Türk ve Yabancı
Başlık:
Türk ve Yabancı
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 12978, ss. 1, 5
Tarih:
1959-09-20
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
TÜRK VE YABANCI
Bülent ECEVİT
Türkiye’nin karakollarında Türke dayak atılması sevap, bir müttefik memleketten gelmiş yabancıya dayak atılması günahtır. Karakollarda dayak yiyen Türklere dair gazetelerde her gün haberler çıkar; bunlar yalanlanmaz; tersine, böyle haberlerin yayılmasında, yurttaşın gözünü korkutmak bakımından adetâ fayda umulur; fakat iki yabancı sanığın dayak yediği duyulunca, yetkili makamlar görülmemiş bir telâşa düşerler; yalanlar, inkâr ederler, gönül almak için, sanıkları özel dairelerde resmî konuklar gibi ağırlarlar.
Türkiye’de iki yabancı tevkif edilse, memleketlerinden gönderilen resmî tahkikat heyetlerine Hükümet dairelerinin, savcılığın bütün kapıları, bütün tahkikat dosyaları açılır; yabancı generallere, albaylara, çavuşlara her türlü itibar gösterilir; öte yanda, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin Genel Sekreterine, milletvekillerine Türk gazetecilerine, iktidar partizanlarının tertiplediği iddia olunan bir sokak tecavüzünün mahiyetini öğrenmek için, milletvekillerinden mürekkep bir tahkikat heyeti kurulsa, bu heyet, hâdise yerinde özel soruşturmalar yapmak isteyecek olsa, Hükümet tehditler savurur, engel olmağa kalkışır.
Anadolu Ajansı yoluyla yapılan resmî açıklamada,
«Memleketimizin her yerinde kanunî mercîler mevcuttur ve yapılacak muameleler keza kanunlarla tayin edilmiş bulunmaktadır. Binaenaleyh böyle bir tahkikat aslâ tecviz edilemez. Kanunî merciler vazifelerini yaparlar,» denilmiştir.
«Kanunî mercîler vazifelerini yaparlar» diye, başka hiç kimsenin adliyeye intikal etmiş meselelerde, özel de olsa tahkikat yapmasına izin yoksa, müttefik memleketlerden gelen resmî tahkikat heyetlerine, adliyeye intikal etmiş meselelerde, resmî tahkikat imkânı niçin verilir?
Türk milletvekillerinin, Meclise getirilmesi düşünülebilecek siyasî mahiyetteki bir tecavüz hâdisesinin iç yüzünü öğrenmek üzere, gazete haberleriyle yetinmeyip hâdise yerine gitmek istemeleri, iktidarın iddia ettiği gibi, Meclis tahkikatı müessesesiyle de çatışmaz; tersine, o müesseseyi takviye eder; bir mesele hakkında Meclise tahkikat veya soru önergesi vermeden önce, milletvekillerinin o hâdiseye dair bilgi ve delil toplamak istemeleri, Meclise saygısızlık değil, tersine, Meclise saygının, Meclis çalışmalarını ciddiye almanın bir gereğidir.
Kaldı ki, böyle bir heyet tarafından yapılacak incelemelerin, heyet üyelerince de belirtildiği gibi, «Yetkili mercîler tarafından usûlü dairesinde yapılması tabiî olan tahkikat şekliyle hiç bir münasebeti yoktur.»
Oysa, müttefik memleketten gönderilen resmî tahkikat heyetinin incelemeleri ile «Yetkili mercîler tarafından usûlü dairesinde yapılması tabiî olan tahkikat şekli» arasında çok sıkı bir münasebet vardır.
Birincisine her türlü kolaylığı göstermek gerekirken engel olmak istenir, ikincisine engel olmak gerekirken her türlü kolaylık gösterilir.
Neden?..
Çünkü Çanakkaleye özel tahkikata gidenler Türk milletvekilleridir, dışardan resmî tahkikata gelenlerse yabancı subaylardır!
Adliyemizin Lozan’da kurtulduğu bazı bağlar geri mi gelmiştir?
Geri mi gelmiştir ki Türk sanıklara bir türlü yabancı sanıklara başka türlü davranılır. Türk milletvekillerine kapanan kapılar, dosyalar yabancı subaylara açılır?
Bunun için midir ki iktidar artık Lozan Zaferini kutlamaktan kaçınır?
TÜRK VE YABANCI
Bülent ECEVİT
Türkiye’nin karakollarında Türke dayak atılması sevap, bir müttefik memleketten gelmiş yabancıya dayak atılması günahtır. Karakollarda dayak yiyen Türklere dair gazetelerde her gün haberler çıkar; bunlar yalanlanmaz; tersine, böyle haberlerin yayılmasında, yurttaşın gözünü korkutmak bakımından adetâ fayda umulur; fakat iki yabancı sanığın dayak yediği duyulunca, yetkili makamlar görülmemiş bir telâşa düşerler; yalanlar, inkâr ederler, gönül almak için, sanıkları özel dairelerde resmî konuklar gibi ağırlarlar.
Türkiye’de iki yabancı tevkif edilse, memleketlerinden gönderilen resmî tahkikat heyetlerine Hükümet dairelerinin, savcılığın bütün kapıları, bütün tahkikat dosyaları açılır; yabancı generallere, albaylara, çavuşlara her türlü itibar gösterilir; öte yanda, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin Genel Sekreterine, milletvekillerine Türk gazetecilerine, iktidar partizanlarının tertiplediği iddia olunan bir sokak tecavüzünün mahiyetini öğrenmek için, milletvekillerinden mürekkep bir tahkikat heyeti kurulsa, bu heyet, hâdise yerinde özel soruşturmalar yapmak isteyecek olsa, Hükümet tehditler savurur, engel olmağa kalkışır.
Anadolu Ajansı yoluyla yapılan resmî açıklamada,
«Memleketimizin her yerinde kanunî mercîler mevcuttur ve yapılacak muameleler keza kanunlarla tayin edilmiş bulunmaktadır. Binaenaleyh böyle bir tahkikat aslâ tecviz edilemez. Kanunî merciler vazifelerini yaparlar,» denilmiştir.
«Kanunî mercîler vazifelerini yaparlar» diye, başka hiç kimsenin adliyeye intikal etmiş meselelerde, özel de olsa tahkikat yapmasına izin yoksa, müttefik memleketlerden gelen resmî tahkikat heyetlerine, adliyeye intikal etmiş meselelerde, resmî tahkikat imkânı niçin verilir?
Türk milletvekillerinin, Meclise getirilmesi düşünülebilecek siyasî mahiyetteki bir tecavüz hâdisesinin iç yüzünü öğrenmek üzere, gazete haberleriyle yetinmeyip hâdise yerine gitmek istemeleri, iktidarın iddia ettiği gibi, Meclis tahkikatı müessesesiyle de çatışmaz; tersine, o müesseseyi takviye eder; bir mesele hakkında Meclise tahkikat veya soru önergesi vermeden önce, milletvekillerinin o hâdiseye dair bilgi ve delil toplamak istemeleri, Meclise saygısızlık değil, tersine, Meclise saygının, Meclis çalışmalarını ciddiye almanın bir gereğidir.
Kaldı ki, böyle bir heyet tarafından yapılacak incelemelerin, heyet üyelerince de belirtildiği gibi, «Yetkili mercîler tarafından usûlü dairesinde yapılması tabiî olan tahkikat şekliyle hiç bir münasebeti yoktur.»
Oysa, müttefik memleketten gönderilen resmî tahkikat heyetinin incelemeleri ile «Yetkili mercîler tarafından usûlü dairesinde yapılması tabiî olan tahkikat şekli» arasında çok sıkı bir münasebet vardır.
Birincisine her türlü kolaylığı göstermek gerekirken engel olmak istenir, ikincisine engel olmak gerekirken her türlü kolaylık gösterilir.
Neden?..
Çünkü Çanakkaleye özel tahkikata gidenler Türk milletvekilleridir, dışardan resmî tahkikata gelenlerse yabancı subaylardır!
Adliyemizin Lozan’da kurtulduğu bazı bağlar geri mi gelmiştir?
Geri mi gelmiştir ki Türk sanıklara bir türlü yabancı sanıklara başka türlü davranılır. Türk milletvekillerine kapanan kapılar, dosyalar yabancı subaylara açılır?
Bunun için midir ki iktidar artık Lozan Zaferini kutlamaktan kaçınır?
Koleksiyon
Alıntı
“Türk ve Yabancı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1065 ulaşıldı.