Yersiz Bir Protesto
Başlık:
Yersiz Bir Protesto
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" s. 1
Tarih:
1961-01-11
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Yersiz bir protesto
Aralarında hürriyet mücadelesine şerefli hizmetleri geçmiş bazı gazeteci ve başyazarlar da bulunan 9 gazete sahibi, dün, basın hürriyetiyle yakından ilgilenen yurttaşlarımıza büyük kaygı verebilecek bir beyanname yayınladılar.
Bu beyannamede, Millî Birlik Komitesi tarafından çıkarılan iki Kanunun «Milletçe girilen bu aydınlık devirde basını emsali görülmemiş bir tehlikenin içine atmış» olduğunu, «Temel hak ve hürriyetlerimizi kısıntıya sokabilecek bir mahiyet» taşıdığını ileri sürmekte, ve teessürlerinin bir ifadesi olmak üzere gazetelerini 3 gün yayınlamıyacaklarını bildirmekte idiler.
Bu biçim ve ölçüde bir protesto hareketine, Türk basını, en karanlık günlerinde bile baş vurmamıştı. Ne idi ki çıkan Kanunlar, şimdi bazı gazete sahiplerini böyle bir protesto hareketine yöneltsin?
Kanunlardan biri, resmî ilân dağıtımını ve her türlü baskı malzemesi tahsisini iktidardaki hükümetlerin keyfî ölçülerine bağlı olmaktan kurtarıyor, basın temsilcileriyle tarafsızların çoğunlukta bulunacakları yetkili bir kurula ödev olarak veriyordu. Bu Kanunla meydana gelecek kurum, gazeteleri ve gazetecilere birçok maddî menfaatler de sağlıyabilecekti.
Kanunlardan ikincisi ise, hürriyet şartları içinde bile en çetin ve en yıpratıcı işlerden biri olan gazeteciliği meslek edinenlerin sosyal güvenliklerini birçok ileri memleketlerdeki seviyeye yükseltiyordu. Bu Kanunun getirdiği bazı hükümler, küçük gazetelerin sahiplerine ağır maddî külfetler yüklese bile, protesto hareketine katılan büyük gazetelerden bir kısmı, bu Kanunla müeyyideye bağlanan o maddî külfetleri, ileri ve medenî bir anlayışla, zaten kendiliklerinden, geniş ölçüde yüklenmekte idiler.
Bu durumda, protesto hareketine katılan gazete sahiplerinin, basın hürriyetiyle yakından ilgili yurttaşları kaygıya düşürecek böyle bir yola, olsa olsa, Kanunları iyice inceleyebilme imkânını bulamadıkları, ve dolaşan bazı söylentileri ciddi sandıkları için başvurdukları düşünülebilir.
Tasarıların Kurucu Meclise bırakılacak yerde, Millî Birlik Komitesinin kapalı oturumlarında ve gereksiz bir telâşla kanunlaştırılmış, kanunlaştıktan sonra, dolaşan kaygı verici söylentilere rağmen metin olarak açıklanmalarının birkaç gün gecikmiş olması, 9 gazete sahibinin düştüklerini sandığımız üzücü yanılmanın sebeplerinden biri sayılabilir.
Fakat, ayni gazete sahiplerinden bir çoğunun, bu Kanun Tasarıları için, geçen yıl sonlarında, o zamanki Basın - Yayın Genel Müdürü Sayın Ahmet Yıldız tarafından tertiplenen seminere, dâvet edildikleri halde katılmamış olmalarından da, herhalde Millî Birlik Komitesi sorumlu tutulamaz.
Öyle umuyoruz ki, protesto hareketine katılan gazete sahipleri, artık açıklanmış olan Kanun metinlerini gördükten sonra, kaygılarının yersiz, hiç değilse çok mübalâğalı olduğunu kendileri de görecekler, ve değerli bir âmme hizmeti gören gazetelerinin yayınlarını 3 gün için durdurmak gibi yersiz bir davranışı sonuna kadar götürmekten vazgeçeceklerdir.
Çıkan Kanunlarda, bazı aksaklıklar gerçi göze çarpmaktadır. Ama bunlar, basın hürriyetini zedeleyici mahiyette aksaklıklar olarak görünmemektedir. Ne mahiyette olursa olsun, bu aksaklıklar, tatbikatta meydana çıktıkça, elbette Kurucu Meclis tarafından da görülüp düzeltilebilecektir.
BÜLENT ECEVİT
Yersiz bir protesto
Aralarında hürriyet mücadelesine şerefli hizmetleri geçmiş bazı gazeteci ve başyazarlar da bulunan 9 gazete sahibi, dün, basın hürriyetiyle yakından ilgilenen yurttaşlarımıza büyük kaygı verebilecek bir beyanname yayınladılar.
Bu beyannamede, Millî Birlik Komitesi tarafından çıkarılan iki Kanunun «Milletçe girilen bu aydınlık devirde basını emsali görülmemiş bir tehlikenin içine atmış» olduğunu, «Temel hak ve hürriyetlerimizi kısıntıya sokabilecek bir mahiyet» taşıdığını ileri sürmekte, ve teessürlerinin bir ifadesi olmak üzere gazetelerini 3 gün yayınlamıyacaklarını bildirmekte idiler.
Bu biçim ve ölçüde bir protesto hareketine, Türk basını, en karanlık günlerinde bile baş vurmamıştı. Ne idi ki çıkan Kanunlar, şimdi bazı gazete sahiplerini böyle bir protesto hareketine yöneltsin?
Kanunlardan biri, resmî ilân dağıtımını ve her türlü baskı malzemesi tahsisini iktidardaki hükümetlerin keyfî ölçülerine bağlı olmaktan kurtarıyor, basın temsilcileriyle tarafsızların çoğunlukta bulunacakları yetkili bir kurula ödev olarak veriyordu. Bu Kanunla meydana gelecek kurum, gazeteleri ve gazetecilere birçok maddî menfaatler de sağlıyabilecekti.
Kanunlardan ikincisi ise, hürriyet şartları içinde bile en çetin ve en yıpratıcı işlerden biri olan gazeteciliği meslek edinenlerin sosyal güvenliklerini birçok ileri memleketlerdeki seviyeye yükseltiyordu. Bu Kanunun getirdiği bazı hükümler, küçük gazetelerin sahiplerine ağır maddî külfetler yüklese bile, protesto hareketine katılan büyük gazetelerden bir kısmı, bu Kanunla müeyyideye bağlanan o maddî külfetleri, ileri ve medenî bir anlayışla, zaten kendiliklerinden, geniş ölçüde yüklenmekte idiler.
Bu durumda, protesto hareketine katılan gazete sahiplerinin, basın hürriyetiyle yakından ilgili yurttaşları kaygıya düşürecek böyle bir yola, olsa olsa, Kanunları iyice inceleyebilme imkânını bulamadıkları, ve dolaşan bazı söylentileri ciddi sandıkları için başvurdukları düşünülebilir.
Tasarıların Kurucu Meclise bırakılacak yerde, Millî Birlik Komitesinin kapalı oturumlarında ve gereksiz bir telâşla kanunlaştırılmış, kanunlaştıktan sonra, dolaşan kaygı verici söylentilere rağmen metin olarak açıklanmalarının birkaç gün gecikmiş olması, 9 gazete sahibinin düştüklerini sandığımız üzücü yanılmanın sebeplerinden biri sayılabilir.
Fakat, ayni gazete sahiplerinden bir çoğunun, bu Kanun Tasarıları için, geçen yıl sonlarında, o zamanki Basın - Yayın Genel Müdürü Sayın Ahmet Yıldız tarafından tertiplenen seminere, dâvet edildikleri halde katılmamış olmalarından da, herhalde Millî Birlik Komitesi sorumlu tutulamaz.
Öyle umuyoruz ki, protesto hareketine katılan gazete sahipleri, artık açıklanmış olan Kanun metinlerini gördükten sonra, kaygılarının yersiz, hiç değilse çok mübalâğalı olduğunu kendileri de görecekler, ve değerli bir âmme hizmeti gören gazetelerinin yayınlarını 3 gün için durdurmak gibi yersiz bir davranışı sonuna kadar götürmekten vazgeçeceklerdir.
Çıkan Kanunlarda, bazı aksaklıklar gerçi göze çarpmaktadır. Ama bunlar, basın hürriyetini zedeleyici mahiyette aksaklıklar olarak görünmemektedir. Ne mahiyette olursa olsun, bu aksaklıklar, tatbikatta meydana çıktıkça, elbette Kurucu Meclis tarafından da görülüp düzeltilebilecektir.
Koleksiyon
Alıntı
“Yersiz Bir Protesto,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 13 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1315 ulaşıldı.