Muzaffer Ozdağ'ın Düşünceleri

Başlık: 
Muzaffer Ozdağ'ın Düşünceleri 
Kaynak: 
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 3 
Tarih: 
1960-09-18 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi 
Metin: 
GÜNAYDIN

BÜLENT ECEVİT

Muzaffer Ozdağ'ın düşünceleri

Üniversite ayaklanmaları İstanbul'da başlamıştır. Ordu, Demokrat Parti iktidarının İstanbul ve Ankara'daki nümayişçileri tenkil teşebbüsü üzerine harekete geçmiştir.

Fakat şimdi siz, bir Millî Birlik Komitesi üyesi olarak, gidiyor, İstanbul Üniversitesinde diyorsunuz ki,

«Harekâtın nedeni Doğu, Güney - Doğu ve İç Anadolu bölgelerine yapacağınız gezilerle meydana çıkacaktır.»

Orduyu harekete geçiren nedenler Doğu Anadolu'da, Güney - Doğu Anadolu'da, İç Anadolu da idi de, niye harekete geçmek için Ordu, İstanbul'da Ankara'da nümayişler çıkmasını ve bu nümayişleri yapanların tenkiline teşebbüs edilmesinin beklemiştir?

Ankara'da öğretmenlere diyorsunuz ki,

«14 Mayıs 1950'de Ordu devrime katılmadı. Fakat canı gönülden destekledi. 14 Mayıs 1950de milletin iradesine uyulmasa idi Ordu vazifesini yapacaktı.»

Fakat ertesi, gün, İstanbul üniversitesine gidip, gene siz, Doğu Anadolu'daki toplum şartlarının kapkaranlık bir tablosunu çizerek,

«Seviyesi bu olan bir ortamda demokratik nizam fanteziye, oynanan oyun da komediye benzer»,

diyorsunuz.

Madem ki Ordu, seviyesi bu olan bir ortamda demokrasinin bir «fantezi», oynanan «oyun» un bir «komedi» olduğuna inanıyordu, Türkiye'ye demokrasiyi getiren 14 Mayıs 1950 devrimini niçin «canı gönülden tasvib» edip alkışlamıştı? Niçin, millet iradesine uyulmasa idi vazifesini yapmayı düşünmüştü?

Gene Ankara'da

«27 Mayıs 1960'da, Ordu demokrasiyi kurtarmak için harekete geçmiştir» diyorsunuz da, neden ertesi gün İstanbul'da Ordunun kurtarmak üzere harekete geçtiği demokrasinin Türkiye için bir «fantezi» olduğunu söylüyorsunuz?

Kaldı ki, Sayın Muzaffer Özdağ. siz bir gerçeği unutuyorsunuz: 27 Mayıs Devrimiyle devrilen Demokrat Parti iktidarının ne mal olduğunu ilk anlıyan, sizin demokrasiye hiç lâyık ve hazır görmediğiniz Doğu, Güney - Doğu, İç Anadolu bölgeleri halkıdır. O bölgeler halkını uyandırmasını istediğiniz aydınların nicesinden yıllar ve yıllar önce, o bölgeler halkı, oylarıyla Demokrat Partiyi kendi bölgelerinin büyük bir kısmından silip atmıştır.

Gene siz, Sayın Muzaffer Özdağ, İstanbul Üniversitesindeki konuşmanızın sonunda,

«Ordunun diğer fonksiyonu memleketin mukadderatını yurdun gerçeklerini anlayan, yurdunu seven, fikren, ahlâken, ruhen, bedenen aşınmamış bir kadroya teslim etmek olacaktır»,

diyorsunuz, ve hemen ardından şu cümleleri ekliyorsunuz:

«Milletin kendi mukadderatını tayinde tam serbesti içinde bulunması tabiîdir. Ordu bu seçim ve irade izharı için gerekli hürriyet havasını ve zemini hazırlamakla görevlidir.»

Yani —Türkiye'de «Hürriyet havası» nın çoktan hazır olduğu, bu hava hazır olduğu içindir ki 27 Mayıs Devriminin yapıldığı ve başarıya ulaştığı gerçekleri bir yana—, siz, bir paragraf içinde, hem, memleket mukadderatının kime teslim edileceğini Ordunun tayin edeceğini, hem de «milletin kendi mukadderatını tayinde tam serbesti» içinde bulunacağını söylüyorsunuz.

Zen Budizmi, biribirini tutmaz, biribiriyle çelişir ifadelerin çarpışmasından gerçek şimşeğinin çakmasını gözeten bir irrasyonelizm'e dayanır. Belki siz de konuşmalarınızda bunu sağlamak istediniz, Sayın Muzaffer Özdağ. Fakat çarpıyorum bu sözlerinizi biribirine, bir gerçek şimşeği çakmak şöyle dursun, bir kıvılcım bile çıkmıyor.

Anlamıyorum sizi Sayın Muzaffer Özdağ... Tesellim odur ki, Millî Birlik Komitesi üyelerinin büyük çoğunluğunun da sizi anlamadığına, sözleriniz karşısında benim kadar karanlık içinde kaldığına inanıyorum. 

Dosyalar

1960.09.18.RE_B1.jpg
1960.09.18.RE_B2.jpg
1960.09.18.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Muzaffer Ozdağ'ın Düşünceleri,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1242 ulaşıldı.