NATO'dan Haber 2: NATO'ya Dair Gerçekler
Başlık:
NATO'dan Haber 2: NATO'ya Dair Gerçekler
Kaynak:
Ulus, s. 4
Tarih:
1953-06-19
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/25
Metin:
Nato'dan haber : 2
NATO'YA DAİR GERÇEKLER
Bülent ECEVİT
NATO üzerine 17 Haziran Çarşamba günü Ulus'ta çıkan ilk yazım belki çok heyecanlıydı. Ama bu, gerçekten duyduğum bir heyecandı. NATO'nun, bağımsızlığına ve hürlüğüne bağlı 14 milleti kendi menfaatleri için yürütmeye çalıştığı sarp yola katlanabilmek, o heyecanı, NATO'ya o manevî ilgi ve inancı duymakla mümükündür.
Fakat, sırf mânevî ilgi ve inançla yetinmek de zararlıdır. Bugünkü dünya şartları içinde NATO milletlerinin uyanık ve realist olmaları, kendilerini hayallerle avutmamaları gereklidir.
Bizi de, hem Paris'teki NATO Konseyi merkezinde, hem de Fontaineblue ve Napoli Karargâhlarında en sevindiren şeylerden biri, idealizm heyecanı ile başbaşa giden bir realizm ve açık sözlülük oldu.
Görüştüğümüz kimselerin en yetkilisi olan yeni Avrupa Yüksek Müttefik Komutanı General Gruenther'in ne kadar açık konuştuğunu, bizi rakamların çıplak realitesile nasıl karşı karşıya bıraktığını, Paris'ten yollamış olduğum ve 22 Mayıs günlü Ulus'ta çıkan yazıda belirtmeye çalışmıştım.
General Gruenther'in Sovyet kuvveti hakkında verdiği şu rakamlar burada tekrarlanmaya değer:
Sovyetlerin bu gün hazır durumdaki piyade tümenlerinin sayısı 175'dir; buna, peyk devletlerinin ortalama 65 piyade tümeni de eklenirse, Avrupa'da Sovyet blokunun simdi 240 tümenlik bir piyade kuvveti var demektir.
Buna karşılık Avrupa'da NATO'ya ayrılan kuvvetler, bir çok noksanlarıyla beraber, (güvenilir Amerikan gazetelerinden çıkardığımız bilgiye göre) ancak 60 tümendir. Yedek tümen sayısı 35 olarak hesaplanmaktadır.
Bir harp hâlinde, Sovyet Rusya'nın elindeki piyade kuvveti ise, bir ay içinde, gene General Gruenther'in söylediğine göre, 300 tümene çıkabilecektir.
Sovyetlerin hava ve denizaltı kuvvetleri de ayni derecede nisbetsiz bir üstünlük göstermektedir. Avrupa'da NATO'ya tahsis edilen uçak sayısı 5000 civarında olduğu hâlde, General Gruenther, Rusların hizmetteki uçak sayısının 20.000 olduğunu söylemiştir.
Sovyet Donanması deniz üstünde zayıftır ama, bugün uçaklar, denizaltılar ve radar, zaten, deniz üstü kuvvetlerinin tesirliliğini azaltmıştır. Deniz altında ise Sovyetler, çok kuvvetlidir. Su altında giderken hava alma imkânını sağlayan şnorkel tertibatının gelişmesi, denizaltılara İkinci Dünya Harbi sonlarında kaybeder gibi oldukları üstünlüğü yeniden kazandırmıştır.
Napoli'de, Akdeniz Merkez Kesimi K. Amiral Girosi Sovyet denizaltılarının Türk boğazlanndan Akdenize çıkamayacaklarını, fakat Cebelütarik'tan girebileceklerini söyledi: Rusların Arnavutluk'ta denizaltı inşa edip etmedikleri hakkında sorumuza da kesin olarak menfi bir cevap veremedi. (Ulus: 1 Haziran 1953)
Sovyetlerin Baltık Denizinde ve Beyaz Denizde hazırladıkları geniş denizaltı üsleri şebekesi, ve Baltık devletlerinin zayıflığı, içlerinden ikisinin de (İsveç ve Finlandiya) tarafsız olduğu göz önünde tutulacak olursa buralarda üslendirilen Sovyet denizaltı kuvvetlerinin kolaylıkla Atlas Okyanusuna çıkıp oradan Akdenize girebilecekleri düşünülebilir.
Bunlardan başka, bir çok lojistik meseleleri henüz halledilememiştir. Bu arada bilhassa, tepkili motor yakıtı için tatmin edici bir ikmâl sistemi kurulamadığı anlaşılmaktadır.
General Gruenther, umutsuzluğa kapılmamamız için, NATO kuvvetlerinin kalitece üstünlüğü üzerinde durdu.
Fakat, askerî kuvvetlerin kalitece üstün olmaları, ancak halkın moral kuvveti de yüksek olduğu ölçüde bir değer taşır.
Oysaki, meselâ İtalya'da, yurtlarını Sovyetlere karşı korumayacaklarını açıkça söyleyen komünistelr günden gün kuvvetlenmektedir. Bu ayın 7'sinde yapılan genel seçimlerde, Togliatti'in komünist Partisi ile Nenni'in, gene Komünist sayılan, aşırı solcu partisi, Senato için oyların yüzde 33'ünü, Temsilciler Meclisi için de yüzde 35.3'ünü kazanmışlardır.
Fransa'da da Komünistlerin ne kadar kuvvetli olduğunu, son Belediye seçimleri göstermiştir.
*
BATI savumma sistemindeki stratejik gedikler de daha az önemli değildir. Batı Avrupa için endirek tehlike Almanya üzerinden gelebileceği hâlde, bugün halâ bir Alman ordusu kurulamamaktadır. Bunun başlıca sebebi, Fransa'nın potansiyel Alman askerî gücünden korkmasıdır. Kendini Kuzey Afrika'daki ve Uzak Doğudaki sömürgelerine askerî kuvvet ve malzeme yollamak mecburiyetinde hisseden Fransa, Avrupa'da, bir Alman tehlikesini küçültecek ölçüde kuvvet bulunduramayacağını ileri sürmektedir. Tek ümit, Kuzey Atlantik Paktı Teşkilâtı ile bağlantılı bir Avrupa Savunma Topluluğu kurulmasındadır. Fakat, Fransa buna da güçlükler çıkarmaktadır.
Öte yandan Ruslar şimdi, Alman birliğini mümkün kılacak bir hava yaratır görünmekle, Federal Almanya'da Avrupa Savunma Topluluğuna katılmak istemeyen muhalefetin durumu kuvvetlendirmiş olmaktadırlar.
NATO ile işbirliği yapacak bir Alman askerî kuvvetinin kurulması ise NATO için büyük bir kazanç olacaktır.
Bunu, başta General Gruenther olmak üzere, görüştüğümüz bir çok yetkili kimseler, israrla belirttiler.
İkinci büyük gedik, Yugoslavya'ın NATO'da üye olmamasından doğuyor. Buna karsı engelleri Trieste anlaşmazlığından ötürü İtalya ile, bizzat Yugoslavya çıkarmaktadır. Bu konudaki bir sorumuza karşılık, Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Kurmay Başkanı Yardımcısı Tümamiral Ring, öyle demişti:
"Yugoslavya'nın meydana getirdiği boşluk olmasa ve bu bölgede kesintisiz bir sınır bulunsaydı, Güney Komutanlığının kuvveti büyük ölçüde artmış olurdu. (Ulus: 1 Haziran 1953)
Gene bu bölgede üçüncü bir gediği Arnavutluk teşkil ediyorsa da, Tümamiral Ring, Arnavutluğun "uyku kaçıracak" bir tehlike olmadığını söyledi.
NATO'nun sağ kanadının günden güne daha çok önem kazandığı düşünülecek olursa, Orta Doğuda NATO ile bağlantılı bir savunma sistemi kurulmamasının da Batı savunması için büyük bir gedik teşkil ettiğinden şüphe edilemez. Bu hususta neler düşünüldüğüne dair, görüşmelerimizde, bir bilgi edinemedik.
NATO Savunma Sisteminde başka bir gedik de, sol kanadın zayıflığıdır. Norveç ve Danimarka, kendi başlarına herhangi bir taarruzu oyalayabilecek durumda bile değillerdir. İsveçle Findandiya ise zaten NATO'nun dışındadır.
ttehlikekd.zllOde.
*
BÜTÜN bunlardan başka NATO içinde, halledilmesi zamana bağlı olan teşkilât ve komutanlık meseleleri de vardır. Bunların mahiyeti hakkında kesin bilgi alamadıksa da gerek Paris'te gerek Napoli'de gördüğümüz işbirlikçi ruh, bizde, bu meselelerin kolaylıkla halledilebileceği intibaını uyandırdı.
NATO'nun, bu yazıda açıklamaya çalıştığımız acı gerçeklerin kolaylıkla haldedilebilecemuz nedir?.. Buna, gelecek yazımızda temas edeceğiz.
NATO'YA DAİR GERÇEKLER
Bülent ECEVİT
NATO üzerine 17 Haziran Çarşamba günü Ulus'ta çıkan ilk yazım belki çok heyecanlıydı. Ama bu, gerçekten duyduğum bir heyecandı. NATO'nun, bağımsızlığına ve hürlüğüne bağlı 14 milleti kendi menfaatleri için yürütmeye çalıştığı sarp yola katlanabilmek, o heyecanı, NATO'ya o manevî ilgi ve inancı duymakla mümükündür.
Fakat, sırf mânevî ilgi ve inançla yetinmek de zararlıdır. Bugünkü dünya şartları içinde NATO milletlerinin uyanık ve realist olmaları, kendilerini hayallerle avutmamaları gereklidir.
Bizi de, hem Paris'teki NATO Konseyi merkezinde, hem de Fontaineblue ve Napoli Karargâhlarında en sevindiren şeylerden biri, idealizm heyecanı ile başbaşa giden bir realizm ve açık sözlülük oldu.
Görüştüğümüz kimselerin en yetkilisi olan yeni Avrupa Yüksek Müttefik Komutanı General Gruenther'in ne kadar açık konuştuğunu, bizi rakamların çıplak realitesile nasıl karşı karşıya bıraktığını, Paris'ten yollamış olduğum ve 22 Mayıs günlü Ulus'ta çıkan yazıda belirtmeye çalışmıştım.
General Gruenther'in Sovyet kuvveti hakkında verdiği şu rakamlar burada tekrarlanmaya değer:
Sovyetlerin bu gün hazır durumdaki piyade tümenlerinin sayısı 175'dir; buna, peyk devletlerinin ortalama 65 piyade tümeni de eklenirse, Avrupa'da Sovyet blokunun simdi 240 tümenlik bir piyade kuvveti var demektir.
Buna karşılık Avrupa'da NATO'ya ayrılan kuvvetler, bir çok noksanlarıyla beraber, (güvenilir Amerikan gazetelerinden çıkardığımız bilgiye göre) ancak 60 tümendir. Yedek tümen sayısı 35 olarak hesaplanmaktadır.
Bir harp hâlinde, Sovyet Rusya'nın elindeki piyade kuvveti ise, bir ay içinde, gene General Gruenther'in söylediğine göre, 300 tümene çıkabilecektir.
Sovyetlerin hava ve denizaltı kuvvetleri de ayni derecede nisbetsiz bir üstünlük göstermektedir. Avrupa'da NATO'ya tahsis edilen uçak sayısı 5000 civarında olduğu hâlde, General Gruenther, Rusların hizmetteki uçak sayısının 20.000 olduğunu söylemiştir.
Sovyet Donanması deniz üstünde zayıftır ama, bugün uçaklar, denizaltılar ve radar, zaten, deniz üstü kuvvetlerinin tesirliliğini azaltmıştır. Deniz altında ise Sovyetler, çok kuvvetlidir. Su altında giderken hava alma imkânını sağlayan şnorkel tertibatının gelişmesi, denizaltılara İkinci Dünya Harbi sonlarında kaybeder gibi oldukları üstünlüğü yeniden kazandırmıştır.
Napoli'de, Akdeniz Merkez Kesimi K. Amiral Girosi Sovyet denizaltılarının Türk boğazlanndan Akdenize çıkamayacaklarını, fakat Cebelütarik'tan girebileceklerini söyledi: Rusların Arnavutluk'ta denizaltı inşa edip etmedikleri hakkında sorumuza da kesin olarak menfi bir cevap veremedi. (Ulus: 1 Haziran 1953)
Sovyetlerin Baltık Denizinde ve Beyaz Denizde hazırladıkları geniş denizaltı üsleri şebekesi, ve Baltık devletlerinin zayıflığı, içlerinden ikisinin de (İsveç ve Finlandiya) tarafsız olduğu göz önünde tutulacak olursa buralarda üslendirilen Sovyet denizaltı kuvvetlerinin kolaylıkla Atlas Okyanusuna çıkıp oradan Akdenize girebilecekleri düşünülebilir.
Bunlardan başka, bir çok lojistik meseleleri henüz halledilememiştir. Bu arada bilhassa, tepkili motor yakıtı için tatmin edici bir ikmâl sistemi kurulamadığı anlaşılmaktadır.
General Gruenther, umutsuzluğa kapılmamamız için, NATO kuvvetlerinin kalitece üstünlüğü üzerinde durdu.
Fakat, askerî kuvvetlerin kalitece üstün olmaları, ancak halkın moral kuvveti de yüksek olduğu ölçüde bir değer taşır.
Oysaki, meselâ İtalya'da, yurtlarını Sovyetlere karşı korumayacaklarını açıkça söyleyen komünistelr günden gün kuvvetlenmektedir. Bu ayın 7'sinde yapılan genel seçimlerde, Togliatti'in komünist Partisi ile Nenni'in, gene Komünist sayılan, aşırı solcu partisi, Senato için oyların yüzde 33'ünü, Temsilciler Meclisi için de yüzde 35.3'ünü kazanmışlardır.
Fransa'da da Komünistlerin ne kadar kuvvetli olduğunu, son Belediye seçimleri göstermiştir.
*
BATI savumma sistemindeki stratejik gedikler de daha az önemli değildir. Batı Avrupa için endirek tehlike Almanya üzerinden gelebileceği hâlde, bugün halâ bir Alman ordusu kurulamamaktadır. Bunun başlıca sebebi, Fransa'nın potansiyel Alman askerî gücünden korkmasıdır. Kendini Kuzey Afrika'daki ve Uzak Doğudaki sömürgelerine askerî kuvvet ve malzeme yollamak mecburiyetinde hisseden Fransa, Avrupa'da, bir Alman tehlikesini küçültecek ölçüde kuvvet bulunduramayacağını ileri sürmektedir. Tek ümit, Kuzey Atlantik Paktı Teşkilâtı ile bağlantılı bir Avrupa Savunma Topluluğu kurulmasındadır. Fakat, Fransa buna da güçlükler çıkarmaktadır.
Öte yandan Ruslar şimdi, Alman birliğini mümkün kılacak bir hava yaratır görünmekle, Federal Almanya'da Avrupa Savunma Topluluğuna katılmak istemeyen muhalefetin durumu kuvvetlendirmiş olmaktadırlar.
NATO ile işbirliği yapacak bir Alman askerî kuvvetinin kurulması ise NATO için büyük bir kazanç olacaktır.
Bunu, başta General Gruenther olmak üzere, görüştüğümüz bir çok yetkili kimseler, israrla belirttiler.
İkinci büyük gedik, Yugoslavya'ın NATO'da üye olmamasından doğuyor. Buna karsı engelleri Trieste anlaşmazlığından ötürü İtalya ile, bizzat Yugoslavya çıkarmaktadır. Bu konudaki bir sorumuza karşılık, Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Kurmay Başkanı Yardımcısı Tümamiral Ring, öyle demişti:
"Yugoslavya'nın meydana getirdiği boşluk olmasa ve bu bölgede kesintisiz bir sınır bulunsaydı, Güney Komutanlığının kuvveti büyük ölçüde artmış olurdu. (Ulus: 1 Haziran 1953)
Gene bu bölgede üçüncü bir gediği Arnavutluk teşkil ediyorsa da, Tümamiral Ring, Arnavutluğun "uyku kaçıracak" bir tehlike olmadığını söyledi.
NATO'nun sağ kanadının günden güne daha çok önem kazandığı düşünülecek olursa, Orta Doğuda NATO ile bağlantılı bir savunma sistemi kurulmamasının da Batı savunması için büyük bir gedik teşkil ettiğinden şüphe edilemez. Bu hususta neler düşünüldüğüne dair, görüşmelerimizde, bir bilgi edinemedik.
NATO Savunma Sisteminde başka bir gedik de, sol kanadın zayıflığıdır. Norveç ve Danimarka, kendi başlarına herhangi bir taarruzu oyalayabilecek durumda bile değillerdir. İsveçle Findandiya ise zaten NATO'nun dışındadır.
ttehlikekd.zllOde.
*
BÜTÜN bunlardan başka NATO içinde, halledilmesi zamana bağlı olan teşkilât ve komutanlık meseleleri de vardır. Bunların mahiyeti hakkında kesin bilgi alamadıksa da gerek Paris'te gerek Napoli'de gördüğümüz işbirlikçi ruh, bizde, bu meselelerin kolaylıkla halledilebileceği intibaını uyandırdı.
NATO'nun, bu yazıda açıklamaya çalıştığımız acı gerçeklerin kolaylıkla haldedilebilecemuz nedir?.. Buna, gelecek yazımızda temas edeceğiz.
Koleksiyon
Alıntı
“NATO'dan Haber 2: NATO'ya Dair Gerçekler,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/376 ulaşıldı.