Sağlık ve Kültür Yatırımı
Başlık:
Sağlık ve Kültür Yatırımı
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1958-08-11
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEViT
Sağlık ve kültür yatırımı
İLÂCA ve kitaba harcanacak para, ilâç ve kitap ihtiyacı olanlara yapılacak yardım, medenî bir toplum için yatırımların en gereklisidir. Döviz tasarrufu için ne tedbîr alınırsa alınsın, bazı yatırım alanlarında ne kadar kısıntı yapılırsa yapılsın, sağlık ve kültür yatırımları kısılmamalıdır!
İnsan sıhhati ve insan kafası, bir toplumun en değerli, üstüne en çok titrenecek unsurlarıdır. Alınacak yeni iktisadî tedbirler yüzünden bu unsurlar ihmal edilmiş, tehlikeye düşürülmüş olursa, toplumumuz temellerinden çürüyerek, yaratıcılığını, çalışma gücünü, hattâ yaşama gücünü yitirir.
Eşiğinde bulunduğumuz yeni sıkıntı ve fedakârlık devresinde, insan sıhhatine ve kafasına bazı imtiyazlar tanınmalı, bu sıkıntı ve fedakârlık devresinden insan sıhhatinin ve kafasının müteessir olması elden geldiği kadar önlenmelidir!
Oysa henüz sorumluların böyle bir zorunluluk duymadıkları, tersine, alınacak iktisadî tedbirlerden belki en çok insan sıhhatinin ve insan kafasının zarar göreceği anlaşılıyor.
Birçok alanlarda israfı önleyici tedbirler alınmalıdır ama ilaç ve kitap bakımından israf diye bir sey zaten olamaz.
Her toplumda az sayıda bulunabilecek hastalık hastaları bir yana, hiç kimse, lâf olsun diye, gönül eğlendirmek veya caka satmak uğrunda, ilâca para vermez.
Herkes, bol param olsa da yalılar, apartmanlar yaptırsam, bir otomobil, bir yat alsam diye hayal kurabilir ama, bol param olsa da dolaplarımı renk renk ilâçlarla doldursam diye hayal kuracak normal insan yoktur. Normal insan ancak mecbur kaldıkça ve sıhhati bakımından mutlak ihtiyaç duyduğu ilâca para harcar..
Kitap için de öyle!.. Kolay yoldan servet yapıp satın alma gücünü arttırmış bir yeni zenginin, satın almayı en son düşüneceği, hattâ belki hiç düşünmeyeceği bir şey varsa o da kitaptır.
Kitaba ancak okumak isteyenler, okuması gerekenler para harcar.
Üstelik ilâca da, kitaba da en çok ihtiyaç duyanlar, genel olarak, bir toplumun en dar gelirli insanları arasındadırlar.
Bir insanın yiyeceğe, giyeceğe, yakıta ayırabildiği para ne kadar azsa, hastalığa mukavemeti de o kadar azdır. İlâca en çok öyleleri ihtiyaç duyar.
Kitap okuma ihtiyacını duyanların da çoğu ya dar gelirli ya yoksuldur; çünkü ya öğrencidir ve henüz hayatını kazanmağa başlamamıştır, ya da sürekli okumağı gerektiren bir meslek veya sanatı vardır, böyle meslek ve sanatlarsa her toplumda az gelir şağlar.
Son iktisadî tedbirler, ilâca en çok muhtaç olanların bu ihtiyacını arttıracağı halde onların ilâç alma gücünü büsbütün kısacak, kitabı da pek az aydının erişebileceği bir lüks durumuna getirecektir.
Bu tedbirler üzerine gerek ilâç gerek kitap fiyatlarında yüzde 300'ü bulacak bir artış bekleniyor. Şimdiye kadar 10 liralık bir ilâcı güçlükle alabilen dar gelirli yurttaş, bugünden sonra aynı ilâca 30 lira vermek zorunda kalırsa, yiyeceğinden giyeceğinden kısacak ve sıhhati büsbütün bozulup bu toplum için verimsiz bir hale gelecektir.
Bir yoksul Tıbbiyeli yabancı dildeki bir meslek kitabına bugün 50 lira vermek zorundaysa, birkaç güne kadar aynı kitabı 150 liradan aşağıya alamıyacaktır.
Bir lise öğrencisinin bugün 30 liraya aldığı bir yabancı dil sözlüğü yarın belki 100 liraya çıkacaktır.
Bir meslek kitabına 150 lira verebilecek kaç tıp öğrencisi, yabancı dil öğrenen çocuğuna yalnız sözlük parası diye 100 lira verebilecek kaç baba vardır Türkiye de?
Yurdumuzda kütüphanecilik gelişmiş olsaydı, belki kitap bakımından fazla üzülmeğe değmezdi. Ama kütüphanelere ayrılan ödenek şimdiye kadar bile dışardan kitap getirmeğe yetmiyor. İşletme giderlerini güç karşılıyordu. Türk kütüphanelerinde ciddî bir bilimsel araş tırma yapmak zaten çok zordu, bundan böyle herhalde imkânsız olacaktır. Çünkü yeni yayınları getirtmeğe hemen hiç bir kütüphanenin takatı yetmiyecektir.
Kâğıt ve mürekkep fiyatları ayarlanınca Türkçe kitap fiyatlarında da yüzde 300'e yakın bir artış görülecektir. O durumda, zaten düşük olan kitap satışları büsbütün düşecek, ve zaten güçlükle yaşıyabilen ciddi yayınevleri kapanma tehlikesiyle karşılaşacaktır.
İlâç ve kitap fiyatları, bunlara en çok ihtiyaç duyanların satın alma gücünü kat kat aşmakla, toplumumuzun sağlık durumunun ve düşünce hayatının uğrayacağı zarar, hiç bir kalkınma mucizesiyle giderilemez.
İktisadî durumumuz ne kadar bozulmuş olursa olsun, kısılmasına asla cevaz verilemiyecek iki yatırım vardır: Biri sağlık, biri kültür yatırımı!
Bu yatırımların kısılmaması için, ilâç, kitap, kâğıt gibî maddelerin eski kur üzerinden ithaline mi müsaade edilir, bu maddelerin ithali devletçe mi desteklenir, bilemeyiz! Fakat herhalde bunun bir çaresi bulunabilir ve bulunmalıdır.
İnsan sıhhatinin korunması ve insan kafasına gelişme, aydınlanma imkânının sağlanması, her türlü iktisadî ve siyasî kaygının üstünde tutulmalıdır.
BÜLENT ECEViT
Sağlık ve kültür yatırımı
İLÂCA ve kitaba harcanacak para, ilâç ve kitap ihtiyacı olanlara yapılacak yardım, medenî bir toplum için yatırımların en gereklisidir. Döviz tasarrufu için ne tedbîr alınırsa alınsın, bazı yatırım alanlarında ne kadar kısıntı yapılırsa yapılsın, sağlık ve kültür yatırımları kısılmamalıdır!
İnsan sıhhati ve insan kafası, bir toplumun en değerli, üstüne en çok titrenecek unsurlarıdır. Alınacak yeni iktisadî tedbirler yüzünden bu unsurlar ihmal edilmiş, tehlikeye düşürülmüş olursa, toplumumuz temellerinden çürüyerek, yaratıcılığını, çalışma gücünü, hattâ yaşama gücünü yitirir.
Eşiğinde bulunduğumuz yeni sıkıntı ve fedakârlık devresinde, insan sıhhatine ve kafasına bazı imtiyazlar tanınmalı, bu sıkıntı ve fedakârlık devresinden insan sıhhatinin ve kafasının müteessir olması elden geldiği kadar önlenmelidir!
Oysa henüz sorumluların böyle bir zorunluluk duymadıkları, tersine, alınacak iktisadî tedbirlerden belki en çok insan sıhhatinin ve insan kafasının zarar göreceği anlaşılıyor.
Birçok alanlarda israfı önleyici tedbirler alınmalıdır ama ilaç ve kitap bakımından israf diye bir sey zaten olamaz.
Her toplumda az sayıda bulunabilecek hastalık hastaları bir yana, hiç kimse, lâf olsun diye, gönül eğlendirmek veya caka satmak uğrunda, ilâca para vermez.
Herkes, bol param olsa da yalılar, apartmanlar yaptırsam, bir otomobil, bir yat alsam diye hayal kurabilir ama, bol param olsa da dolaplarımı renk renk ilâçlarla doldursam diye hayal kuracak normal insan yoktur. Normal insan ancak mecbur kaldıkça ve sıhhati bakımından mutlak ihtiyaç duyduğu ilâca para harcar..
Kitap için de öyle!.. Kolay yoldan servet yapıp satın alma gücünü arttırmış bir yeni zenginin, satın almayı en son düşüneceği, hattâ belki hiç düşünmeyeceği bir şey varsa o da kitaptır.
Kitaba ancak okumak isteyenler, okuması gerekenler para harcar.
Üstelik ilâca da, kitaba da en çok ihtiyaç duyanlar, genel olarak, bir toplumun en dar gelirli insanları arasındadırlar.
Bir insanın yiyeceğe, giyeceğe, yakıta ayırabildiği para ne kadar azsa, hastalığa mukavemeti de o kadar azdır. İlâca en çok öyleleri ihtiyaç duyar.
Kitap okuma ihtiyacını duyanların da çoğu ya dar gelirli ya yoksuldur; çünkü ya öğrencidir ve henüz hayatını kazanmağa başlamamıştır, ya da sürekli okumağı gerektiren bir meslek veya sanatı vardır, böyle meslek ve sanatlarsa her toplumda az gelir şağlar.
Son iktisadî tedbirler, ilâca en çok muhtaç olanların bu ihtiyacını arttıracağı halde onların ilâç alma gücünü büsbütün kısacak, kitabı da pek az aydının erişebileceği bir lüks durumuna getirecektir.
Bu tedbirler üzerine gerek ilâç gerek kitap fiyatlarında yüzde 300'ü bulacak bir artış bekleniyor. Şimdiye kadar 10 liralık bir ilâcı güçlükle alabilen dar gelirli yurttaş, bugünden sonra aynı ilâca 30 lira vermek zorunda kalırsa, yiyeceğinden giyeceğinden kısacak ve sıhhati büsbütün bozulup bu toplum için verimsiz bir hale gelecektir.
Bir yoksul Tıbbiyeli yabancı dildeki bir meslek kitabına bugün 50 lira vermek zorundaysa, birkaç güne kadar aynı kitabı 150 liradan aşağıya alamıyacaktır.
Bir lise öğrencisinin bugün 30 liraya aldığı bir yabancı dil sözlüğü yarın belki 100 liraya çıkacaktır.
Bir meslek kitabına 150 lira verebilecek kaç tıp öğrencisi, yabancı dil öğrenen çocuğuna yalnız sözlük parası diye 100 lira verebilecek kaç baba vardır Türkiye de?
Yurdumuzda kütüphanecilik gelişmiş olsaydı, belki kitap bakımından fazla üzülmeğe değmezdi. Ama kütüphanelere ayrılan ödenek şimdiye kadar bile dışardan kitap getirmeğe yetmiyor. İşletme giderlerini güç karşılıyordu. Türk kütüphanelerinde ciddî bir bilimsel araş tırma yapmak zaten çok zordu, bundan böyle herhalde imkânsız olacaktır. Çünkü yeni yayınları getirtmeğe hemen hiç bir kütüphanenin takatı yetmiyecektir.
Kâğıt ve mürekkep fiyatları ayarlanınca Türkçe kitap fiyatlarında da yüzde 300'e yakın bir artış görülecektir. O durumda, zaten düşük olan kitap satışları büsbütün düşecek, ve zaten güçlükle yaşıyabilen ciddi yayınevleri kapanma tehlikesiyle karşılaşacaktır.
İlâç ve kitap fiyatları, bunlara en çok ihtiyaç duyanların satın alma gücünü kat kat aşmakla, toplumumuzun sağlık durumunun ve düşünce hayatının uğrayacağı zarar, hiç bir kalkınma mucizesiyle giderilemez.
İktisadî durumumuz ne kadar bozulmuş olursa olsun, kısılmasına asla cevaz verilemiyecek iki yatırım vardır: Biri sağlık, biri kültür yatırımı!
Bu yatırımların kısılmaması için, ilâç, kitap, kâğıt gibî maddelerin eski kur üzerinden ithaline mi müsaade edilir, bu maddelerin ithali devletçe mi desteklenir, bilemeyiz! Fakat herhalde bunun bir çaresi bulunabilir ve bulunmalıdır.
İnsan sıhhatinin korunması ve insan kafasına gelişme, aydınlanma imkânının sağlanması, her türlü iktisadî ve siyasî kaygının üstünde tutulmalıdır.
Koleksiyon
Alıntı
“Sağlık ve Kültür Yatırımı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1015 ulaşıldı.