İşsizlik
Başlık:
İşsizlik
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-08-21
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/32
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
İŞSİZLİK
FORUM'un son sayısındaki «İktisadî Tedbirler ve İçtimaî Sonuçları» başlıklı bir yazıda şu satırları okuyoruz:
«Deflasyonist bir iktisat politikasının tedbirleri alınırken meselenin bir de içtimaî cephesi bulunduğunu unutmamak lâzımdır. Her deflasyonist politika yekûn istihdam hacminde bir daralma yaratır. Başka bir ifade ile işsizlik doğurur. Muayyen bir yüzdeyi aşan işsizlik bir memleketin karşılaşabileceği sosyal hastalıklardan biridir
«.... Devlet, vatandaşları tıpkı dışardan gelen bir hücuma yahut içerden vaki bir tecavüze ve gasba karşı koruduğu gibi işsizliğe karşı da himaye etmekle mükelleftir. İşsizlik mevzuunda en müessir himaye bizatihi işsizliği bertaraf edecek tedbirlerin, içinde saklıdır. İşsizlik sigortasının mevcut olmadığı memleketlerde bu tedbirler çok daha acil ve zaruri bir mahiyet iktisap ederler.
«Binaenaleyh, memlekette ziraî sektör içinde zaten mevcut olan saklı işsizliğin sınaî sektörde de yaygın bi rhal almasına meydan vermemek için deflasyonist tedbirlerin hudutlarını çok dikkatli bir şekilde tesbit etmeğe ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, enflâsyon devrelerinde olduğu gibi deflasyonist bir politikanın sıkıntılarına en fazla maruz kalacaklar, iktisadî durumları itibariyle en fazla himayeye muhtaç kimseler olacaktır...
«.... Bütün bu mülâhazaların ışığı altında netice olarak şunu söyliyebiliriz: Her iktisadî tedbir insanların refahına, iktisadî ve içtimai adaleti sağlamak gayelerine hizmet ettiği ölçüde faydalı olur. Eğer bu tedbirlerin uzun vadeli sosyal tepkileri hesaplanmaz ve devlet sosyal politikasını bu gayelere göre ayarlamaz ve tanzim etmezse sosyal adaletsizlik karşısında tarafsız kalmış olur. Modern devlet asla böyle bir hakka sahip değildir.»
*
Son günlerde İstanbul gazetelerinde çıkan ve hiç biri yalanlanmıyan işsizlik haberleri, FORUM'un bu uyarışında ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
Memleketimizin başka endüstri merkezlerinden de birçok işyerlerinin kapandığı veya işçi sayısını indirdiği, böylece işsizliğin artmakta olduğu haberleri gelmektedir.
Bu haberler karşısında Çalışma Bakanlığının veya başka sorumluların susuşu, herhangi bir aydınlatıcı yorumda, umut verici vaitte bulunmayışı, hele işinden çıkarılan vatandaşlarla -malî durumları hiç bir esaslı yardıma elvermiyecek kadar zayıf olan sendikalardan başka kimsenin ilgilenmez görünüşü, FORUM'un başyazısında sözü geçen «sosyal adaletsizlik karşısında taratsız» kalma hâline pek acı bir örnektir.
İşçiler arasındaki kütle halinde kısıntılar yukarda anlattığımız şekilde hızlandığına göre vatandaş zihninde, «en fazla himayeye muhtaç kimseler»i en fazla sıkıntıya uğrattığı düşüncesinin yer etmesi önlenemez.
Belki bir zaman sonra kısıntı sebepleri kesin olarak tespit edilecek, meselâ işçiler arasındaki kısıntıya ham madde yokluğu, kredi azalışı veya yeni kâr hadlerinin yetersizliği gibi etkenlerin yol açtığı anlaşılırsa, belki bu etkenlerin ortadan kaldırılması için, günün birinde, bazı tedbirler de alınacaktır. Ama yetkililerin parlak sözlerle dolu demeçleri şimdilik böyle bir umut vermemektedir.
Hem bu tedbirler eninde sonunda alınıp, işsiz kalmış vatandaşların işlerine dönmeleri sağlansa bile, arada geçen zaman içerisinde işçilerin, bu «en fazla himayeye muhtaç kimseler'in» uğramış oldukları zararı kim, nasıl giderecektir?
İşsizlik sigortası bile olmayan bir memlekette, işçilerin kaderine karşı bu derece kayıtsızlık hangi «modern devlet» anlayışına sığar?
Bütün bunlar, yetkililerin bir an önce cevaplandırılmaları «modern devlet» anlayışının en basit bir gereği sayılacak sorulardır.
Bülent ECEVİT
İŞSİZLİK
FORUM'un son sayısındaki «İktisadî Tedbirler ve İçtimaî Sonuçları» başlıklı bir yazıda şu satırları okuyoruz:
«Deflasyonist bir iktisat politikasının tedbirleri alınırken meselenin bir de içtimaî cephesi bulunduğunu unutmamak lâzımdır. Her deflasyonist politika yekûn istihdam hacminde bir daralma yaratır. Başka bir ifade ile işsizlik doğurur. Muayyen bir yüzdeyi aşan işsizlik bir memleketin karşılaşabileceği sosyal hastalıklardan biridir
«.... Devlet, vatandaşları tıpkı dışardan gelen bir hücuma yahut içerden vaki bir tecavüze ve gasba karşı koruduğu gibi işsizliğe karşı da himaye etmekle mükelleftir. İşsizlik mevzuunda en müessir himaye bizatihi işsizliği bertaraf edecek tedbirlerin, içinde saklıdır. İşsizlik sigortasının mevcut olmadığı memleketlerde bu tedbirler çok daha acil ve zaruri bir mahiyet iktisap ederler.
«Binaenaleyh, memlekette ziraî sektör içinde zaten mevcut olan saklı işsizliğin sınaî sektörde de yaygın bi rhal almasına meydan vermemek için deflasyonist tedbirlerin hudutlarını çok dikkatli bir şekilde tesbit etmeğe ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, enflâsyon devrelerinde olduğu gibi deflasyonist bir politikanın sıkıntılarına en fazla maruz kalacaklar, iktisadî durumları itibariyle en fazla himayeye muhtaç kimseler olacaktır...
«.... Bütün bu mülâhazaların ışığı altında netice olarak şunu söyliyebiliriz: Her iktisadî tedbir insanların refahına, iktisadî ve içtimai adaleti sağlamak gayelerine hizmet ettiği ölçüde faydalı olur. Eğer bu tedbirlerin uzun vadeli sosyal tepkileri hesaplanmaz ve devlet sosyal politikasını bu gayelere göre ayarlamaz ve tanzim etmezse sosyal adaletsizlik karşısında tarafsız kalmış olur. Modern devlet asla böyle bir hakka sahip değildir.»
*
Son günlerde İstanbul gazetelerinde çıkan ve hiç biri yalanlanmıyan işsizlik haberleri, FORUM'un bu uyarışında ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
Memleketimizin başka endüstri merkezlerinden de birçok işyerlerinin kapandığı veya işçi sayısını indirdiği, böylece işsizliğin artmakta olduğu haberleri gelmektedir.
Bu haberler karşısında Çalışma Bakanlığının veya başka sorumluların susuşu, herhangi bir aydınlatıcı yorumda, umut verici vaitte bulunmayışı, hele işinden çıkarılan vatandaşlarla -malî durumları hiç bir esaslı yardıma elvermiyecek kadar zayıf olan sendikalardan başka kimsenin ilgilenmez görünüşü, FORUM'un başyazısında sözü geçen «sosyal adaletsizlik karşısında taratsız» kalma hâline pek acı bir örnektir.
İşçiler arasındaki kütle halinde kısıntılar yukarda anlattığımız şekilde hızlandığına göre vatandaş zihninde, «en fazla himayeye muhtaç kimseler»i en fazla sıkıntıya uğrattığı düşüncesinin yer etmesi önlenemez.
Belki bir zaman sonra kısıntı sebepleri kesin olarak tespit edilecek, meselâ işçiler arasındaki kısıntıya ham madde yokluğu, kredi azalışı veya yeni kâr hadlerinin yetersizliği gibi etkenlerin yol açtığı anlaşılırsa, belki bu etkenlerin ortadan kaldırılması için, günün birinde, bazı tedbirler de alınacaktır. Ama yetkililerin parlak sözlerle dolu demeçleri şimdilik böyle bir umut vermemektedir.
Hem bu tedbirler eninde sonunda alınıp, işsiz kalmış vatandaşların işlerine dönmeleri sağlansa bile, arada geçen zaman içerisinde işçilerin, bu «en fazla himayeye muhtaç kimseler'in» uğramış oldukları zararı kim, nasıl giderecektir?
İşsizlik sigortası bile olmayan bir memlekette, işçilerin kaderine karşı bu derece kayıtsızlık hangi «modern devlet» anlayışına sığar?
Bütün bunlar, yetkililerin bir an önce cevaplandırılmaları «modern devlet» anlayışının en basit bir gereği sayılacak sorulardır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“İşsizlik,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/673 ulaşıldı.