Balcıoğlu'nun "İyi Adres"i
Başlık:
Balcıoğlu'nun "İyi Adres"i
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13087, ss. 1, 5
Tarih:
1960-01-07
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Balcıoğlu'nun « iyi adres » i
Bülent ECEVİT
Kibarlık merakı fazlaca olan İngiliz dostlarımızın bir deyimi vardır: «İyi adres...» Kartvizitin altındaki adrese bakarlar, gözleri tutarsa,
— İyi bir adres bu!, derler.
İngiltere'de, belki de iyi giyinmek marifet sayılmaktan çıktığı için, Nasreddin Hoca'nın «ye kürküm ye» hikâyesindeki kürkün yerini adres almıştır. O yüzden İngiltere'de bir kimsenin toplumdaki mevkîini, itibarını ölçmek için, kılığına, «kürk» üne değil, adresine bakılır. Bir kimse «iyi bir adres» de oturuyorsa itibarlı kimse olduğuna hükmedilir.
Örneğin Londra'da «iyi adres» denince akla gelen Mayfair, South Kensington gibi mahalleler vardır. Kartvizitinin adres yerinde bu mahallelerden biri yazılı kimse, kimin nesi olduğu bilinmeden, itibarlı bir kimse sayılmak, girdiği salonda saygı toplamak şansını kazanır.
Son zamanlarda bizde de bazı adresler İngiltere'deki gibi bir anlam kazanmağa başladı. Ama bizdeki, kibarlık merakından değil, hürriyet savaşına verilen değerden...
Hapishaneye girmeden önce, bulundukları şehrin en varlıklı mahallesinde de otursalar kartvizitlerine adres yazdırmak belki akıllarından geçmeyen -veya sırf pratik olduğu için yazdıran- gazeteciler, hapishaneye girince, gururla, toplumun hak verdiği bir gururla, yeni kartvizitlerinin alt köşesine, bulundukları cezaevinin adını, yerini yazdırıyorlar.
Kartvizitinin adres yerinde bir cezaevinin adı yazılı gazeteci, Türk toplumunun bugün edinmiş olduğu —ve Türkiye'deki durumu hür dünya halkoyunun uyguladığı— ölçülerle, itibarlı gazetecidir. O kartviziti gören kimsede, kartvizit sahibi gazeteciye karşı, önceden adını duymamış, ne yazdığını okumamış olsa bile, bir saygı bir hayranlık uyanır.
Çünkü adı «Demokrat» olan Partinin iktidarı sırasında Türkiye'de adalet kantarı, bir kefesine yüklenen baskı kanunlarının ağırlığı ile, öylesine şirazesinden çıkmıştır ki bazı cezalar şimdi mahkûmun toplumdaki şeref ve itibarını düşürecek yerde yükseltmekte, şerefli insanları ürkütecek yerde özendirmektedir.
Adı «Demokrat» olan Partinin iktidarında cezaevleri, böylece, gazeteciliğin «iyi adres» i olmuştur.
İstanbul'un en boğucu bir cezaevi de olsa, sen de şimdi öyle bir «iyi adres» desin Şahap Balcıoğlu!.. Aslında «iyi» olduğu için değil, fakat sen oturduğun için, senden önce başka şerefli meslekdaşların, mücadele arkadaşların oturdukları için «iyi» olan, senin gibilerin kartvizitinde görülünce «iyi» denen bir adresdesin. Türk halkının hürriyet ve esenliği uğrunda gittiğin için sana şeref getiren, kartvizitinin altına gururla yazdırabileceğin bir adresde...
«Hapishaneci» diliyle, «Allah kurtarsın» seni Balcıoğlu, o «iyi adres» den!.. Allah kurtarsın bu toplumu, nice suçluların hesap vermeksizin serbet dolaşıp suçsuz ve şerefli insanların hapse yollandıkları ve hapse yollanmakla itibar kazandıkları bir bozuk düzenden!
Balcıoğlu'nun « iyi adres » i
Bülent ECEVİT
Kibarlık merakı fazlaca olan İngiliz dostlarımızın bir deyimi vardır: «İyi adres...» Kartvizitin altındaki adrese bakarlar, gözleri tutarsa,
— İyi bir adres bu!, derler.
İngiltere'de, belki de iyi giyinmek marifet sayılmaktan çıktığı için, Nasreddin Hoca'nın «ye kürküm ye» hikâyesindeki kürkün yerini adres almıştır. O yüzden İngiltere'de bir kimsenin toplumdaki mevkîini, itibarını ölçmek için, kılığına, «kürk» üne değil, adresine bakılır. Bir kimse «iyi bir adres» de oturuyorsa itibarlı kimse olduğuna hükmedilir.
Örneğin Londra'da «iyi adres» denince akla gelen Mayfair, South Kensington gibi mahalleler vardır. Kartvizitinin adres yerinde bu mahallelerden biri yazılı kimse, kimin nesi olduğu bilinmeden, itibarlı bir kimse sayılmak, girdiği salonda saygı toplamak şansını kazanır.
Son zamanlarda bizde de bazı adresler İngiltere'deki gibi bir anlam kazanmağa başladı. Ama bizdeki, kibarlık merakından değil, hürriyet savaşına verilen değerden...
Hapishaneye girmeden önce, bulundukları şehrin en varlıklı mahallesinde de otursalar kartvizitlerine adres yazdırmak belki akıllarından geçmeyen -veya sırf pratik olduğu için yazdıran- gazeteciler, hapishaneye girince, gururla, toplumun hak verdiği bir gururla, yeni kartvizitlerinin alt köşesine, bulundukları cezaevinin adını, yerini yazdırıyorlar.
Kartvizitinin adres yerinde bir cezaevinin adı yazılı gazeteci, Türk toplumunun bugün edinmiş olduğu —ve Türkiye'deki durumu hür dünya halkoyunun uyguladığı— ölçülerle, itibarlı gazetecidir. O kartviziti gören kimsede, kartvizit sahibi gazeteciye karşı, önceden adını duymamış, ne yazdığını okumamış olsa bile, bir saygı bir hayranlık uyanır.
Çünkü adı «Demokrat» olan Partinin iktidarı sırasında Türkiye'de adalet kantarı, bir kefesine yüklenen baskı kanunlarının ağırlığı ile, öylesine şirazesinden çıkmıştır ki bazı cezalar şimdi mahkûmun toplumdaki şeref ve itibarını düşürecek yerde yükseltmekte, şerefli insanları ürkütecek yerde özendirmektedir.
Adı «Demokrat» olan Partinin iktidarında cezaevleri, böylece, gazeteciliğin «iyi adres» i olmuştur.
İstanbul'un en boğucu bir cezaevi de olsa, sen de şimdi öyle bir «iyi adres» desin Şahap Balcıoğlu!.. Aslında «iyi» olduğu için değil, fakat sen oturduğun için, senden önce başka şerefli meslekdaşların, mücadele arkadaşların oturdukları için «iyi» olan, senin gibilerin kartvizitinde görülünce «iyi» denen bir adresdesin. Türk halkının hürriyet ve esenliği uğrunda gittiğin için sana şeref getiren, kartvizitinin altına gururla yazdırabileceğin bir adresde...
«Hapishaneci» diliyle, «Allah kurtarsın» seni Balcıoğlu, o «iyi adres» den!.. Allah kurtarsın bu toplumu, nice suçluların hesap vermeksizin serbet dolaşıp suçsuz ve şerefli insanların hapse yollandıkları ve hapse yollanmakla itibar kazandıkları bir bozuk düzenden!
Koleksiyon
Alıntı
“Balcıoğlu'nun "İyi Adres"i,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1132 ulaşıldı.