Bir Kâbusdan Kurtuluş
Başlık:
Bir Kâbusdan Kurtuluş
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 5
Tarih:
1960-08-20
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Bir kâbusdan kurtuluş
Basın hürriyetini sona erdiren, en etkili denetleme yollarından birini işlemez duruma getiren, hür dünyada Demokrat Parti diktatörlüğünün kesin başlangıcı sayılan bir kanun, yayın yolu ile işlenen suçlara dair 7 Haziran 1956 tarihli kanun, tarihe kavuşmak üzeredir.
Bu kanun, 27 Mayıs sabahı kapanan bir karanlık devreden arta kalmış bir kâbusdu. 27 Mayıs'tan beri hürriyetçi, dürüst gazetecilerin günleri ne kadar aydın olursa olsun, bu gazetecilerden nicesinin nice yıllarını hapishanelerde geçirtmiş, nicesini zaman zaman gazetesiz bırakmış, hepsine gazeteciliği yıllar yılı zından etmiş, çünkü hepsine görevlerini gereği gibi yapamayışın, yanlış gördüklerinden veya doğru bildiklerinden pek çoğunu yazamayışın acısını çektirmiş bu kanun yürürlükte kaldıkça, üzerlerindeki kâbus kalkmış olmuyordu.
Hele Adalet Bakanı, kendisine yöneltilen bir tenkid karşısında kızıp, bu kanunun hâlâ yürürlükte olduğunu, tenkidler durmazsa gene uygulanabileceğini söyleyince, o kâbus, karanlık bir çağın bütün anılarını dirilterek, şu aydın günlerimizi karartacak hale gelmişti. Bakanın sözlerinden cüret alan bazı Demokrat Partililer, o karanlık çağ kanununu harekete geçirmek için bir gün bile yitirmemişlerdi.
Fakat Adalet Bakanı Sayın Abdullah Gözübüyük, bu yanlış, bu 27 Mayıs ruhuna aykırı davranışını bir an önce onarmanın en etkili yolunu seçmiş, tenkidler, hücumlar karşısında işi yersiz bir onur meselesi yapıp direnecek yerde, yürürlükte olduğunu, tenkid ve hücumlar devam ederse uygulanacağını söylediği kötü kanunun, o baskı ve karanlık kanunun bir an önce yürürlükten kaldırılması için teşebbüse geçmek basiret ve olgunluğunu göstermiştir.
Böylece, hürriyetçi basınla Millî Birlik Hükümeti arasındaki iyi ve yapıcı münasebetleri ilk defa gölgelemek eğilimi gösteren bir olay, sevindirici, yürek ferahlatıcı bir gelişmeye yol açmış olmaktadır.
27 Mayıs Devrimi üzerine antidemokratik kanunları ayıklamak için kurulan Bilim Kurulu, raporunu bir buçuk aydan kısa bir sürede tamamlıyarak 11 Temmuz günü Adalet Bakanlığına sunmuştur.
Raporda, yayın yoluyla işlenen suçlar hakkındaki kanunun bütün bütün kaldırılması, bu suçların, yeni bir özel kanuna değil, bir çok ileri demokrasilerde olduğu gibi, genel hükümlere bağlı olması isteniyor; daha çok basının teknik yönlerini ve düzeltme, yalanlama hakkı gibi, mahkemelerin basın tarafından etki altına alınmaması gibi hususları düzenleyen Basın Kanununun ise, bütün antidemokratik hükümlerini atan bir yeni tasarı ileri sürülüyordu.
Şimdi, türlü kaygı ve huzursuzluklara yol açan gereksiz bir gecikmeye son verilerek, Bilim Kurulunun basınla ilgili bu tekliflerinin Hükümetçe ve Millî Birlik Komitesince derhal ele alınması kararlaştırılmıştır.
Bilim Kurulunun teklifleri kabul edilmekle, Türk basını, 27 Mayıs sabahı fiilen kavuştuğu hürriyete hukuken de kavuşmuş, bir kâbus sona ermiş, bir kara bulut dağılmıs olacak, Millî Birlik idaresi, iyiniyetinin ve demokrasi ülküsüne bağlılığının bir yeni delilini vermiş olacaktir.
BÜLENT ECEVİT
Bir kâbusdan kurtuluş
Basın hürriyetini sona erdiren, en etkili denetleme yollarından birini işlemez duruma getiren, hür dünyada Demokrat Parti diktatörlüğünün kesin başlangıcı sayılan bir kanun, yayın yolu ile işlenen suçlara dair 7 Haziran 1956 tarihli kanun, tarihe kavuşmak üzeredir.
Bu kanun, 27 Mayıs sabahı kapanan bir karanlık devreden arta kalmış bir kâbusdu. 27 Mayıs'tan beri hürriyetçi, dürüst gazetecilerin günleri ne kadar aydın olursa olsun, bu gazetecilerden nicesinin nice yıllarını hapishanelerde geçirtmiş, nicesini zaman zaman gazetesiz bırakmış, hepsine gazeteciliği yıllar yılı zından etmiş, çünkü hepsine görevlerini gereği gibi yapamayışın, yanlış gördüklerinden veya doğru bildiklerinden pek çoğunu yazamayışın acısını çektirmiş bu kanun yürürlükte kaldıkça, üzerlerindeki kâbus kalkmış olmuyordu.
Hele Adalet Bakanı, kendisine yöneltilen bir tenkid karşısında kızıp, bu kanunun hâlâ yürürlükte olduğunu, tenkidler durmazsa gene uygulanabileceğini söyleyince, o kâbus, karanlık bir çağın bütün anılarını dirilterek, şu aydın günlerimizi karartacak hale gelmişti. Bakanın sözlerinden cüret alan bazı Demokrat Partililer, o karanlık çağ kanununu harekete geçirmek için bir gün bile yitirmemişlerdi.
Fakat Adalet Bakanı Sayın Abdullah Gözübüyük, bu yanlış, bu 27 Mayıs ruhuna aykırı davranışını bir an önce onarmanın en etkili yolunu seçmiş, tenkidler, hücumlar karşısında işi yersiz bir onur meselesi yapıp direnecek yerde, yürürlükte olduğunu, tenkid ve hücumlar devam ederse uygulanacağını söylediği kötü kanunun, o baskı ve karanlık kanunun bir an önce yürürlükten kaldırılması için teşebbüse geçmek basiret ve olgunluğunu göstermiştir.
Böylece, hürriyetçi basınla Millî Birlik Hükümeti arasındaki iyi ve yapıcı münasebetleri ilk defa gölgelemek eğilimi gösteren bir olay, sevindirici, yürek ferahlatıcı bir gelişmeye yol açmış olmaktadır.
27 Mayıs Devrimi üzerine antidemokratik kanunları ayıklamak için kurulan Bilim Kurulu, raporunu bir buçuk aydan kısa bir sürede tamamlıyarak 11 Temmuz günü Adalet Bakanlığına sunmuştur.
Raporda, yayın yoluyla işlenen suçlar hakkındaki kanunun bütün bütün kaldırılması, bu suçların, yeni bir özel kanuna değil, bir çok ileri demokrasilerde olduğu gibi, genel hükümlere bağlı olması isteniyor; daha çok basının teknik yönlerini ve düzeltme, yalanlama hakkı gibi, mahkemelerin basın tarafından etki altına alınmaması gibi hususları düzenleyen Basın Kanununun ise, bütün antidemokratik hükümlerini atan bir yeni tasarı ileri sürülüyordu.
Şimdi, türlü kaygı ve huzursuzluklara yol açan gereksiz bir gecikmeye son verilerek, Bilim Kurulunun basınla ilgili bu tekliflerinin Hükümetçe ve Millî Birlik Komitesince derhal ele alınması kararlaştırılmıştır.
Bilim Kurulunun teklifleri kabul edilmekle, Türk basını, 27 Mayıs sabahı fiilen kavuştuğu hürriyete hukuken de kavuşmuş, bir kâbus sona ermiş, bir kara bulut dağılmıs olacak, Millî Birlik idaresi, iyiniyetinin ve demokrasi ülküsüne bağlılığının bir yeni delilini vermiş olacaktir.
Koleksiyon
Alıntı
“Bir Kâbusdan Kurtuluş,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1223 ulaşıldı.