Millet Meclisinden Kaçanların "Millet Huzurunda İhtar"ı
Başlık:
Millet Meclisinden Kaçanların "Millet Huzurunda İhtar"ı
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1958-08-13
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEVİT
Millet Meclisinden kaçanların "millet huzurunda ihtar„ı...
DEMOKRAT Parti Meclis Grupunun bildirisine göre, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisini «muhakkar bir hale» getirmek, «türlü manevralarla zaafa» düşürmek istermiş!
Küçüklü büyüklü birçok ülkelerin parlâmentolarında kendi güveniliğimizi ilgilendiren konular günü gününe görüşülürken Türkiye Büyük Millet Meclisini de toplantıya çağırmak mı onu «muhakkar bir hale» getirmek hevesine işarettir, yoksa o sırada istenen bir olağanüstü Meclis oturumunu sabote etmek mi?
Bizi bir harbin eşiğine kadar sürükleyen gelişmeler ve harb tehlikesinin üzerine körükle giden bir dış sisayet hakkında Büyük Millet Meclisinde müzakere açılmasını istemek mi Meclisi «zaafa» düşürücü bir «manevra» dır, yoksa bu konuda kendilerinden Meclis huzurunda izahat istenmesi, hesap sorulması gereken Başbakanla Dışişleri Bakanının, o gün, Mecliste bulunmak şöyle dursun, başkentten bile uzaklaşmaları ve kürsüden «Hükümet izahatı» diye» 10 günlük resmi ajans bültenleri özetini okutup Meclisi yeniden tatile sokmak mı?
Gene bu Grup bildirisine göre. «C.H.P. Büyük Millet Meclisinin Anayasa ile tayin edilen hudutlar dahilindeki bir parçası» imiş ve D.P. Meclis Grupu «onun bu vasfını tekrar ve Anayasanın emrettiği hudutlar dahilinde iktisab etmesini bekler» miş!
Oysa Büyük Millet Meclîsinin bir parçası olan C.H.P değil C.H.P Meclis Grubudur. Demokrat Parti, bu ayrılığı göremiyecek durumda olabilir. Çünkü bu parti, kendi Meclis Grup toplantılarını bile Başbakanın düzenlemesine razı olacak kadar tekelden yönetilir, Meclis çalışmalarını icranın keyif ve arzusuna göre ayarlar ve denetleme ödevini yapamaz hale düşmüştür. Fakat D.P. nin bu hali C.H.P. ni de, başka muhalefet partilerini de bağlamaz. Milletvekillerine, Anayasa ile sağlanan tenkid, denetleme, hesap sorma haklarını Mecliste kullanma imkânı «türlü manevralarla» kapalı tutulursa, C.H.P., siyasal faaliyetini, kanunlar çerçevesini aşmaksızın Meclis dışında da yürütür.
Kaldı ki bu imkân açık bile tutulsa, C.H.P., Meclis dışındaki siyasal faaliyetine devam eder.
Partileri ancak Büyük Millet Meclîsi içinde, o da icranın müsaadesi ölçüsünde faaliyet gösterebilir birer teşekkül olarak görmek isteyen zihniyet, son D.P. Meclis Grupu bildirisi yayınlanmadan birkaç gün önce, Radyo Gazetesinde de açığa vurulmuş,
«Memleket meselelerinin müzakere ve münakaşa edileceği yer, faaliyette bulunduğu zamanlarda Büyük Millet Meclisinin aziz bünyesidir. Bunun dışındaki çabalamalarda hususi maksatlar bulunduğu şüphesizdir.»
denilmiştir.
Demek ki memleket meseleleri yalnız Mecliste müzakere ve münakaşa edilebilecek, Meclisin faaliyette bulunmadığı aylar boyunca, çevremizde kıyamet kopsa, her türlü memleket meselesinin yurttaşlar arasında müzakere ve münakaşası duracak, Meclis muhalefet tarafından olağanüstü toplantıya çağırılırsa iktidar partisi Grupu bu toplantıyı sabote edecek, Meclis normal faaliyet halinde iken de bu meseleler, ancak, iktidar partisi Meclîs Grupu isterse, daha doğrusu Anayasaya göre Meclisin «her vakit murakabe ve ıskat» edebileceği hükümet isterse, müzakere ve münakaşa edilebilecektir!
Siyasal haklarını bilen ve bu haklar üzerine titreyen her Türkün bu karanlık zihniyeti nefretle reddedeceği şüphesizdir.
Demokrat Parti, kendi teşkilâtının bile desteğine güvensizliğinden kongrelerini yapamaz duruma düşmüş olsa da. C.H.P. kanunun ve tüzüğünün gerekli kıldığı kongrelerini günü gününe yapacak ve bu kongrelerde memleket meseleleri elbette müzakere ve münakaşa edilecektir.
Demokrat Partiyi ücreti karsılığında tutan bazı gazeteler, memleket meselelerini resmî görüşün ötesinde ele alamasalar da, bağımsız basının sütunları memleket meselelerinin incelenip tartışılmasına elbette açık olacaktır.
Fakat bu demek değildir ki C.H.P., memleket meselelerinin yalnız Meclis dışında müzakere ve münakaşa edilmesini ister!
Tersine, D.P. Meclis Grupu bildirisinin Meclise saygısızlıkla ithama kalkıştığı C.H.P. ötedenberi, memleket meselelerinin Meclis çatısı altında görüşülmesine büyük önem vermiştir. Nitekim, son olağanüstü Meclis toplantısının iktidar partisi Grupunca sabote edilmesi üzerine, C.H.P. Genel Başkanı İnönü,
«Biz buhranlara karşı her devayı Büyük Meclisten bekleyen bir zihniyetteyiz. Vatandaşı ye'sten kurtaracak, güveni koruyacak tek çare olarak bunu buluyoruz». demiştir.
Bu toplantıdan önce, Eyüp te yaptığı tarihî konuşmada ise, İnönü, şunları söylemişti:
«Geçen zamanda, Cihan Harbinde, İstiklâl Harbi sırasında, bütün muharebenin, bütün heyecanlı günlerin Büyük Millet Meclisinin daimî toplantısı halinde geçmiş olduğunu size hatırlatmak isterim. Çok güç zamanlar, muharebenin türlü davaları içinde çok tereddütlü ve çok güç zamanlar geçmiştir. Açıktan konuşulamıyacak askerî hareketler ve siyasi kararlar gizli toplantılarda konuşulmuştur. Güç işleyen bir mekanizma, fakat tecrübeyle sabıt olmuştur ki nihayet selâmete varan bir usuldür.»
Büyük Millet Meclisine saygısızlık, elbette bu müessese hakkında böyle düşünenlerden umulamaz.
Büyük Millet Meclisine saygısızlık ancak, Anayasamıza aykırı olarak, onu icranın emri ve baskısı altına almak istiyen totaliter zihniyetten umulabilir.
Gerek son genel seçimlerden önce hükümet adına Kalafat İmzasıyla yayınlanan manifestoda gerek son hükümet programında, Büyük Millet Meclisini icranın emrine bağlı tutmak isteği açık açık belirtilmişti.
Büyük Millet Meclisinin, D.P. Meclis Grupu bildirisinde belirtilen «kudret, kuvvet, nüfuz, haysiyet ve vekarına karşı» en çirkin «taarruz» da, son olağanüstü Meclis oturumunda icranın bu isteğine topluca boyun eğen D.P. Meclis Grupundan gelmiştir.
O toplantı sonunda istihkar ve tel'in edilen, işte, «Büyük Millet Meclisinin kudret, kuvvet, nüfuz, haysiyet ve vekarına karşı» bu eşi görülmemiş, bu affedilmez «taarruz» du.
Kentli parti kongrelerinden kaçtıkları gibi, şimdi Büyük Millet Meclisinden de, memleket meselelerini Büyük Millet Meclisinde konuşmaktan da kaçanların, «millet huzurunda C.H.P. ne ihtar» başlıklı bir bildiriyle, artık mîllet çoğunluğunu temsil ettiğinde şüphe olmayan bir siyasi partiye minder dışından böyle küstahça meydan okumaları, elbette ne kimseyi ürkületebilîr ne de ciddiye alınabilir.
BÜLENT ECEVİT
Millet Meclisinden kaçanların "millet huzurunda ihtar„ı...
DEMOKRAT Parti Meclis Grupunun bildirisine göre, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisini «muhakkar bir hale» getirmek, «türlü manevralarla zaafa» düşürmek istermiş!
Küçüklü büyüklü birçok ülkelerin parlâmentolarında kendi güveniliğimizi ilgilendiren konular günü gününe görüşülürken Türkiye Büyük Millet Meclisini de toplantıya çağırmak mı onu «muhakkar bir hale» getirmek hevesine işarettir, yoksa o sırada istenen bir olağanüstü Meclis oturumunu sabote etmek mi?
Bizi bir harbin eşiğine kadar sürükleyen gelişmeler ve harb tehlikesinin üzerine körükle giden bir dış sisayet hakkında Büyük Millet Meclisinde müzakere açılmasını istemek mi Meclisi «zaafa» düşürücü bir «manevra» dır, yoksa bu konuda kendilerinden Meclis huzurunda izahat istenmesi, hesap sorulması gereken Başbakanla Dışişleri Bakanının, o gün, Mecliste bulunmak şöyle dursun, başkentten bile uzaklaşmaları ve kürsüden «Hükümet izahatı» diye» 10 günlük resmi ajans bültenleri özetini okutup Meclisi yeniden tatile sokmak mı?
Gene bu Grup bildirisine göre. «C.H.P. Büyük Millet Meclisinin Anayasa ile tayin edilen hudutlar dahilindeki bir parçası» imiş ve D.P. Meclis Grupu «onun bu vasfını tekrar ve Anayasanın emrettiği hudutlar dahilinde iktisab etmesini bekler» miş!
Oysa Büyük Millet Meclîsinin bir parçası olan C.H.P değil C.H.P Meclis Grubudur. Demokrat Parti, bu ayrılığı göremiyecek durumda olabilir. Çünkü bu parti, kendi Meclis Grup toplantılarını bile Başbakanın düzenlemesine razı olacak kadar tekelden yönetilir, Meclis çalışmalarını icranın keyif ve arzusuna göre ayarlar ve denetleme ödevini yapamaz hale düşmüştür. Fakat D.P. nin bu hali C.H.P. ni de, başka muhalefet partilerini de bağlamaz. Milletvekillerine, Anayasa ile sağlanan tenkid, denetleme, hesap sorma haklarını Mecliste kullanma imkânı «türlü manevralarla» kapalı tutulursa, C.H.P., siyasal faaliyetini, kanunlar çerçevesini aşmaksızın Meclis dışında da yürütür.
Kaldı ki bu imkân açık bile tutulsa, C.H.P., Meclis dışındaki siyasal faaliyetine devam eder.
Partileri ancak Büyük Millet Meclîsi içinde, o da icranın müsaadesi ölçüsünde faaliyet gösterebilir birer teşekkül olarak görmek isteyen zihniyet, son D.P. Meclis Grupu bildirisi yayınlanmadan birkaç gün önce, Radyo Gazetesinde de açığa vurulmuş,
«Memleket meselelerinin müzakere ve münakaşa edileceği yer, faaliyette bulunduğu zamanlarda Büyük Millet Meclisinin aziz bünyesidir. Bunun dışındaki çabalamalarda hususi maksatlar bulunduğu şüphesizdir.»
denilmiştir.
Demek ki memleket meseleleri yalnız Mecliste müzakere ve münakaşa edilebilecek, Meclisin faaliyette bulunmadığı aylar boyunca, çevremizde kıyamet kopsa, her türlü memleket meselesinin yurttaşlar arasında müzakere ve münakaşası duracak, Meclis muhalefet tarafından olağanüstü toplantıya çağırılırsa iktidar partisi Grupu bu toplantıyı sabote edecek, Meclis normal faaliyet halinde iken de bu meseleler, ancak, iktidar partisi Meclîs Grupu isterse, daha doğrusu Anayasaya göre Meclisin «her vakit murakabe ve ıskat» edebileceği hükümet isterse, müzakere ve münakaşa edilebilecektir!
Siyasal haklarını bilen ve bu haklar üzerine titreyen her Türkün bu karanlık zihniyeti nefretle reddedeceği şüphesizdir.
Demokrat Parti, kendi teşkilâtının bile desteğine güvensizliğinden kongrelerini yapamaz duruma düşmüş olsa da. C.H.P. kanunun ve tüzüğünün gerekli kıldığı kongrelerini günü gününe yapacak ve bu kongrelerde memleket meseleleri elbette müzakere ve münakaşa edilecektir.
Demokrat Partiyi ücreti karsılığında tutan bazı gazeteler, memleket meselelerini resmî görüşün ötesinde ele alamasalar da, bağımsız basının sütunları memleket meselelerinin incelenip tartışılmasına elbette açık olacaktır.
Fakat bu demek değildir ki C.H.P., memleket meselelerinin yalnız Meclis dışında müzakere ve münakaşa edilmesini ister!
Tersine, D.P. Meclis Grupu bildirisinin Meclise saygısızlıkla ithama kalkıştığı C.H.P. ötedenberi, memleket meselelerinin Meclis çatısı altında görüşülmesine büyük önem vermiştir. Nitekim, son olağanüstü Meclis toplantısının iktidar partisi Grupunca sabote edilmesi üzerine, C.H.P. Genel Başkanı İnönü,
«Biz buhranlara karşı her devayı Büyük Meclisten bekleyen bir zihniyetteyiz. Vatandaşı ye'sten kurtaracak, güveni koruyacak tek çare olarak bunu buluyoruz». demiştir.
Bu toplantıdan önce, Eyüp te yaptığı tarihî konuşmada ise, İnönü, şunları söylemişti:
«Geçen zamanda, Cihan Harbinde, İstiklâl Harbi sırasında, bütün muharebenin, bütün heyecanlı günlerin Büyük Millet Meclisinin daimî toplantısı halinde geçmiş olduğunu size hatırlatmak isterim. Çok güç zamanlar, muharebenin türlü davaları içinde çok tereddütlü ve çok güç zamanlar geçmiştir. Açıktan konuşulamıyacak askerî hareketler ve siyasi kararlar gizli toplantılarda konuşulmuştur. Güç işleyen bir mekanizma, fakat tecrübeyle sabıt olmuştur ki nihayet selâmete varan bir usuldür.»
Büyük Millet Meclisine saygısızlık, elbette bu müessese hakkında böyle düşünenlerden umulamaz.
Büyük Millet Meclisine saygısızlık ancak, Anayasamıza aykırı olarak, onu icranın emri ve baskısı altına almak istiyen totaliter zihniyetten umulabilir.
Gerek son genel seçimlerden önce hükümet adına Kalafat İmzasıyla yayınlanan manifestoda gerek son hükümet programında, Büyük Millet Meclisini icranın emrine bağlı tutmak isteği açık açık belirtilmişti.
Büyük Millet Meclisinin, D.P. Meclis Grupu bildirisinde belirtilen «kudret, kuvvet, nüfuz, haysiyet ve vekarına karşı» en çirkin «taarruz» da, son olağanüstü Meclis oturumunda icranın bu isteğine topluca boyun eğen D.P. Meclis Grupundan gelmiştir.
O toplantı sonunda istihkar ve tel'in edilen, işte, «Büyük Millet Meclisinin kudret, kuvvet, nüfuz, haysiyet ve vekarına karşı» bu eşi görülmemiş, bu affedilmez «taarruz» du.
Kentli parti kongrelerinden kaçtıkları gibi, şimdi Büyük Millet Meclisinden de, memleket meselelerini Büyük Millet Meclisinde konuşmaktan da kaçanların, «millet huzurunda C.H.P. ne ihtar» başlıklı bir bildiriyle, artık mîllet çoğunluğunu temsil ettiğinde şüphe olmayan bir siyasi partiye minder dışından böyle küstahça meydan okumaları, elbette ne kimseyi ürkületebilîr ne de ciddiye alınabilir.
Koleksiyon
Alıntı
“Millet Meclisinden Kaçanların "Millet Huzurunda İhtar"ı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1017 ulaşıldı.