Umurunda mı Dünya?
Başlık:
Umurunda mı Dünya?
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-09-19
Lokasyon:
Milli Kütüphane
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
« Umurunda mı dünya?..”
Onbeş gündür İstanbul’dayım.
Bu onbeş günün büyük bir kısmını İstanbul sokaklarında, İstanbul taşıtlarında geçirdim. Birçok İstanbul’lunun konuşmasına katıldım, tanımadığım belki binlerce İstanbullunun konuşmasına ister istemez kulak misafiri oldum. Katıldığım ve dinlediğim bu konuşmalardan hiç birinde, iç yahut dış siyasetle de, günlük memleket meseleleriyle de ilgili bir kelime olsun işitmedim.
Kendi gözlemimle kanmayıp, burada geniş çevresi olan tanıdıklarıma da sordum, İstanbullu siyasetle ilgilenmez mi diye: İlgilenmez, dediler!
«Ne Londra Konferansı
Ne atom bombası
Bir cümle cımbız
Bir elinde ayna
Umurunda mı dünya?
Dünya, ne “bir elinde cımbız, bir elinde ayna” olan İstanbullunun umrunda, ne de ekmek derdinden ömür çürüten İstanbullu’nun..
Gizli Firavun mezarları gibi uyutucu bir Bizans havası sinmiş bu şehre.. İstanbul, içinde yaşıyanları büyülemiş sanki, esrar gibi dalgaya düşürmüş.
Bir ülkenin en büyük ve en kalabalık şehri o ülkenin en canlı ve toplum şuuru en uyanık şehri olmak gerekir.
En büyük ve en kalabalık şehri böyle değilse, o ülkenin kalbi atmıyor, damarlarına kan gitmiyor, kafası işlemiyor, demektir.
Eğer Türkiye’de başa geçenler, başlangıçtaki bütün iyiniyetlerine rağmen, zamanla kayıtsızlaşıyor, sorumluluk duygularını kaybediyor, gününü gün etmekten başka düşüncesi olmıyan iktidar hastaları haline geliyorlarsa, bunda İstanbullunun günahı büyüktür.
Bir elinde cımbızı, bir elinde aynası gene kalsın ama, gönül ister ki İstanbullu dünyayı da biraz umursasın!
Bülend ECEVİT
« Umurunda mı dünya?..”
Onbeş gündür İstanbul’dayım.
Bu onbeş günün büyük bir kısmını İstanbul sokaklarında, İstanbul taşıtlarında geçirdim. Birçok İstanbul’lunun konuşmasına katıldım, tanımadığım belki binlerce İstanbullunun konuşmasına ister istemez kulak misafiri oldum. Katıldığım ve dinlediğim bu konuşmalardan hiç birinde, iç yahut dış siyasetle de, günlük memleket meseleleriyle de ilgili bir kelime olsun işitmedim.
Kendi gözlemimle kanmayıp, burada geniş çevresi olan tanıdıklarıma da sordum, İstanbullu siyasetle ilgilenmez mi diye: İlgilenmez, dediler!
«Ne Londra Konferansı
Ne atom bombası
Bir cümle cımbız
Bir elinde ayna
Umurunda mı dünya?
Dünya, ne “bir elinde cımbız, bir elinde ayna” olan İstanbullunun umrunda, ne de ekmek derdinden ömür çürüten İstanbullu’nun..
Gizli Firavun mezarları gibi uyutucu bir Bizans havası sinmiş bu şehre.. İstanbul, içinde yaşıyanları büyülemiş sanki, esrar gibi dalgaya düşürmüş.
Bir ülkenin en büyük ve en kalabalık şehri o ülkenin en canlı ve toplum şuuru en uyanık şehri olmak gerekir.
En büyük ve en kalabalık şehri böyle değilse, o ülkenin kalbi atmıyor, damarlarına kan gitmiyor, kafası işlemiyor, demektir.
Eğer Türkiye’de başa geçenler, başlangıçtaki bütün iyiniyetlerine rağmen, zamanla kayıtsızlaşıyor, sorumluluk duygularını kaybediyor, gününü gün etmekten başka düşüncesi olmıyan iktidar hastaları haline geliyorlarsa, bunda İstanbullunun günahı büyüktür.
Bir elinde cımbızı, bir elinde aynası gene kalsın ama, gönül ister ki İstanbullu dünyayı da biraz umursasın!
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Umurunda mı Dünya?,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/312 ulaşıldı.