesttirler, ve 27 Mayısa kadar ezilmelerine, zulüm edilmelerine, yardım ettikleri veya seyirci kaldıkları yurttaşlarla eşit haklara sahiptirler.
Bu kadar liberal bir ihtilâl rejimine tarihte bir örnek daha bulunamasa gerek.
Başka türlüsü bugünün Türkiyesinde zaten yürüyemezdi. İhtilâl rejiminin bu kadar liberal olmasını, bilhassa 13 Kasım 1960 dan sonra iş başında kalan ihtilâl idarecilerinin iyiniyetliliği, demokrasi ülküsüne samimiyetle bağlılığı kadar, Türk halkının daha az liberal bir rejimle yetinemiyecek bir seviyeye erişmiş olması da sağlamıştır.
Fakat bir kısım eski Demokrat Partililer gene de şikâyetçidirler. Hem de hürriyetsizlikten şikâyetçidir... Daha 10 ay önce, İstanbul, Ankara sokaklarında «hürriyet» diyenin kurşunlandığı günlerde susanlar, hattâ «hürriyet» diyenleri kurşunlatanlara alkış tutanlar, bu günlerde hürriyetsizlikten şikâyetçi...
Bu kadar «Demokrat Partili» varmış memlekette, fakat hiç biri «Ben Demokrat Partiliyim» diyemiyormuş! Oysa kendileri «demokrasiyi seven insanlar»mış! Bu durumda nasıl «hürriyet var» diyebilirlermiş?..
Şikâyetçilerden biri, yazdığı imzasız mektupta, hürriyetsizlik duygusunu böyle belirtiyor.
«Demokrasiyi seven» bu kimseler, demokrasiye öldürücü darbe indirilirken, «hürriyet» diyenler kurşunlanırken bile göz yummuşlar, susmuşlar, alkış tutmuşlardı...
Fakat bütün bunlar unutulur! Yeter ki kendileri «Demokrat Partili» liği unutsunlar! «Demokrat Partili» liği unutup sadece birer vatandaş olsunlar! Vatandaşlıkla yetinip, bir de üstüne «Vatan Cepheli» liğin, artık kapanan bir devirde kalmış imtiyazlarını, dokunulmazlığını özlemesinler!
Nasıl Cumhuriyetle pıdişahların saltanatı yıkıldı ise, 27 Mayıs Devrimi ile de «Demokrat Parti» nin saltanatı yıklımış, ve «Demokrat Parti» kapanmıştır. Demokrasiyi sona erdirmek istediği için kapanmıştır. Kanunla kapanmıştır. Hizmet gücünü de, yaşama gücünü de yitirdiği için kapanabilmiştir. Onun böylesine kapanacak duruma düşmesini önlemek için zamanında parmaklarını kıpırdatmıyanlar, bugün «Demokrat Partiliyim» diyebilme hürriyetini isteyememezler. Nasıl bir zamanlar «Ben padişahçıyım» diyebilme hürriyetinin kalkması Cumhuriyetin bir teminatı olmuşsa, bugün de «Ben Demokrat Partiliyim» diyebilme hürriyetinin kalkması, hürriyet ve demokrasinin bir teminatıdır. Eğer Cumhuriyetten sonra bir kısım vatandaşlar, kendilerini hâlâ Padişahın tebaası saysalardı, kendileri de Türkiye de huzura kavuşabilir miydi? Bir ihtilâl olduktan, Demokrat Parti saltanatı yıkılıp Demokrat Parti kapandıktan sonra, bazı kimselerin hâlâ «Ben Demokrat Partiliyim» demekte direnmeleri, Devlet için, fakat daha önce kendileri için, o kadar huzursuzluk verici bir durum yaratacaktır.
Fakat bu direnmeden henüz vaz geçemeyişlerinin bütün günahını kendilerine yüklemekte haksızlık olur. Bunun asıl günahı, siyasette kendileri bir varlık ve şahsiyet gösteremedikleri için eski «Demokrat Parti» oylarının mirasçısı olmağa heves edenlerdedir. Eski «Demokrat Parti» lileri «Demokrat Partilili» ği unutmamağa teşvik eden onlardır; «Demokrat Parti» oylarını siyaset alanında açık arttırmaya çıkarmak isteyenlerdir. «Demokrat Partili»liği bir kısım vatandaşların içinde bir kompleks haline onlar getirmektedirler.
Birer vatandaş olarak huzura kavuşabilmek, hürriyetin varlığını duyabilmek için, eski «D.P.» liler, eski «V.C.» liler, 10 yıllık bir karanlık geçmişle bağlarını koparmalıdırlar! Kendilerini o karanlık geçmişe zorla bağlı tutarak istismar etmek isteyenlerin tuzağından kurtulmalıdırlar! O zaman eşitliğin ve eşitlik içinde hürriyetin tadına varacaklardır. Yeni yollar açılacaktır önlerinde: Bu yollardan dilediklerini seçeceklerdir. Gizli tertiplerle, sabotaj teşebbüsleriyle, ya da imzasız mektuplarla değil, açıktan ortaya çıkıp, adıyla sanıyla birer vatandaş olarak, dilerlerse gene karşımıza geçebileceklerdir.
Yeter ki «Vatan Cepheli» liği unutup, vatandaşlıklarını hatırlayabilsinler!
BÜLENT ECEVİT
"Vatan cepheli,, yok, vatandaş var!
Bugün Türkiye'de bir ihtilâl rejimi vardır. İhtilâl idaresinin elinde inkılâp mahkemeleri kurma yetkisi; ayrıca, Ankara ile İstanbul'da sıkı yönetim vardır. 9 ay önce ihtilâlle devrilen eski iktidar sorumlularının titizlikle yürütülen yargılanması henüz bitmemiştir.
Bütün bunlara rağmen Türk halkı bugün, ihtilâlden önceki sözde demokratik idarenin son yıllarında olduğundan çok daha hürdür. İhtilâl idaresinin bütün icraatı basında ve Kurucu Mecliste, evlerde, çarşıda, serbestçe tenkid edilebilmektedir. Gazeteler en ileri protesto hareketlerinde bulunabilmektedirler. Meslek toplantılarında, bazı karar ve kanunlara, Demokrat Parti iktidarı sırasında görülmemiş bir açıklıkla hücumlarda bulunulabilmektedir. İhtilâlle devrilen eski iktidar partisinin, belirli bir ölçü üstünde sorumluluğa katılmış olanlardan başka bütün üyeleri serbesttirler, ve 27 Mayısa kadar ezilmelerine, zulüm edilmelerine, yardım ettikleri veya seyirci kaldıkları yurttaşlarla eşit haklara sahiptirler.
Bu kadar liberal bir ihtilâl rejimine tarihte bir örnek daha bulunamasa gerek.
Başka türlüsü bugünün Türkiyesinde zaten yürüyemezdi. İhtilâl rejiminin bu kadar liberal olmasını, bilhassa 13 Kasım 1960 dan sonra iş başında kalan ihtilâl idarecilerinin iyiniyetliliği, demokrasi ülküsüne samimiyetle bağlılığı kadar, Türk halkının daha az liberal bir rejimle yetinemiyecek bir seviyeye erişmiş olması da sağlamıştır.
Fakat bir kısım eski Demokrat Partililer gene de şikâyetçidirler. Hem de hürriyetsizlikten şikâyetçidir... Daha 10 ay önce, İstanbul, Ankara sokaklarında «hürriyet» diyenin kurşunlandığı günlerde susanlar, hattâ «hürriyet» diyenleri kurşunlatanlara alkış tutanlar, bu günlerde hürriyetsizlikten şikâyetçi...
Bu kadar «Demokrat Partili» varmış memlekette, fakat hiç biri «Ben Demokrat Partiliyim» diyemiyormuş! Oysa kendileri «demokrasiyi seven insanlar»mış! Bu durumda nasıl «hürriyet var» diyebilirlermiş?..
Şikâyetçilerden biri, yazdığı imzasız mektupta, hürriyetsizlik duygusunu böyle belirtiyor.
«Demokrasiyi seven» bu kimseler, demokrasiye öldürücü darbe indirilirken, «hürriyet» diyenler kurşunlanırken bile göz yummuşlar, susmuşlar, alkış tutmuşlardı...
Fakat bütün bunlar unutulur! Yeter ki kendileri «Demokrat Partili» liği unutsunlar! «Demokrat Partili» liği unutup sadece birer vatandaş olsunlar! Vatandaşlıkla yetinip, bir de üstüne «Vatan Cepheli» liğin, artık kapanan bir devirde kalmış imtiyazlarını, dokunulmazlığını özlemesinler!
Nasıl Cumhuriyetle pıdişahların saltanatı yıkıldı ise, 27 Mayıs Devrimi ile de «Demokrat Parti» nin saltanatı yıklımış, ve «Demokrat Parti» kapanmıştır. Demokrasiyi sona erdirmek istediği için kapanmıştır. Kanunla kapanmıştır. Hizmet gücünü de, yaşama gücünü de yitirdiği için kapanabilmiştir. Onun böylesine kapanacak duruma düşmesini önlemek için zamanında parmaklarını kıpırdatmıyanlar, bugün «Demokrat Partiliyim» diyebilme hürriyetini isteyememezler. Nasıl bir zamanlar «Ben padişahçıyım» diyebilme hürriyetinin kalkması Cumhuriyetin bir teminatı olmuşsa, bugün de «Ben Demokrat Partiliyim» diyebilme hürriyetinin kalkması, hürriyet ve demokrasinin bir teminatıdır. Eğer Cumhuriyetten sonra bir kısım vatandaşlar, kendilerini hâlâ Padişahın tebaası saysalardı, kendileri de Türkiye de huzura kavuşabilir miydi? Bir ihtilâl olduktan, Demokrat Parti saltanatı yıkılıp Demokrat Parti kapandıktan sonra, bazı kimselerin hâlâ «Ben Demokrat Partiliyim» demekte direnmeleri, Devlet için, fakat daha önce kendileri için, o kadar huzursuzluk verici bir durum yaratacaktır.
Fakat bu direnmeden henüz vaz geçemeyişlerinin bütün günahını kendilerine yüklemekte haksızlık olur. Bunun asıl günahı, siyasette kendileri bir varlık ve şahsiyet gösteremedikleri için eski «Demokrat Parti» oylarının mirasçısı olmağa heves edenlerdedir. Eski «Demokrat Parti» lileri «Demokrat Partilili» ği unutmamağa teşvik eden onlardır; «Demokrat Parti» oylarını siyaset alanında açık arttırmaya çıkarmak isteyenlerdir. «Demokrat Partili»liği bir kısım vatandaşların içinde bir kompleks haline onlar getirmektedirler.
Birer vatandaş olarak huzura kavuşabilmek, hürriyetin varlığını duyabilmek için, eski «D.P.» liler, eski «V.C.» liler, 10 yıllık bir karanlık geçmişle bağlarını koparmalıdırlar! Kendilerini o karanlık geçmişe zorla bağlı tutarak istismar etmek isteyenlerin tuzağından kurtulmalıdırlar! O zaman eşitliğin ve eşitlik içinde hürriyetin tadına varacaklardır. Yeni yollar açılacaktır önlerinde: Bu yollardan dilediklerini seçeceklerdir. Gizli tertiplerle, sabotaj teşebbüsleriyle, ya da imzasız mektuplarla değil, açıktan ortaya çıkıp, adıyla sanıyla birer vatandaş olarak, dilerlerse gene karşımıza geçebileceklerdir.
Yeter ki «Vatan Cepheli» liği unutup, vatandaşlıklarını hatırlayabilsinler!
Collection
Citation
“"Vatan Cepheli" Yok, Vatandaş Var!,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1350.