Seçim veya "Vatan Cephesi"
Title:
Seçim veya "Vatan Cephesi"
Source:
Ulus, "Günün Işığında" No 13134, ss. 1, 3
Date:
1960-02-23
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
SEÇİM VEYA "VATAN CEPHESİ,,
Bülent ECEVİT
Başbakanın, seçimleri önümüzdeki İlkbaharda yenilemek istediği belli. Bu erken seçimlerin hazırlığına şimdiden başlanmıştır.
Fakat Başbakanın daha başka imkânlar üzerinde de düşündüğü, hayalini işlettiği gözden kaçmıyor.
Son dakikada yılıp da seçimleri 1960 İlkbaharında yenilemekten cayarsa, 1961 de yenilemek, Başbakanın hiç işine gelmiyecektir. Çünkü 1961 de memleket, 1958 de ek dış yardımlar alınmadan önceki sıkıntılı günleri aratacak kadar ağır sıkıntılar içine düşmüş olacaktır.
Onun için, Başbakan, bir yandan 1960 İlkbaharında yapılacak bir erken seçime hazırlanırken, bir yandan da, her ihtimale karşı, seçimleri 1961 den sonraya bırakabilmenin kapısını yapmağa çalışmaktadır.
Nitekim, 16 Ocak 1960 günü, İnönü'ye verdiği bir cevapta, seçimlerin «1960 veya 1962» de yapılacağından söz etmiştir.
Normal seçim tarihi bu ikisinin arasındaki 1961 yılı olduğu halde, Başbakan, 1961 yılını anmak bile, hatıra getirmek bile istemiyor.
14 Şubat 1960 günü İskenderun'da yaptığı konuşmada da, Başbakan, 1957 Ekiminde seçimlerin «daha bir buçuk senelik bir müddet varken» yenilendiğini söylemiştir. Oysa bir önceki seçimler 1954 Mayısında yapıldığına göre, Anayasa gereğince de seçimler 4 yılda bir yenileneceğine göre, 1957 Ekiminde normal seçim zamanına «bir buçuk senelik» değil, olsa olsa 7-8 aylık bir zaman kalmıştı.
Bu iki konuşmasından da anlaşılıyor ki, Başbakan, Anayasada bulunan, «yeni intihabatın icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin bir sene temdidi caizdir» fıkrasını Hükümete tanınmış bir mutlak yetki gibi göstermek, ve Anayasanın «B. M. M. intihabı dört senede bir kere icra olunur» tarzındaki temel hükmünü unutturmak hevesindedir.
Böylelikle, bir yandan seçimleri 5 yılda yenileme yetkisini el altında bulundurmuş, bir yandan da, 4 yıllık müddeti bile doldurmağa gözü tutmazsa, seçimleri daha önce yenileme imkânını hazırlamış olacaktır.
Bu iki imkânın dışında bir üçüncü imkân, olsa olsa, hiç seçim yapmamaktır. Gerçi seçim yapmayan bir idare meşru sayılamaz. Fakat İskenderun'da söylediği bazı sözler, Başbakanın, her ihtimale karşı, bu üçüncü imkâna da memleketi hazırlamak istediğini açığa vurmuştur.
İskenderun'da Başbakan, «Vatan Cephesi» ni 1958 Balıkesir konuşmasıyla açışından bahsederek şöyle demiştir:
«Büyük milletimizin seçimler yolundan kendi iradesini memlekette hâkim kılması imkânının yanında, şartlar, bir başka yoldan da Türk Milletinin işlere el koyması lüzumunu şiddetle hissettiriyordu.
«.... O günden (Balıkesir konuşmasının yapıldığı günden) bugüne kadar Vatan Cephesine katılan vatandaşlarımızın, aziz ve sevgili kardeşlerimizin sayısı bir milyonu çoktan geçmiş bulunuyor.
«.... Filhakika nifak cephesinden de Vatan Cephesine kitleler halindeki bu geçiş milletçe işlere el konulmuş olmak vâkıası olarak anlaşılmak icabeder.»
Milletin, seçimlerden başka bir yoldan da, hele iktidar partisine kaydolma yolundan da, iradesini belirtmesi gibi bir usul, hiç bir demokraside, hattâ, demokratik olsun olmasın, seçim yapılan hiç bir memlekette, bugüne kadar işitilmiş değildir.
Vatandaşları ekemğiyle oynayarak, iktidar partisine kaydolmağa zorlamak, bu zorlamaya boyun eğmeyenlerin de bir kısmını Devlet Radyosunda iktidar partisine kaydolmuş gibi ilân etmek, sonra ortaya gelişi güzel bir toplam çıkarıp,
— İşte, seçmen çoğunluğu iktidar partisine kayıtlı; millet böylelikle işlere el koymuş oldu (!), demek, ve bunu millî irade hâkimiyetini tecellî ettirmenin seçimler kadar makbul bir «başka yol» u olarak göstermek!..
Böyle bir gayret, ister istemez, iktidardan düşmeyi göze alamadığı için iktidarda kalabilmek uğrunda her şeyi göze alan bir iktidar liderinin, seçimden yıldığı takdirde seçim usulünü büsbütün ortadan kaldırmayı, ve onun yerine, partiye kayıt usulünü koymayı düşündüğünü akla getirir.
Demek ki, Başbakan şu sırada üç imkânı birden düşünmektedir:
1 — Seçimleri bir - birbuçuk yıl erken yapmak;
2 — Seçimleri, Anayasa gereğince yapılması gereken zamandan daha sonraya bırakmak;
3 — Hiç seçim yapmamak...
Birincisine, yani seçimlerin bir - birbuçuk yıl erken yapılmasına, millet olarak ve muhalefet olarak hazırız. Seçimlerin bir an önce yapılması için sabırsızız.
İkinci şıkka, Anayasaya saygılı insanlar olarak, ortada seçimleri imkânsız kılan harb gibi anormal bir şart bulunmadıkça, elbette razı olamayız.
Üçüncü şıkkı ise, bir daha, İskenderun'daki gibi imalar yolu ile bile duymak istemeyiz.
Bay Adnan Menderes'in, radyoda okunan «Vatan Cephesi» ne iltihak listeleriyle kendi kendini aldatmasına engel olunamasa bile, bu gibi iltihak listelerini, memlekette millî iradeyi hâkim kılmanın seçimler kadar makbul bir «başka yol»u olarak kabul ettirmeğe kalkışmasına karşı, secimlerin değerini anlamış bu milletin tepkisi amansız olur. Şimdiden uyarırız!
SEÇİM VEYA "VATAN CEPHESİ,,
Bülent ECEVİT
Başbakanın, seçimleri önümüzdeki İlkbaharda yenilemek istediği belli. Bu erken seçimlerin hazırlığına şimdiden başlanmıştır.
Fakat Başbakanın daha başka imkânlar üzerinde de düşündüğü, hayalini işlettiği gözden kaçmıyor.
Son dakikada yılıp da seçimleri 1960 İlkbaharında yenilemekten cayarsa, 1961 de yenilemek, Başbakanın hiç işine gelmiyecektir. Çünkü 1961 de memleket, 1958 de ek dış yardımlar alınmadan önceki sıkıntılı günleri aratacak kadar ağır sıkıntılar içine düşmüş olacaktır.
Onun için, Başbakan, bir yandan 1960 İlkbaharında yapılacak bir erken seçime hazırlanırken, bir yandan da, her ihtimale karşı, seçimleri 1961 den sonraya bırakabilmenin kapısını yapmağa çalışmaktadır.
Nitekim, 16 Ocak 1960 günü, İnönü'ye verdiği bir cevapta, seçimlerin «1960 veya 1962» de yapılacağından söz etmiştir.
Normal seçim tarihi bu ikisinin arasındaki 1961 yılı olduğu halde, Başbakan, 1961 yılını anmak bile, hatıra getirmek bile istemiyor.
14 Şubat 1960 günü İskenderun'da yaptığı konuşmada da, Başbakan, 1957 Ekiminde seçimlerin «daha bir buçuk senelik bir müddet varken» yenilendiğini söylemiştir. Oysa bir önceki seçimler 1954 Mayısında yapıldığına göre, Anayasa gereğince de seçimler 4 yılda bir yenileneceğine göre, 1957 Ekiminde normal seçim zamanına «bir buçuk senelik» değil, olsa olsa 7-8 aylık bir zaman kalmıştı.
Bu iki konuşmasından da anlaşılıyor ki, Başbakan, Anayasada bulunan, «yeni intihabatın icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin bir sene temdidi caizdir» fıkrasını Hükümete tanınmış bir mutlak yetki gibi göstermek, ve Anayasanın «B. M. M. intihabı dört senede bir kere icra olunur» tarzındaki temel hükmünü unutturmak hevesindedir.
Böylelikle, bir yandan seçimleri 5 yılda yenileme yetkisini el altında bulundurmuş, bir yandan da, 4 yıllık müddeti bile doldurmağa gözü tutmazsa, seçimleri daha önce yenileme imkânını hazırlamış olacaktır.
Bu iki imkânın dışında bir üçüncü imkân, olsa olsa, hiç seçim yapmamaktır. Gerçi seçim yapmayan bir idare meşru sayılamaz. Fakat İskenderun'da söylediği bazı sözler, Başbakanın, her ihtimale karşı, bu üçüncü imkâna da memleketi hazırlamak istediğini açığa vurmuştur.
İskenderun'da Başbakan, «Vatan Cephesi» ni 1958 Balıkesir konuşmasıyla açışından bahsederek şöyle demiştir:
«Büyük milletimizin seçimler yolundan kendi iradesini memlekette hâkim kılması imkânının yanında, şartlar, bir başka yoldan da Türk Milletinin işlere el koyması lüzumunu şiddetle hissettiriyordu.
«.... O günden (Balıkesir konuşmasının yapıldığı günden) bugüne kadar Vatan Cephesine katılan vatandaşlarımızın, aziz ve sevgili kardeşlerimizin sayısı bir milyonu çoktan geçmiş bulunuyor.
«.... Filhakika nifak cephesinden de Vatan Cephesine kitleler halindeki bu geçiş milletçe işlere el konulmuş olmak vâkıası olarak anlaşılmak icabeder.»
Milletin, seçimlerden başka bir yoldan da, hele iktidar partisine kaydolma yolundan da, iradesini belirtmesi gibi bir usul, hiç bir demokraside, hattâ, demokratik olsun olmasın, seçim yapılan hiç bir memlekette, bugüne kadar işitilmiş değildir.
Vatandaşları ekemğiyle oynayarak, iktidar partisine kaydolmağa zorlamak, bu zorlamaya boyun eğmeyenlerin de bir kısmını Devlet Radyosunda iktidar partisine kaydolmuş gibi ilân etmek, sonra ortaya gelişi güzel bir toplam çıkarıp,
— İşte, seçmen çoğunluğu iktidar partisine kayıtlı; millet böylelikle işlere el koymuş oldu (!), demek, ve bunu millî irade hâkimiyetini tecellî ettirmenin seçimler kadar makbul bir «başka yol» u olarak göstermek!..
Böyle bir gayret, ister istemez, iktidardan düşmeyi göze alamadığı için iktidarda kalabilmek uğrunda her şeyi göze alan bir iktidar liderinin, seçimden yıldığı takdirde seçim usulünü büsbütün ortadan kaldırmayı, ve onun yerine, partiye kayıt usulünü koymayı düşündüğünü akla getirir.
Demek ki, Başbakan şu sırada üç imkânı birden düşünmektedir:
1 — Seçimleri bir - birbuçuk yıl erken yapmak;
2 — Seçimleri, Anayasa gereğince yapılması gereken zamandan daha sonraya bırakmak;
3 — Hiç seçim yapmamak...
Birincisine, yani seçimlerin bir - birbuçuk yıl erken yapılmasına, millet olarak ve muhalefet olarak hazırız. Seçimlerin bir an önce yapılması için sabırsızız.
İkinci şıkka, Anayasaya saygılı insanlar olarak, ortada seçimleri imkânsız kılan harb gibi anormal bir şart bulunmadıkça, elbette razı olamayız.
Üçüncü şıkkı ise, bir daha, İskenderun'daki gibi imalar yolu ile bile duymak istemeyiz.
Bay Adnan Menderes'in, radyoda okunan «Vatan Cephesi» ne iltihak listeleriyle kendi kendini aldatmasına engel olunamasa bile, bu gibi iltihak listelerini, memlekette millî iradeyi hâkim kılmanın seçimler kadar makbul bir «başka yol»u olarak kabul ettirmeğe kalkışmasına karşı, secimlerin değerini anlamış bu milletin tepkisi amansız olur. Şimdiden uyarırız!
Collection
Citation
“Seçim veya "Vatan Cephesi",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1150.