Müsâmahalı Başbakan
Başlık:
Müsâmahalı Başbakan
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-04-21
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Müsâmahalı Başbakan
Başbakan, kendisinin diktatörlük heveslisi olduğunu sananlara, Erzurum söylevinde cevap verdi, müsamahalı bir insan olduğunu söyledi.
Neymiş müsamahası?.. Seçim mücadelesi sırasında, Muhalefet Liderinin yurdu bir baştan bir başa dolaşmasına müsaade etmek! Çünkü, Muhalefet Lideri, yurdu, «en tehlikeli tahrikler yapmak üzere» dolaşıyormuş. Onun böyle bir dolaşma yapabilmesi, «siyasî emniyetin çok ötesinde, belki de tehlikeli bir müsamaha teşkil eder» miş.
Kanunların bulunduğu, adalet teşkilâtının, emniyet teşkilâtının bulunduğu bir memlekette, bir Başbakan, vatandaşlara «müsamaha» göstermek yahut göstermemek yetkisini nereden alır?
Bir Muhalefet Liderinin kanun çerçevesi içinde bir seçim konuşması yapması mı tahriktir, bu seçim konuşması sırasında İktidar Partisi mensuplarının hoparlör tertibatını bozmaları, konuşmayı dinlemiye gidenlerin yolunu kesmeleri, otomobillerini parçalayıp kendilerini yaralamaları, Türk Bayrağını yırtmaları mı?
Bir Muhalefet Liderinin yurdu «bir baştan bir başa» dolaşıp seçim konuşmaları yapması mı tahriktir, kendisini konuşturmanın «tehlikeli bir müsamaha» olduğunu ilân etmek mi?
Başbakanın, yukarıya aldığımız sözlerinin ışığında, Mersin hâdisesi de yeni bir mâna kazanıyor. Ümidedebilmek isterdik ki bu hâdise, Demokrat Parti görüşünü temsil etmiyen birkaç gayretlinin eseri olsun! Fakat Başbakanın sözleri bu ihtimale yer bırakmıyor. Başbakanın sözleri, kendisinin «tehlikeli bir müsamaha» ya son vererek, Mersin’deki Demokrat Partilileri bizzat tahrik ettiği zannını uyandırıyor.
Biz böyle Başbakanın müsamahasından geçtik, kanunlara biraz saygı göstersin, yeter!
Bülend ECEVİT
Müsâmahalı Başbakan
Başbakan, kendisinin diktatörlük heveslisi olduğunu sananlara, Erzurum söylevinde cevap verdi, müsamahalı bir insan olduğunu söyledi.
Neymiş müsamahası?.. Seçim mücadelesi sırasında, Muhalefet Liderinin yurdu bir baştan bir başa dolaşmasına müsaade etmek! Çünkü, Muhalefet Lideri, yurdu, «en tehlikeli tahrikler yapmak üzere» dolaşıyormuş. Onun böyle bir dolaşma yapabilmesi, «siyasî emniyetin çok ötesinde, belki de tehlikeli bir müsamaha teşkil eder» miş.
Kanunların bulunduğu, adalet teşkilâtının, emniyet teşkilâtının bulunduğu bir memlekette, bir Başbakan, vatandaşlara «müsamaha» göstermek yahut göstermemek yetkisini nereden alır?
Bir Muhalefet Liderinin kanun çerçevesi içinde bir seçim konuşması yapması mı tahriktir, bu seçim konuşması sırasında İktidar Partisi mensuplarının hoparlör tertibatını bozmaları, konuşmayı dinlemiye gidenlerin yolunu kesmeleri, otomobillerini parçalayıp kendilerini yaralamaları, Türk Bayrağını yırtmaları mı?
Bir Muhalefet Liderinin yurdu «bir baştan bir başa» dolaşıp seçim konuşmaları yapması mı tahriktir, kendisini konuşturmanın «tehlikeli bir müsamaha» olduğunu ilân etmek mi?
Başbakanın, yukarıya aldığımız sözlerinin ışığında, Mersin hâdisesi de yeni bir mâna kazanıyor. Ümidedebilmek isterdik ki bu hâdise, Demokrat Parti görüşünü temsil etmiyen birkaç gayretlinin eseri olsun! Fakat Başbakanın sözleri bu ihtimale yer bırakmıyor. Başbakanın sözleri, kendisinin «tehlikeli bir müsamaha» ya son vererek, Mersin’deki Demokrat Partilileri bizzat tahrik ettiği zannını uyandırıyor.
Biz böyle Başbakanın müsamahasından geçtik, kanunlara biraz saygı göstersin, yeter!
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Müsâmahalı Başbakan,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/216 ulaşıldı.