Prototip
Başlık:
Prototip
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 3
Tarih:
1960-08-02
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
PROTOTİP
Millî Birlik yöneticilerinin kendi kendilerine güvenlerini ve halkın onlara güvenini sarsmağa, Millî Birlik yöneticilerini ülkülerinden ve bağlandıkları ilkelerden uzaklaştırmağa, bu ülkü ve ilkelerde birleşenler arasına şüphe ve ayrılık sokmağa, 27 Mayıs sabahından beri aralıksız uğraşanlar var. Bunlar, yurtta huzursuzluk, yönetimde, istikrarsızlık yaratabilmek, öylece Millî Birlik yönetimini işleyemez duruma getirebilmek, ve atılmak istenen bütün ileri adımları durdurup, devrimci davranışları, demokrasiyi yeniden kurma yolundaki çabaları önleyebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ortaya çıkamıyan, sistemli olarak asılsız, söylentiler yayıyor, telefonla, mektupla, yöneticilerin sinirlerini yıpratmağa, yollarını saşırtmağa çalışıyor; onların iyiniyetinden, hoş görürlüğünden yararlanıp da önce sindikleri yerlerden yavaş yavaş ortaya çıkabilenlerse sistemli olarak ortalığı bulandırmağa kalkışıyorlar.
Bunlardan çoğu, Demokrat Parti iktidarının zayıf düştükçe daha sıkı tutunduğu bir zihniyet ve davranışın tükenmez kaynağını, aşınmaz özünü teşkil edenlerdir. Demokrat Parti yıkılabilir, Demokrat Partinin adı bile unutulabilir, ama bu kaynak, bu öz gene de kalır. Demokrat Parti olmazsa kendine başka mecralar, başka kabuklar arayıp, bulur, bulamazsa yaratmağa uğraşır.
Aslında bu, bir siyasal mesele değil, bir tabiat hadisesidir. Bu unsurlar, ister ileri ister geri, her toplumun bileşiminde (terkibinde) dir.
Bunlar, Almanya'da, duvarlara gamalı haç çizenler, Hitler'in bilmem nerede yaşıyor olduğuna inanıp ona hâlâ müritlik edenlerdir; bunlar, İtalya'da Neo - Faşistlerdir; Fransa'da, Cezayir'ln yerii helkına insanca davranılmasını, Amerikada - İncil'den bile deliller uydurarak - zencilere beyazlarla eşit haklar tanınmasını, zencilerle bir çeşmeden su içmeyi reddedenlerdir.
Almanya'nın gamalı haç çizenlerini, İtalya'nın Neo -Faşistlerini, Fransa'nın Cezayir Amerika'nın zenci düşmanlarını son yıllarda Türkiye'ye getirip Türk uyruğu yapabilseydiniz hepsi Demokrat Partinin gönüllü birer «vatan cephesi» üyesi olurlardı... Ya da Türkiye'nin bugünkü Demokrat Parti artığı fesatçılarını, mürtecilerini, mutaassıplarını Almanya'ya götürürseniz duvarlara gamalı haç çizenlerle, İtalya'ya götürürseniz Neo - Faşistlerle beraber olur, Fransa'ya götürürseniz bir Cezayir sömürgecisi: Amerika'ya götürseinz, zencilerle bir çeşmeden su içmeyi reddeden, hattâ ellerine fırsat geçince onları linç eden birer zenci düşmanı kesilirlerdi.
Demokrat Partiye hâlâ inananlar, D. Partinin her türlü rezaletleri ortaya çıkmış önderlerine hâlâ bağlı kalanlar arasında cahiller vardır ki ergeç uyanacak, menfaatçiler vardır ki eski efendilerinden umut kesince menfaatlerini başka alanlarda, siyaset yerine, örneğin doğrudan doğruya, dolandırıcılıkta, soygunculukta arayacaklardır; nihayet, bu inanışı ve bağlılığı birden silkip atmağa aşırı onurlulukları engel olanlar vardır ki, onların da dürüstlükleri ergeç onurlarını yenecektir.
Ama ötekiler, o tükenmez kaynağı, aşınmaz özü teşkil edenler, o her toplumda her ileri adıma, her uyanık zihniyete, insanlığa lâyık bir düzen kurmak için atılan her adıma karşı olmak üzere doğmuş bulunanlar... Bunlar kalacaktır!.. Bunlara karşı toplumun korunma çaresi, faaliyet alanlarını, telkinlerini yayma imkânlarını sınırlamak; halkı öylelerine karşı uyarmak; toplumun siyasal düzenini, öylelerinin rol oynayamayacakları kadar aydınlık ve sıhhatli bir duruma getirmektir. Siyasal düzeni böylesine bir aydınlığa ve sıhhate kavuşmuş bir ülkede, örneğin İngiltere'de, bunlar, ya İngiliz faşisti Mosley'in adamları, ya Hyde Park'ın bazı gedikli hatipleri gibi, birer eğlencelik, birer merak çekici, gülünüp, hattâ acınıp geçilici birer toplum garibesi olmaktan ileri gidemezler.
Tehlike, bir siyasal kurulun, bir partinin, böylelerinden kuvvet almağa, böylelerinden kurulu bir öz çevresinde kabuklanmağa kalkışmasındadır.
İyiniyetten doğabilecek, fakat bunun kadar büyük bir tehlike de, böylelerinin safsatalarını, telkinlerini ciddiye almak, bu safsatalara, telkinlere bir kısım halkoyunun ifadesi değerini verip saygı göstermek, toplum işleri için kararlar alır, yol çizerken böylelerinin de telkinlerine kapılmak, hattâ sadece kulak vermektir.
BÜLENT ECEVİT
PROTOTİP
Millî Birlik yöneticilerinin kendi kendilerine güvenlerini ve halkın onlara güvenini sarsmağa, Millî Birlik yöneticilerini ülkülerinden ve bağlandıkları ilkelerden uzaklaştırmağa, bu ülkü ve ilkelerde birleşenler arasına şüphe ve ayrılık sokmağa, 27 Mayıs sabahından beri aralıksız uğraşanlar var. Bunlar, yurtta huzursuzluk, yönetimde, istikrarsızlık yaratabilmek, öylece Millî Birlik yönetimini işleyemez duruma getirebilmek, ve atılmak istenen bütün ileri adımları durdurup, devrimci davranışları, demokrasiyi yeniden kurma yolundaki çabaları önleyebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ortaya çıkamıyan, sistemli olarak asılsız, söylentiler yayıyor, telefonla, mektupla, yöneticilerin sinirlerini yıpratmağa, yollarını saşırtmağa çalışıyor; onların iyiniyetinden, hoş görürlüğünden yararlanıp da önce sindikleri yerlerden yavaş yavaş ortaya çıkabilenlerse sistemli olarak ortalığı bulandırmağa kalkışıyorlar.
Bunlardan çoğu, Demokrat Parti iktidarının zayıf düştükçe daha sıkı tutunduğu bir zihniyet ve davranışın tükenmez kaynağını, aşınmaz özünü teşkil edenlerdir. Demokrat Parti yıkılabilir, Demokrat Partinin adı bile unutulabilir, ama bu kaynak, bu öz gene de kalır. Demokrat Parti olmazsa kendine başka mecralar, başka kabuklar arayıp, bulur, bulamazsa yaratmağa uğraşır.
Aslında bu, bir siyasal mesele değil, bir tabiat hadisesidir. Bu unsurlar, ister ileri ister geri, her toplumun bileşiminde (terkibinde) dir.
Bunlar, Almanya'da, duvarlara gamalı haç çizenler, Hitler'in bilmem nerede yaşıyor olduğuna inanıp ona hâlâ müritlik edenlerdir; bunlar, İtalya'da Neo - Faşistlerdir; Fransa'da, Cezayir'ln yerii helkına insanca davranılmasını, Amerikada - İncil'den bile deliller uydurarak - zencilere beyazlarla eşit haklar tanınmasını, zencilerle bir çeşmeden su içmeyi reddedenlerdir.
Almanya'nın gamalı haç çizenlerini, İtalya'nın Neo -Faşistlerini, Fransa'nın Cezayir Amerika'nın zenci düşmanlarını son yıllarda Türkiye'ye getirip Türk uyruğu yapabilseydiniz hepsi Demokrat Partinin gönüllü birer «vatan cephesi» üyesi olurlardı... Ya da Türkiye'nin bugünkü Demokrat Parti artığı fesatçılarını, mürtecilerini, mutaassıplarını Almanya'ya götürürseniz duvarlara gamalı haç çizenlerle, İtalya'ya götürürseniz Neo - Faşistlerle beraber olur, Fransa'ya götürürseniz bir Cezayir sömürgecisi: Amerika'ya götürseinz, zencilerle bir çeşmeden su içmeyi reddeden, hattâ ellerine fırsat geçince onları linç eden birer zenci düşmanı kesilirlerdi.
Demokrat Partiye hâlâ inananlar, D. Partinin her türlü rezaletleri ortaya çıkmış önderlerine hâlâ bağlı kalanlar arasında cahiller vardır ki ergeç uyanacak, menfaatçiler vardır ki eski efendilerinden umut kesince menfaatlerini başka alanlarda, siyaset yerine, örneğin doğrudan doğruya, dolandırıcılıkta, soygunculukta arayacaklardır; nihayet, bu inanışı ve bağlılığı birden silkip atmağa aşırı onurlulukları engel olanlar vardır ki, onların da dürüstlükleri ergeç onurlarını yenecektir.
Ama ötekiler, o tükenmez kaynağı, aşınmaz özü teşkil edenler, o her toplumda her ileri adıma, her uyanık zihniyete, insanlığa lâyık bir düzen kurmak için atılan her adıma karşı olmak üzere doğmuş bulunanlar... Bunlar kalacaktır!.. Bunlara karşı toplumun korunma çaresi, faaliyet alanlarını, telkinlerini yayma imkânlarını sınırlamak; halkı öylelerine karşı uyarmak; toplumun siyasal düzenini, öylelerinin rol oynayamayacakları kadar aydınlık ve sıhhatli bir duruma getirmektir. Siyasal düzeni böylesine bir aydınlığa ve sıhhate kavuşmuş bir ülkede, örneğin İngiltere'de, bunlar, ya İngiliz faşisti Mosley'in adamları, ya Hyde Park'ın bazı gedikli hatipleri gibi, birer eğlencelik, birer merak çekici, gülünüp, hattâ acınıp geçilici birer toplum garibesi olmaktan ileri gidemezler.
Tehlike, bir siyasal kurulun, bir partinin, böylelerinden kuvvet almağa, böylelerinden kurulu bir öz çevresinde kabuklanmağa kalkışmasındadır.
İyiniyetten doğabilecek, fakat bunun kadar büyük bir tehlike de, böylelerinin safsatalarını, telkinlerini ciddiye almak, bu safsatalara, telkinlere bir kısım halkoyunun ifadesi değerini verip saygı göstermek, toplum işleri için kararlar alır, yol çizerken böylelerinin de telkinlerine kapılmak, hattâ sadece kulak vermektir.
Koleksiyon
Alıntı
“Prototip,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 27 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1214 ulaşıldı.