Menderes'in Zaferleri
Başlık:
Menderes'in Zaferleri
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-12-16
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
Günün IŞIĞINDA
Menderes'in zaferleri
İktidar partisi önderi Başbakan Menderes, her zaferinden biraz daha mağlûp çıkıyor. Bu da, kazandığı zaferlerin ne kadar asılsız, bu asılsız zaferleri kendisine kazandıranların memlekete hâkim olan duygulara karşı ne kadar kayıtsız ve Adnan Menderes'in de kazanıp durduğu zaferleri hak etmekten ne kadar uzak olduğunu gösterir.
Adnan Menderes'in son bir kaç ayda kazandığı, kazanmış göründüğü kadar parlak zaferler, tarihte pek az siyaset adamına nasip olmuştur.
Bir iktidar önderi, bir başbakan düşününüz ki basına ispat hakkı tanınmasını istiyen milletvekillerini partisinden attırdığı zaman «kahir bir ekseriyet» in oyu ile parti önderliğinde kalsın... En ağır ithamları yöneltmiş bulunduğu bu milletvekillerinin önünde eğilip parti kapılarını tekrar kendilerine açtığı ve ters cevaplar aldığı zaman, daha «kahir bir ekseriyet» in oyu ile mevkiini sağlamlaştırsın... Aradan birkaç gün daha geçip de «Ben o milletvekillerinin ihracından habersizdim» dediği zamansa büsbütün «kahir bir ekseriyet» tarafından desteklensin...
Bir iktidar önderi, bir başbakan düşününüz ki beş buçuk yıl kendini hükümet icraatının tek sorumlusu, tek kahramanı olarak alkışlatmış olsun... Takındığı bu pozla karşısına çıktığı Meclis Grupundan her seferinde güvenoyu alsın... Sonra gün gelip bütün o icraatını bir büyük ve bağışlanmaz falsodan ibaret olduğu ortaya çıktığında, kendisinin hükümet işlerinden hiçbir sorumluluğu olmadığını ileri sürüp kabine arkadaşlarını suçlu duruma düşürsün, istifaya zorlasın ve bir başına Meclis'teki parti grubunun karşısına çıkıp, beş buçuk yıl başkanlığını ettiği hükümetlerin her türlü hatasından kendini arındırarak «kahir bir ekseriyet» le güvenoyu alsın, ve 10 gün sonra yeni bir hükümet kurup da geçmişteki bütün hataların sorumluluğunu yükliyerek parti grupu huzurunda istifaya zorlamış bulunduğu o bakanlardan 9'u ile birlikte aynı grupun karşısına çıktığı zaman daha da «kahir bir ekseriyet» in oyu ile mevkiinde kalabilsin...
Bir devlet adamı, bir başbakan düşününüz ki söylemiş olduklarının tersini söyledikçe, verdiği sözleri bozdukça, hatalar işleyip bu hataları inkâr ettikçe, inkâr edilemez hale geldikleri zaman önce muhaliflerine, o da olmayınca en yakın dostlarına yükledikçe, ve nihayet başka çaresi kalmayıp millet önünde hatalarını ikrar eder duruma düştükçe, muhaliflerine vatan hainliği isnadı için vesile saydığı açıklamalar gün gelip kendi ağından çıktıkça... velhasıl, yıkıldıkça, yenildikçe, millet hükmü önünde dize geldikçe, partisinin Meclis grupundan aldığı güvenoyu nisbeti arta, yüzündeki tebessümler genişleye dursun...
İşin artık ciddiliği mi kalır? Kazanılan zaferlerin zaferliği, güvenoylarının güvenliği mi kalır?
*
Bugün iktidar partisi Meclis Grupu, en az iktidar önderi Menderes kadar çıkmaz içindedir. Öyle ki, Grup üyeleri, bu çıkmazdan kurtulabilmek için, partilerinden ayrılmaktan başka çare görememektedirler.
Bu, beş buçuk yıl sürmüş bir parti-içi tahakkümünün örmüş olduğu bir çıkmazdır. İktidar önderi Menderes, bu beş buçuk yılda, partisinin Meclis Grupu içinde, yeni şahsiyetler, yeni önderler, yeni başbakan adayları ortaya çıkması imkânlarını yok etmiş, ve böylece, partisinin Meclis Grupunu, ne kadar başarısız bir başbakan olduğunu bile bile, partiyi ve memleketi nasıl bir çıkmaza götürdüğünü göre göre, kendisine güvenoyu vermekten başka bir şey yapamıyacak bir duruma düşürmüştür.
İşte Başbakan Menderes'in parlak zaferleri, bu çeşit bir acz içinde verilmiş güvenoyları üstüne kurulu zaferlerdir.
Ve işte onun içindir ki Başbakan Menderes, her zaferinden biraz daha mağlûp çıkmaktadır.
Bülent ECEVİT
Menderes'in zaferleri
İktidar partisi önderi Başbakan Menderes, her zaferinden biraz daha mağlûp çıkıyor. Bu da, kazandığı zaferlerin ne kadar asılsız, bu asılsız zaferleri kendisine kazandıranların memlekete hâkim olan duygulara karşı ne kadar kayıtsız ve Adnan Menderes'in de kazanıp durduğu zaferleri hak etmekten ne kadar uzak olduğunu gösterir.
Adnan Menderes'in son bir kaç ayda kazandığı, kazanmış göründüğü kadar parlak zaferler, tarihte pek az siyaset adamına nasip olmuştur.
Bir iktidar önderi, bir başbakan düşününüz ki basına ispat hakkı tanınmasını istiyen milletvekillerini partisinden attırdığı zaman «kahir bir ekseriyet» in oyu ile parti önderliğinde kalsın... En ağır ithamları yöneltmiş bulunduğu bu milletvekillerinin önünde eğilip parti kapılarını tekrar kendilerine açtığı ve ters cevaplar aldığı zaman, daha «kahir bir ekseriyet» in oyu ile mevkiini sağlamlaştırsın... Aradan birkaç gün daha geçip de «Ben o milletvekillerinin ihracından habersizdim» dediği zamansa büsbütün «kahir bir ekseriyet» tarafından desteklensin...
Bir iktidar önderi, bir başbakan düşününüz ki beş buçuk yıl kendini hükümet icraatının tek sorumlusu, tek kahramanı olarak alkışlatmış olsun... Takındığı bu pozla karşısına çıktığı Meclis Grupundan her seferinde güvenoyu alsın... Sonra gün gelip bütün o icraatını bir büyük ve bağışlanmaz falsodan ibaret olduğu ortaya çıktığında, kendisinin hükümet işlerinden hiçbir sorumluluğu olmadığını ileri sürüp kabine arkadaşlarını suçlu duruma düşürsün, istifaya zorlasın ve bir başına Meclis'teki parti grubunun karşısına çıkıp, beş buçuk yıl başkanlığını ettiği hükümetlerin her türlü hatasından kendini arındırarak «kahir bir ekseriyet» le güvenoyu alsın, ve 10 gün sonra yeni bir hükümet kurup da geçmişteki bütün hataların sorumluluğunu yükliyerek parti grupu huzurunda istifaya zorlamış bulunduğu o bakanlardan 9'u ile birlikte aynı grupun karşısına çıktığı zaman daha da «kahir bir ekseriyet» in oyu ile mevkiinde kalabilsin...
Bir devlet adamı, bir başbakan düşününüz ki söylemiş olduklarının tersini söyledikçe, verdiği sözleri bozdukça, hatalar işleyip bu hataları inkâr ettikçe, inkâr edilemez hale geldikleri zaman önce muhaliflerine, o da olmayınca en yakın dostlarına yükledikçe, ve nihayet başka çaresi kalmayıp millet önünde hatalarını ikrar eder duruma düştükçe, muhaliflerine vatan hainliği isnadı için vesile saydığı açıklamalar gün gelip kendi ağından çıktıkça... velhasıl, yıkıldıkça, yenildikçe, millet hükmü önünde dize geldikçe, partisinin Meclis grupundan aldığı güvenoyu nisbeti arta, yüzündeki tebessümler genişleye dursun...
İşin artık ciddiliği mi kalır? Kazanılan zaferlerin zaferliği, güvenoylarının güvenliği mi kalır?
*
Bugün iktidar partisi Meclis Grupu, en az iktidar önderi Menderes kadar çıkmaz içindedir. Öyle ki, Grup üyeleri, bu çıkmazdan kurtulabilmek için, partilerinden ayrılmaktan başka çare görememektedirler.
Bu, beş buçuk yıl sürmüş bir parti-içi tahakkümünün örmüş olduğu bir çıkmazdır. İktidar önderi Menderes, bu beş buçuk yılda, partisinin Meclis Grupu içinde, yeni şahsiyetler, yeni önderler, yeni başbakan adayları ortaya çıkması imkânlarını yok etmiş, ve böylece, partisinin Meclis Grupunu, ne kadar başarısız bir başbakan olduğunu bile bile, partiyi ve memleketi nasıl bir çıkmaza götürdüğünü göre göre, kendisine güvenoyu vermekten başka bir şey yapamıyacak bir duruma düşürmüştür.
İşte Başbakan Menderes'in parlak zaferleri, bu çeşit bir acz içinde verilmiş güvenoyları üstüne kurulu zaferlerdir.
Ve işte onun içindir ki Başbakan Menderes, her zaferinden biraz daha mağlûp çıkmaktadır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Menderes'in Zaferleri,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/527 ulaşıldı.