Atatürk'ün Gücü

Başlık: 
Atatürk'ün Gücü 
Kaynak: 
Ulus, "Günaydın" s. 1 
Tarih: 
1960-11-10 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi 
Metin: 
GÜNAYDIN

BÜLENT ECEVİT

Atatürk'ün Gücü

Atatürk belki sağlığında bile 28 Nisan 1960 sabahından beri olduğu kadar güçlü görünmemişti. Atatürk'ün nüfuzunu, büyük işler başarma gücünü, diktatörlükten aldığını sananlar ne kadar yanıldıklarını anlamış olmalıdırlar. Atatürk, gücünün doruğuna vardığı sırada, 1960 ilkbaharında, diktatör olmak, hattâ iktidarda olmak şöyle dursun, sağ bile değildi.

Millet iradesinden kurtulmağa çalışanlar, iktidarda kalabilmek için Cumhuriyet rejiminin temellerini çökertmeğe, kendilerine karşı, gelen her varlığı, her müesseseyi yok etmeğe kalkışanlar, 28 Nisan sabahından itibaren karşılarında, hiçbir maddî gücün yenemiyeceği bir iradeyi, 21 yılı aşkın zaman önce ölmüş bir insanın iradesini buldular... Türkiye'yi, kendilerinden başka kimsenin konuşamıyacağı bir ülke durumuna getirmek isteyenler, 28 Nisan sabahı, üniversite bahçelerinde, hiçbir kanunun susturamıyacağı, vücudu çoktan toprağa karışmış bir insanın sesini duydular.

Bu sesde Atatürk, birçoğu kendi ölümünden sonra doğmuş gençliğe sesleniyordu:

«İktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hiyanet içinde»

diyordu.

«Vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin»

diyordu,

«Türk genci inkılâpların ve rejimin bekçisidir. Bunların lüzumuna ve doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük bir kıpırtı ve hareket duydu mu.... hemen müdahale edecek.... nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır»

diyordu.

Atatürk'ün bu ulusa bıraktıklarının, gençliğe emanetinin, onun kurduğu devlette, yarattığı toplum düzeninde yetişen, onun izinde yürüyen insanların kafasında, yüreğinde, gücünde, en sağlam inancaya kavuştuğu 1960 ilkbaharında kesin olarak anlaşıldı.

Görülüyor ki artık, hiçbir iktidarın gücü Atatürk'ün eserini yıkmağa yetmez, onun izinde yürüyenlerin gücü ise, her engele karşı onun eserini, hiç bir vesayete muhtaç olmaksızın korumağa yeterdi.

Artık hiç kimse, Atatürk'ün eserlerini korumak içinde millî iradeye dayanmayan bir rejime ihtiyacımız olduğunu söyleyemezdi: 1960 ilkbaharında, millet iradesine karşı gelen iktidar, karşısında Atatürk'ü bulmuştu.

1960 Türkiye'sinde, Atatürk devrimlerine bağlılıkla, demokrasiye bağlılık aynı yüreklerde çarpmaktadır. Atatürk'ün ölümünün 22 nci yılında, uyanık ve şerefli her Türk'ün insanlık anlayışı, birbirinin tamamlayıcısı olan bu iki bağlılıktan örülüdür. 

Dosyalar

1960.11.10.RE_B.jpg
1960.11.10.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Atatürk'ün Gücü,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1275 ulaşıldı.