Türk Kültüründe Yücel Çağı
Başlık:
Türk Kültüründe Yücel Çağı
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" s. 1
Tarih:
1961-02-27
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Türk Kültüründe Yücel çağı
Bakanlık mevkiinden ineli, hattâ siyasetten çekileli nice yıl olmuştu. Fakat ona hâlâ bir Millî Eğitim Bakanı gözü ile bakılırdı. Millî Eğitim Bakanlığı, Hasan Âli Yücel için, bir mevki olmaktan çıkmış, fakat pek çok Türk aydınının düşüncesinde, onun adetâ bir unvanı olarak kalmıştı. Memleketin eğitim ve kültür hayatında öylesine derin iz bırakmıştır.
Hasan Âli Yücel, Millî Eğitim Bakanlığına yeni ufuklar açan bir aydın Bakandı.
Kültür seviyesi düşük bir ortamda eğitimin, gerekli toprağını bulamamış bir fidan gibi verimsiz kalacağını bilen bir kimse olarak, memleketin kültürel gelişmesine, Bakanlığın «rovtine» işi olan eğitimden adetâ üstün önem verirdi.
Onun zamanında Millî Eğitim Bakanlığı, sanatçıların, edebiyatçıların, bir resmî müessese soğukluğu ve çekindiriciliği ile karşılaşmaksızın çevresinde toplanabildikleri bir ocak olmuştu. Kafalarına ışık tutan, yüreklerini ısıtıp çalışma ve yaratma güçlerini arttıran bir ocak...
Ancak hir gerçek aydının alabileceği gibi geniş görüşlü, ve bir çok tabular karşısında gerçek bir aydın cesaretiyle pervasızdı. Kültür hayatımızın kapılarını, pencerelerini, dış dünyanın ve gelip geçmiş kültürlerin her türlü düşünce ve yaratıcılık akımlarına. ancak öyle bir aydın Bakan o kadar genişliğine açabilirdi.
Çağdaş Türk kültüründe Batıya yönelişe, sağlam bir temel kazandıran, ve son yıllardaki sarp engellerin bile kesemediği bir hız katan bir Millî Eğitim Bakanı idi.
Doğu kültüründe kendini Batı kültüründe olduğu kadar «evinde» hissedebilen bir devrimci idi. Devrimci Türkiye'nin kültür hayatına, sanat hayatına, hümanizmaya, ruh olarak katanlardan biri idi.
Yücel'in Bakanlığı, kültür hayatımızda bir altın çağ idi.
Bu altın çağda meydana getirdiği veya getirilmesine yardım ettiği eserlerden nicesinin yıkılışını, tahrib edilişini görmek mutsuzluğuna da, fakat herhalde bu yıkılanları yeniden kuracak, tahrib edilenleri onaracak ve daha ileri götürecek aydın kuşakların yetiştiğini görmek mutluluğuna da ermişti.
Kültür hayatımıza verdiği emeklerin verimini Türk sanatında, edebiyatında, sahnesinde, Türk gencinde ve Türk köylerinden yetişen yaratıcı aydınlarda görebilmişti.
Yücel'in ansızın ölümü karşısında avuntumuz budur.
Yücel öldü ama, adı, Cumhuriyet Türkiyesinin kültür hayatında, yeni çağlara yol açabilecek kadar verimli bir çağın adı olarak yaşıyacaktır.
BÜLENT ECEVİT
Türk Kültüründe Yücel çağı
Bakanlık mevkiinden ineli, hattâ siyasetten çekileli nice yıl olmuştu. Fakat ona hâlâ bir Millî Eğitim Bakanı gözü ile bakılırdı. Millî Eğitim Bakanlığı, Hasan Âli Yücel için, bir mevki olmaktan çıkmış, fakat pek çok Türk aydınının düşüncesinde, onun adetâ bir unvanı olarak kalmıştı. Memleketin eğitim ve kültür hayatında öylesine derin iz bırakmıştır.
Hasan Âli Yücel, Millî Eğitim Bakanlığına yeni ufuklar açan bir aydın Bakandı.
Kültür seviyesi düşük bir ortamda eğitimin, gerekli toprağını bulamamış bir fidan gibi verimsiz kalacağını bilen bir kimse olarak, memleketin kültürel gelişmesine, Bakanlığın «rovtine» işi olan eğitimden adetâ üstün önem verirdi.
Onun zamanında Millî Eğitim Bakanlığı, sanatçıların, edebiyatçıların, bir resmî müessese soğukluğu ve çekindiriciliği ile karşılaşmaksızın çevresinde toplanabildikleri bir ocak olmuştu. Kafalarına ışık tutan, yüreklerini ısıtıp çalışma ve yaratma güçlerini arttıran bir ocak...
Ancak hir gerçek aydının alabileceği gibi geniş görüşlü, ve bir çok tabular karşısında gerçek bir aydın cesaretiyle pervasızdı. Kültür hayatımızın kapılarını, pencerelerini, dış dünyanın ve gelip geçmiş kültürlerin her türlü düşünce ve yaratıcılık akımlarına. ancak öyle bir aydın Bakan o kadar genişliğine açabilirdi.
Çağdaş Türk kültüründe Batıya yönelişe, sağlam bir temel kazandıran, ve son yıllardaki sarp engellerin bile kesemediği bir hız katan bir Millî Eğitim Bakanı idi.
Doğu kültüründe kendini Batı kültüründe olduğu kadar «evinde» hissedebilen bir devrimci idi. Devrimci Türkiye'nin kültür hayatına, sanat hayatına, hümanizmaya, ruh olarak katanlardan biri idi.
Yücel'in Bakanlığı, kültür hayatımızda bir altın çağ idi.
Bu altın çağda meydana getirdiği veya getirilmesine yardım ettiği eserlerden nicesinin yıkılışını, tahrib edilişini görmek mutsuzluğuna da, fakat herhalde bu yıkılanları yeniden kuracak, tahrib edilenleri onaracak ve daha ileri götürecek aydın kuşakların yetiştiğini görmek mutluluğuna da ermişti.
Kültür hayatımıza verdiği emeklerin verimini Türk sanatında, edebiyatında, sahnesinde, Türk gencinde ve Türk köylerinden yetişen yaratıcı aydınlarda görebilmişti.
Yücel'in ansızın ölümü karşısında avuntumuz budur.
Yücel öldü ama, adı, Cumhuriyet Türkiyesinin kültür hayatında, yeni çağlara yol açabilecek kadar verimli bir çağın adı olarak yaşıyacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Türk Kültüründe Yücel Çağı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 14 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1349 ulaşıldı.