Örnek
Title:
Örnek
Source:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2
Date:
1961-01-08
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Text:
ÖRNEK
Devlet ve Hükümet Başkanı Cemal Gürsel'in Millî Birlik Komitesi Üyesi Fahri Özdilek tarafından okunan Kurucu Meclisi açış söylevi, «Memleketin bir an evvel seçime hazır bir hâle getirilmesinin her bakımdan faydalı olacağı» nı belirterek sona eriyordu.
Millî Birlik Komitesi ile Temsilciler Meclisinin bir arada dinledikleri bu konuşmadan ve Atatürk için saygı duruşundan sonra ilk oturum kapandı.
İkinci oturum açıldığında, Temsilciler Meclisi üyeleri kendi başlarına kalmışlardı. Millî Birlik Komitesi üyeleri, bir balkonda, dinleyiciler arasında kendilerine ayırdıkları yere çekilmişlerdi. Bakanlar Kurulu sıralarında bile bir tek M.B.K. üyesi yoktu ve olmayacaktı.
İhtilâli yapan ordunun, bir askerî düzen ve disiplin içinde, safha safha, yetkilerini sivil idareye bırakışı, orada ve o anda, gözle görülür hale gelmişti. Söze bağlılığın ülkücülüğün, demokrasiye inanışın, ve tarih boyunca pek çok ihtilâlcileri kendine tutsak eden iktidar hırsına büyük bir tevazu ve irade gücü ile sırt çevirişin kesin ve mükemmel bir belirtisi idi bu.
Bu olaydan daha bir kaç saat önce, Yassıada'daki Yüksek Adalet Divanı huzurunda, eski iktidarın düşük Başbakanı Adnan Menderes, kendi bilgisi - hattâ, iddiaya ve bir çok tanıkların ifadesine göre, direktifi - ile yapılan bir yol kesiciliğini ve cinayet teşebbüsünü mazur gösterebilmek için,
—Günün mücadele şartları içinde vukubulan bir hâdisedir bu, Reis beyefendi!,
diyordu,
Fakat bir Başbakana yol kesmeyi ve cinayet teşebbüsünü meşru bir tedbir gibi gösteren «günün mücadele şartları» ndan, nasıl bizzat o Başbakanın sorumlu bulunduğu, o şartları yaratanın nasıl bizzat kendisi ve çevresi olduğu, kendisi ve çevresi iktidardan düşer düşmez o «şartlar» ın da ortadan kalkması ile sabit olmuştu.
Demokrat Parti iktidardan düştükten sonra o «şartlar» öylesine ortadan kalkmıştı ki, şimdi, bir ihtilâl rejimi içinde yaşadığımız halde, ihtilâli yapan askerî kuvvet, yetkilerini bir Temsilciler Meclisi ile paylaşmakta, rejimi, demokrasi yolunda, adım adım ve süratle normalleştirmekte hiç bir sakınca görmüyordu.
Seçimle iktidara gelmiş Demokrat Parti, seçimle iktidarı bırakmağa mecbur kalmamak için, türlü tertiplere, zorbalıklara, yol kesiciliklere, suikast tertiplerine başvurmuş olduğu halde, ihtilâl ile iktidara gelmiş askerî kuvvet, iktidardan kısa ayrılabilmek, rejimi tamamiyle normalleştirebilmek için âdetâ sabırsızlanarak, Temsilciler Meclisinden, «Memleketin bir an evvel seçimlere hazır hâle getirilmesi» ni istiyordu.
Kendi ihtiraslarının, başarısızlıklarının ve suçlarının sorumluluğunu Türk Ulusuna ve «memleket şartlan» na yüklemek isteyenlerin yalanları böylesine açığa vurulduğu bir günde bile, düşüklerin, Yüksek Adalet huzurunda hâlâ o çürük tevil yoluna, o sahte mazerete sarılmak istemeleri, ulusu, memleketi kötülemeleri, kendilerini büsbütün gülünç ve küçük düşürmektedir.
Millî Birlik Komitesinin verdiği dürüst ve demokratik davranış örneğinden, bir ihtilâl rejimi içinde Türk Ulusuna gösterdiği güvenden sonra, artık bu memlekette, aklı başında hiç bir kimse, iktidar süresini uzatabilmek için, hele bir yolsuzluk ve tahakküm idaresi kurabilmek için, «günün memleket şartları» nı bahane edebilme cesaretini kendinde bulamıyacaktır.
Millî Birlik Komitesinin vermiş olduğu asil örnek, Türk halkının hafızasında, demokrasinin en sağlam teminatlarından biri olarak yerleşecektir.
Devlet ve Hükümet Başkanı Cemal Gürsel'in Millî Birlik Komitesi Üyesi Fahri Özdilek tarafından okunan Kurucu Meclisi açış söylevi, «Memleketin bir an evvel seçime hazır bir hâle getirilmesinin her bakımdan faydalı olacağı» nı belirterek sona eriyordu.
Millî Birlik Komitesi ile Temsilciler Meclisinin bir arada dinledikleri bu konuşmadan ve Atatürk için saygı duruşundan sonra ilk oturum kapandı.
İkinci oturum açıldığında, Temsilciler Meclisi üyeleri kendi başlarına kalmışlardı. Millî Birlik Komitesi üyeleri, bir balkonda, dinleyiciler arasında kendilerine ayırdıkları yere çekilmişlerdi. Bakanlar Kurulu sıralarında bile bir tek M.B.K. üyesi yoktu ve olmayacaktı.
İhtilâli yapan ordunun, bir askerî düzen ve disiplin içinde, safha safha, yetkilerini sivil idareye bırakışı, orada ve o anda, gözle görülür hale gelmişti. Söze bağlılığın ülkücülüğün, demokrasiye inanışın, ve tarih boyunca pek çok ihtilâlcileri kendine tutsak eden iktidar hırsına büyük bir tevazu ve irade gücü ile sırt çevirişin kesin ve mükemmel bir belirtisi idi bu.
Bu olaydan daha bir kaç saat önce, Yassıada'daki Yüksek Adalet Divanı huzurunda, eski iktidarın düşük Başbakanı Adnan Menderes, kendi bilgisi - hattâ, iddiaya ve bir çok tanıkların ifadesine göre, direktifi - ile yapılan bir yol kesiciliğini ve cinayet teşebbüsünü mazur gösterebilmek için,
—Günün mücadele şartları içinde vukubulan bir hâdisedir bu, Reis beyefendi!,
diyordu,
Fakat bir Başbakana yol kesmeyi ve cinayet teşebbüsünü meşru bir tedbir gibi gösteren «günün mücadele şartları» ndan, nasıl bizzat o Başbakanın sorumlu bulunduğu, o şartları yaratanın nasıl bizzat kendisi ve çevresi olduğu, kendisi ve çevresi iktidardan düşer düşmez o «şartlar» ın da ortadan kalkması ile sabit olmuştu.
Demokrat Parti iktidardan düştükten sonra o «şartlar» öylesine ortadan kalkmıştı ki, şimdi, bir ihtilâl rejimi içinde yaşadığımız halde, ihtilâli yapan askerî kuvvet, yetkilerini bir Temsilciler Meclisi ile paylaşmakta, rejimi, demokrasi yolunda, adım adım ve süratle normalleştirmekte hiç bir sakınca görmüyordu.
Seçimle iktidara gelmiş Demokrat Parti, seçimle iktidarı bırakmağa mecbur kalmamak için, türlü tertiplere, zorbalıklara, yol kesiciliklere, suikast tertiplerine başvurmuş olduğu halde, ihtilâl ile iktidara gelmiş askerî kuvvet, iktidardan kısa ayrılabilmek, rejimi tamamiyle normalleştirebilmek için âdetâ sabırsızlanarak, Temsilciler Meclisinden, «Memleketin bir an evvel seçimlere hazır hâle getirilmesi» ni istiyordu.
Kendi ihtiraslarının, başarısızlıklarının ve suçlarının sorumluluğunu Türk Ulusuna ve «memleket şartlan» na yüklemek isteyenlerin yalanları böylesine açığa vurulduğu bir günde bile, düşüklerin, Yüksek Adalet huzurunda hâlâ o çürük tevil yoluna, o sahte mazerete sarılmak istemeleri, ulusu, memleketi kötülemeleri, kendilerini büsbütün gülünç ve küçük düşürmektedir.
Millî Birlik Komitesinin verdiği dürüst ve demokratik davranış örneğinden, bir ihtilâl rejimi içinde Türk Ulusuna gösterdiği güvenden sonra, artık bu memlekette, aklı başında hiç bir kimse, iktidar süresini uzatabilmek için, hele bir yolsuzluk ve tahakküm idaresi kurabilmek için, «günün memleket şartları» nı bahane edebilme cesaretini kendinde bulamıyacaktır.
Millî Birlik Komitesinin vermiş olduğu asil örnek, Türk halkının hafızasında, demokrasinin en sağlam teminatlarından biri olarak yerleşecektir.
Collection
Citation
“Örnek,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 24, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1312.