Ege'nin Malatya'ları: III
Başlık:
Ege'nin Malatya'ları: III
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13085, ss. 1, 5
Tarih:
1960-01-05
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Egenin Malatyaları: III
Bülent ECEVİT
(Bundan önce çıkan 2 bölümün özeti: «Malatya» sözü, dilimize, C.H.P. den başka partiye oy vermeyen yer anlamına gelen bir siyasi terim olarak yerleşti. D.P. nin marifetleri arttıkça bu terimin anlamı da genişliyor: Baskıya boyun eğmeyen, yalana dolana kanmayan yer anlamına da geliyor... Yazın İzmir ve Manisa İllerindeki köy gezilerimizde böyle nice «Malatya»lar gördük: Kendilerine «Egenin Malatyası» denen nice köyler... C.H.P. nin Ege'deki büyük kuvveti köylerde; Türkiye'nin en verimli topraklan üzerine kurulmuş bu varlıklı köylerde... O köylerde biz anlatmadık; köylü söyledi biz dinledik... C.H.P. liliğin ne demek olduğunu Ege Malatyalarının köylüsünden öğrendik.)
Gene Manisa İlinde, «Ege'nin Malatyası» denen köylerden bir başkasına gitmiştik. Cennet tariflerine bu kadar uyan bir köy daha görmemiştim. Köy yemyeşil bir ovada idi. Ovadan akan sular, ağırlıklarını taşıyamıyacak kadar yüklü yemiş ağaçlarının eğilen dalları ile örtülmüş, görünmez olmuştu. Suların yalnız sesi duyuluyordu. Topraktan, dallardaki olgun yemiş kırmızılarıyla yer yer yanan yemyeşil bir bereket fışkıfıyordu. Köyün evleri şirin, düzgün, çatıları kırmızı kiremit kaplı idi. İyi giyimli köylülerin yüzü, Anadolu'da kolay görülemiyecek kadar sıhhatli idi. Duvarları tuğladan örülü yepyeni köy kahvesinin bahçesinde oturmuş, önümüze tepsiler dolusu getirilen yemişlerden yiyerek konuşuyorduk.
Dertlerini, sıkıntılarını sordum? Gözlerinin içi gülerek,
— Hiç bir derdimiz, sıkıntımız yok; Allah eksik etmesin, her şeyimiz bol!, dediler.
— İstediğiniz hiç bir şey yok mu , dedim.
— İstediğimiz sadece hürriyet!, dediler.
Oysa, bütünüyle Cumhuriyet Halk Partili olan bu köyde, yerin kulağı olsa hiç birine zarar gelmezdi. Diledikleri için dilediklerini söyliyebilirlerdi. Onları dinleyip de zabıt tutacak bir kişi bile yoktu aralarında. Köylerinin bütün zenginliği Tanrı vergisiydi. Kimse bunu baskıyla alamazdı ellerinden. Ne kredi kesintisinden korkuları ne de köylerinin herhangi bir işi için «D.P. iktidarının nurlu eli» ne ihtiyaçları vardı. Kendi hayatlarında, refaha olduğu kadar, tabiat güzelliğine olduğu kadar, hürriyete de doymuş olmalı idiler. Ama,
— İstediğiniz hiç bir şey yok mu?, deyince.
— İstediğimiz sadece hürriyet!, diyorlardı.
— Siz kendiniz bu köyde hür değil misiniz?, dedim.
— Biz hürüz ama, ya memleket?, dediler...
O mutlu köyün köylüsü, hürriyeti senin için istiyordu okuyucum, benim için istiyordu. Cezaevindeki Ülkü Arman, Beyhan Cenkçi, Yusuf Ziya Ademhan, Tarık Halulu için istiyordu.
Kendisi müreffehdi. Kendisi hürdü. Kendi köy hayatı içinde hürriyeti de, refahı kadar, ağaçlarındaki yemişleri kadar, o ağaçların altından akan sular kadar gürdü.
Ama o bununla yetinmiyor, bütün millet hür olsun istiyordu. Ve,
— Niçin Cumhuriyet Halk Partilisin? diye sorulduğunda
— Milletimin iyiliği, hürlüğü için!, diyordu.
*
İşte benim, «yüzde 80 i köylü olan, köylüsünün yüzde 90 ı da cahil olan bu memlekette demokrasi yürümez» diyen nice köy görmemiş aydın dostlarım, işte size bu memleketin köylüsü!
Egenin Malatyaları: III
Bülent ECEVİT
(Bundan önce çıkan 2 bölümün özeti: «Malatya» sözü, dilimize, C.H.P. den başka partiye oy vermeyen yer anlamına gelen bir siyasi terim olarak yerleşti. D.P. nin marifetleri arttıkça bu terimin anlamı da genişliyor: Baskıya boyun eğmeyen, yalana dolana kanmayan yer anlamına da geliyor... Yazın İzmir ve Manisa İllerindeki köy gezilerimizde böyle nice «Malatya»lar gördük: Kendilerine «Egenin Malatyası» denen nice köyler... C.H.P. nin Ege'deki büyük kuvveti köylerde; Türkiye'nin en verimli topraklan üzerine kurulmuş bu varlıklı köylerde... O köylerde biz anlatmadık; köylü söyledi biz dinledik... C.H.P. liliğin ne demek olduğunu Ege Malatyalarının köylüsünden öğrendik.)
Gene Manisa İlinde, «Ege'nin Malatyası» denen köylerden bir başkasına gitmiştik. Cennet tariflerine bu kadar uyan bir köy daha görmemiştim. Köy yemyeşil bir ovada idi. Ovadan akan sular, ağırlıklarını taşıyamıyacak kadar yüklü yemiş ağaçlarının eğilen dalları ile örtülmüş, görünmez olmuştu. Suların yalnız sesi duyuluyordu. Topraktan, dallardaki olgun yemiş kırmızılarıyla yer yer yanan yemyeşil bir bereket fışkıfıyordu. Köyün evleri şirin, düzgün, çatıları kırmızı kiremit kaplı idi. İyi giyimli köylülerin yüzü, Anadolu'da kolay görülemiyecek kadar sıhhatli idi. Duvarları tuğladan örülü yepyeni köy kahvesinin bahçesinde oturmuş, önümüze tepsiler dolusu getirilen yemişlerden yiyerek konuşuyorduk.
Dertlerini, sıkıntılarını sordum? Gözlerinin içi gülerek,
— Hiç bir derdimiz, sıkıntımız yok; Allah eksik etmesin, her şeyimiz bol!, dediler.
— İstediğiniz hiç bir şey yok mu , dedim.
— İstediğimiz sadece hürriyet!, dediler.
Oysa, bütünüyle Cumhuriyet Halk Partili olan bu köyde, yerin kulağı olsa hiç birine zarar gelmezdi. Diledikleri için dilediklerini söyliyebilirlerdi. Onları dinleyip de zabıt tutacak bir kişi bile yoktu aralarında. Köylerinin bütün zenginliği Tanrı vergisiydi. Kimse bunu baskıyla alamazdı ellerinden. Ne kredi kesintisinden korkuları ne de köylerinin herhangi bir işi için «D.P. iktidarının nurlu eli» ne ihtiyaçları vardı. Kendi hayatlarında, refaha olduğu kadar, tabiat güzelliğine olduğu kadar, hürriyete de doymuş olmalı idiler. Ama,
— İstediğiniz hiç bir şey yok mu?, deyince.
— İstediğimiz sadece hürriyet!, diyorlardı.
— Siz kendiniz bu köyde hür değil misiniz?, dedim.
— Biz hürüz ama, ya memleket?, dediler...
O mutlu köyün köylüsü, hürriyeti senin için istiyordu okuyucum, benim için istiyordu. Cezaevindeki Ülkü Arman, Beyhan Cenkçi, Yusuf Ziya Ademhan, Tarık Halulu için istiyordu.
Kendisi müreffehdi. Kendisi hürdü. Kendi köy hayatı içinde hürriyeti de, refahı kadar, ağaçlarındaki yemişleri kadar, o ağaçların altından akan sular kadar gürdü.
Ama o bununla yetinmiyor, bütün millet hür olsun istiyordu. Ve,
— Niçin Cumhuriyet Halk Partilisin? diye sorulduğunda
— Milletimin iyiliği, hürlüğü için!, diyordu.
*
İşte benim, «yüzde 80 i köylü olan, köylüsünün yüzde 90 ı da cahil olan bu memlekette demokrasi yürümez» diyen nice köy görmemiş aydın dostlarım, işte size bu memleketin köylüsü!
Koleksiyon
Alıntı
“Ege'nin Malatya'ları: III,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1130 ulaşıldı.