"Paranın Temin Edemeyeceği Zenginlik"
Başlık:
"Paranın Temin Edemeyeceği Zenginlik"
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13061, ss. 1, 5
Tarih:
1959-12-12
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
«Paranın temin edemiyeceği zenginlik»
Bülent ECEVİT
— Memleketin malî ve iktisadî durumu o kadar bozuldu ki, Cumhuriyet Halk Partisi iktidara gelince bu durumu nasıl düzeltecek?
Politikacı olarak gezdiğimiz yerlerde karşılaştığımız başlıca sorulardan biri budur.
Bu soruya verilebilecek cevapların en güzelini, en doğrusunu, bir kaç gün önce Ankara’da, dost Birleşik Amerika Başkanı Eisenhower verdi.
Türk Milletinin, yakın tarihinde, bugünkünden daha ağır şartlarla da karşılaştığını, hattâ, Birinci Dünya Harbinden sonra Türk Milletinin karşılaştığı kadar büyük engellerle, gelişme yoluna giren «hiç bir millet» in «karşılaşmamış» olduğunu hatırlattı.
«Birinci Dünya Harbinin harabiyet ve felâketlerinden yeni kurtulmuştunuz. Her tarafınızdan halli imkânsız gibi görünen meselelerle sarılmıştınız»,
dedi, ve şunları ilâve etti:
«Fakat liderlerinizin idealizmi ve mâneviyatı bakımından zengindiniz. Bu suretle para ve makinaların temin edemiyeceği bir zenginlik ve kudrete sahiptiniz.»
«Para ve makinaların temin edemiyeceği zenginlik ve kudret...»
Oysa Başkan Eisenhower’in, 1959 Türkiye’sindeki resmî temaslarında bulduğu hava, bu sözlere hâkim olan anlayıştan ne kadar uzaktı!.. Bu sefer Türkiye’ye geldiğinde Başkan Eisenhower, yalnız kapalı kapılar ardındaki görüşmelerde değil, sorumlu Türk devlet adamlarının açık beyanlarında da, her şeyin üstünde «para» isteğiyle karşılaştı.
«Para... Para... Para»: Basın konferanslarında «para», resmî demeçlerde «para», resmî tebliğlerde «para»...
Gezdiği memleketlerin hiç birinde, Birleşik Amerika Başkanının, bu kadar acık, bu kadar ısrarlı para isteğiyle karşılaştığını sanmıyoruz.
Demokrat Parti iktidarının 10 uncu yılında sanki Türk Milleti, ayakta durabilmek, yaşayabilmek, gelişebilmek için, Amerika’dan gelecek para yardımları dışında hiç bir şeye güvenemiyecek hale gelmiştir!
Oysa Başkan Eisenhower’in hafızalarımızda canlandırmak istediği, o her tarafımızdan «halli imkânsız gibi görünen meselelerle sarılmış» olduğumuz yıllarda, Türkiye’nin ayakta durabilmesi, kalkınma yoluna girebilmesi, bağımsızlığını sağlam iktisadî ve malî temellere kavuşturabilmesi için böyle bir dayanağı yoktu. Borç almak şöyle dursun, Osmanlı borçlarını ödemekte idi. Amerika, bugünkü gibi, destek ve yardımcı olarak yanında bulunmak şöyle dursun, karşısında idi.
Türkiye, bugün kendisine yardım eden, ve yardım ettikçe daha çok yardım etmeleri, daha çok para vermeleri istenen dostlarının desteği ile, «para ve makina» ları ile değil, o günlerde birçoğu kendisiyle dost olmayan, hattâ bazısı işgal kuvvetleriyle topraklarının büyük bir kısmını zaptetmiş bulunan o devletlere karşı, o devletlerin «para» sına, «makina» sına, silâh ve ordularına karşı uğraşıp savaşarak bağımsızlığını kurtarıp koruyabilmiş. kalkınma yoluna girebilmiş, Osmanlı borçlarını ödeyebilmiş ve böylece telkin ettiği saygı ile, verdiği güvenledir ki, o günkü düşmanlarının bugünkü dostluğunu kazanabilmişti.
Şimdi Demokrat Parti o dostlardan hâlâ borç alabiliyorsa, bu, yaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının, Osmanlı borçlarını ödediği gibi Demokrat Parti borçlarını da ödeyeceğine güvenilmesindendir.
D.P. Genel Başkam «Borç para adam olana verilir» diyor. Oysa bütün Demokrat Parti iktidarının alabildiği borçlar, aile borcuna sadakatiyle tanınmış bir adamın kredisi sayesinde, onun har vurup harman savuran oğluna verilen borçlar gibidir.
— Cumhuriyet Halk Partisi iktidara yeniden gelince bu borçları nasıl ödeyip bu durumu nasıl düzeltecek?
Kurtuluş Savaşından sonra ödediği gibi ödeyecek, Kurtuluş Savaşından sonra düzelttiği gibi düzeltecek!
İktidarda devralacağı yoksulluktan, iktisadî buhrandan, memleketi, Eisenhower’in hatırlattığı gibi, «idealizm» in ve «mâneviyat» ın «zenginliği» ne, «para ve makinaların temin edemiyeceği» bu «zenginlik ve kudret»e idarede yeniden kavuşturarak kurtaracak... «Demokrasi ve cesaretin, büyüklüğe ulaşmak için bir milletin en iyi vasıtaları olduğunu», paradan başka ne gaye, ne vasıta bilenlere karşı bir kere daha ispat ederek kurtaracak.
«Paranın temin edemiyeceği zenginlik»
Bülent ECEVİT
— Memleketin malî ve iktisadî durumu o kadar bozuldu ki, Cumhuriyet Halk Partisi iktidara gelince bu durumu nasıl düzeltecek?
Politikacı olarak gezdiğimiz yerlerde karşılaştığımız başlıca sorulardan biri budur.
Bu soruya verilebilecek cevapların en güzelini, en doğrusunu, bir kaç gün önce Ankara’da, dost Birleşik Amerika Başkanı Eisenhower verdi.
Türk Milletinin, yakın tarihinde, bugünkünden daha ağır şartlarla da karşılaştığını, hattâ, Birinci Dünya Harbinden sonra Türk Milletinin karşılaştığı kadar büyük engellerle, gelişme yoluna giren «hiç bir millet» in «karşılaşmamış» olduğunu hatırlattı.
«Birinci Dünya Harbinin harabiyet ve felâketlerinden yeni kurtulmuştunuz. Her tarafınızdan halli imkânsız gibi görünen meselelerle sarılmıştınız»,
dedi, ve şunları ilâve etti:
«Fakat liderlerinizin idealizmi ve mâneviyatı bakımından zengindiniz. Bu suretle para ve makinaların temin edemiyeceği bir zenginlik ve kudrete sahiptiniz.»
«Para ve makinaların temin edemiyeceği zenginlik ve kudret...»
Oysa Başkan Eisenhower’in, 1959 Türkiye’sindeki resmî temaslarında bulduğu hava, bu sözlere hâkim olan anlayıştan ne kadar uzaktı!.. Bu sefer Türkiye’ye geldiğinde Başkan Eisenhower, yalnız kapalı kapılar ardındaki görüşmelerde değil, sorumlu Türk devlet adamlarının açık beyanlarında da, her şeyin üstünde «para» isteğiyle karşılaştı.
«Para... Para... Para»: Basın konferanslarında «para», resmî demeçlerde «para», resmî tebliğlerde «para»...
Gezdiği memleketlerin hiç birinde, Birleşik Amerika Başkanının, bu kadar acık, bu kadar ısrarlı para isteğiyle karşılaştığını sanmıyoruz.
Demokrat Parti iktidarının 10 uncu yılında sanki Türk Milleti, ayakta durabilmek, yaşayabilmek, gelişebilmek için, Amerika’dan gelecek para yardımları dışında hiç bir şeye güvenemiyecek hale gelmiştir!
Oysa Başkan Eisenhower’in hafızalarımızda canlandırmak istediği, o her tarafımızdan «halli imkânsız gibi görünen meselelerle sarılmış» olduğumuz yıllarda, Türkiye’nin ayakta durabilmesi, kalkınma yoluna girebilmesi, bağımsızlığını sağlam iktisadî ve malî temellere kavuşturabilmesi için böyle bir dayanağı yoktu. Borç almak şöyle dursun, Osmanlı borçlarını ödemekte idi. Amerika, bugünkü gibi, destek ve yardımcı olarak yanında bulunmak şöyle dursun, karşısında idi.
Türkiye, bugün kendisine yardım eden, ve yardım ettikçe daha çok yardım etmeleri, daha çok para vermeleri istenen dostlarının desteği ile, «para ve makina» ları ile değil, o günlerde birçoğu kendisiyle dost olmayan, hattâ bazısı işgal kuvvetleriyle topraklarının büyük bir kısmını zaptetmiş bulunan o devletlere karşı, o devletlerin «para» sına, «makina» sına, silâh ve ordularına karşı uğraşıp savaşarak bağımsızlığını kurtarıp koruyabilmiş. kalkınma yoluna girebilmiş, Osmanlı borçlarını ödeyebilmiş ve böylece telkin ettiği saygı ile, verdiği güvenledir ki, o günkü düşmanlarının bugünkü dostluğunu kazanabilmişti.
Şimdi Demokrat Parti o dostlardan hâlâ borç alabiliyorsa, bu, yaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının, Osmanlı borçlarını ödediği gibi Demokrat Parti borçlarını da ödeyeceğine güvenilmesindendir.
D.P. Genel Başkam «Borç para adam olana verilir» diyor. Oysa bütün Demokrat Parti iktidarının alabildiği borçlar, aile borcuna sadakatiyle tanınmış bir adamın kredisi sayesinde, onun har vurup harman savuran oğluna verilen borçlar gibidir.
— Cumhuriyet Halk Partisi iktidara yeniden gelince bu borçları nasıl ödeyip bu durumu nasıl düzeltecek?
Kurtuluş Savaşından sonra ödediği gibi ödeyecek, Kurtuluş Savaşından sonra düzelttiği gibi düzeltecek!
İktidarda devralacağı yoksulluktan, iktisadî buhrandan, memleketi, Eisenhower’in hatırlattığı gibi, «idealizm» in ve «mâneviyat» ın «zenginliği» ne, «para ve makinaların temin edemiyeceği» bu «zenginlik ve kudret»e idarede yeniden kavuşturarak kurtaracak... «Demokrasi ve cesaretin, büyüklüğe ulaşmak için bir milletin en iyi vasıtaları olduğunu», paradan başka ne gaye, ne vasıta bilenlere karşı bir kere daha ispat ederek kurtaracak.
Koleksiyon
Alıntı
“"Paranın Temin Edemeyeceği Zenginlik",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 9 Ekim 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1117 ulaşıldı.