Ege'nin Malatya'ları: I
Başlık:
Ege'nin Malatya'ları: I
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13082, s. 1
Tarih:
1960-01-02
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Egenin Malatyaları: I
Bülent ECEVİT
«Malatya» artık Türkiye'de yalnız bir şehir adı değil. «Malatya», bir siyasî terim olarak dilimize yerleşti... Halk dilinde «Malatya» diye, Cumhuriyet Halk Partisi'nden başka partiye oy vermeyi reddeden yerlere deniliyor. Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verebilmenin güçlüğü ve şartları arttıkça da «Malatya» nın anlamı genişliyor. Örneğin, «Malatya» artık, halkı baskıya boyun eğmeyen, yalana, demagojiye kanmayan yer anlamına da gelmeğe başladı.
Yazın, İzmir'le Manisa'daki köy gezilerimizde en çok duyduğumuz sözlerden biri «Malatya» oldu. Bir köye gidiyoruz,
— Bu köy geçen seçimde kime oy verdi?, diyoruz.
Böyle bir soru sorduğumuz için adetâ alınıyorlar.
— Burası, diyorlar gururla, Egenin Malatya'sıdır!.. Burada oylar Cumhuriyet Halk Partisi'ne verilir.
Başka bir köye doğru yola çıkıyoruz. İzmir veya Manisa'nın yerlisi arkadaşlarımız,
— Şimdi, diyorlar, bir Malatya daha göreceksiniz.
Derken bir başka köye gidiyoruz, orası da «Malatya» ... C.H.P.'li olmanın, C.H.P.'li kalmanın, köyce her seçimde C.H.P.'ni kazandırmanın gururu, bu yüzden başa gelen baskı ve haksızlıklarla beraber artıyor.
İzmir ve Manisa illerindeki köy gezilerimizde, birçok şehirli aydınlarımızın bir sanısının yanlış olduğunu bir kere daha anladığım gibi, kendim de bir yanlış sanıdan kurtuldum.
Türkiye'de demokrasinin hâlâ yoluna girememiş olmasının günahını, pek çok şehirli aydınımız köylüye yükler. Onlara göre, nüfusumuzun yüzde 80'i köylü, köylümüzün yüzde 90'ı da cahildir; köy sınırlarının ötesinde bir dünya, köylünün meseleleri ötesinde memleket meselesi bilmez; bu durumda da Türkiye'de demokrasi kolay kolay yerleşemez!..
Oysa, dünya ve memleket meselelerinin, köy odalarında, köy kahvelerinde olduğu kadar genişliğine konuşulduğu topluluklar, şehirlerimizde az bulunur. Politikada yalana kanmanın yolunu, baskıya boyun eğmenin faziletini, oy'una sahip çıkmanın değerini, Türk köylüsü, ortalama şehirliden daha çabuk, daha iyi öğrenmiştir. Şehirlerde verilen söylevlerde bol alkış toplayan demagoji, köy kahvesinde ancak alaylı bakışlar, gizli gülüşler uyandırır.
İzmir ve Manisa köylerindeki gezilerimizde bu gerçeği bir daha gördüm.
İzmir, Manisa köylerini gezinceye kadar kendi içimde kalmış bir yanlış sanı da şu idi: Toprağı en verimli, köylüsü en varlıklı bölgemiz olan Egede, Demokrat Parti iktidarının memleketi sürüklediği iktisadî buhranı bu bölge köylüsünün henüz bütün ağırlığı ile duymadığını, hattâ D.P. iktidarının ilk yıllardaki iktisadi tutumdan, geçici ve aldatıcı da olsa, bazı faydalar sağladığını düşünür, ve bu bölgede C.H.P. nin köylü oyları yüzünden seçim kaybettiğini sanırdım. Oysa bu yaz, İzmir ve Manisa'yı dolaşırken, heriki ilin de köylerinde, C.H. P.'nin öteden beri, şehir ve kasabalardan daha kuvvetli olduğunu öğrendim.
C.H.P. nin 1957 ye kadar seçimleri kaybetmiş olduğu bu illerin her ikisi de 1950 den beri C.H.P. li kalmış, veya C.H. P. nin değerini nice şehir ve kasabalardan daha erken anlamış köylerle dolu. Bu köyler «Egenin Malatyası» sıfatını aralarında bir şerefli soyadı gibi paylaşmışlar. C.H.P. li olmanın şuuruna ermişler. C.H.P. nin altı okunu, bir bir ve bütün olarak, dünya görüşlerinde, memleket meselelerini anlayışlarında değerlendirmişler. Hepsi, neden C.H.P. li olduklarını bile bile C.H.P. liler.
— Neden C.H.P. lisiniz?, dediğimde, bana C.H.P. liliğin ne demek olduğunu öğrettiler.
Nasıl öğrettiklerini yarınki yazımda anlatmağa çalışacağım.
Egenin Malatyaları: I
Bülent ECEVİT
«Malatya» artık Türkiye'de yalnız bir şehir adı değil. «Malatya», bir siyasî terim olarak dilimize yerleşti... Halk dilinde «Malatya» diye, Cumhuriyet Halk Partisi'nden başka partiye oy vermeyi reddeden yerlere deniliyor. Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verebilmenin güçlüğü ve şartları arttıkça da «Malatya» nın anlamı genişliyor. Örneğin, «Malatya» artık, halkı baskıya boyun eğmeyen, yalana, demagojiye kanmayan yer anlamına da gelmeğe başladı.
Yazın, İzmir'le Manisa'daki köy gezilerimizde en çok duyduğumuz sözlerden biri «Malatya» oldu. Bir köye gidiyoruz,
— Bu köy geçen seçimde kime oy verdi?, diyoruz.
Böyle bir soru sorduğumuz için adetâ alınıyorlar.
— Burası, diyorlar gururla, Egenin Malatya'sıdır!.. Burada oylar Cumhuriyet Halk Partisi'ne verilir.
Başka bir köye doğru yola çıkıyoruz. İzmir veya Manisa'nın yerlisi arkadaşlarımız,
— Şimdi, diyorlar, bir Malatya daha göreceksiniz.
Derken bir başka köye gidiyoruz, orası da «Malatya» ... C.H.P.'li olmanın, C.H.P.'li kalmanın, köyce her seçimde C.H.P.'ni kazandırmanın gururu, bu yüzden başa gelen baskı ve haksızlıklarla beraber artıyor.
İzmir ve Manisa illerindeki köy gezilerimizde, birçok şehirli aydınlarımızın bir sanısının yanlış olduğunu bir kere daha anladığım gibi, kendim de bir yanlış sanıdan kurtuldum.
Türkiye'de demokrasinin hâlâ yoluna girememiş olmasının günahını, pek çok şehirli aydınımız köylüye yükler. Onlara göre, nüfusumuzun yüzde 80'i köylü, köylümüzün yüzde 90'ı da cahildir; köy sınırlarının ötesinde bir dünya, köylünün meseleleri ötesinde memleket meselesi bilmez; bu durumda da Türkiye'de demokrasi kolay kolay yerleşemez!..
Oysa, dünya ve memleket meselelerinin, köy odalarında, köy kahvelerinde olduğu kadar genişliğine konuşulduğu topluluklar, şehirlerimizde az bulunur. Politikada yalana kanmanın yolunu, baskıya boyun eğmenin faziletini, oy'una sahip çıkmanın değerini, Türk köylüsü, ortalama şehirliden daha çabuk, daha iyi öğrenmiştir. Şehirlerde verilen söylevlerde bol alkış toplayan demagoji, köy kahvesinde ancak alaylı bakışlar, gizli gülüşler uyandırır.
İzmir ve Manisa köylerindeki gezilerimizde bu gerçeği bir daha gördüm.
İzmir, Manisa köylerini gezinceye kadar kendi içimde kalmış bir yanlış sanı da şu idi: Toprağı en verimli, köylüsü en varlıklı bölgemiz olan Egede, Demokrat Parti iktidarının memleketi sürüklediği iktisadî buhranı bu bölge köylüsünün henüz bütün ağırlığı ile duymadığını, hattâ D.P. iktidarının ilk yıllardaki iktisadi tutumdan, geçici ve aldatıcı da olsa, bazı faydalar sağladığını düşünür, ve bu bölgede C.H.P. nin köylü oyları yüzünden seçim kaybettiğini sanırdım. Oysa bu yaz, İzmir ve Manisa'yı dolaşırken, heriki ilin de köylerinde, C.H. P.'nin öteden beri, şehir ve kasabalardan daha kuvvetli olduğunu öğrendim.
C.H.P. nin 1957 ye kadar seçimleri kaybetmiş olduğu bu illerin her ikisi de 1950 den beri C.H.P. li kalmış, veya C.H. P. nin değerini nice şehir ve kasabalardan daha erken anlamış köylerle dolu. Bu köyler «Egenin Malatyası» sıfatını aralarında bir şerefli soyadı gibi paylaşmışlar. C.H.P. li olmanın şuuruna ermişler. C.H.P. nin altı okunu, bir bir ve bütün olarak, dünya görüşlerinde, memleket meselelerini anlayışlarında değerlendirmişler. Hepsi, neden C.H.P. li olduklarını bile bile C.H.P. liler.
— Neden C.H.P. lisiniz?, dediğimde, bana C.H.P. liliğin ne demek olduğunu öğrettiler.
Nasıl öğrettiklerini yarınki yazımda anlatmağa çalışacağım.
Koleksiyon
Alıntı
“Ege'nin Malatya'ları: I,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1128 ulaşıldı.