Devlet Radyosu
Başlık:
Devlet Radyosu
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1958-08-20
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEVİT
DEVLET RADYOSU
CUMHURİYET Halk Partili bir milletvekili olarak uzun yıllar muhalefet saflarında çalışmış, sonra bir gün, herhalde düşünce ve inanışlarında bir değişiklik olduğu için değil, sırf mücadele gücü tükendiği veya bazı şahsî sebepler kendisini zorladığı icin ansızın saf değiştirmiş bir milletvekili Basın - Yayın ve Turizm Bakanı olunca, Devlet Radyosunun siyasi tutumu bakımından biraz - fazla değil, biraz - umutlanmıştık.
Çünkü Devlet Radyosunun muhalefet aleyhine tek taraflı bir propaganda âleti olarak kullanılmasındaki uygunsuzluğu, haksızlığı, bu haksızlığın vicdanlarda uyandırdığı isyanı, C.H.P. saflarında muhalefet ödevini yapmağa çalışırken, her halde Bay Somuncuoğlu da duymuş bulunmalıydı.
Gerçi, Bay Server Somuncuoğlu, «Akis» dergisine yazdığı ateşli bir yazıda, «Şahıs veya ekip menfaatleri uğrunda fikir ve kanaatlerini ondan sonra da saflarını gömlekten daha kolay değiştiren politikacıların revaçta olduğu zamanları» yaşadığımızı belirtmiş ve bu yazının mürekkebi kurumadan kendisi de gömlek değiştirir gibi, saf değiştirerek müşahanesinin doğruluğunu kendi davranışıyla ispat etmişti.
Fakat bana rağmen, Bay Somucuoğlu'ndan muhalefet yıllarındaki tecrübesine dayanarak, partizan bir radyonun halkta yarattığı tepkiyi, sorumlularına karşı uyandırdığı memlekete verdiği ve verebileceği zararları kolayca tahmin edebilecek, hesaplıyabilecek durumda olması beklenebilirdi.
Bu bekleyiş ve umutlar boş çıktı. Belli ki, Bay Somuncuoğlu yeni gömleğine, eskisi sırtında iken neler hissettiğini hatırlıyamıyacak kadar intibak etmişti.
Bay Somuncuoğlu, bekleyiş ve umutları boşa çıkarmakla da kalmadı; daha ileri gitti: Devlet Radyosunu her zamankinden daha partizan, muhalefete, hele Cumhuriyet Halk Partisine karşı, daha 4 yıl önce Mecliste sözcülüğünü yaptığı partiye karşı, her zamankinden daha saldırgan hâle getirdi.
Kim bilir, belki de böyle yapmak zorundaydı!. Demokrat Partililiği gerçekten benimsemiş, Halk Partililik devresine ait tecrübe, duygu ve hatıralarını bile unutacak kadar benimsemiş olduğunu, kendisine henüz tam güven beslemediklerinden endişe ettiği yeni parti arkadaşlarına, belki de ancak böyle bir gayretkeşlikle ispat edebileceğini düşünüyordu! —Fakat, Radyonun partizanlık, haksızlık, saldırganlık dozunu arttırırken nasıl bir durum yarattığını her halde kendisi de biliyor olmalıydı ki aynı zamanda radyo için olağan üstü bazı tedbirler almak, millet parasıyla işleyen Devlet Radyosunun binalarını millete kapamak, özel müsaadesi olmayanların bu binalardan içeri adım atmalarını yasak etmek ihtiyacını da duydu.
Bundan 4 yıl önce «Akis» dergisine yazdığı yazıda Bay Somuncuoğlu,
«İktidar, tekrar iş başında kalmış olmasına rağmen yer yer aleyhine oy verilmiş bulunmasını tabiî karşılarsa, muhalif parti mensuplarıyla, muhalefete oy vermiş vatandaşları diğerlerinden ayırmak temayülünü göstermezse ve böylece serbest oyun mahkum edilmediğini fiilen ispat ederse Türkiye'de demokratik ananelerin en güzelini kurmak bahtiyarlığına erişir»,
demişti.
İşte şimdi Bay Somuncuoğlu, yeni Basın - Yayın ve Turizm Bakanı olarak benimsediği tutumla, hem kendisi, hem de saflarına katıldığı iktidar partisini böyle bir bahtiyarlıktan yoksun kılmaktadır.
«Muhalefete oy vermiş bulunanları diğerlerinden ayırma» nin en ileri, en tahammül edilmez örneğini, her akşam, Devlet Radyosuyla bizzat vermektedir.
Milletin parasıyla işleyen bu radyo, şimdi her akşam, yurttaş çoğunluğunun düşünce ve inançlarını kötülemekte, bu düşünce ve inançlar için mücadelede Bay Somuncuoğlu'ndan daha sebatlı tahamüllü ve fedakâr çıkanları, mücadeleden gözü yılıp gömlek değiştirir gibi saf değiştirmeyenleri suçlandırmakta, Anayasa ve kanun sınırları içinde çalışan şerefli muhalefet partilerine en ağır isnat ve ithamlarda bulunmaktadır.
Böylelikle Bay Somuncuoğlu, milletin bir Devlet müessesesine ödediği radyo vergisini, üyesi bulunduğu partinin zimmetine geçirmiş olmaktadır.
Milletin parasını millete karşı kullanmaktadır.
Radyoya artık memlekette güven kalmamıştır.
Hem yalnız iç politika konularında değil, millî varlığımızı ilgilendiren partiler üstü konularda da güven kalmamıştır.
Bay Somuncuoğlu'nun Basın - Yayın ve Turizm Bakanlığına rastlayan son Ortadoğu buhranı sırasında, Devlet Radyosu, bu bakımdan da çok kötü bir sınav geçirmiş, Türk halkını, sınırlarımızın hemen ötesinde olup bitenleri takip edebilmek için yabancı radyolara muhtaç bırakmıştır.
Oysa Devlet Radyosunun sözüne mutlaka inanılması gereken günler de gelebilir. Öyle günler geldiğinde artık bu Devlet Radyosu, hikâyedeki yalancı çoban gibi, en doğru sözüne bile inanacak bir dinleyici bulamıyacaktır.
Bunun kötülüğü yalnız muhalefete veya iktidara değil, doğrudan doğruya milletedir.
Millet parasıyla, millete kötülük edilmektedir. Devlet Radyosuyla devletin itibarı sarsılmaktadır.
«Radyo «gömlekten daha kolay saf değiştiren» bir politikacı kadar inanılmaz, güvenilmez olmuştur.
BÜLENT ECEVİT
DEVLET RADYOSU
CUMHURİYET Halk Partili bir milletvekili olarak uzun yıllar muhalefet saflarında çalışmış, sonra bir gün, herhalde düşünce ve inanışlarında bir değişiklik olduğu için değil, sırf mücadele gücü tükendiği veya bazı şahsî sebepler kendisini zorladığı icin ansızın saf değiştirmiş bir milletvekili Basın - Yayın ve Turizm Bakanı olunca, Devlet Radyosunun siyasi tutumu bakımından biraz - fazla değil, biraz - umutlanmıştık.
Çünkü Devlet Radyosunun muhalefet aleyhine tek taraflı bir propaganda âleti olarak kullanılmasındaki uygunsuzluğu, haksızlığı, bu haksızlığın vicdanlarda uyandırdığı isyanı, C.H.P. saflarında muhalefet ödevini yapmağa çalışırken, her halde Bay Somuncuoğlu da duymuş bulunmalıydı.
Gerçi, Bay Server Somuncuoğlu, «Akis» dergisine yazdığı ateşli bir yazıda, «Şahıs veya ekip menfaatleri uğrunda fikir ve kanaatlerini ondan sonra da saflarını gömlekten daha kolay değiştiren politikacıların revaçta olduğu zamanları» yaşadığımızı belirtmiş ve bu yazının mürekkebi kurumadan kendisi de gömlek değiştirir gibi, saf değiştirerek müşahanesinin doğruluğunu kendi davranışıyla ispat etmişti.
Fakat bana rağmen, Bay Somucuoğlu'ndan muhalefet yıllarındaki tecrübesine dayanarak, partizan bir radyonun halkta yarattığı tepkiyi, sorumlularına karşı uyandırdığı memlekete verdiği ve verebileceği zararları kolayca tahmin edebilecek, hesaplıyabilecek durumda olması beklenebilirdi.
Bu bekleyiş ve umutlar boş çıktı. Belli ki, Bay Somuncuoğlu yeni gömleğine, eskisi sırtında iken neler hissettiğini hatırlıyamıyacak kadar intibak etmişti.
Bay Somuncuoğlu, bekleyiş ve umutları boşa çıkarmakla da kalmadı; daha ileri gitti: Devlet Radyosunu her zamankinden daha partizan, muhalefete, hele Cumhuriyet Halk Partisine karşı, daha 4 yıl önce Mecliste sözcülüğünü yaptığı partiye karşı, her zamankinden daha saldırgan hâle getirdi.
Kim bilir, belki de böyle yapmak zorundaydı!. Demokrat Partililiği gerçekten benimsemiş, Halk Partililik devresine ait tecrübe, duygu ve hatıralarını bile unutacak kadar benimsemiş olduğunu, kendisine henüz tam güven beslemediklerinden endişe ettiği yeni parti arkadaşlarına, belki de ancak böyle bir gayretkeşlikle ispat edebileceğini düşünüyordu! —Fakat, Radyonun partizanlık, haksızlık, saldırganlık dozunu arttırırken nasıl bir durum yarattığını her halde kendisi de biliyor olmalıydı ki aynı zamanda radyo için olağan üstü bazı tedbirler almak, millet parasıyla işleyen Devlet Radyosunun binalarını millete kapamak, özel müsaadesi olmayanların bu binalardan içeri adım atmalarını yasak etmek ihtiyacını da duydu.
Bundan 4 yıl önce «Akis» dergisine yazdığı yazıda Bay Somuncuoğlu,
«İktidar, tekrar iş başında kalmış olmasına rağmen yer yer aleyhine oy verilmiş bulunmasını tabiî karşılarsa, muhalif parti mensuplarıyla, muhalefete oy vermiş vatandaşları diğerlerinden ayırmak temayülünü göstermezse ve böylece serbest oyun mahkum edilmediğini fiilen ispat ederse Türkiye'de demokratik ananelerin en güzelini kurmak bahtiyarlığına erişir»,
demişti.
İşte şimdi Bay Somuncuoğlu, yeni Basın - Yayın ve Turizm Bakanı olarak benimsediği tutumla, hem kendisi, hem de saflarına katıldığı iktidar partisini böyle bir bahtiyarlıktan yoksun kılmaktadır.
«Muhalefete oy vermiş bulunanları diğerlerinden ayırma» nin en ileri, en tahammül edilmez örneğini, her akşam, Devlet Radyosuyla bizzat vermektedir.
Milletin parasıyla işleyen bu radyo, şimdi her akşam, yurttaş çoğunluğunun düşünce ve inançlarını kötülemekte, bu düşünce ve inançlar için mücadelede Bay Somuncuoğlu'ndan daha sebatlı tahamüllü ve fedakâr çıkanları, mücadeleden gözü yılıp gömlek değiştirir gibi saf değiştirmeyenleri suçlandırmakta, Anayasa ve kanun sınırları içinde çalışan şerefli muhalefet partilerine en ağır isnat ve ithamlarda bulunmaktadır.
Böylelikle Bay Somuncuoğlu, milletin bir Devlet müessesesine ödediği radyo vergisini, üyesi bulunduğu partinin zimmetine geçirmiş olmaktadır.
Milletin parasını millete karşı kullanmaktadır.
Radyoya artık memlekette güven kalmamıştır.
Hem yalnız iç politika konularında değil, millî varlığımızı ilgilendiren partiler üstü konularda da güven kalmamıştır.
Bay Somuncuoğlu'nun Basın - Yayın ve Turizm Bakanlığına rastlayan son Ortadoğu buhranı sırasında, Devlet Radyosu, bu bakımdan da çok kötü bir sınav geçirmiş, Türk halkını, sınırlarımızın hemen ötesinde olup bitenleri takip edebilmek için yabancı radyolara muhtaç bırakmıştır.
Oysa Devlet Radyosunun sözüne mutlaka inanılması gereken günler de gelebilir. Öyle günler geldiğinde artık bu Devlet Radyosu, hikâyedeki yalancı çoban gibi, en doğru sözüne bile inanacak bir dinleyici bulamıyacaktır.
Bunun kötülüğü yalnız muhalefete veya iktidara değil, doğrudan doğruya milletedir.
Millet parasıyla, millete kötülük edilmektedir. Devlet Radyosuyla devletin itibarı sarsılmaktadır.
«Radyo «gömlekten daha kolay saf değiştiren» bir politikacı kadar inanılmaz, güvenilmez olmuştur.
Koleksiyon
Alıntı
“Devlet Radyosu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1020 ulaşıldı.