Bayramsız Çocuklar
Başlık:
Bayramsız Çocuklar
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-04-23
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Bayramsız Çocuklar
Yıllar önce gördüğüm bir hamal çocuğun hayali, çocuk bayramlarında bir çift acı göz gibi dikilir karşıma.. Bu ne açlıktan ölen ne hastalıktan inliyen bir çocuk hayalidir. Kuru vücudu yaşının gerilerinde kalmış, üzerindeki paçavralar bu vücudu yarı çıplak bırakmış olmasına rağmen canlı bir çocuktu.
Ankara yazlarından birinin kavurucu öğle sıcağında, Bulvar boyundaki şimşirlerle çirkefli derenin ara sıra küfesini atıp bir başına oturmuş, yemek diye yediği zeytinlerin ıslak kâğıdından bir kayık yapmağa uğraşıyordu.
Ama belli ki elleri böyle işlerin acemisiydi. Bir kâğıt parçasından kayık yapıp bir çirkefli suda yüzdürebilmek bile, oyunsuz büyüyen bu çocuğun hayatında, alışılmamış bir «lüks»dü. Birkaç dakika uğraştıktan sonra, hevesi, erişilmez bir [...] zeytin lekeli kâğıdı buruşturup suya atıverdi.
Kâğıttan bir kayık yapmasını bile öğrenemiyecek kadar renksiz, sırtına küfelerle geçim derdi yüklenecek kadar ağır bir çocukluk geçiren insanların sayısı, yurdumuzda sayılamıyacak kadar çoktur. Böyle bir çocukluktan gelen insanlarla sıhhatli bir toplum kurulabilir mi?
Bugün bayram edebilen çocukların mutluluğu bol olsun! Fakat erginler için bugün, bayram edemiyen, bütün çocukluğu boyunca bayram nedir, oyun nedir bilemiyen çocukları düşünüp te utanma günü olmalıdır!
Demokrasinin bir bencillik yönü vardır: Kimin oyu güçlüyse ilkin onun hakkı gözetilir.. Çocuklara da oy hakkı tanıyan bir demokrasi olsaydı, mitinglerde, ocak, bucak, ilçe, il kongrelerinde, bugün sözü bile edilmeyen çocuk haklarına, hem çocuk haklarının en basitleri olan yaşama, oyuncağında oynayıp, okuma çağında okuma haklarına dair kimbilir ne ateşli, ne göz yaşartıcı söylevler, ne çekici sözler verilir, bu hakların korunabilmesi için bütçelere ne dolgun fasıllar konulurdu!
Oysa ki, bütün bencillikler gibi, seçmen bencilliği de bir dar görüşlülüktür. Oy kullanabilecek yaşta erginlerin, siyaset adamlarından, daracık bir görüş alanı içinde çare beklediği dertler, toplum hayatındaki bazı aksakalıkların ancak sonuçlarıdır. Bu sonuçlardan çoğunun sebeplerine inildiğinde ise, bakımsız, bayramsız ve oyunsuz geçen çocuklukluklarına el sürülmemiş davasile karşılaşırız.
Çocukların oy hakkı yoktur diye bu dâva, böyle el sürülmeden kalamaz. Bayramdan bayrama günah savma gibi verilecek ianelerle çözülemez.
Türkiye'de çocuk davansı artık bir siyasal mesele [...] partiler bu meselenin hal çarelerine programlarında kesin bir yer vermeğe zorlanmalıdır.
Oyun yaşında hayata attığı çocuklarının sırtından yaşamağa içi elveren bir toplum mutluluğa erişemez..
Bülent ECEVİT
Bayramsız Çocuklar
Yıllar önce gördüğüm bir hamal çocuğun hayali, çocuk bayramlarında bir çift acı göz gibi dikilir karşıma.. Bu ne açlıktan ölen ne hastalıktan inliyen bir çocuk hayalidir. Kuru vücudu yaşının gerilerinde kalmış, üzerindeki paçavralar bu vücudu yarı çıplak bırakmış olmasına rağmen canlı bir çocuktu.
Ankara yazlarından birinin kavurucu öğle sıcağında, Bulvar boyundaki şimşirlerle çirkefli derenin ara sıra küfesini atıp bir başına oturmuş, yemek diye yediği zeytinlerin ıslak kâğıdından bir kayık yapmağa uğraşıyordu.
Ama belli ki elleri böyle işlerin acemisiydi. Bir kâğıt parçasından kayık yapıp bir çirkefli suda yüzdürebilmek bile, oyunsuz büyüyen bu çocuğun hayatında, alışılmamış bir «lüks»dü. Birkaç dakika uğraştıktan sonra, hevesi, erişilmez bir [...] zeytin lekeli kâğıdı buruşturup suya atıverdi.
Kâğıttan bir kayık yapmasını bile öğrenemiyecek kadar renksiz, sırtına küfelerle geçim derdi yüklenecek kadar ağır bir çocukluk geçiren insanların sayısı, yurdumuzda sayılamıyacak kadar çoktur. Böyle bir çocukluktan gelen insanlarla sıhhatli bir toplum kurulabilir mi?
Bugün bayram edebilen çocukların mutluluğu bol olsun! Fakat erginler için bugün, bayram edemiyen, bütün çocukluğu boyunca bayram nedir, oyun nedir bilemiyen çocukları düşünüp te utanma günü olmalıdır!
Demokrasinin bir bencillik yönü vardır: Kimin oyu güçlüyse ilkin onun hakkı gözetilir.. Çocuklara da oy hakkı tanıyan bir demokrasi olsaydı, mitinglerde, ocak, bucak, ilçe, il kongrelerinde, bugün sözü bile edilmeyen çocuk haklarına, hem çocuk haklarının en basitleri olan yaşama, oyuncağında oynayıp, okuma çağında okuma haklarına dair kimbilir ne ateşli, ne göz yaşartıcı söylevler, ne çekici sözler verilir, bu hakların korunabilmesi için bütçelere ne dolgun fasıllar konulurdu!
Oysa ki, bütün bencillikler gibi, seçmen bencilliği de bir dar görüşlülüktür. Oy kullanabilecek yaşta erginlerin, siyaset adamlarından, daracık bir görüş alanı içinde çare beklediği dertler, toplum hayatındaki bazı aksakalıkların ancak sonuçlarıdır. Bu sonuçlardan çoğunun sebeplerine inildiğinde ise, bakımsız, bayramsız ve oyunsuz geçen çocuklukluklarına el sürülmemiş davasile karşılaşırız.
Çocukların oy hakkı yoktur diye bu dâva, böyle el sürülmeden kalamaz. Bayramdan bayrama günah savma gibi verilecek ianelerle çözülemez.
Türkiye'de çocuk davansı artık bir siyasal mesele [...] partiler bu meselenin hal çarelerine programlarında kesin bir yer vermeğe zorlanmalıdır.
Oyun yaşında hayata attığı çocuklarının sırtından yaşamağa içi elveren bir toplum mutluluğa erişemez..
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Bayramsız Çocuklar,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/596 ulaşıldı.