Kurucu Meclis ve Referandum
Başlık:
Kurucu Meclis ve Referandum
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 5
Tarih:
1960-09-19
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Kurucu Meclis ve referandum
Devlet ve Hükümet Başkanı Sayın Cemal Gürsel, Cumartesi günü basın toplantısında, Millî Birlik Komitesinin bir Kurucu Meclis için çalışmalar yaptığını, VATAN Başyazarı Sayın AhMed Emin Yalmanın bu konudaki teklifi ile ilgilendiğini açıklayarak şöyle demiştir:
«Biz Kurucu Meclis fikrine iki ay evvel geldik. Çalışmalar ilerliyor. Bir heyet bu hususta hazırlık yapıyor. Kurucu Meclis gelecek Meclisin bir örneği olacaktır. Gelecek çalışmalarımıza bir yol gösterecektir. Kurucu Meclisin bir fonksiyonu olacaktır. Süs için olmayacaktır.»
Sayın Başkanın bu sözlerinden, en çok 1961 Ekim sonuna kadar süreceği açıklanmış bulunan intikal devresinde devlet yönetimine yeni bir biçim verileceği anlaşılıyor.
Kurucu Meclisin kuruluş, ödev ve yetkileri anlaşılmadan, hukukî durumu ve ne yönde çalışacağı kestirilemez. Ancak, Sayın Gürsel, «bir fonksiyonu olacaktır», «süs için toplanmıyacaktır», «gelecek çalışmalarımıza yol gösterecektir», dediğine göre, bu Meclisten beklenebilecek asgarî yararlık ve hizmetler şöyle özetlenebilir:
1. Kamu hayatını, devlet işlerin yakından ilgilendiren konuların, kanun tasarılarının, kâmu oyu önünde açıkça tartışılması sağlanmış, böylelikle, devlet yönetiminde ve kanun hazırlıklarında gizliliğin, intikal devresi uzadıkça ortaya çıkan ve artan sakıncaları giderilmiş olacaktır.
Millî Birlik idaresinin açık tartışmalardan çekinmediğini, tersine bunda büyük fayda gördüğünü, Sayın Başkan, Kurucu Meclis hakkındaki açıklamasına eklediği şu sözleriyle belirtmiştir:
«İnkılâp Hükümetinin işlerinin tartışmasız yürüdüğünü mü sanıyorsunuz? Tartışma olmadan bir fikrin kemâle ermesine imkân var mıdır? Şimdi Hükümet içinde cereyan eden münakaşalar milletin önünde yapılacak ve daha faydalı olacaktır.»
2. Millî Birlik idaresiyle toplum arasında bugünkünden daha sıkı ve sürekli bir bağlantı kurulmuş olacaktır. Atılacak yeni adımların halk tarafından benimsenmesi ve şuurlu olarak desteklenmesi kolaylaşacaktır. Toplum gerçeklerine uymayan, o yüzden uygulanmasında güçlük çekilen, çabucak değiştirilmesi gereken kararlar alınmasını, kanunlar çıkarılmasını geniş ölçüde önleme imkânı kazanılacaktır.
3. Millî Birlik idaresinin Atatürk devrimlerini koruyucu, canlandırıcı teşebbüsleri geniş bir çevreye maledilmiş: İkinci Cumhuriyetin, gelecekteki siyasal mücadeleleri sınırlaması, çerçevelemesi ve bütün partilerce benimsenmesi umulan esasları daha sağlam, daha kalıcı bir şekilde tesbit edilmiş olacaktır.
4. Millî Birlik idaresinden normal demokratik idareye geçişin sarsıntısız, intikal devresinde başlanan işlerin sürekliliği, seçimle gelecek yeni idareye aksamasız, kesintisiz aktarılması kolaylaştırılmış olacaktır.
Bu arada anlaşılmamış bir nokta vardır: Bir Kurucu Meclis olunca, çok demokratik bir yol gibi görünmekle beraber büyük güçlük ve sakıncaları da bulunan referanduma ihtiyaç kalmaması, yeni Anayasaya son şeklini bu Meclisin vermesi beklenir. Yoksa, Kurucu Meclisin «kurucu» luğu kalmaz. Fakat Sayın Gürsel, gazetecilerin yazılı sorularına verdiği yazılı cevaplardan birinde, yeni Anayasa için referandumdan vaz geçilmediğini söylemektedir.
Ancak, gene yazılı cevaplardan birinde, Sayın Başkan Gürsel, VATAN Başyazarının intikal devresi için bir Meclis kurulması ile ilgili teklifinin Millî Birlik Komitesinde revaç görmediğini de bildirmektedir.
Bu durumda, Kurucu Meclis (veya «Temsilciler Meclisi») ile ve referandumla ilgili yazılı cevapların, M.B.K. bu konuda kesin kararını vermeden hazırlanmış olduğunu; basın toplantısındaki sözlü açıklamanın, son ve kesin kararı belirttiğini, ve ayni konudaki daha önce hazırlanmış yazılı hükümsüz bıratığını düşünmek yersiz olmaz sanırız.
Böyle düşürmek yerinde ise, Kurucu Meclis fikri kabul edilmekle, Anayasayı referanduma sunmaktan da hâli ile vaz geçildiği tahmin edilebilir.
Fakat gerek bu husus, gerek, Kurucu Meclisin gerçekten «Kurucu Meclis» adı verilebilecek bir tarzda kurulup kurulmayacağı hususu, şimdilik, yeni bir açıklamaya kadar, karanlık kalmıştır.
BÜLENT ECEVİT
Kurucu Meclis ve referandum
Devlet ve Hükümet Başkanı Sayın Cemal Gürsel, Cumartesi günü basın toplantısında, Millî Birlik Komitesinin bir Kurucu Meclis için çalışmalar yaptığını, VATAN Başyazarı Sayın AhMed Emin Yalmanın bu konudaki teklifi ile ilgilendiğini açıklayarak şöyle demiştir:
«Biz Kurucu Meclis fikrine iki ay evvel geldik. Çalışmalar ilerliyor. Bir heyet bu hususta hazırlık yapıyor. Kurucu Meclis gelecek Meclisin bir örneği olacaktır. Gelecek çalışmalarımıza bir yol gösterecektir. Kurucu Meclisin bir fonksiyonu olacaktır. Süs için olmayacaktır.»
Sayın Başkanın bu sözlerinden, en çok 1961 Ekim sonuna kadar süreceği açıklanmış bulunan intikal devresinde devlet yönetimine yeni bir biçim verileceği anlaşılıyor.
Kurucu Meclisin kuruluş, ödev ve yetkileri anlaşılmadan, hukukî durumu ve ne yönde çalışacağı kestirilemez. Ancak, Sayın Gürsel, «bir fonksiyonu olacaktır», «süs için toplanmıyacaktır», «gelecek çalışmalarımıza yol gösterecektir», dediğine göre, bu Meclisten beklenebilecek asgarî yararlık ve hizmetler şöyle özetlenebilir:
1. Kamu hayatını, devlet işlerin yakından ilgilendiren konuların, kanun tasarılarının, kâmu oyu önünde açıkça tartışılması sağlanmış, böylelikle, devlet yönetiminde ve kanun hazırlıklarında gizliliğin, intikal devresi uzadıkça ortaya çıkan ve artan sakıncaları giderilmiş olacaktır.
Millî Birlik idaresinin açık tartışmalardan çekinmediğini, tersine bunda büyük fayda gördüğünü, Sayın Başkan, Kurucu Meclis hakkındaki açıklamasına eklediği şu sözleriyle belirtmiştir:
«İnkılâp Hükümetinin işlerinin tartışmasız yürüdüğünü mü sanıyorsunuz? Tartışma olmadan bir fikrin kemâle ermesine imkân var mıdır? Şimdi Hükümet içinde cereyan eden münakaşalar milletin önünde yapılacak ve daha faydalı olacaktır.»
2. Millî Birlik idaresiyle toplum arasında bugünkünden daha sıkı ve sürekli bir bağlantı kurulmuş olacaktır. Atılacak yeni adımların halk tarafından benimsenmesi ve şuurlu olarak desteklenmesi kolaylaşacaktır. Toplum gerçeklerine uymayan, o yüzden uygulanmasında güçlük çekilen, çabucak değiştirilmesi gereken kararlar alınmasını, kanunlar çıkarılmasını geniş ölçüde önleme imkânı kazanılacaktır.
3. Millî Birlik idaresinin Atatürk devrimlerini koruyucu, canlandırıcı teşebbüsleri geniş bir çevreye maledilmiş: İkinci Cumhuriyetin, gelecekteki siyasal mücadeleleri sınırlaması, çerçevelemesi ve bütün partilerce benimsenmesi umulan esasları daha sağlam, daha kalıcı bir şekilde tesbit edilmiş olacaktır.
4. Millî Birlik idaresinden normal demokratik idareye geçişin sarsıntısız, intikal devresinde başlanan işlerin sürekliliği, seçimle gelecek yeni idareye aksamasız, kesintisiz aktarılması kolaylaştırılmış olacaktır.
Bu arada anlaşılmamış bir nokta vardır: Bir Kurucu Meclis olunca, çok demokratik bir yol gibi görünmekle beraber büyük güçlük ve sakıncaları da bulunan referanduma ihtiyaç kalmaması, yeni Anayasaya son şeklini bu Meclisin vermesi beklenir. Yoksa, Kurucu Meclisin «kurucu» luğu kalmaz. Fakat Sayın Gürsel, gazetecilerin yazılı sorularına verdiği yazılı cevaplardan birinde, yeni Anayasa için referandumdan vaz geçilmediğini söylemektedir.
Ancak, gene yazılı cevaplardan birinde, Sayın Başkan Gürsel, VATAN Başyazarının intikal devresi için bir Meclis kurulması ile ilgili teklifinin Millî Birlik Komitesinde revaç görmediğini de bildirmektedir.
Bu durumda, Kurucu Meclis (veya «Temsilciler Meclisi») ile ve referandumla ilgili yazılı cevapların, M.B.K. bu konuda kesin kararını vermeden hazırlanmış olduğunu; basın toplantısındaki sözlü açıklamanın, son ve kesin kararı belirttiğini, ve ayni konudaki daha önce hazırlanmış yazılı hükümsüz bıratığını düşünmek yersiz olmaz sanırız.
Böyle düşürmek yerinde ise, Kurucu Meclis fikri kabul edilmekle, Anayasayı referanduma sunmaktan da hâli ile vaz geçildiği tahmin edilebilir.
Fakat gerek bu husus, gerek, Kurucu Meclisin gerçekten «Kurucu Meclis» adı verilebilecek bir tarzda kurulup kurulmayacağı hususu, şimdilik, yeni bir açıklamaya kadar, karanlık kalmıştır.
Koleksiyon
Alıntı
“Kurucu Meclis ve Referandum,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1243 ulaşıldı.