Devlet, Hükümet ve Parti Ayrılığı
Title:
Devlet, Hükümet ve Parti Ayrılığı
Source:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2
Date:
1961-02-10
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Text:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Devlet, Hükümet ve parti ayrılığı
İngiltere'de seçim kampanyasına çıkan Başbakanların, kendi küçük özel otomobillerinde direksiyon başına geçip. yanlarında eşleri, herhangi bir aday gibi iddiasız, seçmenlerle buluşmağa gidişini gösteren resimlere imrenerek bakardık.
Temsilciler Meclisi Seçim Kanunu Komisyonunun hazırlamakta olduğu tasarı, artık bizi bu resimlere imrenmekten kurtarabilecektir.
Türkiye'de demokrasinin karşılaştığı başlıca engellerden biri, çok partili demokratik düzene geçildikten sonra bile, yöneticilerle yönetilenlerde bazı eski alışkanlıkların devam etmesi idi. Bu alışkanlıklar, yöneticilerin, seçim kampanyalarında imtiyazlı kişiler gibi davranmalarına, halk tarafından da öyle görülmelerine imkân veriyordu. Demokrat Parti iktidarının başındakiler, halkın buna imkân veren alışkanlıklarını sonuna kadar istismar etmişlerdir. Kendileri için en tantanalı resmî törenleri seçim kampanyaları sırasında tertipletmişlerdir. Bütün iktidar partisi adaylarını, topluma, devlet araç ve imkânlarından tek taraflı olarak, diledikleri gibi yararlanmağa hakları olan imtiyazlı kişiler gibi kabul ettirmek istemişlerdir.
Oysa seçim bir yarıştır. Bir yarış kadar da eşitlik içinde olmalıdır. Bir önceki yarışı kazanan koşucunun, yeni bir yarışa birkaç adım ilerden başlaması spor kurallarına ne kadar aykırı olursa, iktidardaki parti adaylarının, muhalif parti adaylarına tanınmayan bazı imtiyazlardan yararlanmaları da demokrasi kurallarına o kadar aykırıdır.
Seçimde yurttaş, her adayı eşit görebilmelidir! Bu eşitliği kanunla müeyyidelere bağlamak, devlet ve hükümet başındaki sorumluların, seçim kampanyaları sırasında olsun, halkın gerçekten ayağına gitmelerine memleket meseleleriyle, halkın duygu ve istekleriyle, imtiyazsız ve zırhsız kimseler olarak karşı karşıya gelebilmelerine yol açacaktır. Mevkîleri ile halk arasındaki mesafe, birkaç hafta için tamamiyle ortadan kalkmış, bu birkaç haftada, halktan kimseler olarak halkla kaynaşma fırsatını bulmuş olacaklardır. Bu kaynaşma, iktidarları yenilenirse halka daha iyi hizmet edebilmelerini; seçimde yenilirlerse niçin yenildiklerini daha iyi anlamalarını mümkün kılacaktır. Bu kaynaşma, iktidardakiler için, bir alçak gönüllülük idmanı yerine geçecektir.
Temsilciler Meclisi Seçim Kanunu Komisyonu, seçilmelerde her bakımdan eşitlik sağlıyacak; halkın, seçimlerde iktidarla muhalefeti eşit gözle görmesini, iktidardakilerin seçimler sırasında imtiyazsız yurttaşlar olarak halkla kaynaşabilmelerini mümkün kılacak bütün tedbirleri düşünmüştür.
Örneğin, Başbakan ve Bakanlar, seçim kampanyası sırasında çıkacakları yurt gezilerinde resmî otomobile binemiyeceklerdir. Kendilerine hiç bir resmî karşılama töreni yapılamayacaktır; hiç bir devlet memuru refakat edemiyecektir. Seçim kampanyaları sırasında temel atma veya açılış törenleri olmayacaktır. Devlet icraatı hakkında halka izahat verme bahanesiyle, iktidar partisinin seçim propagandasına devlet müessese ve araçları âlet edilemiyecektir. İktidardakiler, hiç bir mazeretle, radyonun eşitliğini bozamayacaklardır.
Kanunun ve eşitlik şartlarının devlet veya hükümet başındakiler tarafından ihlâline karşı kesin müeyyideler bulunacaktır.
Böylelikle, Türk halkının devlet, hükümet ve parti anlayışının da demokratik bir esasa kendiliğinden bağlanabilmesi beklenir. Çok partili demokratik düzene geçilmeden önce, devlet, hükümet ve parti kavramlarını birbirinden ayırd etmek güçtü. Demokrat Parti. iktidara geldikten sonra, çok partili düzen içinde de bu üç kavramı bir gibi göstermek, bunların ayırd edilmez bir bütün olduğu düşüncesini yurttaşlara telkin etmek istemiştir. Demokrat Parti iktidarının bu yöndeki telkin çabaları, totaliter bir düzen kurma hevesinin en belirli delili idi.
Yeni hazırlanmakta olan kanunla yapılacak seçimlerde ise, devlet, hükümet ve parti kavramlarının ayrılığı, müşahhas örnek ve delilleriyle ortaya çıkacak, devlet karşısında herkesin eşit olduğu, hükümetin herkese eşit davranmak zorunda bulunduğu, iktidarda olmanın, demokratik mücadele imkânları bakımından bir partiye hiç bir imtiyaz sağlamadığı, seçim kampanyaları sırasında, gözle görülür, elle tutulur hale gelecektir.
Devletin, hükümetin ve partinin, birbiriyle bağlantılı, fakat ayrı ayrı unsurlar olduğu düşüncesi, böylece bir kere zihinlere yerleştikten sonra, artık Türkiye'de totaliter bir düzen kurulması tehlikesi bütün bütün ortadan kalkabilecektir.
BÜLENT ECEVİT
Devlet, Hükümet ve parti ayrılığı
İngiltere'de seçim kampanyasına çıkan Başbakanların, kendi küçük özel otomobillerinde direksiyon başına geçip. yanlarında eşleri, herhangi bir aday gibi iddiasız, seçmenlerle buluşmağa gidişini gösteren resimlere imrenerek bakardık.
Temsilciler Meclisi Seçim Kanunu Komisyonunun hazırlamakta olduğu tasarı, artık bizi bu resimlere imrenmekten kurtarabilecektir.
Türkiye'de demokrasinin karşılaştığı başlıca engellerden biri, çok partili demokratik düzene geçildikten sonra bile, yöneticilerle yönetilenlerde bazı eski alışkanlıkların devam etmesi idi. Bu alışkanlıklar, yöneticilerin, seçim kampanyalarında imtiyazlı kişiler gibi davranmalarına, halk tarafından da öyle görülmelerine imkân veriyordu. Demokrat Parti iktidarının başındakiler, halkın buna imkân veren alışkanlıklarını sonuna kadar istismar etmişlerdir. Kendileri için en tantanalı resmî törenleri seçim kampanyaları sırasında tertipletmişlerdir. Bütün iktidar partisi adaylarını, topluma, devlet araç ve imkânlarından tek taraflı olarak, diledikleri gibi yararlanmağa hakları olan imtiyazlı kişiler gibi kabul ettirmek istemişlerdir.
Oysa seçim bir yarıştır. Bir yarış kadar da eşitlik içinde olmalıdır. Bir önceki yarışı kazanan koşucunun, yeni bir yarışa birkaç adım ilerden başlaması spor kurallarına ne kadar aykırı olursa, iktidardaki parti adaylarının, muhalif parti adaylarına tanınmayan bazı imtiyazlardan yararlanmaları da demokrasi kurallarına o kadar aykırıdır.
Seçimde yurttaş, her adayı eşit görebilmelidir! Bu eşitliği kanunla müeyyidelere bağlamak, devlet ve hükümet başındaki sorumluların, seçim kampanyaları sırasında olsun, halkın gerçekten ayağına gitmelerine memleket meseleleriyle, halkın duygu ve istekleriyle, imtiyazsız ve zırhsız kimseler olarak karşı karşıya gelebilmelerine yol açacaktır. Mevkîleri ile halk arasındaki mesafe, birkaç hafta için tamamiyle ortadan kalkmış, bu birkaç haftada, halktan kimseler olarak halkla kaynaşma fırsatını bulmuş olacaklardır. Bu kaynaşma, iktidarları yenilenirse halka daha iyi hizmet edebilmelerini; seçimde yenilirlerse niçin yenildiklerini daha iyi anlamalarını mümkün kılacaktır. Bu kaynaşma, iktidardakiler için, bir alçak gönüllülük idmanı yerine geçecektir.
Temsilciler Meclisi Seçim Kanunu Komisyonu, seçilmelerde her bakımdan eşitlik sağlıyacak; halkın, seçimlerde iktidarla muhalefeti eşit gözle görmesini, iktidardakilerin seçimler sırasında imtiyazsız yurttaşlar olarak halkla kaynaşabilmelerini mümkün kılacak bütün tedbirleri düşünmüştür.
Örneğin, Başbakan ve Bakanlar, seçim kampanyası sırasında çıkacakları yurt gezilerinde resmî otomobile binemiyeceklerdir. Kendilerine hiç bir resmî karşılama töreni yapılamayacaktır; hiç bir devlet memuru refakat edemiyecektir. Seçim kampanyaları sırasında temel atma veya açılış törenleri olmayacaktır. Devlet icraatı hakkında halka izahat verme bahanesiyle, iktidar partisinin seçim propagandasına devlet müessese ve araçları âlet edilemiyecektir. İktidardakiler, hiç bir mazeretle, radyonun eşitliğini bozamayacaklardır.
Kanunun ve eşitlik şartlarının devlet veya hükümet başındakiler tarafından ihlâline karşı kesin müeyyideler bulunacaktır.
Böylelikle, Türk halkının devlet, hükümet ve parti anlayışının da demokratik bir esasa kendiliğinden bağlanabilmesi beklenir. Çok partili demokratik düzene geçilmeden önce, devlet, hükümet ve parti kavramlarını birbirinden ayırd etmek güçtü. Demokrat Parti. iktidara geldikten sonra, çok partili düzen içinde de bu üç kavramı bir gibi göstermek, bunların ayırd edilmez bir bütün olduğu düşüncesini yurttaşlara telkin etmek istemiştir. Demokrat Parti iktidarının bu yöndeki telkin çabaları, totaliter bir düzen kurma hevesinin en belirli delili idi.
Yeni hazırlanmakta olan kanunla yapılacak seçimlerde ise, devlet, hükümet ve parti kavramlarının ayrılığı, müşahhas örnek ve delilleriyle ortaya çıkacak, devlet karşısında herkesin eşit olduğu, hükümetin herkese eşit davranmak zorunda bulunduğu, iktidarda olmanın, demokratik mücadele imkânları bakımından bir partiye hiç bir imtiyaz sağlamadığı, seçim kampanyaları sırasında, gözle görülür, elle tutulur hale gelecektir.
Devletin, hükümetin ve partinin, birbiriyle bağlantılı, fakat ayrı ayrı unsurlar olduğu düşüncesi, böylece bir kere zihinlere yerleştikten sonra, artık Türkiye'de totaliter bir düzen kurulması tehlikesi bütün bütün ortadan kalkabilecektir.
Collection
Citation
“Devlet, Hükümet ve Parti Ayrılığı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1337.