"Menderes Devri"
Title:
"Menderes Devri"
Source:
Ulus, "Günün Işığında" No 13086, ss. 1, 5
Date:
1960-01-06
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
"Menderes devri,,
Bülent ECEVİT
«Atom devri, füze devri, Menderes devri...» Arkadaşımız Örsan Öymen'in ULUS'a yazdığına göre, Adana Demokrat Partilileri, Başbakan Adnan Menderesi bu dövizlerle karşılamışlar.
«Atom devri, füze devri, Menderes devri...»
Doğrusu ince bir buluş!
Nedir bugün insanlığın baş korkusu?... Atom devrinden, füze devrinden sonra, bir karanlık devrin gelmesi; dünyanın insan eliyle harabeye çevrilmesi; harabeye çevrilmiş, şehirleri yıkılmış topraklar üzerinde insanların perişan olması!
Adana'da, Adana D.P. lilerinin «mimar» dedikleri Menderes'in eliyle «imar» hareketi başlarken, Adana D.P. lilerine «atom devri, füze devri, Menderes devri» sözünü Allah söyletmiş olmalı!
Adanalıları gene Allah korusun ama, biz Ankaralılar Ankara'da, İstanbullular İstanbul'da, bir süredir bu, «muasır medeniyet seviyesi» nin ötesindeki «Menderes devri» ni yaşamaktayız. Gün olur, yüzlerce ailenin evleri başlarına yıkılır, bir tabiat afetine uğramış gibi, insanlar, kışın ayazında Kızılay çadırlarına kalırlar. Bir çarşı için «yıkılsın» derse Menderes 24 saatte o çarşı, üstünden «atom devri», «füze devri» geçmiş gibi, yok olur; esnaf, tüccar aylarca dükkânsız, yazıhanesiz aylak dolaşır.
— Şu yol inecek!, der, Menderes, milyonlar dökülüp o yol iner.
Beğenmez,
— Yükselsin!, der daha çok milyonlar dökülüp yol gene yükselir.
Beğenmez, gene indirilir, beğenmez gene yükseltilir.
İstanbul'daki Bayazıt Alanının «indir, kaldır» hikâyesi çok yazılıp söylendi. Ankara'nın da bir Demirtepe hikayesi vardır, Ankara dışında pek bilinmez:
Bir gün rivayet olundu ki «mimar» Menderes Kızılay Alanında durmuş,
— Buradan bakınca Maltepe köprüsünü görmeliyim!, demiş.
Kızılay'la Maltepe arasında tatlı eğilimli bir tepe vardır: Demirtepe! Bu Demirtepe'den geçen caddeye iki yanından sokaklar açılır. Caddenin ve yan sokakların üstünde küçüklü büyüklü yüzlerce yapı vardır. Demirtepe indirilse cadde üstündeki binaların temelleri açıkta, caddeye çıkan sokakların uçları boşlukta kalacak, sokaklar indirilse yüzlerce, ev apartman yıkılacaktı. Bu gerçek önceden görüldü, yazıldı, söylendi. Ama faydasız... Demirtepe düzeltildi. Cadde üzerindeki elçilikler öyle yüksekte kaldı ki, Büyükelçilerin girin çıkabilmesi için bu Elçiliklerin kapılarına yüksek yapı merdivenleri dayatıldı. Bütün yan sokaklar, taşıt şöyle dursun, insanların bile atlıyamıyacağı derin bir uçuruma dayandı.
Ancak ondan sonra Bay Menderes bu işin yürümeyeceğine kendisi de inanmış olmalı ki tepeyi yoketmek için dökülen paranın üstüne yeni paralar dökülüp tepe yeniden var edildi.
Şimdi Ankara, hepsine birden başlanmış, Belediyenin parası tükendiği için de hiç biri bitirilememiş çamurlu yollarla kışa girmiş bulunuyor.
İstanbul'da da, bu kışın başında, Kadıköy - Bostancı arasının altı üstüne getirildi. Tramvaylar işleyemez oldu. Buralarda oturanlar, kışın çamurunda, işlerine, tâ içerlerdeki köylerden dolaşarak gidip geliyorlar.
Adana'da girişilecek «imar» çalışmalarına başlarken, Bay Menderes.
— Belediyenizin istimlâk için parası bulunacak!, demiş.
Anayasaya göre zaten, parası peşin ödenmeksizin istimlâk yapılamaz. Ama «imar» hareketinin devam ettiği şehirlerde, hele İstanbul'da, evi barkı yıkılan binlerce yurttaşın istimlâk alacağı hâlâ ödenmemiştir. Belediyenin istimlâk borcu yüzmilyonları bulmuştur.
Mülkleri istimlâk edilecek Adananlardan bir çoğu da aynı acı tecrübeye hazırlanmalıdırlar. Yoksa, Türkiye Devleti Anayasasının, keyfe göre bazı bölgelerde uygulanıp bazılarında uygulanmayan bir Anayasa haline geldiğine hükmetmek gerekir.
Demek ki Adana'da da şimdi «atom devri, füze devri, Menderes devri...» Size de sabır dileriz Adanalılar!
"Menderes devri,,
Bülent ECEVİT
«Atom devri, füze devri, Menderes devri...» Arkadaşımız Örsan Öymen'in ULUS'a yazdığına göre, Adana Demokrat Partilileri, Başbakan Adnan Menderesi bu dövizlerle karşılamışlar.
«Atom devri, füze devri, Menderes devri...»
Doğrusu ince bir buluş!
Nedir bugün insanlığın baş korkusu?... Atom devrinden, füze devrinden sonra, bir karanlık devrin gelmesi; dünyanın insan eliyle harabeye çevrilmesi; harabeye çevrilmiş, şehirleri yıkılmış topraklar üzerinde insanların perişan olması!
Adana'da, Adana D.P. lilerinin «mimar» dedikleri Menderes'in eliyle «imar» hareketi başlarken, Adana D.P. lilerine «atom devri, füze devri, Menderes devri» sözünü Allah söyletmiş olmalı!
Adanalıları gene Allah korusun ama, biz Ankaralılar Ankara'da, İstanbullular İstanbul'da, bir süredir bu, «muasır medeniyet seviyesi» nin ötesindeki «Menderes devri» ni yaşamaktayız. Gün olur, yüzlerce ailenin evleri başlarına yıkılır, bir tabiat afetine uğramış gibi, insanlar, kışın ayazında Kızılay çadırlarına kalırlar. Bir çarşı için «yıkılsın» derse Menderes 24 saatte o çarşı, üstünden «atom devri», «füze devri» geçmiş gibi, yok olur; esnaf, tüccar aylarca dükkânsız, yazıhanesiz aylak dolaşır.
— Şu yol inecek!, der, Menderes, milyonlar dökülüp o yol iner.
Beğenmez,
— Yükselsin!, der daha çok milyonlar dökülüp yol gene yükselir.
Beğenmez, gene indirilir, beğenmez gene yükseltilir.
İstanbul'daki Bayazıt Alanının «indir, kaldır» hikâyesi çok yazılıp söylendi. Ankara'nın da bir Demirtepe hikayesi vardır, Ankara dışında pek bilinmez:
Bir gün rivayet olundu ki «mimar» Menderes Kızılay Alanında durmuş,
— Buradan bakınca Maltepe köprüsünü görmeliyim!, demiş.
Kızılay'la Maltepe arasında tatlı eğilimli bir tepe vardır: Demirtepe! Bu Demirtepe'den geçen caddeye iki yanından sokaklar açılır. Caddenin ve yan sokakların üstünde küçüklü büyüklü yüzlerce yapı vardır. Demirtepe indirilse cadde üstündeki binaların temelleri açıkta, caddeye çıkan sokakların uçları boşlukta kalacak, sokaklar indirilse yüzlerce, ev apartman yıkılacaktı. Bu gerçek önceden görüldü, yazıldı, söylendi. Ama faydasız... Demirtepe düzeltildi. Cadde üzerindeki elçilikler öyle yüksekte kaldı ki, Büyükelçilerin girin çıkabilmesi için bu Elçiliklerin kapılarına yüksek yapı merdivenleri dayatıldı. Bütün yan sokaklar, taşıt şöyle dursun, insanların bile atlıyamıyacağı derin bir uçuruma dayandı.
Ancak ondan sonra Bay Menderes bu işin yürümeyeceğine kendisi de inanmış olmalı ki tepeyi yoketmek için dökülen paranın üstüne yeni paralar dökülüp tepe yeniden var edildi.
Şimdi Ankara, hepsine birden başlanmış, Belediyenin parası tükendiği için de hiç biri bitirilememiş çamurlu yollarla kışa girmiş bulunuyor.
İstanbul'da da, bu kışın başında, Kadıköy - Bostancı arasının altı üstüne getirildi. Tramvaylar işleyemez oldu. Buralarda oturanlar, kışın çamurunda, işlerine, tâ içerlerdeki köylerden dolaşarak gidip geliyorlar.
Adana'da girişilecek «imar» çalışmalarına başlarken, Bay Menderes.
— Belediyenizin istimlâk için parası bulunacak!, demiş.
Anayasaya göre zaten, parası peşin ödenmeksizin istimlâk yapılamaz. Ama «imar» hareketinin devam ettiği şehirlerde, hele İstanbul'da, evi barkı yıkılan binlerce yurttaşın istimlâk alacağı hâlâ ödenmemiştir. Belediyenin istimlâk borcu yüzmilyonları bulmuştur.
Mülkleri istimlâk edilecek Adananlardan bir çoğu da aynı acı tecrübeye hazırlanmalıdırlar. Yoksa, Türkiye Devleti Anayasasının, keyfe göre bazı bölgelerde uygulanıp bazılarında uygulanmayan bir Anayasa haline geldiğine hükmetmek gerekir.
Demek ki Adana'da da şimdi «atom devri, füze devri, Menderes devri...» Size de sabır dileriz Adanalılar!
Collection
Citation
“"Menderes Devri",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1131.