Tedbirler ve Ötesi
Başlık:
Tedbirler ve Ötesi
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13181, ss. 1, 5
Tarih:
1960-04-12
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
“Tedbirler,, ve ötesi
Bülent ECEVİT
Seçimler olsun ama yenilmek olmasındı!
Yenilmek olsa bile iktidardan inilmesindi!
Muhalefet serbest olsun ama muhalif partiler iktidara gelme sevdasından vazgeçsinler, gazeteler hür olsunlar ama iktidardaki partiyi gözden düşürücü gerçekleri yazmasınlardı!
Demokrat Parti başlarının işte böyle masum bazı istek ve şartları vardı.
Muhalefete ve basına bu şartları güzellikle kabul ettirmeğe uğraştılar olmadı, zorla kabul ettirmeyi denediler hiç olmadı. Mahkemelere verdiklerinin kimi mahkemelerde kimi toplum vicdanında beraet etti. Devlet kuvvetlerini yol kesiciliğe kadar zorladılar geri tepti.
Böylece, sonunda, seçimler olursa yenilmekten, yenilince de iktidarı bırakmaktan kurtulamıyacaklarını anladılar.
Şaşkınlıkları da, kızgınlıkları da, yeni yeni tehditleri de, türlü bahanelerle seçimlerden kaçma tertipleri de bu yüzdendir.
Daha pek yakın günlere kadar açıktan açığa erken seçim hazırlığı içinde idiler. Fakat, İnönü'nün dediği gibi, «gözleri tutmadı.»
Düşünüyorlar ki şimdi, yenilme tehlikesi olmaksızın secime gidebilmeleri, ancak muhalefetin yok olmasına bağlıdır. Onun için, muhalefet yok oluncaya kadar seçimler geri bırakılmalıdır!
Fakat muhalefet nasıl yok olacak?
Daha önce Genel Başkanları bunu bir buyrukla sağlamayı denemişti. Parti teşkilâtına bir genelge yollayıp,
— Muhalefeti yok ediniz!, demisti.
Yer yer gayretli parti üyeleri, sevgili Genel Başkanlarının hatırı için bu buyruğun gereğini yapmağı denediler, derslerini aldılar.
Şimdi aynı Genel Başkan, bütün parti teşkilâtının yapamadığını Meclis Grupundaki 400 kişiye yaptırma sevdasındadır. İktidar partisi Meclis Grupu, Cumhuriyet Halk Partisi muhalefetini muhakeme edecek, önceden ilân ettiği suçlarla suçlu bulacak ve gereği gibi cezalandıracaktır. Bu ceza da, muhalefeti yok edecek, hiç değilse varlığı ile yokluğu ayırd edilmez hale getirecek kadar ağır olacaktır.
Suçlu ise neden C.H.P. hakkında normal yollardan kovuşturmaya geçilmez?.. Bunun cevabını radyoda vermişlerdir: Ele aldıkları dâva, devletin «normal cihazlarının normal işleyişi» ile hallediliverecek bir dâva değildir!. «Normal cihazların normal işleyişi» ile, çoğu hallerde, suçsuzlar beraet edip suçlular mahkûm olmaktadır. Oysa, Demokrat Parti başlarının işine gelen, bunun tam tersidir: Suçsuzlar mahkûm olup suçlular hükümran olmalıdır!
Diyelim ki aralarında toplanıp, «devletin normal cihazları» yerine bir takım anormal cihazlar kurup C.H.P. ni mahkûm ettiler... Ne olacak?.. C.H.P. yok mu olacak?.. Bir köşeye çekilip sessiz mi duracak?.. «Devletin normal cihazlarının normal işleyişi» ne tahammülleri olmadığını Devlet Radyosu ile ilân edecek kadar hukukî sınırlar dışına çıkan kimselere, bu Devleti kurmuş insanların partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, kendi hak ve hukukunu teslim mi edecek?..
Demokrat Parti başları eğer bunu hayal ediyorlarsa, dönmeğe hazırlandıkları köşe başında kendilerini hayatlarının en büyük hayal kırıklığı beklemektedir.
— Olsun, diyebilirler, C.H.P. ni yok edinceye kadar biz de seçim yapmayız!
Eğer böyle bir düşünceleri varsa, onun da cevabını dünkü gazetelerde İnönü'den almışlardır. Seçim yapıp yapmama hakları 27 Ekim 1961 akşamı güneş battığında sona erecektir. O ana kadar seçimler yenilenmemiş olursa, İnönü'nün dediği gibi, idareleri gayrımeşrû olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi öyle bir idareyi tanımayacak, onun Meclisinde yer almıyacaktır. Çünkü bu idarenin milletten aldığı vekâlet o güne kadardır. O günden sonra kimin var olup kimin yok olacağını millet kararlaştıracaktır.
“Tedbirler,, ve ötesi
Bülent ECEVİT
Seçimler olsun ama yenilmek olmasındı!
Yenilmek olsa bile iktidardan inilmesindi!
Muhalefet serbest olsun ama muhalif partiler iktidara gelme sevdasından vazgeçsinler, gazeteler hür olsunlar ama iktidardaki partiyi gözden düşürücü gerçekleri yazmasınlardı!
Demokrat Parti başlarının işte böyle masum bazı istek ve şartları vardı.
Muhalefete ve basına bu şartları güzellikle kabul ettirmeğe uğraştılar olmadı, zorla kabul ettirmeyi denediler hiç olmadı. Mahkemelere verdiklerinin kimi mahkemelerde kimi toplum vicdanında beraet etti. Devlet kuvvetlerini yol kesiciliğe kadar zorladılar geri tepti.
Böylece, sonunda, seçimler olursa yenilmekten, yenilince de iktidarı bırakmaktan kurtulamıyacaklarını anladılar.
Şaşkınlıkları da, kızgınlıkları da, yeni yeni tehditleri de, türlü bahanelerle seçimlerden kaçma tertipleri de bu yüzdendir.
Daha pek yakın günlere kadar açıktan açığa erken seçim hazırlığı içinde idiler. Fakat, İnönü'nün dediği gibi, «gözleri tutmadı.»
Düşünüyorlar ki şimdi, yenilme tehlikesi olmaksızın secime gidebilmeleri, ancak muhalefetin yok olmasına bağlıdır. Onun için, muhalefet yok oluncaya kadar seçimler geri bırakılmalıdır!
Fakat muhalefet nasıl yok olacak?
Daha önce Genel Başkanları bunu bir buyrukla sağlamayı denemişti. Parti teşkilâtına bir genelge yollayıp,
— Muhalefeti yok ediniz!, demisti.
Yer yer gayretli parti üyeleri, sevgili Genel Başkanlarının hatırı için bu buyruğun gereğini yapmağı denediler, derslerini aldılar.
Şimdi aynı Genel Başkan, bütün parti teşkilâtının yapamadığını Meclis Grupundaki 400 kişiye yaptırma sevdasındadır. İktidar partisi Meclis Grupu, Cumhuriyet Halk Partisi muhalefetini muhakeme edecek, önceden ilân ettiği suçlarla suçlu bulacak ve gereği gibi cezalandıracaktır. Bu ceza da, muhalefeti yok edecek, hiç değilse varlığı ile yokluğu ayırd edilmez hale getirecek kadar ağır olacaktır.
Suçlu ise neden C.H.P. hakkında normal yollardan kovuşturmaya geçilmez?.. Bunun cevabını radyoda vermişlerdir: Ele aldıkları dâva, devletin «normal cihazlarının normal işleyişi» ile hallediliverecek bir dâva değildir!. «Normal cihazların normal işleyişi» ile, çoğu hallerde, suçsuzlar beraet edip suçlular mahkûm olmaktadır. Oysa, Demokrat Parti başlarının işine gelen, bunun tam tersidir: Suçsuzlar mahkûm olup suçlular hükümran olmalıdır!
Diyelim ki aralarında toplanıp, «devletin normal cihazları» yerine bir takım anormal cihazlar kurup C.H.P. ni mahkûm ettiler... Ne olacak?.. C.H.P. yok mu olacak?.. Bir köşeye çekilip sessiz mi duracak?.. «Devletin normal cihazlarının normal işleyişi» ne tahammülleri olmadığını Devlet Radyosu ile ilân edecek kadar hukukî sınırlar dışına çıkan kimselere, bu Devleti kurmuş insanların partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, kendi hak ve hukukunu teslim mi edecek?..
Demokrat Parti başları eğer bunu hayal ediyorlarsa, dönmeğe hazırlandıkları köşe başında kendilerini hayatlarının en büyük hayal kırıklığı beklemektedir.
— Olsun, diyebilirler, C.H.P. ni yok edinceye kadar biz de seçim yapmayız!
Eğer böyle bir düşünceleri varsa, onun da cevabını dünkü gazetelerde İnönü'den almışlardır. Seçim yapıp yapmama hakları 27 Ekim 1961 akşamı güneş battığında sona erecektir. O ana kadar seçimler yenilenmemiş olursa, İnönü'nün dediği gibi, idareleri gayrımeşrû olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi öyle bir idareyi tanımayacak, onun Meclisinde yer almıyacaktır. Çünkü bu idarenin milletten aldığı vekâlet o güne kadardır. O günden sonra kimin var olup kimin yok olacağını millet kararlaştıracaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Tedbirler ve Ötesi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1168 ulaşıldı.