Gürültüsüz Yaşama Hakkı
Başlık:
Gürültüsüz Yaşama Hakkı
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-06-29
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Gürültüsüz yaşama hakkı
Kornadan başka gürültü asap bozmazmış gibi, Ankara’da da İstanbul'da da Belediye yalnız korna sesini yasak etti.
Eskiden kornaların biraz olsun bastırabildiği başka gürültülerse, şimdi meydanı boş bulup ayyuka çıktılar.
Bugün, Ankara Radyosunun çaldığı bir alaturka parçayı, Sağlık Bakanlığında başlayıp Kızılay’a kadar kesintisiz dinliyebilirsiniz. Dinliyebilirsiniz değil, dinlemek zorundasınız.
Gezici esnafımız, başlı başına bir ses sanatkârları sınıfıdır. Mahallenin bir ucunda başlarlar haykırmıya, öbür ucuna kadar bu haykırış evinizin içindedir.
Düşünebilmek, okuyabilmek, kafa dinliyebilmek, şehirlerimizde oturanlar için artık handiyse imkânsızdır.
Dünyanın hiçbir medenî memleketinde radyo, insanları tâciz eden, bir şehri gürültüye boğan bir âlet olmamıştır. Radyonun gayesi, musikîyi, temsilleri, umumî konuşmaları evlerin mahremiyetine sokabilmek, bunların dinlenmesini kolaylaştırmaktır. Bizde ise radyo bir sokak gürültüsü, hem sokak gürültülerinin en büyüğü ve en çekilmezi olmuştur. Çoğu memleketlerde bir eğitim müessesesi olan radyo, bizde, zevklerin adîleştirilmesinden başka bir şeye yaramıyan programlarıyla, evlerden, kahvehane, pastahane ve lokantalardan, taksi ve dolmuşlardan sokaklara taşmakta, sokaklardan başka evlerin odalarına dolmaktadır.
Müşterisini sözümona eğlendirmek istiyen kahvehane, pastahane ve lokantanın da, evinde radyo dinlemek istiyen ailenin de, başkalarının kafa dinleme hakkına saygı göstermesi, medeniyetin, toplu yaşamanın gerekli kıldığı asgarî bir nezaket kaidesi sayılmalıdır. Bu nezaketi kendiliğinden göstermiyenleri, belediyeler buna zorlamalıdır.
Gürültü istemiyenler azınlıkta bile olsalar, gürültüsüz yaşama hakkı, herhalde, gürültü yapma hakkından daha daha meşru, daha itibara lâyıktır.
Bülend ECEVİT
Gürültüsüz yaşama hakkı
Kornadan başka gürültü asap bozmazmış gibi, Ankara’da da İstanbul'da da Belediye yalnız korna sesini yasak etti.
Eskiden kornaların biraz olsun bastırabildiği başka gürültülerse, şimdi meydanı boş bulup ayyuka çıktılar.
Bugün, Ankara Radyosunun çaldığı bir alaturka parçayı, Sağlık Bakanlığında başlayıp Kızılay’a kadar kesintisiz dinliyebilirsiniz. Dinliyebilirsiniz değil, dinlemek zorundasınız.
Gezici esnafımız, başlı başına bir ses sanatkârları sınıfıdır. Mahallenin bir ucunda başlarlar haykırmıya, öbür ucuna kadar bu haykırış evinizin içindedir.
Düşünebilmek, okuyabilmek, kafa dinliyebilmek, şehirlerimizde oturanlar için artık handiyse imkânsızdır.
Dünyanın hiçbir medenî memleketinde radyo, insanları tâciz eden, bir şehri gürültüye boğan bir âlet olmamıştır. Radyonun gayesi, musikîyi, temsilleri, umumî konuşmaları evlerin mahremiyetine sokabilmek, bunların dinlenmesini kolaylaştırmaktır. Bizde ise radyo bir sokak gürültüsü, hem sokak gürültülerinin en büyüğü ve en çekilmezi olmuştur. Çoğu memleketlerde bir eğitim müessesesi olan radyo, bizde, zevklerin adîleştirilmesinden başka bir şeye yaramıyan programlarıyla, evlerden, kahvehane, pastahane ve lokantalardan, taksi ve dolmuşlardan sokaklara taşmakta, sokaklardan başka evlerin odalarına dolmaktadır.
Müşterisini sözümona eğlendirmek istiyen kahvehane, pastahane ve lokantanın da, evinde radyo dinlemek istiyen ailenin de, başkalarının kafa dinleme hakkına saygı göstermesi, medeniyetin, toplu yaşamanın gerekli kıldığı asgarî bir nezaket kaidesi sayılmalıdır. Bu nezaketi kendiliğinden göstermiyenleri, belediyeler buna zorlamalıdır.
Gürültü istemiyenler azınlıkta bile olsalar, gürültüsüz yaşama hakkı, herhalde, gürültü yapma hakkından daha daha meşru, daha itibara lâyıktır.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Gürültüsüz Yaşama Hakkı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/262 ulaşıldı.