Polisin Saymadığı Bir Hak
Başlık:
Polisin Saymadığı Bir Hak
Kaynak:
Halkçı, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-04-04
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Polisin saymadığı bir hak
Bülend ECEVİT
Dün HALKÇI'nın ikinci sayfasında çerçeve içine alınmış bir haber vardı. Benzeri birçok haberler gibi bu da memleketimiz için her halde o kadar olağan sayılacaktır ki üstünde bile durulmıyacaktır.
Ama Türkiye’nin medenî bir memleket olmasını özleyen Türkler için, bu haber, ve buna benzer bütün haberler, utandırıcı ve ümit kırıcıdır.
Haber, kısaca şudur:
Ankara'nın Atatürk Bulvarında trafik polisi, trafik kaidelerine aykırı hareket ettiği iddiasile bir taksi şoförünün ehliyetini almış, bununla da yetinmiyerek çenesine bir yumruk atıp kendisini tartaklamıştır.
Şoförü matbaaya geldiği zaman gördük. Efendi hâlli, gençten bir adamdı. Parmağındaki yüzükten evli olduğu anlaşılıyordu. Üstündeki yenice esvap, söylediğine göre, polisin tartaklaması sırasında yırtılmıştı.
Bir çocuk gibi ağlıyordu. Ehliyetinin alındığına, ceza kesildiğine değil, herkesin ortasında dayak yediğine ağlıyordu. Dayağın acısından değil, haysiyeti kırıldığından ağlıyordu.
★
Şoför suçlu muydu, değil miydi, onu biz bilemeyiz. Verilen ceza yerinde miydi, değil miydi, bilemeyiz.
Biz yalnız, polisçe bu şoföre yumruk atılmasının, bu şoförün esvabının yırtılmasının, medenî bir memlekette cereyan edebilecek bir hâdise olmadığını bilmek iddiasındayız.
Polis, vatandaşı trafik kazalarına karşı korumakla olduğu kadar, tecavüzlerden, kanunsuz muamelelerden, haysiyet kırıcı hareketlerden de korumakla görevlidir.
Bir görevini yerine getirebilmek gayretiyle bir başka görevini ihmal eden, ihmalle de kalmayıp, önlemesi gereken hareketi kendisi yapan polis, makbul polis sayılamaz.
Polisin saymadığı bir hak
Bülend ECEVİT
Dün HALKÇI'nın ikinci sayfasında çerçeve içine alınmış bir haber vardı. Benzeri birçok haberler gibi bu da memleketimiz için her halde o kadar olağan sayılacaktır ki üstünde bile durulmıyacaktır.
Ama Türkiye’nin medenî bir memleket olmasını özleyen Türkler için, bu haber, ve buna benzer bütün haberler, utandırıcı ve ümit kırıcıdır.
Haber, kısaca şudur:
Ankara'nın Atatürk Bulvarında trafik polisi, trafik kaidelerine aykırı hareket ettiği iddiasile bir taksi şoförünün ehliyetini almış, bununla da yetinmiyerek çenesine bir yumruk atıp kendisini tartaklamıştır.
Şoförü matbaaya geldiği zaman gördük. Efendi hâlli, gençten bir adamdı. Parmağındaki yüzükten evli olduğu anlaşılıyordu. Üstündeki yenice esvap, söylediğine göre, polisin tartaklaması sırasında yırtılmıştı.
Bir çocuk gibi ağlıyordu. Ehliyetinin alındığına, ceza kesildiğine değil, herkesin ortasında dayak yediğine ağlıyordu. Dayağın acısından değil, haysiyeti kırıldığından ağlıyordu.
★
Şoför suçlu muydu, değil miydi, onu biz bilemeyiz. Verilen ceza yerinde miydi, değil miydi, bilemeyiz.
Biz yalnız, polisçe bu şoföre yumruk atılmasının, bu şoförün esvabının yırtılmasının, medenî bir memlekette cereyan edebilecek bir hâdise olmadığını bilmek iddiasındayız.
Polis, vatandaşı trafik kazalarına karşı korumakla olduğu kadar, tecavüzlerden, kanunsuz muamelelerden, haysiyet kırıcı hareketlerden de korumakla görevlidir.
Bir görevini yerine getirebilmek gayretiyle bir başka görevini ihmal eden, ihmalle de kalmayıp, önlemesi gereken hareketi kendisi yapan polis, makbul polis sayılamaz.
Koleksiyon
Alıntı
“Polisin Saymadığı Bir Hak,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/24 ulaşıldı.