Olgunca Bir Hâl Şekli
Başlık:
Olgunca Bir Hâl Şekli
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2
Tarih:
1960-11-17
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Olgunca bir hâl şekli
Görevlerinden affedilen 14 Millî Birlik Komitesi Üyesine, yurt dışında, Büyükelçiliklerde görev verildiği, dün Dışişleri Bakanlığınca doğrulandı. Bakanlık sözcüsünün belirttiğine göre, M.B.K. dışında bırakılan ve emekliye ayrılan 14 subay, yurt dışındaki görevlerine önümüzdeki ay başından itibaren başlıyabileceklerdir.
Böylece, İhtilâl, 27 Mayıs'dan itibaren büyük başarı ile geçirdiği medenilik, insanilik sınavlarına bir yenisini eklemiş olmaktadır.
27 Mayıs Devriminden daha medenî, daha insanca bir ihtilâl olamıyacağında bütün dünya birleşmişti. Yabancı gazeteciler buna «Nazik ihtilâl» demişlerdi. Aynı şekilde, bir askerî ihtilâl idaresinin kendi içindeki tasfiye hareketi de, herhalde, Millî Birlik Komitesinin tasfiye hareketinden daha medenî, daha insanca, daha «Nazik» olamazdı.
«İhtilâl kendi çocuklarını yer» kuralı da böylece bozulmuş, hiç değilse, «Çocuklarını yer» sözündeki haşinlikten kurtulmuş olmaktadır.
Eğer böyle bir tasfiye yapılmasa idi, İhtilâl, belki de kendi kendini yiyecek, kendi amacını, kendi dayandığı ilkeleri çiğneyecekti.
Kaçınılmaz hale gelmiş bir ihtilâlin 27 Mayıs'daki kadar kansız ve medenice başarılabildiği; daha sonra da, askerî ihtilâl idaresinin kendi içindeki kaçınılmaz hâle gelmiş bir tasfiyenin böylesine yumuşak bir sonuca bağlanabildiği bir toplum, demokrasinin temel şartlarından birini iyice öğrenmiş, benimsemiş demektir: Bu şart, ulusun isteğine uygun iktidar değişikliklerinin, iç barışı sarsmaksızın, kansız başarılabilmesidir... Seçim imkânı bulunmayan hallerde bile, ulusun isteğine uygun iktidar değişiklikleri, veya iktidar içi tasfiyeler, böylesine medenice yapılabildikten sonra, Türkiye'de, seçim yoluyla yer alacak iktidar değişikliklerinden çekinmek için hiç bir sebep yok demektir. Bu, bir toplum için yüksek bir olgunluk merhalesidir.
*
27 Mayıs İhtilâlinin plâncıları ve tatbikçileri arasında yer almış, bunun için canlarını, başlarını ortaya koymuş insanlar arasında bulunan 14 kişinin, Türk ulusu için, onun iyiliğinden başka, ona hizmetten başka bir şey düşünmüş oldukları akla gelemez. Mesele, Türk ulusunun iyiliği konusundaki, ona hizmet anlayışındaki bir derin fikir ayrılığından doğmuştur. Komite dışında bırakılan 14 kişinin fikirleri, Türk toplumunun, bugün varmış olduğu siyasal erginlik seviyesinde hazmedemiyeceği, tahammül edemiyeceği fikirlerdi. Bu fikirler, Türk toplumunun hâlâ bir vesayet rejimine muhtaç bulunduğu gibi yanlış, yersiz bir sanıya dayanıyordu.
Bu fikirlere sahip olanlar, ister istemez, bazı hatalı, tehlikeli davranışlara, teşebbüslere de sürüklenebilirler. Fakat tasfiye ameliyesi çok zamanında yapıldığı için, bu hatalı, tehlikeli davranışların, 14 subayı, ağır sorumluluk altına sokacak ölçülere varması da önlenmiş bulunsa gerektir. Bu durumda, onların davranışlarının muhasebesini yapmak, hesabını sormak hususunda fazla titizlik göstermekten kaçınmakla, Millî Birlik Komitesinin işbaşında kalan Üyeleri, büyük bir olgunluk örneği vermiş olmaktadırlar. Bu olgunluk örneğini verebilmiş olmaları, kendi kendilerine güvenlerinin de bir belirtisidir.
*
Görevlerinden affedilen eski Millî Birlik Komitesi Üyeleri dışarda memleketlerini şerefle temsil edeceklerdir. Geride bıraktığımız aylar boyunca, tasfiye gününe kadar, tutumlarının, zihniyetlerinin uyandırdığı kaygı yüzünden kendileriyle açıkta mücadele etmiş olanlar, onları ancak saygı ve sevgi ile anacaklardır. Bu birkaç aylık fikir mücaddesinin hatırası, zihinlerinde, demokratik mücadelenin bir örneği olarak kalacaktır. Görevlerinden affedilen M.B.K. Üyeleri açıktan gelen en sert tenkidlere olgunlukla tahammül etmesini bilmişlerdir.
Yanıldıklarına, kendi yaradılışlarıyla hiç bağdaşmayan fikirlere saplandıklarına, zaten bu yüzden de inanmak gerekir. Fikir mücadelesinde o olgunluğu gösterebilen insanlar, demokrasiden başka bir rejim için yaratılmış olamazlardı. Hayal ettikleri, bir ütopya olarak benimsedikleri vesayet rejimini Türkiye'de kurmağa muvaffak olsalardı, belkide bundan en başta kendileri rahatsız olurlardı. Saplanmış oldukları fikirler, Türk ulusunun davranışına, siyasal erginliğine aykırı olduğu kadar, herhalde kendi yaradılışlarına da aykırı idi.
Dışardaki görevlerini başarı ile yapacakları, ve, çok sevdiklerini bildiğimiz yurtlarına, günün birinde, kendi yaradılış ve olgunluklarına hiç de uygun düşmeyen fikirlerin serin kanlılıkla muhasebesini yapmış, ve o fikirlerden bütün bütün sıyrılmış olarak dönecekleri beklenmelidir.
BÜLENT ECEVİT
Olgunca bir hâl şekli
Görevlerinden affedilen 14 Millî Birlik Komitesi Üyesine, yurt dışında, Büyükelçiliklerde görev verildiği, dün Dışişleri Bakanlığınca doğrulandı. Bakanlık sözcüsünün belirttiğine göre, M.B.K. dışında bırakılan ve emekliye ayrılan 14 subay, yurt dışındaki görevlerine önümüzdeki ay başından itibaren başlıyabileceklerdir.
Böylece, İhtilâl, 27 Mayıs'dan itibaren büyük başarı ile geçirdiği medenilik, insanilik sınavlarına bir yenisini eklemiş olmaktadır.
27 Mayıs Devriminden daha medenî, daha insanca bir ihtilâl olamıyacağında bütün dünya birleşmişti. Yabancı gazeteciler buna «Nazik ihtilâl» demişlerdi. Aynı şekilde, bir askerî ihtilâl idaresinin kendi içindeki tasfiye hareketi de, herhalde, Millî Birlik Komitesinin tasfiye hareketinden daha medenî, daha insanca, daha «Nazik» olamazdı.
«İhtilâl kendi çocuklarını yer» kuralı da böylece bozulmuş, hiç değilse, «Çocuklarını yer» sözündeki haşinlikten kurtulmuş olmaktadır.
Eğer böyle bir tasfiye yapılmasa idi, İhtilâl, belki de kendi kendini yiyecek, kendi amacını, kendi dayandığı ilkeleri çiğneyecekti.
Kaçınılmaz hale gelmiş bir ihtilâlin 27 Mayıs'daki kadar kansız ve medenice başarılabildiği; daha sonra da, askerî ihtilâl idaresinin kendi içindeki kaçınılmaz hâle gelmiş bir tasfiyenin böylesine yumuşak bir sonuca bağlanabildiği bir toplum, demokrasinin temel şartlarından birini iyice öğrenmiş, benimsemiş demektir: Bu şart, ulusun isteğine uygun iktidar değişikliklerinin, iç barışı sarsmaksızın, kansız başarılabilmesidir... Seçim imkânı bulunmayan hallerde bile, ulusun isteğine uygun iktidar değişiklikleri, veya iktidar içi tasfiyeler, böylesine medenice yapılabildikten sonra, Türkiye'de, seçim yoluyla yer alacak iktidar değişikliklerinden çekinmek için hiç bir sebep yok demektir. Bu, bir toplum için yüksek bir olgunluk merhalesidir.
*
27 Mayıs İhtilâlinin plâncıları ve tatbikçileri arasında yer almış, bunun için canlarını, başlarını ortaya koymuş insanlar arasında bulunan 14 kişinin, Türk ulusu için, onun iyiliğinden başka, ona hizmetten başka bir şey düşünmüş oldukları akla gelemez. Mesele, Türk ulusunun iyiliği konusundaki, ona hizmet anlayışındaki bir derin fikir ayrılığından doğmuştur. Komite dışında bırakılan 14 kişinin fikirleri, Türk toplumunun, bugün varmış olduğu siyasal erginlik seviyesinde hazmedemiyeceği, tahammül edemiyeceği fikirlerdi. Bu fikirler, Türk toplumunun hâlâ bir vesayet rejimine muhtaç bulunduğu gibi yanlış, yersiz bir sanıya dayanıyordu.
Bu fikirlere sahip olanlar, ister istemez, bazı hatalı, tehlikeli davranışlara, teşebbüslere de sürüklenebilirler. Fakat tasfiye ameliyesi çok zamanında yapıldığı için, bu hatalı, tehlikeli davranışların, 14 subayı, ağır sorumluluk altına sokacak ölçülere varması da önlenmiş bulunsa gerektir. Bu durumda, onların davranışlarının muhasebesini yapmak, hesabını sormak hususunda fazla titizlik göstermekten kaçınmakla, Millî Birlik Komitesinin işbaşında kalan Üyeleri, büyük bir olgunluk örneği vermiş olmaktadırlar. Bu olgunluk örneğini verebilmiş olmaları, kendi kendilerine güvenlerinin de bir belirtisidir.
*
Görevlerinden affedilen eski Millî Birlik Komitesi Üyeleri dışarda memleketlerini şerefle temsil edeceklerdir. Geride bıraktığımız aylar boyunca, tasfiye gününe kadar, tutumlarının, zihniyetlerinin uyandırdığı kaygı yüzünden kendileriyle açıkta mücadele etmiş olanlar, onları ancak saygı ve sevgi ile anacaklardır. Bu birkaç aylık fikir mücaddesinin hatırası, zihinlerinde, demokratik mücadelenin bir örneği olarak kalacaktır. Görevlerinden affedilen M.B.K. Üyeleri açıktan gelen en sert tenkidlere olgunlukla tahammül etmesini bilmişlerdir.
Yanıldıklarına, kendi yaradılışlarıyla hiç bağdaşmayan fikirlere saplandıklarına, zaten bu yüzden de inanmak gerekir. Fikir mücadelesinde o olgunluğu gösterebilen insanlar, demokrasiden başka bir rejim için yaratılmış olamazlardı. Hayal ettikleri, bir ütopya olarak benimsedikleri vesayet rejimini Türkiye'de kurmağa muvaffak olsalardı, belkide bundan en başta kendileri rahatsız olurlardı. Saplanmış oldukları fikirler, Türk ulusunun davranışına, siyasal erginliğine aykırı olduğu kadar, herhalde kendi yaradılışlarına da aykırı idi.
Dışardaki görevlerini başarı ile yapacakları, ve, çok sevdiklerini bildiğimiz yurtlarına, günün birinde, kendi yaradılış ve olgunluklarına hiç de uygun düşmeyen fikirlerin serin kanlılıkla muhasebesini yapmış, ve o fikirlerden bütün bütün sıyrılmış olarak dönecekleri beklenmelidir.
Koleksiyon
Alıntı
“Olgunca Bir Hâl Şekli,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1280 ulaşıldı.