Cumhuriyet Alanındaki Sözler ve Yankıları
Title:
Cumhuriyet Alanındaki Sözler ve Yankıları
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Date:
1958-09-22
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEVİT
Cumhuriyet Alanındaki sözler ve yankıları
İZMİR Cumhuriyet Alanında yaptığı, muhalefete karşı kin ve husumet dolu konuşmada, Başbakan Menderes, milletten kin ve husumet dolu politikacıları desteklememesini istemiş!
Halkın muhalefet öderlerine selâm vermesini bile çekemiyen, onları karşılayanları polis coplarıyla, asker süngüsüyle dağıttırmağa cüret eden idarenin başı, Ege'nin değişik bölgelerinden zorla toplanıp getirilmiş, dairelerinden, fabrikalarından alınıp Cumhuriyet Alanına yığılmış, fakat gene de bu Alanı doldurmağa yetmemiş insanları, kendisine beslenen güven ve sevgiye delil olarak göstermiş!
«Siyasi mücadelede daha olgun ve vekarlı bir tavır takınma lüzumunu>> belirten konuşmasında, milletin yarıdan çoğunun desteklediği muhalefet politikacılarından «siyasi muhtekirler» diye söz ederek, kendi olgunluk ve vekarının yeni bir ölçüsünnü vermiş!
Başbakan, kendi arzusuna rağmen sürüp giden siyasi mücadeleden şikâyetçi... Fakat bu mücadelenin yatışmasını, demokrasinin normal mecraına dönmesini sağlamağa çalışacağına dair en küçük bir umut ışığı vermemiş!
Bu mücadeleden milletimizin asabının bozulduğunu öne sürüyor!
Oysa milletimizin asabı, belki gergin, fakat sağlam!
Milletimiz, asabı sağlam olduğu içindir ki, bir Başbakanın kendisine, Balıkesir Demokrat PartinKongresinde veya İzmir Cumhuriyet Alanında olduğu gibi hitap etmesine, kendi desteklediği, sevdiği, güvendiği insanları, o arada bu memleketi kurtarmış olanları sehpalarla tehdit etmesine, soğukkanlılıkla tahammül edebiliyor.
Milletimizin asabı, hakkına ve gücüne güvenenlerin asabı kadar sağlam!
Bozulan her halde kendi asabı olduğu içindir ki bay Menderes, Büyük Millet Meclisinde kendi sözlerine verilen ağırbaşlı cevapların iki cümleden ötesini dinlemeğe tahammül edemeyip fevrî hareket ve sözlerle dışarı fırlamakta; en yakın arkadaşlarını bile zamanla yanından uzaklaştırmakta; geçeceği yolları tanklarla, toplarla güvenlik altına aldırmakta; alan alan dolaşıp yurttaşı yurttaşa karşı tahrik etmektedir.
Hem öylesine tahrik etmektedir ki, bizzat Zafer muhabirinin İzmir'den bildirdiğinee göre, Cumhuriyet Alanında bazı coşkun Demokrat Partililer, bu milletin çoğunluğunu teşkil eden muhalif yurttaşların temsilcileri için,
— Onları aramıza, şuracığa gönderiverin!, diye haykırmış, onların «aralarına atılmasını» istemişlerdir.
Yani, «Vatandaşlar, muhalefetin sabah akşam sürüp giden tahrik politikasından bıkmış usanmışlardır» diyen Başbakan, kendi sözcülüğünü yapan gazetenin öğünerek yazdığına göre, vatandaşı vatandaşa neredeyse linç ettirecek kadar tahrikkâr konuşmuştur.
Gene Zafer muhabirine göre, Başbakan Menderes'in tahrikleriyle coşan bazı Demokrat Partililer,
— Allah aşkına Menderes, Amerika'dan bir demir kilit getirt de tak şunların ağzına, artık zehir saçmasınlar, yeter! diye haykırmışlardır.
Muhalefete karşı «tedbir» almak için bile dışardan yardım ve destek arar hale gelmiş olmanın bu veciz ve hazin itirafı ve bu hazin itirafın öğünülerek ilânı karşısında, Demokrat Parti iktidarının nasıl bir yola saptığını görüp de üzülmemek elde midir?
İktidar partisinin liderleri, muhalefeti sindirmek için Lübnan'da Şemun'un başvurduğu usulü alkışlar, aynı usule icabında kendilerinin de başvurabileceklerini ima etmekten çekinmez, ve yabancı yardımına sırtlarını dayayarak kendi yurttaşlarına meydan okurlarsa, bunu gören bazı Demokrat Partililerin Zafer'de yazıldığı gibi düşünüp haykırmalarına elbette şaşmamak gerekir.
Başındakilerin tahriklerine uyup yolunu şaşırmış, hangi milletin ferdi olduğunu bile unutmuş görünen Demokrat Partili: Bilmez misin ki sen, Amerika, muhalefetin ağzına takılacak demir kilitler imâl edilen memleketlerden değildir, ve bazı denizaşırı idarelerin müstebit idarelerine yardım olsun diye Amerika'da öyle kilitler imâl edilecek olsa bile, Türk Milleti ağzına yabancı kilidi vurulup susturulabilecek, hakkını, hürriyetini aramaktan alıkonulabilecek bir millet olmadığını, bundan 36 yıl önce, şimdi senin hür bir insan olarak yaşadığın tamir topraklarında da dünyaya göstermiştir?..
Bir - bir buçuk yıl önce Bay Menderes, kendisi için kurtuluş çaresini, C.H.P. ne tututup başka muhalefet partilerine vurmakta arıyordu. Görülüyor ki, şimdi de başka muhalefet partilerine tutunup C.H.P. ne vurmayı denemektedir.
İkisi de boşuna gayret!
Şu muhalefet partisine dayanıp bu muhalefet partisine yüklenmekle, yurttaşı yurttaşa karşı tahrik etmekle, karşısındaki politikacıları sehpalarla tehdit etmekle, hele dış yardımları içerde bir baskı unsuru olarak kullanmağa kalkışmakla, Bay Adnan Menderes bu memlekette dilediği idareyi kuramaz.
Karşısındaki gerçek kuvvet, «bir avuç muhteris politikacı» değil, Türk Milletinin demokrasiye inancı, hürriyet aşkı, adalet isteğidir.
Bu inancın, bu aşkın, bu isteğin dile getirilmesini, Türkiye'de hiç bir politikacı yabancı yapısı «demir kilit» lerle önleyemez.
Bu inancı, bu askı, bu isteği Türkiye'de artık hiç bir politikacı, kuru sıkı tehditlerle, hattâ idam sehpalarıyla, milletin kafasından ve gönlünden sökemez!
Bay Menderes, sözlerinin taraftarları üzerindeki etkisini, onların dilindeki yankısını, Zafer'in İzmir'den verdiği haberden öğrenebilir.
Eğer bu haber de kendisini uyarmaz, ne kadar yakışıksız, ne kadar tahrik edici konuştuğunu kendisine anlatamazsa, biz hiç anlatamayız.
BÜLENT ECEVİT
Cumhuriyet Alanındaki sözler ve yankıları
İZMİR Cumhuriyet Alanında yaptığı, muhalefete karşı kin ve husumet dolu konuşmada, Başbakan Menderes, milletten kin ve husumet dolu politikacıları desteklememesini istemiş!
Halkın muhalefet öderlerine selâm vermesini bile çekemiyen, onları karşılayanları polis coplarıyla, asker süngüsüyle dağıttırmağa cüret eden idarenin başı, Ege'nin değişik bölgelerinden zorla toplanıp getirilmiş, dairelerinden, fabrikalarından alınıp Cumhuriyet Alanına yığılmış, fakat gene de bu Alanı doldurmağa yetmemiş insanları, kendisine beslenen güven ve sevgiye delil olarak göstermiş!
«Siyasi mücadelede daha olgun ve vekarlı bir tavır takınma lüzumunu>> belirten konuşmasında, milletin yarıdan çoğunun desteklediği muhalefet politikacılarından «siyasi muhtekirler» diye söz ederek, kendi olgunluk ve vekarının yeni bir ölçüsünnü vermiş!
Başbakan, kendi arzusuna rağmen sürüp giden siyasi mücadeleden şikâyetçi... Fakat bu mücadelenin yatışmasını, demokrasinin normal mecraına dönmesini sağlamağa çalışacağına dair en küçük bir umut ışığı vermemiş!
Bu mücadeleden milletimizin asabının bozulduğunu öne sürüyor!
Oysa milletimizin asabı, belki gergin, fakat sağlam!
Milletimiz, asabı sağlam olduğu içindir ki, bir Başbakanın kendisine, Balıkesir Demokrat PartinKongresinde veya İzmir Cumhuriyet Alanında olduğu gibi hitap etmesine, kendi desteklediği, sevdiği, güvendiği insanları, o arada bu memleketi kurtarmış olanları sehpalarla tehdit etmesine, soğukkanlılıkla tahammül edebiliyor.
Milletimizin asabı, hakkına ve gücüne güvenenlerin asabı kadar sağlam!
Bozulan her halde kendi asabı olduğu içindir ki bay Menderes, Büyük Millet Meclisinde kendi sözlerine verilen ağırbaşlı cevapların iki cümleden ötesini dinlemeğe tahammül edemeyip fevrî hareket ve sözlerle dışarı fırlamakta; en yakın arkadaşlarını bile zamanla yanından uzaklaştırmakta; geçeceği yolları tanklarla, toplarla güvenlik altına aldırmakta; alan alan dolaşıp yurttaşı yurttaşa karşı tahrik etmektedir.
Hem öylesine tahrik etmektedir ki, bizzat Zafer muhabirinin İzmir'den bildirdiğinee göre, Cumhuriyet Alanında bazı coşkun Demokrat Partililer, bu milletin çoğunluğunu teşkil eden muhalif yurttaşların temsilcileri için,
— Onları aramıza, şuracığa gönderiverin!, diye haykırmış, onların «aralarına atılmasını» istemişlerdir.
Yani, «Vatandaşlar, muhalefetin sabah akşam sürüp giden tahrik politikasından bıkmış usanmışlardır» diyen Başbakan, kendi sözcülüğünü yapan gazetenin öğünerek yazdığına göre, vatandaşı vatandaşa neredeyse linç ettirecek kadar tahrikkâr konuşmuştur.
Gene Zafer muhabirine göre, Başbakan Menderes'in tahrikleriyle coşan bazı Demokrat Partililer,
— Allah aşkına Menderes, Amerika'dan bir demir kilit getirt de tak şunların ağzına, artık zehir saçmasınlar, yeter! diye haykırmışlardır.
Muhalefete karşı «tedbir» almak için bile dışardan yardım ve destek arar hale gelmiş olmanın bu veciz ve hazin itirafı ve bu hazin itirafın öğünülerek ilânı karşısında, Demokrat Parti iktidarının nasıl bir yola saptığını görüp de üzülmemek elde midir?
İktidar partisinin liderleri, muhalefeti sindirmek için Lübnan'da Şemun'un başvurduğu usulü alkışlar, aynı usule icabında kendilerinin de başvurabileceklerini ima etmekten çekinmez, ve yabancı yardımına sırtlarını dayayarak kendi yurttaşlarına meydan okurlarsa, bunu gören bazı Demokrat Partililerin Zafer'de yazıldığı gibi düşünüp haykırmalarına elbette şaşmamak gerekir.
Başındakilerin tahriklerine uyup yolunu şaşırmış, hangi milletin ferdi olduğunu bile unutmuş görünen Demokrat Partili: Bilmez misin ki sen, Amerika, muhalefetin ağzına takılacak demir kilitler imâl edilen memleketlerden değildir, ve bazı denizaşırı idarelerin müstebit idarelerine yardım olsun diye Amerika'da öyle kilitler imâl edilecek olsa bile, Türk Milleti ağzına yabancı kilidi vurulup susturulabilecek, hakkını, hürriyetini aramaktan alıkonulabilecek bir millet olmadığını, bundan 36 yıl önce, şimdi senin hür bir insan olarak yaşadığın tamir topraklarında da dünyaya göstermiştir?..
Bir - bir buçuk yıl önce Bay Menderes, kendisi için kurtuluş çaresini, C.H.P. ne tututup başka muhalefet partilerine vurmakta arıyordu. Görülüyor ki, şimdi de başka muhalefet partilerine tutunup C.H.P. ne vurmayı denemektedir.
İkisi de boşuna gayret!
Şu muhalefet partisine dayanıp bu muhalefet partisine yüklenmekle, yurttaşı yurttaşa karşı tahrik etmekle, karşısındaki politikacıları sehpalarla tehdit etmekle, hele dış yardımları içerde bir baskı unsuru olarak kullanmağa kalkışmakla, Bay Adnan Menderes bu memlekette dilediği idareyi kuramaz.
Karşısındaki gerçek kuvvet, «bir avuç muhteris politikacı» değil, Türk Milletinin demokrasiye inancı, hürriyet aşkı, adalet isteğidir.
Bu inancın, bu aşkın, bu isteğin dile getirilmesini, Türkiye'de hiç bir politikacı yabancı yapısı «demir kilit» lerle önleyemez.
Bu inancı, bu askı, bu isteği Türkiye'de artık hiç bir politikacı, kuru sıkı tehditlerle, hattâ idam sehpalarıyla, milletin kafasından ve gönlünden sökemez!
Bay Menderes, sözlerinin taraftarları üzerindeki etkisini, onların dilindeki yankısını, Zafer'in İzmir'den verdiği haberden öğrenebilir.
Eğer bu haber de kendisini uyarmaz, ne kadar yakışıksız, ne kadar tahrik edici konuştuğunu kendisine anlatamazsa, biz hiç anlatamayız.
Collection
Citation
“Cumhuriyet Alanındaki Sözler ve Yankıları,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 3, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1025.