Memleket İşlerinde Tekke Edebiyatı
Başlık:
Memleket İşlerinde Tekke Edebiyatı
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11701, s. 1
Tarih:
1955-07-18
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
GÜNÜN Işığında
Memleket işlerinde tekke edebiyatı
GAZETELERDE gözümüzden kaçmış, Akis dergisinde okuduk: Bir Bakan, çıktığı bir propaganda gezisi sırasında, Bay, Menderes ve Hükümetinin «vatanı refaha kavuşturmak hususunda cezbe halinde» olduklarını söylemiş.
Daha bu sözlerin uyandırdığı şaşkınlıktan kendimizi kurtaramamıştık ki bir Anadolu Ajansı haberinde, gene o Bakanın bir konuşmasından şu sözlerle bahsedildiğini gördük:
«Dinleyicileri vecde ve heyecana sevkeden bu konuşmasından sonra...»
Bir Başbakan, ekonomik alanda yaptığı ihtiyatsızlıkların «mukaddes» olduğunu ilân eder... Bir Kabine üyesi, kendilerinin «cezbe halinde» olduklarını söylerler... ve bir devlet ajansı, bir Bakan konuşurken dinleyicilerin «vecd» e geldiğini bildirir.
Batılı olmaktan geçtik, acaba Doğuda devlet işlerinden bahsedilirken «mukaddes ihtiyatsızlık», «cezbe», «vecd» gibi sözler kullanılabilir mi?
«Cezbe», «vecd»... bunlar tekke edebiyatında geçer sözlerdir. Biz tekkeleri, tekke âyinlerine resmî hüviyet vermek için kapatmadık.
Memleketimizde doğru dürüst işliyen bir demokrasi olmadığı için, Bakanlar Kurulu üyelerinin konuşmalarında kullandıkları sözlere fazla karışamayız. Bir Bakanın, yalnız Bakanlığına değil, siyasi hayatına da son verebilecek sözleri, bizde bir Bakan ne zaman isterse göğsünü gere gere söyliyebilir.
Hürriyetin böylesi de başka yerde bulunamasa gerektir.
Bakanlarımızın söylevlerinde seçtikleri kelimelere bir hadden öte karışamayız ama, Anadolu Ajansı bültenlerinde kullanılan sözlere itiraz etmek hakkımız olmalıdır. Her gazete gibi biz de bu ajansın bültenlerini para vererek alıyoruz.
Bu bültenlere, Bakanların söylevlerinde kullandıkları sözlerin aynen alınmasına şüphesiz bir şey denemez. Fakat bunun dışında, Anadolu Ajansı, kendisi bir yorumda bulnurken daha ağırbaşlı bir dil kullanmaya dikkat etmelidir.
Dünyanın hiç bir memleketinde ciddi bir ajans, halkın bir Bakan konuşmasını dinlerken «vecd» e geldiğini söylemez.
Bir sinema salonunda partizanca bir konuşma dinlerken bir halkın vecde gelmesi, vecde gelecek kadar zaaf göstermesi, ayıptır. Böyle bir zaaf göstereceğini asla tahmin etmediğimiz bir dinleyici topluluğuna bu zaafı yüklemekse büsbütün ayıp...
Anadolu Ajansında ciddiyetine ve meslek görgüsüne tam bir güven beslediğimiz değerli meslekdaşlarmız da vardır. Bu gibi lâubaliliklerin sorumluluğundan onları tenzih ederiz ama, bir yandan da, müesseseleri içinde böyle lâubaliliklere karşı, bütün engel ve zorluklara rağmen yapılması gereken mücadeleyi gene ancak onlardan bekliyebiliriz.
Bülend ECEVİT
Memleket işlerinde tekke edebiyatı
GAZETELERDE gözümüzden kaçmış, Akis dergisinde okuduk: Bir Bakan, çıktığı bir propaganda gezisi sırasında, Bay, Menderes ve Hükümetinin «vatanı refaha kavuşturmak hususunda cezbe halinde» olduklarını söylemiş.
Daha bu sözlerin uyandırdığı şaşkınlıktan kendimizi kurtaramamıştık ki bir Anadolu Ajansı haberinde, gene o Bakanın bir konuşmasından şu sözlerle bahsedildiğini gördük:
«Dinleyicileri vecde ve heyecana sevkeden bu konuşmasından sonra...»
Bir Başbakan, ekonomik alanda yaptığı ihtiyatsızlıkların «mukaddes» olduğunu ilân eder... Bir Kabine üyesi, kendilerinin «cezbe halinde» olduklarını söylerler... ve bir devlet ajansı, bir Bakan konuşurken dinleyicilerin «vecd» e geldiğini bildirir.
Batılı olmaktan geçtik, acaba Doğuda devlet işlerinden bahsedilirken «mukaddes ihtiyatsızlık», «cezbe», «vecd» gibi sözler kullanılabilir mi?
«Cezbe», «vecd»... bunlar tekke edebiyatında geçer sözlerdir. Biz tekkeleri, tekke âyinlerine resmî hüviyet vermek için kapatmadık.
Memleketimizde doğru dürüst işliyen bir demokrasi olmadığı için, Bakanlar Kurulu üyelerinin konuşmalarında kullandıkları sözlere fazla karışamayız. Bir Bakanın, yalnız Bakanlığına değil, siyasi hayatına da son verebilecek sözleri, bizde bir Bakan ne zaman isterse göğsünü gere gere söyliyebilir.
Hürriyetin böylesi de başka yerde bulunamasa gerektir.
Bakanlarımızın söylevlerinde seçtikleri kelimelere bir hadden öte karışamayız ama, Anadolu Ajansı bültenlerinde kullanılan sözlere itiraz etmek hakkımız olmalıdır. Her gazete gibi biz de bu ajansın bültenlerini para vererek alıyoruz.
Bu bültenlere, Bakanların söylevlerinde kullandıkları sözlerin aynen alınmasına şüphesiz bir şey denemez. Fakat bunun dışında, Anadolu Ajansı, kendisi bir yorumda bulnurken daha ağırbaşlı bir dil kullanmaya dikkat etmelidir.
Dünyanın hiç bir memleketinde ciddi bir ajans, halkın bir Bakan konuşmasını dinlerken «vecd» e geldiğini söylemez.
Bir sinema salonunda partizanca bir konuşma dinlerken bir halkın vecde gelmesi, vecde gelecek kadar zaaf göstermesi, ayıptır. Böyle bir zaaf göstereceğini asla tahmin etmediğimiz bir dinleyici topluluğuna bu zaafı yüklemekse büsbütün ayıp...
Anadolu Ajansında ciddiyetine ve meslek görgüsüne tam bir güven beslediğimiz değerli meslekdaşlarmız da vardır. Bu gibi lâubaliliklerin sorumluluğundan onları tenzih ederiz ama, bir yandan da, müesseseleri içinde böyle lâubaliliklere karşı, bütün engel ve zorluklara rağmen yapılması gereken mücadeleyi gene ancak onlardan bekliyebiliriz.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Memleket İşlerinde Tekke Edebiyatı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/420 ulaşıldı.