Ordu ve Dil

Başlık: 
Ordu ve Dil 
Kaynak: 
Ulus, "Günaydın" No 13211, ss. 1, 3 
Tarih: 
1960-06-12 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi / Atatürk Kitaplığı 
Metin: 
GÜNAYDIN

BÜLENT ECEVİT

Ordu ve dil

Türkiye'de Ordu, bütün Cumhuriyet devrimlerini olduğu gibi, dil devrimini de en çok benimsemiş kurumdur. Onun için, 27 Mayıs sabahının erken saatlerinde başlayan ihtilâl, bütün devrimlerde olduğu gibi, dil devriminde de bir yeniden dirilişin umutlarını getirmiştir.

Demokrat Partinin devrim düşmanı yöneticileri, Cumhuriyet devrimlerini yıkmağa dil devriminden başlamışlardı. Bu, kendi yönlerinden pek akıllıca bir davranıştı. Çünkü, düşünce ile dil birbirinden ayrılamıyacağına göre, dil devrimi baltalandığı ölçüde, Cumhuriyet devrimlerinin düşünce yapısının yıkılması kolaylaşmış olacaktı. Dil devrimine karşı girişilen bu baltalama hareketinin başlangıçta korktuğumuz kadar ileri gidememesinde, beklediğimiz kadar kötü sonuçlar vermemesinde, en az genç kuşak yazarları kadar, bazı gazeteciler kadar, hattâ, bugünleri göremeden öldüğüne çok yakındığımız Ataç kadar, Ordunun da etkisi olmuştur. Demokrat Parti iktidarının sonuna kadar, Türk Ordusu, hiç değilse kendi işlerinin çerçevesi içinde, dil devrimine elinden geldiği kadar bekçilik etmiştir. Türk Ordusunun arınmış dilinde, işleyen, günlük hayata başarıyla uygulanan öz Türkçesinde, bir «Genelkurmay Başkanı» terimi yerine D. P. iktidarının geri getirdiği bir «Erkânı Harbiye-i Umumiye Reisi» terimi, D. P. iktidarının son «Erkânı Harbiye-i Umumiye Reisi» nin Türk Ordusundaki varlığı kadar yersiz, yakışıksız ve gülünç kalmıştır.

27 Mayıs sabahından başlıyarak bir kaç gün, Devlet Radyosu yayınları, bize, dil verimi alanında da umutlarımızın gerçekleşmekte olduğu sanısını verdi. Bir kaç gün, Cumhuriyet Türkiye'sinin radyosunda Cumhuriyet devrimlerinin diline, özü sözü bir diline, yeniden kavaşmanın sevincini duyduk. Fakat bu sevincimiz pek kısa sürdü. 27 Mayıstan bir kaç gün sonra, D. P. devrinin köhne dili, süprülen ağlarını bir gecede yeniden kuruveren bir örümcek gibi, Devlet Radyosu yayınlarını yeniden kapladı.

Dilde özleşme ve arınma olmaksızın düşüncede özleşme ve arınma olamıyacağını çok iyi anlayan Atatürk, dil devrimine, başka hiç bir devrimden daha az önem vermezdi. Kendisinin en çok vakit ayırdığı, üzerinde en çok durduğu devrimin dil devrimi olduğunu söylemek bile yanlış olmaz sanırız.

Osmanlı İmparatorluğunun çöküntü çağının bütün mânevi hastalıklarını, kavramlar, terimler, klişeler halinde taşıyan eski dilde, boş lâf etmek, dalkavukluk etmek, düşünce sahtekârlığı yapmak, adam aldatmak, yeni dilde olduğundan çok daha kolaydır. Şimdi, eski dille beraber eski düşüncelerin, eski ve tehlikeli davranışların, 10 yıllık kötü alışkanlıkların da Radyoya, Radyo yoluyla bütün topluma, gene sızmasından korkutabilir.

Onun için, Türkiye'de dil devrimini en çok benimsemiş kurum olan Orduyu, ve Sayın yeni Basın - Yayın ve Turizm Bakanını, dil devrimini en geniş ölçüde yayabilecek ve en kolay kökleştirebilecek kurum olan Radyodaki bu gerilik belirtisine karşı uyarmayı borç biliriz.

Dilden söz açmışken ayırıca hatırlatmak isteriz ki, Ordu eliyle milletimize armağan edilecek bir Anayasanın da, Orduda kullanılan dil gibi arı bir dille yazılmış olması, düşüncede olduğu kadar dilde de devrimci olması beklenir. 

Dosyalar

1960.06.12.jpg
1960.06.12_RE_B1.jpg
1960.06.12_A.jpg
1960.06.12_RE_B2.jpg
1960.06.12_RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Ordu ve Dil,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1182 ulaşıldı.