Hareketlerinin Bedeli
Başlık:
Hareketlerinin Bedeli
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13119, ss. 1, 5
Tarih:
1960-02-09
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Hareketlerinin bedeli
Bülent ECEVİT
—Üzerinden geçtiğiniz yolları biz yaptık!, derler...
Verecek cevap bulamadılar mı söyledikleri sözlerden biri budur. Bunu söyler, arkasından hakaretleri, küfürleri sıralarlar.
Pazar gecesi de Radyo Gazetesi öyle yaptı. İktidarın başı ve sözcüleri İnönü'nün Konya söylevine verecek cevap bulamadıkları için olacak, Devlet Radyosunda İnönü'ye,
— Konya'ya giderken geçtiğiniz yolları biz yaptık!, edebiyatıyla başlıyan, ve küfürle, hakaretle devam eden bir hücum da bulunuldu.
Radyo Gazetesinin ve ertesi sabah iktidar sözcüsü Zafer Gazetesinin işledikleri başlıca temalardan biri de İnönü'nün yaşı idi. İnönü'nün yaşını ele alarak, insanlıkla bağdaşması imkansız, en çirkin imalarda bulundular. Oysa, Cumhurbaşkanı Bayar İnönü'den daha yaşlı olduğu halde, kendisi için bu türlü imalarda bulunmak bir tek C.H.P. linin aklından geçmemiştir.
İşte Pazar akşamı Türk Devlet Radyosunun İnönü için kullandığı ifade ve tâbirlerden bir kaç örnek:
«Hırsı yüzünden gözlerinin kararmış, yahut idrakinin mühürlenmiş olması...»;
«İçindeki hırsın ifriti...»;
«İnönü'nün zayıflamış iradesini büsbütün emrine ve hizmetine almışa benzeyen ifrit, iktidar hırsıdır...»:
«Fitne ile münafıklığı...»;
«Fodul bir yelteniş...»
Demokrat Parti iktidarının,
— Üzerinden geçtiğiniz yolları biz yaptık, diye söylenişine karşı, Cumhuriyet Halk Partililer de,
— Bize küfür etmek, İnönü'ye hakaret etmek için kullandığınız radyoları biz kurduk!, diyemezler mi idi?
— Sizin Amerikan yardımıyla ve C.H.P. iktidarı zamanında hazırlanan program içersinde yaptığınız yolların üzerinden geçtiği toprakları biz kurtardık!, diyemezler mi idi?
Demokrat Parti liderlerinden birçoğunun seçim bölgesi olan illeri kurtaran kumandanın, bugün Türk Devlet Radyosunda küfür edilen Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa olduğunu hatırlatamazlar mı idi?
Bunlar söylense, hatırlatılsa kızarlar... Bunlar söylense, hatırlatılsa, Cumhuriyet Halk Partisini, millî tarihimizden kendine haksız bir övünme payı çıkarmakla suçlandırırlar.
Ama Demokrat Parti iktidarı sırasında ne yapıldı ise - ki bu yapılanlar, tarihimizde görülmemiş ölçüde dış yardım imkânlarına rağmen, İnönü'nün Konya'da dediği gibi, «en ihmalci ve israfçı bir idarenin bile becerebileceği huduttan ileri gitmemiştir» - sadece kendilerinindir. O kadar kendilerinindir ki, kendilerine oy vermeyen illere gidip, açıktan açığa,
- Bize oy vermezseniz aramıza dargınlıklar girer, size hizmet etmeyiz!, tahdidini savururlar.
Bu vatanı o kadar kendi çiftlikleri gibi görmek ve kullanmak hevesindedirler ki. Demokrat Parti Genel Başkanı bir ili ziyarete gittiği vakit, yollarda kalabalık toplansın diye daıreler, fabrikalar, okullar kapatılır, sağdan soldan zorla adam getirtilir, sokak hoparlörlerinde günlerce, Menderes'i alkışlamanın, Menderes'e tezahürat yapmanın serbest olduğu ilân edilir; fakat bu memleketin kurtarıcılarından, bu Devletin kurucularından. eski Başbakan. eski Cumhurbaşkanı İnönü, bir muhalefet partisi lideri olarak, bir ili ziyarete gidince, karın altında onu her türlü güçlüğe, engele rağmen karşılamağa gelen Türk vatandaşlarının üstüne zehirli gaz bombaları atılır, Türk polisi o vatandaşların üstüne atlarla, coplarla, kırbaçlarla saldırtılır.
Hem «Türk vatandaşları artık reylerini bu çeşit gösterilerin saşaasına ve gürültüsüne kapılarak vermiyor» (Zaferin dünkü başyazısından) derler, hem de Menderes'i en şaşaalı ve gürültülü tarzda karşılatmak için, Inönü'nün tâbiriyle «güdumlü gösteri» ler tertipler, millet kesesinden milyonlarca lira sarfeder, ve bu «güdümlü gösteri» leri Demokrat Partinin «kahir ekseriyet» tarafından tutulduğuna delil diye kabul ettirerek, bu delili mesnet diye kullanarak, milleti daha çok ezebilmek isterler.
Türk Devletini idare etme sorumluluğu daha uzun zaman böyle bir zihniyetin sahiplerine bırakılamaz.
Devlet Radyosu, bu memleketin en büyük ve en temiz bir insanına küfür etmek, millet çoğunluğuna karşı düşmanca sinir harbi açmak için kullandırılamaz.
Bu memeleketin, insanî haklarını kullanan vatandaşları üzerine, işgal memleketlerinde bile görülmeyen usullerle, bombalı, kırbaçlı polisler saldırtılamaz.
Bu türlü hareketlerinin bedelini, en az, ilk seçimlerde iktidardan düşmekle ödeyeceklerdir.
Bedelin geri kalanı için de, Türk Milletinin merhametine, ve bugün Devlet Radyosundan küfür ve hakaret ettikleri İnönü'nün âlicenaplığına sığınacaklardır.
Hareketlerinin bedeli
Bülent ECEVİT
—Üzerinden geçtiğiniz yolları biz yaptık!, derler...
Verecek cevap bulamadılar mı söyledikleri sözlerden biri budur. Bunu söyler, arkasından hakaretleri, küfürleri sıralarlar.
Pazar gecesi de Radyo Gazetesi öyle yaptı. İktidarın başı ve sözcüleri İnönü'nün Konya söylevine verecek cevap bulamadıkları için olacak, Devlet Radyosunda İnönü'ye,
— Konya'ya giderken geçtiğiniz yolları biz yaptık!, edebiyatıyla başlıyan, ve küfürle, hakaretle devam eden bir hücum da bulunuldu.
Radyo Gazetesinin ve ertesi sabah iktidar sözcüsü Zafer Gazetesinin işledikleri başlıca temalardan biri de İnönü'nün yaşı idi. İnönü'nün yaşını ele alarak, insanlıkla bağdaşması imkansız, en çirkin imalarda bulundular. Oysa, Cumhurbaşkanı Bayar İnönü'den daha yaşlı olduğu halde, kendisi için bu türlü imalarda bulunmak bir tek C.H.P. linin aklından geçmemiştir.
İşte Pazar akşamı Türk Devlet Radyosunun İnönü için kullandığı ifade ve tâbirlerden bir kaç örnek:
«Hırsı yüzünden gözlerinin kararmış, yahut idrakinin mühürlenmiş olması...»;
«İçindeki hırsın ifriti...»;
«İnönü'nün zayıflamış iradesini büsbütün emrine ve hizmetine almışa benzeyen ifrit, iktidar hırsıdır...»:
«Fitne ile münafıklığı...»;
«Fodul bir yelteniş...»
Demokrat Parti iktidarının,
— Üzerinden geçtiğiniz yolları biz yaptık, diye söylenişine karşı, Cumhuriyet Halk Partililer de,
— Bize küfür etmek, İnönü'ye hakaret etmek için kullandığınız radyoları biz kurduk!, diyemezler mi idi?
— Sizin Amerikan yardımıyla ve C.H.P. iktidarı zamanında hazırlanan program içersinde yaptığınız yolların üzerinden geçtiği toprakları biz kurtardık!, diyemezler mi idi?
Demokrat Parti liderlerinden birçoğunun seçim bölgesi olan illeri kurtaran kumandanın, bugün Türk Devlet Radyosunda küfür edilen Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa olduğunu hatırlatamazlar mı idi?
Bunlar söylense, hatırlatılsa kızarlar... Bunlar söylense, hatırlatılsa, Cumhuriyet Halk Partisini, millî tarihimizden kendine haksız bir övünme payı çıkarmakla suçlandırırlar.
Ama Demokrat Parti iktidarı sırasında ne yapıldı ise - ki bu yapılanlar, tarihimizde görülmemiş ölçüde dış yardım imkânlarına rağmen, İnönü'nün Konya'da dediği gibi, «en ihmalci ve israfçı bir idarenin bile becerebileceği huduttan ileri gitmemiştir» - sadece kendilerinindir. O kadar kendilerinindir ki, kendilerine oy vermeyen illere gidip, açıktan açığa,
- Bize oy vermezseniz aramıza dargınlıklar girer, size hizmet etmeyiz!, tahdidini savururlar.
Bu vatanı o kadar kendi çiftlikleri gibi görmek ve kullanmak hevesindedirler ki. Demokrat Parti Genel Başkanı bir ili ziyarete gittiği vakit, yollarda kalabalık toplansın diye daıreler, fabrikalar, okullar kapatılır, sağdan soldan zorla adam getirtilir, sokak hoparlörlerinde günlerce, Menderes'i alkışlamanın, Menderes'e tezahürat yapmanın serbest olduğu ilân edilir; fakat bu memleketin kurtarıcılarından, bu Devletin kurucularından. eski Başbakan. eski Cumhurbaşkanı İnönü, bir muhalefet partisi lideri olarak, bir ili ziyarete gidince, karın altında onu her türlü güçlüğe, engele rağmen karşılamağa gelen Türk vatandaşlarının üstüne zehirli gaz bombaları atılır, Türk polisi o vatandaşların üstüne atlarla, coplarla, kırbaçlarla saldırtılır.
Hem «Türk vatandaşları artık reylerini bu çeşit gösterilerin saşaasına ve gürültüsüne kapılarak vermiyor» (Zaferin dünkü başyazısından) derler, hem de Menderes'i en şaşaalı ve gürültülü tarzda karşılatmak için, Inönü'nün tâbiriyle «güdumlü gösteri» ler tertipler, millet kesesinden milyonlarca lira sarfeder, ve bu «güdümlü gösteri» leri Demokrat Partinin «kahir ekseriyet» tarafından tutulduğuna delil diye kabul ettirerek, bu delili mesnet diye kullanarak, milleti daha çok ezebilmek isterler.
Türk Devletini idare etme sorumluluğu daha uzun zaman böyle bir zihniyetin sahiplerine bırakılamaz.
Devlet Radyosu, bu memleketin en büyük ve en temiz bir insanına küfür etmek, millet çoğunluğuna karşı düşmanca sinir harbi açmak için kullandırılamaz.
Bu memeleketin, insanî haklarını kullanan vatandaşları üzerine, işgal memleketlerinde bile görülmeyen usullerle, bombalı, kırbaçlı polisler saldırtılamaz.
Bu türlü hareketlerinin bedelini, en az, ilk seçimlerde iktidardan düşmekle ödeyeceklerdir.
Bedelin geri kalanı için de, Türk Milletinin merhametine, ve bugün Devlet Radyosundan küfür ve hakaret ettikleri İnönü'nün âlicenaplığına sığınacaklardır.
Koleksiyon
Alıntı
“Hareketlerinin Bedeli,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1146 ulaşıldı.