Bizim 'Zdanof'lar ve Modern Sanat
Başlık:
Bizim 'Zdanof'lar ve Modern Sanat
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-05-10
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Bizim " Zdanof „ lar ve modern sanat
Rusya'da komünist idareciler modern sanatı sevmezler. Modern sanatta «kapitalist toplumun dejeneresansı» ını; bu sanatın «formalizm» inde bir «burjuva dekadansı» nın izlerini görürler. Stalin çağının kültür komiseri ve resim esteti Zdanof, hele ömrünün son yıllarında, biraz kişiliğini göstermeğe, biraz kımıldamağa, çagdaş sanata doğru bir - iki ürkek adım atmağa kalkışan Rus sanatçılarına, komünist sözlüğünün bu klişe ifadeleriyle az mı yüklenirdi!
Şeytan diyor ki, adlarına olur olmaz leke vurulmuş nice Türk sanatçısının öcünü almak için fırsat bu fırsattır; son günlerde bizim sanatçılarımızın da başına birer Zdanof kesilmeğe hevesli görünen bazı yarım kültürlü veya «amatör - ressam» politikacılara,
— Siz modern sanata karşı tıpkı komünist liderlerinin takındığı tavrı takınıyorsunuz, diye yüklenmenin tam sırasıdır!
Fakat biz, şeytanın bu çok yerinde dürtüşüne uymayacağız. Kendi görüşümüzce gerçeği söyleyeceğiz.
Gerçek odur ki modern sanata yasak etmeğe kalkışanlar yalnız komünist liderleri değildir. Komünist olsan, faşist olsan, bütün totaliter rejimlerde, liderler modern sanatın düşmanıdırlar. Bugün Rus sanatçılarının komünist liderlerinden çektiğini, dün Alman sanatçıları Nazi liderlerinden çekerdi.
Son günlerde Devlet Resim ve Heykel Sergisinde başlayıp, BMM. nin tertiplediği Vilâyet Tabloları Sergisinde kopan fırtına, Türk sanatçılarının da aynı dertleri «Demokrat» liderler elinden çekmek üzere olduklarına işarettir.
Basının, üniversitenin, mahkemelerle Yargıtay'ın işini bitirdiklerini sanan «Demokrat» idareciler, anlaşılan şimdi de gözlerini sanata çevirmektedirler. Sanata sıranın bu kadar geç gelmesi, olsa olsa, «Demokrat» idarecilerimizin kültür seviyesi sanatla daha önce ilgilenmelerine elvermediği içindir.
Totaliter rejimlerin idarecileri modern sanata niçin düşman olurlar?.. Çünkü sanat, kendi haline bırakılıp da çağdaş akımlara uyduğu zaman, daima, içinde geliştiği toplumun zevk ve anlayış vasatından birkaç kat yükseğe fırlar. Toplumun ardından sürükllnecek yerde, toplumu, toplumun zevk ve anlayışını kendi ardından sürüklemeğe başlar. Fakat totaliter idarelerde liderlerin asla hoş göremiyecekleri bir şey varsa, o da, topluma, toplumun zevk ve anlayışına, kendi nüfuz edebildiklerinden, kendi söz geçirebildiklerinden başka kuvvetlerin önderlik etmesidir. Onlarca bu, devlet iradesine karşı gelmekle birdir. O kadar ki, sanatta böyle haddini bilmezlikler için, komünistler, «hıyanet» sözünü bile kullanmışlardır.
Liderler kendileri resimden ne kadar anlarlarsa, ressamlar o anlayış seviyesine göre fırça kullanmalı; liderlerin kulaklarına nasıl ezgiler hoş gelirse, besteciler onları bestelemelidîr!
Böyle bir rejimde, bir ressam hangi cesaretle iktidar ileri gelenlerinin anlayış derecesini, kültür seviyesini aşacak resimler ya pabilir? Hele bir jüri yeni bir Meclis binasının duvarları için böyle resimlerden satın almağa kalkışırsa, onlara hadleri bildirilmeli, resimlerin çerçevelerindeki «alınmıştır» etiketleri, bir politikacının iki dudağı arasından çıkacak bir «kazıyın şunları» emri ile bir çırpıda kazınmalıdır!
İşte bu dramatik sahne, 5 Mayıs günü Ankara'da açılan Vilâyet Tabloları Sergisinde cereyan etmiştir.
İçinde sanatçı onurunu yaşatan bütün Türk ressamları şimdi bu hâdisenin yasını tutmakta.
— Sıra bize mi geldi? diye için için düşünmektedirler.
Fakat hayır! Ne Türkiye'de bir totaliter idare kurulabilecek ne de Türk sanatı Zdanof taklitçilerinin vasat veya vasattan da aşağı zevklerine ve kültürlerine kurban edilecektir. Türkiye'de, buna asla meydan bırakmıyacak sayıda onurlu, cesur ve hür aydınlar yetişmiş, ve baskı rejimine giden bütün yolların köprü başlarını tutmuştur.
Bülent ECEVİT
Bizim " Zdanof „ lar ve modern sanat
Rusya'da komünist idareciler modern sanatı sevmezler. Modern sanatta «kapitalist toplumun dejeneresansı» ını; bu sanatın «formalizm» inde bir «burjuva dekadansı» nın izlerini görürler. Stalin çağının kültür komiseri ve resim esteti Zdanof, hele ömrünün son yıllarında, biraz kişiliğini göstermeğe, biraz kımıldamağa, çagdaş sanata doğru bir - iki ürkek adım atmağa kalkışan Rus sanatçılarına, komünist sözlüğünün bu klişe ifadeleriyle az mı yüklenirdi!
Şeytan diyor ki, adlarına olur olmaz leke vurulmuş nice Türk sanatçısının öcünü almak için fırsat bu fırsattır; son günlerde bizim sanatçılarımızın da başına birer Zdanof kesilmeğe hevesli görünen bazı yarım kültürlü veya «amatör - ressam» politikacılara,
— Siz modern sanata karşı tıpkı komünist liderlerinin takındığı tavrı takınıyorsunuz, diye yüklenmenin tam sırasıdır!
Fakat biz, şeytanın bu çok yerinde dürtüşüne uymayacağız. Kendi görüşümüzce gerçeği söyleyeceğiz.
Gerçek odur ki modern sanata yasak etmeğe kalkışanlar yalnız komünist liderleri değildir. Komünist olsan, faşist olsan, bütün totaliter rejimlerde, liderler modern sanatın düşmanıdırlar. Bugün Rus sanatçılarının komünist liderlerinden çektiğini, dün Alman sanatçıları Nazi liderlerinden çekerdi.
Son günlerde Devlet Resim ve Heykel Sergisinde başlayıp, BMM. nin tertiplediği Vilâyet Tabloları Sergisinde kopan fırtına, Türk sanatçılarının da aynı dertleri «Demokrat» liderler elinden çekmek üzere olduklarına işarettir.
Basının, üniversitenin, mahkemelerle Yargıtay'ın işini bitirdiklerini sanan «Demokrat» idareciler, anlaşılan şimdi de gözlerini sanata çevirmektedirler. Sanata sıranın bu kadar geç gelmesi, olsa olsa, «Demokrat» idarecilerimizin kültür seviyesi sanatla daha önce ilgilenmelerine elvermediği içindir.
Totaliter rejimlerin idarecileri modern sanata niçin düşman olurlar?.. Çünkü sanat, kendi haline bırakılıp da çağdaş akımlara uyduğu zaman, daima, içinde geliştiği toplumun zevk ve anlayış vasatından birkaç kat yükseğe fırlar. Toplumun ardından sürükllnecek yerde, toplumu, toplumun zevk ve anlayışını kendi ardından sürüklemeğe başlar. Fakat totaliter idarelerde liderlerin asla hoş göremiyecekleri bir şey varsa, o da, topluma, toplumun zevk ve anlayışına, kendi nüfuz edebildiklerinden, kendi söz geçirebildiklerinden başka kuvvetlerin önderlik etmesidir. Onlarca bu, devlet iradesine karşı gelmekle birdir. O kadar ki, sanatta böyle haddini bilmezlikler için, komünistler, «hıyanet» sözünü bile kullanmışlardır.
Liderler kendileri resimden ne kadar anlarlarsa, ressamlar o anlayış seviyesine göre fırça kullanmalı; liderlerin kulaklarına nasıl ezgiler hoş gelirse, besteciler onları bestelemelidîr!
Böyle bir rejimde, bir ressam hangi cesaretle iktidar ileri gelenlerinin anlayış derecesini, kültür seviyesini aşacak resimler ya pabilir? Hele bir jüri yeni bir Meclis binasının duvarları için böyle resimlerden satın almağa kalkışırsa, onlara hadleri bildirilmeli, resimlerin çerçevelerindeki «alınmıştır» etiketleri, bir politikacının iki dudağı arasından çıkacak bir «kazıyın şunları» emri ile bir çırpıda kazınmalıdır!
İşte bu dramatik sahne, 5 Mayıs günü Ankara'da açılan Vilâyet Tabloları Sergisinde cereyan etmiştir.
İçinde sanatçı onurunu yaşatan bütün Türk ressamları şimdi bu hâdisenin yasını tutmakta.
— Sıra bize mi geldi? diye için için düşünmektedirler.
Fakat hayır! Ne Türkiye'de bir totaliter idare kurulabilecek ne de Türk sanatı Zdanof taklitçilerinin vasat veya vasattan da aşağı zevklerine ve kültürlerine kurban edilecektir. Türkiye'de, buna asla meydan bırakmıyacak sayıda onurlu, cesur ve hür aydınlar yetişmiş, ve baskı rejimine giden bütün yolların köprü başlarını tutmuştur.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Bizim 'Zdanof'lar ve Modern Sanat,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/608 ulaşıldı.