Dünya Siyasetinde Yeni Bir Kuvvet: II (No. 20)
Başlık:
Dünya Siyasetinde Yeni Bir Kuvvet: II (No. 20)
Kaynak:
Ulus, "Kanada", ss. 4, 7
Tarih:
1955-09-16
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
KANADA
Yazan: Bülent ECEVİT
FOTOĞRAF ALTI: Kanada savunma sisteminin Kuzeydeki «Erken Uyarma» ağına dahil bir radar istasyonu
DUNYA SIYASETINDE YENI BIR KUVVET: II
"Millî savunma" yerine "Kıt'a savunması" - Hür milletlerin birleşmesinde Kanada'nın oynadığı rol - Batı Avrupa ile Birleşik Amerika arasında bîr köprü.
Tefrika No. 20
«Tehlike bize çok yakın. Birleşik Amerika ile Kanada ise bizden çok uzak. Öyleyse bu iki memleket tehlikeden de uzak olmalı...»
Böyle bir mantık kurup Birleşik Amerika ile Kanada'nın durumuna imrenenler, dünyanın yuvarlak olduğunu unuturlar.
Bu iki memleketin durumuna bir küre üstünde bakılınca görülür ki, ikisi de tehlikeye bazı Avrupa memleketlerinden daha yakındırlar.
Birleşik Amerika'nın Alaskadaki topraklariyle Sovyet Rusya arasindaki mesafe 100 kilometre var, yoktur. İstanbulla İzmit arasındaki mesafe kadar... Alaska ya vardıktan sonra bunun aşağı yukarı 10 misli daha yol aşan bir uçaksa Kanada toprakları üzerindedir.
Fakat, Rusya'dan kalkacak bir uçağın, Kuzey Kutbunu aşarak, daha tehlikesiz bir yoldan da Kanada'ya gitmesi mümkündür.
Uzun menzilli uçakların gelişmesinden önce, bu yakınlık ne Birleşik Amerika'yı ne Kanada'yı kaygılandırıyordu. Çünkü, Sovyet Rusya ile aralarındaki mesafe çok kısa bile olsa, bu bölgedeki hava şartları denizden ve karadan bir tecavüzü imkânsız kılıyordu.
Fakat havacılıktaki gelişmeler neticesinde, Sovyet Rusya için, gerek Kanada'daki gerek Birleşik Amerika'daki endüstri
merkezlerine havadan ulaşmak bugün çok kolaylaşmıştır. Onun için, artık bu iki memleket için de infiratçılık imkânsız hale gelmiştir.
Bizler, genel olarak iki memleketin de Batı savunmasına hizmetini, Avrupa'daki savunma hazırlıklarına iştirak dereceleriyle ölçeriz. Oysa, gerek Birleşik Amerika gerek Kanada, Batı savunmasına asıl büyük hizmeti, ağır endüstri, harb endüstrisi ve istihsal bölgelerinin güvenliğini sağlamakla yapmış oluyorlar. Kuzey Amerika'nın zengin endüstri ve tarım kaynakları ve harb endüstrisi merkezleri ne kadar iyi korunursa, Batının savunma gücü de o nisbette artmış olacaktır.
Şimdi, Birleşik Amerika ile Kanada, Alaska yahut Kuzey Kutbu üzerinden gelebilecek hava taarruzlarını önceden haber alıp zamanında durdurabilmek için, Kutup bölgesini de içine alan müşterek ve yaygın bir «erken uyarma» (early warning) ağı örmektedirler.
İki memleketin de endüstri bölgelerine tehlike aynı yönlerden geleceği için, Birleşik Amerika olsun Kanada olsun, artık «millî savunma» günlerini geride bırakmış ve «kıt'a savunması» çağına girmişlerdir.
Kıt'a savunması, iki komşu memleket arasında savunma bakımından çok sıkı işbirliğini, bilhassa «erken uyarma» ağının geliştirilmesinde ve idamesinde beraber çalışmayı gerekli kılmaktadır.
Kanada ile Birleşik Amerikanın savunma hazırlıkları bu derece kaynaşmakla, bu iki Kuzey Amerika devleti, dış siyasetlerini de eskisinden daha sıkı bir şekilde koordine etmek zorunda kalmış olmaktadırlar. Öyle ki artık Kanada ile Birleşik Amerika'nın biribirinden ayrı birer dünya siyaseti gütmeleri imkânsız hale gelmiştir denebilir.
Bu durum, Kanada'ya, Birleşik Amerika ile İngiltere arasında zaman zaman çıkan görüş ayrılıklarını uzlaştırmak, bu görüş ayrılıklarının Batı güvenliğini tehlikeye düşürebilecek kadar artmasını önlemek imkanını vermektedir.
Çünkü, Birleşik Amerika için Kanada'nın işbirliğine dayanmaksızın kendi güvenliğini sağlamak ne kadar imkânsızsa, İngiltere için de Kanada'nın maddî desteğine dayanmaksızın kendine bir dış siyaset çizmek o kadar imkânsızdır.
Kanada, stratejik durumunun ve ekonomik gücünün kendine sağladığı bu avantajı, dürüst ve ustaca bir dış siyasetle, hür milletler arasındaki birliğin devamına ve sağlamlaşmasına yararlı kılmaktadır.
Topraklarının ve maddî imkânlarının genişliğine rağmen Kanada hâlâ «Büyük Devletler» den biri sayılmamakla beraber, Batı güvenlik sisteminin kurulmasına bazı «Büyük Devletler» den daha çok hizmet etmiş sayılabilir. Kuzey Atlantik Paktı fikrini ilk ortaya atan Kanada olduğu gibi (Brüksel Paktını içine alacak ve o paktın gayelerini geride bırakacak bir müşterek güvenlik sistemi kurulmasını ilk olarak, Kanada Başbakanı M. St. Laurent, 28 nisan 948 günü Kanada Avam Kamarasında yaptığı bir konuşma ile ileri sürmüştü), bu paktın kuruluşunda ve bugünkü haline gelişinde de gerek M. St. Laurent gerek Kanada Dışişleri Bakanı Mr. Pearson tarafından sarfedilen gayretlerin büyük rolü olmuştur.
Dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi, NATO'nun alelâde bir savunma teşkilâtı olarak kalmayıp, üyeleri arasında sosyal, ekonomik ve kültürel bakımlardan yakınlaşma sağlıyacak bir teşekkül olarak gelişmesine de, gene belki en çok Kanada devlet adamlarının hizmeti dokunmuştur.
Daha, Kuzey Atlantik Paktı fikrini ilk defa ortaya atarken, M. St. Laurent, bu pakın «negatif» bir birleşme olarak kalmayıp, insanlık için bir «müspet» kuvvet şeklini alması gerektiğini belirtmiş ve şöyle demişti:
«Bu birlik, komünizme karşı dinamik bir karşı cazibe yaratacaktır; bu, komünist âleminin totaliter ve reaksiyoner toplum düzenine karşı, hür, müreffeh ve müterakki bir toplum düzeninin dinamik cazibesi olacaktır.»
Paktın imzalandığı 4 nisan 1949 günü de, Kanada Dışişleri Bakanı Mr. Pearson,
«Bu pakt, korkudan ve hayal kırıklığından doğmuş olsa bile, ancak müspet sosyal, ekonomik ve politik başarılara yol açtığı takdirde yaşıyabilecektir»
demişti.
Üye devletler arasında sosyal, ekonomik ve kültürel yakınlaşmaya zemin hazırlıyan ikinci madde, Kuzey Atlantik Paktı metnine bu düşüncelerin etkisi altında konulmuştur.
*
Kanada, Britanya Milletler Topluluğu içinde tam bağımsızlığa ancak 1931 de kavuşmuş ve bu tarihten itibaren dünya siyasetinde yeni ve dinamik bir kuvvet olarak kendini göstermiştir. İkinci Dünya Harbi sırasında Japonya'ya Birleşik Amerika'dan daha önce harb ilân etmiş, İkinci Dünya Harbinden sonra Birleşmiş Milletler içinde yapıcı ve uzlaştırıcı bir rol oynamış, hür dünya güvenliğinin kurulması ve hür milletler arasındaki işbirliğinin gelişmesi yolunda öncülük etmiş, Kolombo Plânı içindeki hizmetleriyl Güney ve Güneydoğu Asya'nın kalkınmasına da yardımda bulunmuştur.
Tam bağımsızlığı kazanıncıya kadar Kanada, eski dünya ile yeni dünya arasında ancak sosyal ve kültürel bakımlardan bir köprü durumunda idi. Dünya siyasetine yeni bir kuvvet olarak katıldığındanberi ise, iki dünya arasında siyasi bakımdan da bir köprü vazifesi görmektedir.
DÜZELTME:
Dünkü Kanada yazısında, birinci sütunun son paragrafında ikinci satırdaki «Dışişleri Bakanları», aslında, «Dışişleri Bakanlıkları» olacaktı.
Yazan: Bülent ECEVİT
FOTOĞRAF ALTI: Kanada savunma sisteminin Kuzeydeki «Erken Uyarma» ağına dahil bir radar istasyonu
DUNYA SIYASETINDE YENI BIR KUVVET: II
"Millî savunma" yerine "Kıt'a savunması" - Hür milletlerin birleşmesinde Kanada'nın oynadığı rol - Batı Avrupa ile Birleşik Amerika arasında bîr köprü.
Tefrika No. 20
«Tehlike bize çok yakın. Birleşik Amerika ile Kanada ise bizden çok uzak. Öyleyse bu iki memleket tehlikeden de uzak olmalı...»
Böyle bir mantık kurup Birleşik Amerika ile Kanada'nın durumuna imrenenler, dünyanın yuvarlak olduğunu unuturlar.
Bu iki memleketin durumuna bir küre üstünde bakılınca görülür ki, ikisi de tehlikeye bazı Avrupa memleketlerinden daha yakındırlar.
Birleşik Amerika'nın Alaskadaki topraklariyle Sovyet Rusya arasindaki mesafe 100 kilometre var, yoktur. İstanbulla İzmit arasındaki mesafe kadar... Alaska ya vardıktan sonra bunun aşağı yukarı 10 misli daha yol aşan bir uçaksa Kanada toprakları üzerindedir.
Fakat, Rusya'dan kalkacak bir uçağın, Kuzey Kutbunu aşarak, daha tehlikesiz bir yoldan da Kanada'ya gitmesi mümkündür.
Uzun menzilli uçakların gelişmesinden önce, bu yakınlık ne Birleşik Amerika'yı ne Kanada'yı kaygılandırıyordu. Çünkü, Sovyet Rusya ile aralarındaki mesafe çok kısa bile olsa, bu bölgedeki hava şartları denizden ve karadan bir tecavüzü imkânsız kılıyordu.
Fakat havacılıktaki gelişmeler neticesinde, Sovyet Rusya için, gerek Kanada'daki gerek Birleşik Amerika'daki endüstri
merkezlerine havadan ulaşmak bugün çok kolaylaşmıştır. Onun için, artık bu iki memleket için de infiratçılık imkânsız hale gelmiştir.
Bizler, genel olarak iki memleketin de Batı savunmasına hizmetini, Avrupa'daki savunma hazırlıklarına iştirak dereceleriyle ölçeriz. Oysa, gerek Birleşik Amerika gerek Kanada, Batı savunmasına asıl büyük hizmeti, ağır endüstri, harb endüstrisi ve istihsal bölgelerinin güvenliğini sağlamakla yapmış oluyorlar. Kuzey Amerika'nın zengin endüstri ve tarım kaynakları ve harb endüstrisi merkezleri ne kadar iyi korunursa, Batının savunma gücü de o nisbette artmış olacaktır.
Şimdi, Birleşik Amerika ile Kanada, Alaska yahut Kuzey Kutbu üzerinden gelebilecek hava taarruzlarını önceden haber alıp zamanında durdurabilmek için, Kutup bölgesini de içine alan müşterek ve yaygın bir «erken uyarma» (early warning) ağı örmektedirler.
İki memleketin de endüstri bölgelerine tehlike aynı yönlerden geleceği için, Birleşik Amerika olsun Kanada olsun, artık «millî savunma» günlerini geride bırakmış ve «kıt'a savunması» çağına girmişlerdir.
Kıt'a savunması, iki komşu memleket arasında savunma bakımından çok sıkı işbirliğini, bilhassa «erken uyarma» ağının geliştirilmesinde ve idamesinde beraber çalışmayı gerekli kılmaktadır.
Kanada ile Birleşik Amerikanın savunma hazırlıkları bu derece kaynaşmakla, bu iki Kuzey Amerika devleti, dış siyasetlerini de eskisinden daha sıkı bir şekilde koordine etmek zorunda kalmış olmaktadırlar. Öyle ki artık Kanada ile Birleşik Amerika'nın biribirinden ayrı birer dünya siyaseti gütmeleri imkânsız hale gelmiştir denebilir.
Bu durum, Kanada'ya, Birleşik Amerika ile İngiltere arasında zaman zaman çıkan görüş ayrılıklarını uzlaştırmak, bu görüş ayrılıklarının Batı güvenliğini tehlikeye düşürebilecek kadar artmasını önlemek imkanını vermektedir.
Çünkü, Birleşik Amerika için Kanada'nın işbirliğine dayanmaksızın kendi güvenliğini sağlamak ne kadar imkânsızsa, İngiltere için de Kanada'nın maddî desteğine dayanmaksızın kendine bir dış siyaset çizmek o kadar imkânsızdır.
Kanada, stratejik durumunun ve ekonomik gücünün kendine sağladığı bu avantajı, dürüst ve ustaca bir dış siyasetle, hür milletler arasındaki birliğin devamına ve sağlamlaşmasına yararlı kılmaktadır.
Topraklarının ve maddî imkânlarının genişliğine rağmen Kanada hâlâ «Büyük Devletler» den biri sayılmamakla beraber, Batı güvenlik sisteminin kurulmasına bazı «Büyük Devletler» den daha çok hizmet etmiş sayılabilir. Kuzey Atlantik Paktı fikrini ilk ortaya atan Kanada olduğu gibi (Brüksel Paktını içine alacak ve o paktın gayelerini geride bırakacak bir müşterek güvenlik sistemi kurulmasını ilk olarak, Kanada Başbakanı M. St. Laurent, 28 nisan 948 günü Kanada Avam Kamarasında yaptığı bir konuşma ile ileri sürmüştü), bu paktın kuruluşunda ve bugünkü haline gelişinde de gerek M. St. Laurent gerek Kanada Dışişleri Bakanı Mr. Pearson tarafından sarfedilen gayretlerin büyük rolü olmuştur.
Dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi, NATO'nun alelâde bir savunma teşkilâtı olarak kalmayıp, üyeleri arasında sosyal, ekonomik ve kültürel bakımlardan yakınlaşma sağlıyacak bir teşekkül olarak gelişmesine de, gene belki en çok Kanada devlet adamlarının hizmeti dokunmuştur.
Daha, Kuzey Atlantik Paktı fikrini ilk defa ortaya atarken, M. St. Laurent, bu pakın «negatif» bir birleşme olarak kalmayıp, insanlık için bir «müspet» kuvvet şeklini alması gerektiğini belirtmiş ve şöyle demişti:
«Bu birlik, komünizme karşı dinamik bir karşı cazibe yaratacaktır; bu, komünist âleminin totaliter ve reaksiyoner toplum düzenine karşı, hür, müreffeh ve müterakki bir toplum düzeninin dinamik cazibesi olacaktır.»
Paktın imzalandığı 4 nisan 1949 günü de, Kanada Dışişleri Bakanı Mr. Pearson,
«Bu pakt, korkudan ve hayal kırıklığından doğmuş olsa bile, ancak müspet sosyal, ekonomik ve politik başarılara yol açtığı takdirde yaşıyabilecektir»
demişti.
Üye devletler arasında sosyal, ekonomik ve kültürel yakınlaşmaya zemin hazırlıyan ikinci madde, Kuzey Atlantik Paktı metnine bu düşüncelerin etkisi altında konulmuştur.
*
Kanada, Britanya Milletler Topluluğu içinde tam bağımsızlığa ancak 1931 de kavuşmuş ve bu tarihten itibaren dünya siyasetinde yeni ve dinamik bir kuvvet olarak kendini göstermiştir. İkinci Dünya Harbi sırasında Japonya'ya Birleşik Amerika'dan daha önce harb ilân etmiş, İkinci Dünya Harbinden sonra Birleşmiş Milletler içinde yapıcı ve uzlaştırıcı bir rol oynamış, hür dünya güvenliğinin kurulması ve hür milletler arasındaki işbirliğinin gelişmesi yolunda öncülük etmiş, Kolombo Plânı içindeki hizmetleriyl Güney ve Güneydoğu Asya'nın kalkınmasına da yardımda bulunmuştur.
Tam bağımsızlığı kazanıncıya kadar Kanada, eski dünya ile yeni dünya arasında ancak sosyal ve kültürel bakımlardan bir köprü durumunda idi. Dünya siyasetine yeni bir kuvvet olarak katıldığındanberi ise, iki dünya arasında siyasi bakımdan da bir köprü vazifesi görmektedir.
DÜZELTME:
Dünkü Kanada yazısında, birinci sütunun son paragrafında ikinci satırdaki «Dışişleri Bakanları», aslında, «Dışişleri Bakanlıkları» olacaktı.
Koleksiyon
Alıntı
“Dünya Siyasetinde Yeni Bir Kuvvet: II (No. 20),” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 9 Ekim 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/496 ulaşıldı.