İhtilâl

Başlık: 
İhtilâl 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" No 12989, ss. 1, 5 
Tarih: 
1959-10-01 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

"IHTİLÂL,,

Bülent ECEVİT

«Hükümet sizin teşriî masuniyet zırhına bürünerek seyahat serbestisi namı altında devam ettirmekte olduğunuz gayrımeşrû ve gayrıkanunî faaliyetlerinizin ve ihtilâlci tahriklerinizin bekçisi ve yardımcısı olmayacaktır. Hükümet yolların bekçisidir. Ama ihtilâl tahrikçilerinin yardımcısı değildir.»

Nizam ve asayişi, vatandaş güvenliğini, gezi serbestliğini korumakla görevli devlet kuvvetlerini hiçe sayarak yol kesmeğe kalkışan kanun dışı partizan kuvvetlerine karşı tedbir alınmasını istemiş iki muhalif milletvekiline, İçişleri Bakanı Namık Gedik, böyle hitap ediyor!.. Hükümetin bekçisi olduğu yollardan iki muhalif milletvekilinin selâmetle geçebilmelerine Hükümetin yardımcı olmayacağını açık açık söylüyor;

— Çünkü, diyor, siz, «gayrımeşrû ve gayrıkanunî faaliyet» te bulunan «ihtilâl tahrikçileri» siniz!

Ortada gerçekten «ihtilâl tahrikçiliği» mahiyetinde «gayrı kanunî ve gayrımeşrû» faaliyet varsa, Hükümetin bu faaliyete karşı devlet kuvvetleriyle tedbir alması gerekirdi. Oysa, devlet kuvvetleri, hiç değilse görünüşte, iki milletvekilinin gezi hürriyetlerini korumağa çalışır durumdadırlar.

Nitekim, iki milletvekili, Çanakkale’den Geyikli’ye yola çıkarken Çanakkale Valisine danışmış ve kendisinden.

— Yol boyunca bütün emniyet tedbirlerimizi aldık, merak edecek hiç bir şey yok,

teminatını almışlardır.

Vali, İçişleri Bakanının emrindedir. İki muhalif milletvekiline, Vali,

— Gidebilirsiniz, sizi koruyacağız, demekte; İçişleri Bakanı ise,

— Gidemezsiniz; giderseniz, sizi korumayız, demektedir.

İki muhalif milletvekili, Valinin verdiği teminata güvenerek yola çıkmakta fakat, İçişleri Bakanının önceden belirtmiş olduğu gibi, gidecekleri yerde gitmekten alıkonulmaktadırlar.

Bu durumda İçişleri Bakanının «ihtilâl tahrikçiliği» ithamının gerçeklere uymadığı açıktır: İhtilâl Hükümete karşı çıkarılır; Hükümetten ilgi, Validen teminat isteyerek ve bu teminat kendilerine verilerek değil!.. Bir Hükümete karşı Hükümetten yardım isteyerek ihtilâl teşebbüsünde bulunmak, ihtilâlin tabiatına aykırıdır.

Ama ortada bir çelişmenin bulunduğu da inkâr edilemez: Valinin, iki muhalif milletvekilini korumakla grevlendirdiği devlet kuvvetlerine, sırtlarını iktidara dayamış partizan kuvvetleri karşı gelmekte, ve Valinin âmiri durumundaki Bakan bu partizan kuvvetlerinin destekçisi olarak görünmektedir.

Durum böyle iken, iktidar, muhalefete «ihtilâlcilik» isnadında neden ısrar eder?

Bu ancak şöyle izah edilebilir:

İktidardaki parti, önümüzdeki ilk seçimlerde yenileceğini anladığı ve bundan nedense pek ürktüğü için secimlerle iktidar değişikliğine bağlanan umutları yıkmak istemektedir. Son C.H. P. Meclisi bildirisinde de belirtildiği gibi, bu yolda kulaktan kulağa kesif bir propaganda faaliyetine girişmiştir.

Seçimlerle başarılması imkânsız hale getirilmiş bir iktidar değişikliği ancak ihtilâlle başarılabılir.

İktidardan bu şekilde düşürülebileceğini düşünmesi muhtemel kimselere karşı da, iktidar partisi, ihtilâlle düşürülemeyecek kadar kuvvetli olduğu intibaını yaymak istemektedir.

Böyle bir intibaı, ortada bir ihtilâl teşebbüsü de olmadığına, muhalefet ihtilâli aklının köşesinden geçirmediğine göre, nasıl yaysın?.. Bunun tek çaresi, bir takım masum ve meşrû hareketleri «ihtilâl» olarak ilan edip «bastırmak» tır!

Nitekim, gezi güvenlikleri için Hükümetten ilgi isteyecek kadar iyiniyetli ve meşruiyetçi iki milletvekilinin, bir otomobille, kendi başlarına bir il merkezinden bir ilce merkezine gitme teşebbüslerini, iktidar, önce «ihtilâl» teşebbüsü ilân etmiş, sonra da, kendi emrindeki partizan kuvvetlerine akim bıraktırmış, ve halkoyuna dönüp,

— Bakın, bu iki milletvekili bir ihtilâle teşebbüs ettiler, ama biz, seçimlerle iktidarı bırakmayacağımız gibi, ihtilâlle de devrilemiyecek kadar kuvvetli olduğumuzu, bu teşebbüsü önleyerek ispat ettik, demek istemiştir.

Böyle bir göz korkutma tertibine kanacak kadar saf bir vatandaş, vatandaşlık haklarını kullanabilecek kadar melekâtı akliyesi yerinde vatandaşlar arasında bulunmasa gerektir.

Cumhuriyet Halk Partisi, son Parti Meclisi bildirisinde bir kere daha belirtmiştir ki, iktidara seçimlerle gelmek azmindedir, ve günü gelince, bu yolda karşısına çıkarılacak her türlü kanunsuz engeli yenebilecek, her türlü gayrimeşru tedbiri etkisiz bırakabilecek kudrette olduğuna inanmaktadır.

Ama iktidar. Cumhuriyet Halk Partisini ihtilâle teşebbüs etmiş gibi gösterebilmek için başvurduğu gülünç ve boşuna gayretlerde direne direne, son olaylarda olduğu gibi, kendi kendine karşı, daha doğrusu, kendi partizanları vasıtasiyle devlet otoritesine karşı, ihtilâli andırır durumlar yaratmağa devam edecek olursa, bu yüzden memlekette gitgide daha tehlikeli hâl alabilecek huzursuzluğun sorumluluğunu bir başına taşıyacaktır.

Sorumlu mevkilerdeki bazı kimseler, bir yıldan fazla zamandır, «ihtilâl» sözüyle, ateşle oynar gibi oynamaktadırlar.

Kendi kendilerini yakacaklardır.

Kendi kendilerini yakmaları neyse ama, Türkiye’yi de, dünyaya, her an ihtilâl çıkması beklenen bir memleket olarak ilân etmekle, itibardan düşüreceklerdir. 

Dosyalar

1959.10.01.jpg
1959.10.01_B1.jpg
1959.10.01_A.jpg
1959.10.01_B2.jpg
1959.10.01_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“İhtilâl,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 29 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1073 ulaşıldı.