Birleşen Avrupa
Başlık:
Birleşen Avrupa
Kaynak:
Son Havadis, "Dünya Politikası"
Tarih:
1953-01-23
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
Dünya Politikası
Birleşen Avrupa
23 Ocak 1953
Yazan: Bülent ECEVİT
Yeni Amerikan İdaresi iş başına geleceği günlerde gerek Eisenhower gerek Foster Dulles, Batı Avrupa memleketlerine birleşmeleri gerektiğini, hattâ kendilerine yapılacak yardımın buna bağlı olduğunu bir çok kereler açıkça ihtar etmiştir.
Başkan Eisenhower'in 20 Ocak tarihli demeci de baştan aşağı bu ihtarları tekrarlıyordu. denebilir.
Fakat Avrupa’da birleşmenin, kader ortaklığını kabul etmekten daha ileri gitmesi güc olmaktadır.
Maamafih. daha 7—8 yıl öncesine kadar Avrupa’da bir kader ortaklığının bile duyulmadığı göz önünde tutulacak olursa. bu kadarlık bir ilerlemenin de kücümsenemeyeceği anlaşılır. Gecen harpte biribirine karşı döğüşmüş bazı ulusların bir kaç yıl içinde bundan daha çok biribirlerine yaklaşmaları beklenemezdi .
Bu gün, Avrupa’da birleşme yolundaki gayretlerin sağladığı sonuçlar şöylece özetlenebilir:
Demirperde dışındaki Avrupe memleketlerine harp sonrasında başlanan Amerikan yardımı, bu memleketler ekonomilerinin az çok koordine edilmesinde büvük rol oynamış; Avrupa Tedive Birliği de böyle bir koordinasyon için gerekli malî zemini hazırlamıştır.
Altı Batı Avrupa memleketi arasında kurulan Kömür ve Çelik Birliği, üye devletler, yani Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasındaki ekonomik işbirliğini tarihte görülmedik bir dereceye vardırma yollarını açmıştır.
Benelüks memleketleri, İngiltere ve Fransa arasında 1948 de imzalanan Brüksel Andlaşması, Avrupa’nın en Batısındaki bu memleketleri, birbirlerine her zaman olduğundan çok daha fazla yaklaştırmıştır.
Bir yıl sonra, daha geniş bir Batı devletleri topluluğu tarafından imzalanan Atlantik Paktı ise Avrupa’nın savunma hususundaki isbirliğini o kadar daha ileri götürmüstür ki Brüksel Andlasması adedâ hükümsüz kalmıştır.
Strasbourg’da kurulan Avrupa Konseyi, Avrupa’nın federalizm yolunda şimdive kadar atmıs olduğu en ciddî adımdır. Ancak bu Konseyden, Avrupa memleketlerinin birleşmesine engel olan unsurları ortadan kaldırması beklenemez. Avrupa Konseyi, Avrupa’nın birleşmesi için, bu engeller ortadan kalktıkça sağlamlaşan bir zemin olacaktır.
Kömür ve Çelik Birliğine bağlı altı devlet, aralarında bir Avrupa Savunma Topluluğu kurmak üzere teşebbüse geçmişlerdir. Bunun gerçekleşmesi, bilhassa Fransa ile Almanya arasındaki güvensizlik yüzünden şimdilik çok zor görünmektedir. Ancak, bu topluluk nasıl olsa Atlantik Paktı Teşkilâtı çerçevesi içinde kurulacaktı. Onun için, Avrupa Savunma Topluluğunun, ve buna bağlı olarak altı memleket arasında bir müşterek ordunun gerçekleşmemesi, NATO’nun birlik yolunda kaydettiği ilerlemeyi kısmış olmamaktadır.
Gene altı devlet arasında milletler üstü bir parlamento kurulması yolundaki teşebbüs de, bu av Avrupa Konseyi İstişare Meclisinde ele alınmıştır. Avrupa’nın federal bir hâle gelmesini sağlayacak bu teşebbüsün şimdilik gercekleşmeyeceği, Strasbourg’daki son görüşmelerden anlaşılmış bulunuyor. Anoak, Avrupa Sasunma topluluğu kurulmadan böyle bir teşebbüs ele alınmakla, zaten fazla sabırsızlık gösterilmiş oluyordu.
Şimdiye kadar elde edilen bütün bu müsbet sonuçlara, bir çok Avrupa memleketleri arasında vizenin kaldırılmış, bu memleketler halkı arasında temasların sıklaşmış olması da eklenmelidir. Hele halklar arasındaki elle tutulur yaklaşma, belki şimdiye kadar elde edilen sonuçların en değerlisidir.
Avrupa memleketleri arasındaki birleşmenin daha da ileri gitmesi karşısında bulunan engeller, ayrı bir yazı konusudur.
Bu gün elde edilen sonuçları beyenmemek, bir kötümserlik şekline dökülmemeli, daha fazlasını istemenin bir ifadesi olarak kalmalıdır.
Avrupa’nın birleşmesi yolunda İkinci Dünya Harbi sonundan bu güne kadar elde edilen sonuçların temelinde tek zayıf nokta, bu birleşmeyi müşterek tehlikenin sağlamış olmasıdır. Günümüzde, Avrupa memleketleri arasındaki hemen bütün yakınlaşmalar, bu memleketlerin siyasal ve kültürel bağımsızlıklarını tehdid eden tehlikeye karşı kendini koruma insiyakından doğmaktadır.
Avrupa’nın birleşmesine daha sağlam bir temel bulmak gerekir. Yoksa. birleşme yolunda elde edilen sonuçlar da tehlike kadar gecici olabilir. Avrupa birleşebilsin diye bütün Dünyavı tehdid eden korkunç tehlikenin devamını dilemeye mecbur kalmak cok acıklı bir hâldir. Amerika, Avrupa memleketlerinin dağılmasına engel olmak için, ikide birde, tehlikenin büyüklüğüne dikkati cekmek zorunda kalmaktadır.
Milletler arasında birlesme ihtiyacı, yalnız ölüm korkusundan değil, biraz da, insanca yaşama isteğinden doğmalıdır.
Birleşen Avrupa
23 Ocak 1953
Yazan: Bülent ECEVİT
Yeni Amerikan İdaresi iş başına geleceği günlerde gerek Eisenhower gerek Foster Dulles, Batı Avrupa memleketlerine birleşmeleri gerektiğini, hattâ kendilerine yapılacak yardımın buna bağlı olduğunu bir çok kereler açıkça ihtar etmiştir.
Başkan Eisenhower'in 20 Ocak tarihli demeci de baştan aşağı bu ihtarları tekrarlıyordu. denebilir.
Fakat Avrupa’da birleşmenin, kader ortaklığını kabul etmekten daha ileri gitmesi güc olmaktadır.
Maamafih. daha 7—8 yıl öncesine kadar Avrupa’da bir kader ortaklığının bile duyulmadığı göz önünde tutulacak olursa. bu kadarlık bir ilerlemenin de kücümsenemeyeceği anlaşılır. Gecen harpte biribirine karşı döğüşmüş bazı ulusların bir kaç yıl içinde bundan daha çok biribirlerine yaklaşmaları beklenemezdi .
Bu gün, Avrupa’da birleşme yolundaki gayretlerin sağladığı sonuçlar şöylece özetlenebilir:
Demirperde dışındaki Avrupe memleketlerine harp sonrasında başlanan Amerikan yardımı, bu memleketler ekonomilerinin az çok koordine edilmesinde büvük rol oynamış; Avrupa Tedive Birliği de böyle bir koordinasyon için gerekli malî zemini hazırlamıştır.
Altı Batı Avrupa memleketi arasında kurulan Kömür ve Çelik Birliği, üye devletler, yani Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasındaki ekonomik işbirliğini tarihte görülmedik bir dereceye vardırma yollarını açmıştır.
Benelüks memleketleri, İngiltere ve Fransa arasında 1948 de imzalanan Brüksel Andlaşması, Avrupa’nın en Batısındaki bu memleketleri, birbirlerine her zaman olduğundan çok daha fazla yaklaştırmıştır.
Bir yıl sonra, daha geniş bir Batı devletleri topluluğu tarafından imzalanan Atlantik Paktı ise Avrupa’nın savunma hususundaki isbirliğini o kadar daha ileri götürmüstür ki Brüksel Andlasması adedâ hükümsüz kalmıştır.
Strasbourg’da kurulan Avrupa Konseyi, Avrupa’nın federalizm yolunda şimdive kadar atmıs olduğu en ciddî adımdır. Ancak bu Konseyden, Avrupa memleketlerinin birleşmesine engel olan unsurları ortadan kaldırması beklenemez. Avrupa Konseyi, Avrupa’nın birleşmesi için, bu engeller ortadan kalktıkça sağlamlaşan bir zemin olacaktır.
Kömür ve Çelik Birliğine bağlı altı devlet, aralarında bir Avrupa Savunma Topluluğu kurmak üzere teşebbüse geçmişlerdir. Bunun gerçekleşmesi, bilhassa Fransa ile Almanya arasındaki güvensizlik yüzünden şimdilik çok zor görünmektedir. Ancak, bu topluluk nasıl olsa Atlantik Paktı Teşkilâtı çerçevesi içinde kurulacaktı. Onun için, Avrupa Savunma Topluluğunun, ve buna bağlı olarak altı memleket arasında bir müşterek ordunun gerçekleşmemesi, NATO’nun birlik yolunda kaydettiği ilerlemeyi kısmış olmamaktadır.
Gene altı devlet arasında milletler üstü bir parlamento kurulması yolundaki teşebbüs de, bu av Avrupa Konseyi İstişare Meclisinde ele alınmıştır. Avrupa’nın federal bir hâle gelmesini sağlayacak bu teşebbüsün şimdilik gercekleşmeyeceği, Strasbourg’daki son görüşmelerden anlaşılmış bulunuyor. Anoak, Avrupa Sasunma topluluğu kurulmadan böyle bir teşebbüs ele alınmakla, zaten fazla sabırsızlık gösterilmiş oluyordu.
Şimdiye kadar elde edilen bütün bu müsbet sonuçlara, bir çok Avrupa memleketleri arasında vizenin kaldırılmış, bu memleketler halkı arasında temasların sıklaşmış olması da eklenmelidir. Hele halklar arasındaki elle tutulur yaklaşma, belki şimdiye kadar elde edilen sonuçların en değerlisidir.
Avrupa memleketleri arasındaki birleşmenin daha da ileri gitmesi karşısında bulunan engeller, ayrı bir yazı konusudur.
Bu gün elde edilen sonuçları beyenmemek, bir kötümserlik şekline dökülmemeli, daha fazlasını istemenin bir ifadesi olarak kalmalıdır.
Avrupa’nın birleşmesi yolunda İkinci Dünya Harbi sonundan bu güne kadar elde edilen sonuçların temelinde tek zayıf nokta, bu birleşmeyi müşterek tehlikenin sağlamış olmasıdır. Günümüzde, Avrupa memleketleri arasındaki hemen bütün yakınlaşmalar, bu memleketlerin siyasal ve kültürel bağımsızlıklarını tehdid eden tehlikeye karşı kendini koruma insiyakından doğmaktadır.
Avrupa’nın birleşmesine daha sağlam bir temel bulmak gerekir. Yoksa. birleşme yolunda elde edilen sonuçlar da tehlike kadar gecici olabilir. Avrupa birleşebilsin diye bütün Dünyavı tehdid eden korkunç tehlikenin devamını dilemeye mecbur kalmak cok acıklı bir hâldir. Amerika, Avrupa memleketlerinin dağılmasına engel olmak için, ikide birde, tehlikenin büyüklüğüne dikkati cekmek zorunda kalmaktadır.
Milletler arasında birlesme ihtiyacı, yalnız ölüm korkusundan değil, biraz da, insanca yaşama isteğinden doğmalıdır.
Koleksiyon
Alıntı
“Birleşen Avrupa,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/83 ulaşıldı.