Bu Kanun da Kabul Edilecek mi?
Başlık:
Bu Kanun da Kabul Edilecek mi?
Kaynak:
Halkçı, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-05-02
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
Bu kanun da kabul edilecek mi?
Bülend ECEVİT
3 gün önce yazdığımız bir yazıda, Türk vatandaşlarına radyo istasyonu kurup serbestçe yayın yapma imkânı verilmezken böyle bir imtiyazın Hür Avrupa Radyosu gibi yabancı kaynaklı bir kuruma verilmesinden dert yanıyorduk.
Onun için, dün gazetelerde herkese radyo istasyonu kurma izni verileceğine dair bir haber görünce sevindik. Fakat sevincimiz, ancak ZAFER Gazetesinin bu konuda verdiği tafsilâtlı haberi okuyuncaya kadar sürdü.
ZAFER’in bildirdiğine göre, Telsiz Kanununu değiştirmek için Başbakanlıktan Meclis'e yollanan kanun teklifinde şöyle deniliyormuş:
«..... Kurulması, işletilmesi, ve neşriyatı tamamen hükümetin kontrolü altında bulunmak, takati 1000 kilovattan aşağı olmamak, neşriyatı karşılığında her ne suretle olursa olsun bir ücret alınmamak ve hükümetle aktedilecek mukavelede tâyin edilecek ve en geç 10 yılı geçmiyecek bir müddet sonunda, tesisat sahasına dahil arazi ve arsalar, tesisat ve bunların bütün teferruat ve mütemmim cüzüleri tamamen ve parasız olarak devlete terkedilmek kaydile, yerli ve yabancı hususi, hukukî, hükmî şahıslara..... (verici) tesisat vücuda getirmek ve işletmek için İcra Vekilleri Heyeti kararı ile ruhsat verilebilir.»
Bugün bir radyo istasyonu kurup işletmeye geçirmek milyonluk iş olsa gerektir. Bir servet döküp bir radyo istasyonu kuracaksınız, gene bir servet döküp 10 yıl bu istasyonu işletecek, sonra olduğu gibi devlete devredeceksiniz.
Tuttuğunuz bu kârlı işe devam etmek istiyorsanız, 10 yıl sonraki rayiçle belki iki misli belki daha çok para döküp yeni bir istasyon kuracaksınız, 10 yıl işlettikten sonra onu da devlete bırakacaksınız, ve bu böylece devam edip gidecek.
Hesabını bilir; herhangi bir hususi yahut hükmî şahsın bu şartlar altında Türkiye’de bir radyo istasyonu kurması beklenemez. Yeni kanundan olsa olsa, Hür Avrupa Radyosu gibi, maddi imkânları sınırsız, kazanç kaygısı olmayan, yabancı teşekküller faydalanabilecektir.
Yani, Hür Avrupa Radyosuna verilecek imtiyazın yabancılara, münhasır bir imtiyaz olması şeklen önlenmiş, fakat gerçekte önlenmemiş olacaktır.
Öte yandan, radyo istasyonunun «kurulması, işletilmesi ve neşriyatı tamamen hükümet kontrolü altında» bulunacaktır. Yani radyo istasyonu kurmak —ağır maddi şartlara ve Bakanlar Kurulu’nun tensibine bağlı olmakla beraber— güya serbest olacak, fakat basına tanınan yayın hürriyeti radyoya tanınmayacaktır. Bir fikir yayını vasıtası olan radyoya sansür konulmuş olacaktır.
Bu, gazetelerin sansüre tabi tutulmasile aynı şeydir. Tesir bakımından gazete ile radyo arasındaki fark, memleketimizdeki okur - yazar nisbetinin azlığından ileri gelen bir farktır. Bizim nüfusumuzun yarıdan çoğu okuma bilmez. Buna ulaştırma imkânlarımızın azlığı ve memleketimizdeki toplulukların dağınıklığı da eklenecek olursa, Türkiye’de basının tesir sahasının pek sınırlı olduğu görülür. Buna karşılık, radyo yayınlarını anlamak için okur yazar olmak, radyo alabilmek için ulaştırma imkânları aramak gerekmez. Netekim bugün gazete girmeyen birçok köylerimizde radyo vardır.
Bu durumda ancak radyo yayınları serbest olursa Türkiye’de gerçekten fikir yayma hürriyeti bulunduğu söylenebilir.
Amerika’da radyo yayınları için konulmuş takyitler sadece radyoyu siyaset alanında tarafsız tutma, bu vasıtadan bütün partilerin eşit olarak faydalanabilmesini sağlama gayesini güder.
Halbuki bizde kurulacak özel radyo istasyonlarının «tamamen hükümet kontrolü altında» yapacakları yayınların ne mahiyette olacağını anlamak için kâhin olmayan ihtiyaç yoktur.
Eğer özel radyoların iç siyasetle ilgili hiç bir yayın yapmıyacakları temin edilse, bununla da tarafsızlık sağlanmış olmayacaktır. Çünkü, kurulan her özel radyo istasyonu 10 yıl sonra devletin eline geçeceğine göre, her yeni özel istasyonla, ilerde doğrudan doğruya devlet sözcülüğü yapacak radyo istasyonları sayısının artmasına hizmet edilmiş olacaktır.
Ne yönden bakılırsa bakılsın, Telsiz Kanununu değiştirmek için hazırlanan yeni tasarı, Türkiye’de özel radyo istasyonu kurmanın Türkler için imkânsız, yabancı siyasi teşekküller için mümkün hale gelmesini doğuracaktır.
Büyük Millet Meclisi’nin bu tasarıyı bu şekliyle kabul etmiyeceğine inanabilmek isteriz.
Bu kanun da kabul edilecek mi?
Bülend ECEVİT
3 gün önce yazdığımız bir yazıda, Türk vatandaşlarına radyo istasyonu kurup serbestçe yayın yapma imkânı verilmezken böyle bir imtiyazın Hür Avrupa Radyosu gibi yabancı kaynaklı bir kuruma verilmesinden dert yanıyorduk.
Onun için, dün gazetelerde herkese radyo istasyonu kurma izni verileceğine dair bir haber görünce sevindik. Fakat sevincimiz, ancak ZAFER Gazetesinin bu konuda verdiği tafsilâtlı haberi okuyuncaya kadar sürdü.
ZAFER’in bildirdiğine göre, Telsiz Kanununu değiştirmek için Başbakanlıktan Meclis'e yollanan kanun teklifinde şöyle deniliyormuş:
«..... Kurulması, işletilmesi, ve neşriyatı tamamen hükümetin kontrolü altında bulunmak, takati 1000 kilovattan aşağı olmamak, neşriyatı karşılığında her ne suretle olursa olsun bir ücret alınmamak ve hükümetle aktedilecek mukavelede tâyin edilecek ve en geç 10 yılı geçmiyecek bir müddet sonunda, tesisat sahasına dahil arazi ve arsalar, tesisat ve bunların bütün teferruat ve mütemmim cüzüleri tamamen ve parasız olarak devlete terkedilmek kaydile, yerli ve yabancı hususi, hukukî, hükmî şahıslara..... (verici) tesisat vücuda getirmek ve işletmek için İcra Vekilleri Heyeti kararı ile ruhsat verilebilir.»
Bugün bir radyo istasyonu kurup işletmeye geçirmek milyonluk iş olsa gerektir. Bir servet döküp bir radyo istasyonu kuracaksınız, gene bir servet döküp 10 yıl bu istasyonu işletecek, sonra olduğu gibi devlete devredeceksiniz.
Tuttuğunuz bu kârlı işe devam etmek istiyorsanız, 10 yıl sonraki rayiçle belki iki misli belki daha çok para döküp yeni bir istasyon kuracaksınız, 10 yıl işlettikten sonra onu da devlete bırakacaksınız, ve bu böylece devam edip gidecek.
Hesabını bilir; herhangi bir hususi yahut hükmî şahsın bu şartlar altında Türkiye’de bir radyo istasyonu kurması beklenemez. Yeni kanundan olsa olsa, Hür Avrupa Radyosu gibi, maddi imkânları sınırsız, kazanç kaygısı olmayan, yabancı teşekküller faydalanabilecektir.
Yani, Hür Avrupa Radyosuna verilecek imtiyazın yabancılara, münhasır bir imtiyaz olması şeklen önlenmiş, fakat gerçekte önlenmemiş olacaktır.
Öte yandan, radyo istasyonunun «kurulması, işletilmesi ve neşriyatı tamamen hükümet kontrolü altında» bulunacaktır. Yani radyo istasyonu kurmak —ağır maddi şartlara ve Bakanlar Kurulu’nun tensibine bağlı olmakla beraber— güya serbest olacak, fakat basına tanınan yayın hürriyeti radyoya tanınmayacaktır. Bir fikir yayını vasıtası olan radyoya sansür konulmuş olacaktır.
Bu, gazetelerin sansüre tabi tutulmasile aynı şeydir. Tesir bakımından gazete ile radyo arasındaki fark, memleketimizdeki okur - yazar nisbetinin azlığından ileri gelen bir farktır. Bizim nüfusumuzun yarıdan çoğu okuma bilmez. Buna ulaştırma imkânlarımızın azlığı ve memleketimizdeki toplulukların dağınıklığı da eklenecek olursa, Türkiye’de basının tesir sahasının pek sınırlı olduğu görülür. Buna karşılık, radyo yayınlarını anlamak için okur yazar olmak, radyo alabilmek için ulaştırma imkânları aramak gerekmez. Netekim bugün gazete girmeyen birçok köylerimizde radyo vardır.
Bu durumda ancak radyo yayınları serbest olursa Türkiye’de gerçekten fikir yayma hürriyeti bulunduğu söylenebilir.
Amerika’da radyo yayınları için konulmuş takyitler sadece radyoyu siyaset alanında tarafsız tutma, bu vasıtadan bütün partilerin eşit olarak faydalanabilmesini sağlama gayesini güder.
Halbuki bizde kurulacak özel radyo istasyonlarının «tamamen hükümet kontrolü altında» yapacakları yayınların ne mahiyette olacağını anlamak için kâhin olmayan ihtiyaç yoktur.
Eğer özel radyoların iç siyasetle ilgili hiç bir yayın yapmıyacakları temin edilse, bununla da tarafsızlık sağlanmış olmayacaktır. Çünkü, kurulan her özel radyo istasyonu 10 yıl sonra devletin eline geçeceğine göre, her yeni özel istasyonla, ilerde doğrudan doğruya devlet sözcülüğü yapacak radyo istasyonları sayısının artmasına hizmet edilmiş olacaktır.
Ne yönden bakılırsa bakılsın, Telsiz Kanununu değiştirmek için hazırlanan yeni tasarı, Türkiye’de özel radyo istasyonu kurmanın Türkler için imkânsız, yabancı siyasi teşekküller için mümkün hale gelmesini doğuracaktır.
Büyük Millet Meclisi’nin bu tasarıyı bu şekliyle kabul etmiyeceğine inanabilmek isteriz.
Koleksiyon
Alıntı
“Bu Kanun da Kabul Edilecek mi?,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1400 ulaşıldı.