Gençlik ve Politika
Başlık:
Gençlik ve Politika
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 5
Tarih:
1960-07-08
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Gençlik ve politika
Üniversite gençliğinin, demokratik bir düzen içinde veya uğrunda politikayla uğraşması, gençliğin de politikanın da yararınadır. Bunun en iyi delili, gençliğin politikayla en çok uğrastığı İngiltere'de bulunabilir.
İngiltere'de partiler, üniversite binalarının içine kadar girmiştir. İngiliz Üniversitelerinde particilik, öğrencilerin, bilim ışığı altında toplum meselelerini incelemelerine ve tartışmalarına dinamizm katan, kitaplarda okuduylarıyla, derslerde dinledikleriyle, gerçekte olanlar arasında bağlantı kuran bir unsurdur.
İngiltere'de eğitimin veya demokrasinin bu yüzden en ufak bir zarara uğradığı söylenemez; ama elde ettiği kazanç pek çoktur. Bir kere, memlekette siyasal mücadelenin seviyesi yükselir. Sonra gençler erken yaşta erginleşirler; düşünce ayrılıkları ne olursa olsun, bir okul çatısı altında, bir sırada dirsek dirseğe yaşayıp çalışabilmeyi öğrenirler.
Siyasal faaliyet yüzünden dersleri, okumaları hiç de aksamaz. Çünkü aksasa sınıfta kalacaklarını bilirler. Üstelik, derste öğrendiklerini günlük memleket meseleleri karşısında değerlendirmek, dersleriyle, kitaplariyle daha şuurlu bir şekilde ilgilenebilmek imkânını bulurlar. Politikaya ayırdıkları zaman, dersten, okumaktan değil, gezmeden, eğlenmeden arınabildikleri zamandır. Politika yüzünden, dada az değil, daha çok ve daha etraflı okumak zorunda kalırlar.
Onlar, üniversite sıralarında politikayla uğraşırken, bizde pek yaygın bir deyişle, «politikanın çamuruna batmış» olmazlar. Tersine, onların politikayla uğraşması, bütün İngiltere'de politikayı çamurdan kurtarır.
Bizdeki üniversite gençliğinin, çıkarılan bütün engellere rağmen, hem de yalnız üniversite binaları dışında, politikayla ilgilenmesinin, ne kadar memleket yararına olduğu, demokrasinin çöküntüden kurtarılmasına ne kadar büyük hizmette bulunduğu kesin olarak anlaşıldığı bir sırada, «Üniversite gençliği politikayla uğraşmasın, politika çamuruna bulaşmasın, oturup derslerine çalışsın» zihniyetinin şimdi yeniden dirilmeğe başlamış olması, hiç bir haklı sebebe, makûl izaha bağlanamaz.
Üniversite gençliği hem dersine çalışsa hem politikayla uğraşsa, bundan kendisine, memlekete ve demokrasiye ne zarar gelebilir? Hele, üniversite gençliğinin politika alanında geçirdiği son büyük sınavdan, bu sınavda gösterdiği, bütün hür dünyayı hayran bırakan olgunluk ve başarıdan sonra, bunda artık nasıl bir sakınca akla gelebilir?.. Eğer üniversite gençliği son yıllarda siyasetle yakından ilgilenmiş, hattâ bu gençliğin büyük bir kısmı politikaya bilfiil katılmış olmasa idi, acaba hürriyet ve demokrasi şuuru, bu gençlikte, hürriyet ve demokrasi uğruna hayatlarını gözden çıkaracak kadar gelişebilir miydi?
Partilerin teşkilâtını köklerinden budayan son kanun, ne yazık ki, şimdi gençlerin siyasal faaliyetini de geniş ölçüde engellemektedir. İl ve ilcelerde ancak birer gençlik kolu kalacaktır. Kadroları birer yönetim kuruluna indirilen il ve ilce teşkilâtlarında da gençler kendilerine siyasal faaliyet alanı bulamayacaklardır.
Aydın sayılanlar arasında bunları iyi karşılayanlar, partilerin gençlik ve kadın kollarının bütün bütün kaldırılmasını bile isteyenler bulunması ne kadar acı!
5 Temmuz günü «Akşam» gazetesinde Sayın Müşerref Hekimoğlu,
«Partilerin gençlik, hele kadın kollarının kaldırılması çok sevindirici... Politika hayatımızda bu kolların hiç bir rolü yok. Şimdiye kadar, parti gençlik teşkilâtı hazır bir kuvvet olarak karşılama, uğurlama törenlerinde bulunmaktan, mitingler tertip etmekten başka bir şey yapmadı. Temiz, idealist gençlerin politikanın eşiğinde bir takım ayak oyunlarına gelmesi, büyük çıkarcılara alet olması da caba», diyor.
Demokrat Parti kendi gençlik kollarını bir türlü yaşatamadığına, son defa kurduğu gençlik teşkilâtına da, döktüğü bütün devlet parasına rağmen, üniversiteli gençleri toplayamadığına göre, Bayan Müşerref Hekimoğlu, bu satırları yazarken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Gençlik Kollarını düşünmüş olmalı. Fakat Bayan Müşerref Hekimoğlu, gazeteci olduğu halde, C.H.P. Gençlik Kollarının çalışmalarını izlemek, incelemek ihtiyacını anlaşılan hiç duymamış.
C.H.P. nin, üniversite bulunan yerlerde üyeleri çoklukla üniversiteliler olan gençlik kollarının, siyasal mücadeleler içinde devrimlere nasıl bekçilik ettiği, hele son aylarda memlekete, demokrasiye ve hürriyet mücadelesine nasıl hizmet ettiği, ilerde siyasal tarih kitaplarında yazılacak, belki üniversite kürsülerinde ders diye okutulacaktır.
C.H.P Gençlik Kollarının Üyelerinin şimdi, feragatleri ve siyasal olgunlukları yüzünden susmalarını, hizmetleriyle, fedakârlıklarıyla öğünmekten, başarılan büyük işlerdeki şeref paylarını aramaktan kaçınmalarını fırsat bilip te onurlarını incitmeğe, onları, «ayak oyunlarına» gelen, «büyük çıkarcılara alet» olan, «karşılama, uğurlama» ekipleri olarak göstermeğe, siyaset alanından bir kenara itmeğe, son yılların ve hele son ayların hürriyet mücadelesinin şeref sayfalarından bir kalemde silivermeğe hiç kimsenin hakkı yoktur.
Bütün bunlardan başka, C.H. P. Gençlik Kolları, siyasal mücadelenin tavizci baskısı altında Atatürk'ün emanetlerini korumuştur.
C.H.P Gençlik Kolları, 1957 seçimlerinde, köy köy, oy sandıklarını, başka kimsenin olamıyacağı kadar uyanık, korumuştur.
C.H.P. Gençlik Kolları, Türkiye'de siyasetin seviyesini yükseltmeğe çalışan birer siyasal okul olmuştur.
Bu okullardan yüzlercesinin bir kanun darbesinde kapanıvermesi, Halkevlerinin kapanmasının eğitim alanında yaratmış olduğu boşluğu, şimdi siyaset alanında yaratabilir.
Köylüye, politikanın seviyesini düşürmesin diye, politika yasak!
Üniversiteliye, «politika çamuru» na bulaşıp ta kendi seviyesini düşürmesin diye politika yasak!
Kim yapacak bu memlekette politikayı?.. Meydanı sadece politikanın profesyonellerine bırakmakla mı memlekette politikanın seviyesi yükselecek, politika «çamur» dan temizlenecek, demokrasi kökleşecek?
BÜLENT ECEVİT
Gençlik ve politika
Üniversite gençliğinin, demokratik bir düzen içinde veya uğrunda politikayla uğraşması, gençliğin de politikanın da yararınadır. Bunun en iyi delili, gençliğin politikayla en çok uğrastığı İngiltere'de bulunabilir.
İngiltere'de partiler, üniversite binalarının içine kadar girmiştir. İngiliz Üniversitelerinde particilik, öğrencilerin, bilim ışığı altında toplum meselelerini incelemelerine ve tartışmalarına dinamizm katan, kitaplarda okuduylarıyla, derslerde dinledikleriyle, gerçekte olanlar arasında bağlantı kuran bir unsurdur.
İngiltere'de eğitimin veya demokrasinin bu yüzden en ufak bir zarara uğradığı söylenemez; ama elde ettiği kazanç pek çoktur. Bir kere, memlekette siyasal mücadelenin seviyesi yükselir. Sonra gençler erken yaşta erginleşirler; düşünce ayrılıkları ne olursa olsun, bir okul çatısı altında, bir sırada dirsek dirseğe yaşayıp çalışabilmeyi öğrenirler.
Siyasal faaliyet yüzünden dersleri, okumaları hiç de aksamaz. Çünkü aksasa sınıfta kalacaklarını bilirler. Üstelik, derste öğrendiklerini günlük memleket meseleleri karşısında değerlendirmek, dersleriyle, kitaplariyle daha şuurlu bir şekilde ilgilenebilmek imkânını bulurlar. Politikaya ayırdıkları zaman, dersten, okumaktan değil, gezmeden, eğlenmeden arınabildikleri zamandır. Politika yüzünden, dada az değil, daha çok ve daha etraflı okumak zorunda kalırlar.
Onlar, üniversite sıralarında politikayla uğraşırken, bizde pek yaygın bir deyişle, «politikanın çamuruna batmış» olmazlar. Tersine, onların politikayla uğraşması, bütün İngiltere'de politikayı çamurdan kurtarır.
Bizdeki üniversite gençliğinin, çıkarılan bütün engellere rağmen, hem de yalnız üniversite binaları dışında, politikayla ilgilenmesinin, ne kadar memleket yararına olduğu, demokrasinin çöküntüden kurtarılmasına ne kadar büyük hizmette bulunduğu kesin olarak anlaşıldığı bir sırada, «Üniversite gençliği politikayla uğraşmasın, politika çamuruna bulaşmasın, oturup derslerine çalışsın» zihniyetinin şimdi yeniden dirilmeğe başlamış olması, hiç bir haklı sebebe, makûl izaha bağlanamaz.
Üniversite gençliği hem dersine çalışsa hem politikayla uğraşsa, bundan kendisine, memlekete ve demokrasiye ne zarar gelebilir? Hele, üniversite gençliğinin politika alanında geçirdiği son büyük sınavdan, bu sınavda gösterdiği, bütün hür dünyayı hayran bırakan olgunluk ve başarıdan sonra, bunda artık nasıl bir sakınca akla gelebilir?.. Eğer üniversite gençliği son yıllarda siyasetle yakından ilgilenmiş, hattâ bu gençliğin büyük bir kısmı politikaya bilfiil katılmış olmasa idi, acaba hürriyet ve demokrasi şuuru, bu gençlikte, hürriyet ve demokrasi uğruna hayatlarını gözden çıkaracak kadar gelişebilir miydi?
Partilerin teşkilâtını köklerinden budayan son kanun, ne yazık ki, şimdi gençlerin siyasal faaliyetini de geniş ölçüde engellemektedir. İl ve ilcelerde ancak birer gençlik kolu kalacaktır. Kadroları birer yönetim kuruluna indirilen il ve ilce teşkilâtlarında da gençler kendilerine siyasal faaliyet alanı bulamayacaklardır.
Aydın sayılanlar arasında bunları iyi karşılayanlar, partilerin gençlik ve kadın kollarının bütün bütün kaldırılmasını bile isteyenler bulunması ne kadar acı!
5 Temmuz günü «Akşam» gazetesinde Sayın Müşerref Hekimoğlu,
«Partilerin gençlik, hele kadın kollarının kaldırılması çok sevindirici... Politika hayatımızda bu kolların hiç bir rolü yok. Şimdiye kadar, parti gençlik teşkilâtı hazır bir kuvvet olarak karşılama, uğurlama törenlerinde bulunmaktan, mitingler tertip etmekten başka bir şey yapmadı. Temiz, idealist gençlerin politikanın eşiğinde bir takım ayak oyunlarına gelmesi, büyük çıkarcılara alet olması da caba», diyor.
Demokrat Parti kendi gençlik kollarını bir türlü yaşatamadığına, son defa kurduğu gençlik teşkilâtına da, döktüğü bütün devlet parasına rağmen, üniversiteli gençleri toplayamadığına göre, Bayan Müşerref Hekimoğlu, bu satırları yazarken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Gençlik Kollarını düşünmüş olmalı. Fakat Bayan Müşerref Hekimoğlu, gazeteci olduğu halde, C.H.P. Gençlik Kollarının çalışmalarını izlemek, incelemek ihtiyacını anlaşılan hiç duymamış.
C.H.P. nin, üniversite bulunan yerlerde üyeleri çoklukla üniversiteliler olan gençlik kollarının, siyasal mücadeleler içinde devrimlere nasıl bekçilik ettiği, hele son aylarda memlekete, demokrasiye ve hürriyet mücadelesine nasıl hizmet ettiği, ilerde siyasal tarih kitaplarında yazılacak, belki üniversite kürsülerinde ders diye okutulacaktır.
C.H.P Gençlik Kollarının Üyelerinin şimdi, feragatleri ve siyasal olgunlukları yüzünden susmalarını, hizmetleriyle, fedakârlıklarıyla öğünmekten, başarılan büyük işlerdeki şeref paylarını aramaktan kaçınmalarını fırsat bilip te onurlarını incitmeğe, onları, «ayak oyunlarına» gelen, «büyük çıkarcılara alet» olan, «karşılama, uğurlama» ekipleri olarak göstermeğe, siyaset alanından bir kenara itmeğe, son yılların ve hele son ayların hürriyet mücadelesinin şeref sayfalarından bir kalemde silivermeğe hiç kimsenin hakkı yoktur.
Bütün bunlardan başka, C.H. P. Gençlik Kolları, siyasal mücadelenin tavizci baskısı altında Atatürk'ün emanetlerini korumuştur.
C.H.P Gençlik Kolları, 1957 seçimlerinde, köy köy, oy sandıklarını, başka kimsenin olamıyacağı kadar uyanık, korumuştur.
C.H.P. Gençlik Kolları, Türkiye'de siyasetin seviyesini yükseltmeğe çalışan birer siyasal okul olmuştur.
Bu okullardan yüzlercesinin bir kanun darbesinde kapanıvermesi, Halkevlerinin kapanmasının eğitim alanında yaratmış olduğu boşluğu, şimdi siyaset alanında yaratabilir.
Köylüye, politikanın seviyesini düşürmesin diye, politika yasak!
Üniversiteliye, «politika çamuru» na bulaşıp ta kendi seviyesini düşürmesin diye politika yasak!
Kim yapacak bu memlekette politikayı?.. Meydanı sadece politikanın profesyonellerine bırakmakla mı memlekette politikanın seviyesi yükselecek, politika «çamur» dan temizlenecek, demokrasi kökleşecek?
Koleksiyon
Alıntı
“Gençlik ve Politika,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 27 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1200 ulaşıldı.