Avrupada İktisadî Birleşme ve Türkiye
Başlık:
Avrupada İktisadî Birleşme ve Türkiye
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 12928, ss. 1, 5
Tarih:
1959-08-01
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Avrupa’da iktisadî birleşme ve Türkiye
Bülent ECEVİT
Avrupa Müşterek Pazarına alınmamızın reddedildiğine dair Akşam gazetesinde, çıkan bir haber üzerine, Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. Türkiye’nin Müşterek Pazara da, «Küçük Pazar» veya «Dış 7’ler» denen ve henüz kurulmasına çalışılan küçük serbest mübadele bölgesine de girmek üzere müracaatta bulunmadığını, buna göre, ortada, müracaatımızın reddi veya kabûlü gibi bir durum olamıyacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığının açıklaması bir bakıma doğrudur. Türkiye'nin iktisadî bünyesi, bugün, ne - Fransa, Batı Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg’u içine alan - «Müşterek Pazar» a, ne de - İngiltere, Avusturya, Portekiz, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka etrafında kurulmasına çalışılan - «Küçük Pazar» a girmeşine elverişlidir.
Batı Avrupa topluluğuna dahil memleketlerin, ekonomilerini zamanla birleştirme yolunda giriştikleri bu tertiplerden birine, hem kendisi zarar görmeksizin hem de başka üyelere pek fazla yük olmaksızın katılma cesaretini gösterebilmek veya kabul edilebilmek için, bir memleket, kendi ekonomik gelişmeşinde belirli bir seviyeye varmış olmalıdır.
İktidar sorumluları tarafından, sık sık, «Ortadoğunun Amerika’sı» veya bir «Küçük Amerika» durumuna erişmek üzere bulunduğu müjdelenen Türkiye ise, acı gerçek odur ki, henüz, Amerika ile arasında iktisadî bakımdan bir benzetme kurulabilecek duruma erişmek şöyle dursun, Amerika’ nın çok gerisindeki Batı Avrupa memleketlerinin iktisadî yakınlaşma ve birleşme hareketlerine, uzaktan da olsa, ve bazı yardım ve muafiyetlerle desteklenerek de olsa, katılabilmek, ayak uydurabilmek için gerekli asgarî seviyeye bile varmış olmaktan çok uzaktır.
Demokrat Partinin 9 yıllık iktidarı sırasında Türk iktisadî düzeni öylesine tahrip edilmiştir ki, bugün, Amerikalı ve Avrupalı dost ve müttefiklerden, Türkiye’ye, ancak onu bir iktisadî çöküntüden kurtarabilmek için yardım etmektedirler.
Oysa, 9 yıldır elimize geçen müstesna imkânlar basiretli bir şekilde, verimli yollarda kullanılmış olsa idi, bugün Türkiye için, Avrupa’daki iktisadî yakınlaşma ve birleşme hareketlerine müsait şartlarla katılmak bir hayli kolaylaşmış olurdu.
Şimdi bu hareketlerin dışında kalmamız ise, zamanla, iktisadî bakımdan Avrupa ile aramızdaki mesafeyi büsbütün açacaktır. Çünkü, Avrupa memleketleri arasındaki iktisadî yakınlaşma hareketleri, müşterek pazarlar, hem bizim o memleketlere ihracat imkânlarımızı daraltacak, hem de memleketlerin iktisadî gelişmelerine bugünkü ile kıyas edilemiyecek bir hız kazandırarak, iktisadî alanda o memleketlere yetişmemizi, bugüne kadar olduğundan çok daha güç bir hâle getirecektir.
Onun için, Dışişleri Bakanlığının, bu iktisadî yakınlaşma ve «integration» hareketlerine katılmak üzere teşebbüse geçmediğimizi ilân etmesiyle, yüreklere su serpilmiş olmamaktadır.
Türkiye, bir an önce, bir takım yardım, destek ve muafiyetler sağlamak yoluyla da olsa, sınaî cihazlanma ve kalkınma bakımından bazı dış engellerle karşılaşmaksızın bu hareketlere katılabilmesi için gerekli asgarî şart ve imkânlara kavuşturulmalıdır.
Bunu sağlıyamıyan bir hükümet, ilerde, iktisadî bakımdan birleşen bir Avrupa karşısında, Türkiye’nin bugünkünden çok daha müşkül ve geri bir duruma düşmesinin de sorumluluğunu taşıyacaktır.
Avrupa’da iktisadî birleşme ve Türkiye
Bülent ECEVİT
Avrupa Müşterek Pazarına alınmamızın reddedildiğine dair Akşam gazetesinde, çıkan bir haber üzerine, Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. Türkiye’nin Müşterek Pazara da, «Küçük Pazar» veya «Dış 7’ler» denen ve henüz kurulmasına çalışılan küçük serbest mübadele bölgesine de girmek üzere müracaatta bulunmadığını, buna göre, ortada, müracaatımızın reddi veya kabûlü gibi bir durum olamıyacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığının açıklaması bir bakıma doğrudur. Türkiye'nin iktisadî bünyesi, bugün, ne - Fransa, Batı Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg’u içine alan - «Müşterek Pazar» a, ne de - İngiltere, Avusturya, Portekiz, İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka etrafında kurulmasına çalışılan - «Küçük Pazar» a girmeşine elverişlidir.
Batı Avrupa topluluğuna dahil memleketlerin, ekonomilerini zamanla birleştirme yolunda giriştikleri bu tertiplerden birine, hem kendisi zarar görmeksizin hem de başka üyelere pek fazla yük olmaksızın katılma cesaretini gösterebilmek veya kabul edilebilmek için, bir memleket, kendi ekonomik gelişmeşinde belirli bir seviyeye varmış olmalıdır.
İktidar sorumluları tarafından, sık sık, «Ortadoğunun Amerika’sı» veya bir «Küçük Amerika» durumuna erişmek üzere bulunduğu müjdelenen Türkiye ise, acı gerçek odur ki, henüz, Amerika ile arasında iktisadî bakımdan bir benzetme kurulabilecek duruma erişmek şöyle dursun, Amerika’ nın çok gerisindeki Batı Avrupa memleketlerinin iktisadî yakınlaşma ve birleşme hareketlerine, uzaktan da olsa, ve bazı yardım ve muafiyetlerle desteklenerek de olsa, katılabilmek, ayak uydurabilmek için gerekli asgarî seviyeye bile varmış olmaktan çok uzaktır.
Demokrat Partinin 9 yıllık iktidarı sırasında Türk iktisadî düzeni öylesine tahrip edilmiştir ki, bugün, Amerikalı ve Avrupalı dost ve müttefiklerden, Türkiye’ye, ancak onu bir iktisadî çöküntüden kurtarabilmek için yardım etmektedirler.
Oysa, 9 yıldır elimize geçen müstesna imkânlar basiretli bir şekilde, verimli yollarda kullanılmış olsa idi, bugün Türkiye için, Avrupa’daki iktisadî yakınlaşma ve birleşme hareketlerine müsait şartlarla katılmak bir hayli kolaylaşmış olurdu.
Şimdi bu hareketlerin dışında kalmamız ise, zamanla, iktisadî bakımdan Avrupa ile aramızdaki mesafeyi büsbütün açacaktır. Çünkü, Avrupa memleketleri arasındaki iktisadî yakınlaşma hareketleri, müşterek pazarlar, hem bizim o memleketlere ihracat imkânlarımızı daraltacak, hem de memleketlerin iktisadî gelişmelerine bugünkü ile kıyas edilemiyecek bir hız kazandırarak, iktisadî alanda o memleketlere yetişmemizi, bugüne kadar olduğundan çok daha güç bir hâle getirecektir.
Onun için, Dışişleri Bakanlığının, bu iktisadî yakınlaşma ve «integration» hareketlerine katılmak üzere teşebbüse geçmediğimizi ilân etmesiyle, yüreklere su serpilmiş olmamaktadır.
Türkiye, bir an önce, bir takım yardım, destek ve muafiyetler sağlamak yoluyla da olsa, sınaî cihazlanma ve kalkınma bakımından bazı dış engellerle karşılaşmaksızın bu hareketlere katılabilmesi için gerekli asgarî şart ve imkânlara kavuşturulmalıdır.
Bunu sağlıyamıyan bir hükümet, ilerde, iktisadî bakımdan birleşen bir Avrupa karşısında, Türkiye’nin bugünkünden çok daha müşkül ve geri bir duruma düşmesinin de sorumluluğunu taşıyacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Avrupada İktisadî Birleşme ve Türkiye,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1036 ulaşıldı.