Gençliğe Yeni Bir İftira
Title:
Gençliğe Yeni Bir İftira
Source:
Ulus, "Günün Işığında" No 13101, ss. 1, 5
Date:
1960-01-21
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
GENÇLİĞE YENİ BIR İFTİRA
Bülent ECEVİT
Seçim kampanyası boyunca Türk Devlet Radyosunun kendisini hararetle desteklemesinden de faydalanarak Kıbrıs Cumhurbaşkanı seçilen Makarios, bir buçuk - iki yıl önceye kadar, Türkiye'deki iktidarın ileri gelenleri ve sözcüleri dilinde, «elleri kana bulanmış bir köy papazı» idi. Bu türlü hakaretleri, Türk Devlet Radyosu ve iktidar gazeteleri sık sık yayınlarlardı.
1958 in yaz başlarında, iktidarın teşvik ve tertibiyle yapıldığı herkesçe bilinen ve yurdun bir çok köşelerinde tekrarlanan mitinglerde Makarios'a yöneltilmedik hakaret kalmamıştı. Makarios'un maketleri alanlarda asılıp yakılmıştı. Ayrıca, Kıbrıs'taki Türk menfaatlerini ve Türkiye'nin Kıbrıs'la bağlantısını, uzun vadede, Zürih ve Londra anlaşmalarından çok daha sağlam teminata kavuşturabilecek birinci MacMillan Plânını ileri sürmüş bulunan dost ve müttefik İngiltereye de, iki memleketin harb halinde bulundukları sıralarda bile kullanılmamış ağır bir dille hücum edilmişti. Bugün Almanyaya karşı tecavüzkâr dil kullandığı için bir gazeteyi cezalandırma yetki ve gücünü kendinde gören iktidarın, o sırada, sokak sokak asılıp gezdirilen yaftalarda, İngiltere'ye daha ağır bir dille tecavüzde bulunulmasını, istese - daha doğrusu bizzat teşvik ve hattâ tertip etmiş olmasa - kolaylıkla önliyebileceğinden şüphe edilemezdi.
Şimdi o günlerin pek hoş olmayan hatıralarını deşmemize sebep, bir Demokrat Partili milletvekilinin, o günlerdeki mitingleri ele alarak, aydın Türk gençliğine haksız ve insafsız iftiralarda bulunması; devrimci gençliğin şimdi irticaı te'in için miting yapmasına müsaade edilmeyişinin izah ve mazereti olarak o Kıbrıs mitinglerini hatırlatması; Kıbrıs mitinglerini, Türk gençliğinin olgun ve ağır başlı mitingler yapacak seviyede olmadığı iddiasına delil ve mesnet diye göstermek istemesidir.
Nasıl, gerçek tertipçileri hâlâ devlet sırrı gibi saklanan 6 — 7 Eylül taşkınlık ve tecavüzlerinin sorumluluğu ve suçu, haksız ve insafsız olarak, aydın Türk gençligine yüklenmek istenmiş, yüzlerce mâsum Üniversiteli, aylarca, gayrı insanî şartlar altında, zındanlarda tutulmuş ise, şimdi, iktidarın teşvik ve tertibi, hattâ iktidar partisi teşkilâtının öncülüğü ile, Kıbrıs mitinglerinde yapılmış taşkın hareketler için de, aynı iktidarın bir milletvekili, aydın Türk gençliğini suçlandırmağa kalkışmaktadır.
Gazetelerin bildirdiğine göre, İzmir'de bir kongrede konuşan Demokrat Parti Milletvekili Kemal Serdaroğlu, gençliğe irticaı tel'in için miting müsaadesi verilmeyişini izah ederken, «Kıbrıs mitingleri sırasında Makarios'un nasıl yakıldığını görmüştük; aynı gençliğin bu sefer bir hocayı, bir din adamını yakmıyacağını kim temin edebilir?», demiştir.
Oysa, Bay Kemal Serdaroğlu'nun sözünü ettiği mitingler ve bu mitinglerdeki, şimdi kendisinin tasvip etmediğini belirttiği taşkınlıklar, iktidar müsaade ve teşvik, hattâ icbar etmeseydi, elbette yapılamazdı, elbette yapılmazdı. Türk gençliği, kendi haline bırakılsa idi, o sıralarda haklı olarak düşman gözüyle gördüğü Makarios'a karşı yerinde hiddet ve tenkidlerini, elbette, Türklüğe has ağır başlılığın sınırları içinde en iyi dile getirecek ifadeleri bulabilirdi.
Nitekim Bay Serdaroğlu'nun «çocuk» dediği, sorumsuz bulduğu aydın gençlik, o sırada, hele lehimizde olduğu açıkça görülen — fakat hâlâ izahı yapılmamış sebeplerle ve sert bir dille iktidar tarafından reddedilen — birinci MacMillan Plânı açıklanınca, Kıbrıs dâvası için bir tek mitingden fazlasını yapmayı artık gereksiz ve yersiz görmek olgunluğunu ve anlayışını göstermiş ve «daha fazla mitingi doğru bulmuyoruz» diye, bugün kendilerinden devrimler için bir miting müsaadesini esirgeyen yetkili makamlara resmen müracaatta bulunmuştu. Fakat gençlik temsilcilerinin bu müracaatı yetkili makamlarca reddedilmiş ve iktidar - henüz yeni yardımların yapılmdaığı o günlerde halkoyunun dikkatini iç meselelerden uzaklaştırmak ihtiyacını şiddetle duyan iktidar — mitinglerin yurt ölçüsünde devamını bir mecburiyet haline getirmişti. Bugüne kadar tekzip edilmemiş bu tarihî gerçek, Türkiye Millî Talebe Federasyonunun çıkardığı «Talebe Gazetesi» nin 10 Ocak 1959 tarihli sayısında açıklanmıştır.
Gerçek böyle iken, şimdi, iktidar partisinden bir milletvekilinin çıkıp, o mitingleri delil ve mesnet diye kullanarak, aydın ve devrimci Türk gençliğinin sorumluluk duygusu ve olgunluğu hakkında şüphe uyandırmak istemesi, insafa sığmayan bir «tecahül-ü arifane» örneği; hataların sorumluluğundan, suçu masumlara yükleyerek sıyrılmağa kalkışan huyunun yeni bir tezahürüdür.
Şüphesiz, aydın gençlik, 6 —7 Eylül hâdiseleri vesilesiyle başına gelenlerden olduğu gibi, D. P. milletvekilinin sözlerinden de gereken dersi çıkaracak ve herhangi bir konuda Demokrat Parti politikasına angaje veya destek olmanın, ileride o politika kötü sonuçlar verince veya tersine dönünce bütün sorumluluğu gençliğe yüklemek imkânını D.P. iktidarına kazandırmaktan başka bir işe yaramadığını, bir kere daha anlamış olacaktır.
GENÇLİĞE YENİ BIR İFTİRA
Bülent ECEVİT
Seçim kampanyası boyunca Türk Devlet Radyosunun kendisini hararetle desteklemesinden de faydalanarak Kıbrıs Cumhurbaşkanı seçilen Makarios, bir buçuk - iki yıl önceye kadar, Türkiye'deki iktidarın ileri gelenleri ve sözcüleri dilinde, «elleri kana bulanmış bir köy papazı» idi. Bu türlü hakaretleri, Türk Devlet Radyosu ve iktidar gazeteleri sık sık yayınlarlardı.
1958 in yaz başlarında, iktidarın teşvik ve tertibiyle yapıldığı herkesçe bilinen ve yurdun bir çok köşelerinde tekrarlanan mitinglerde Makarios'a yöneltilmedik hakaret kalmamıştı. Makarios'un maketleri alanlarda asılıp yakılmıştı. Ayrıca, Kıbrıs'taki Türk menfaatlerini ve Türkiye'nin Kıbrıs'la bağlantısını, uzun vadede, Zürih ve Londra anlaşmalarından çok daha sağlam teminata kavuşturabilecek birinci MacMillan Plânını ileri sürmüş bulunan dost ve müttefik İngiltereye de, iki memleketin harb halinde bulundukları sıralarda bile kullanılmamış ağır bir dille hücum edilmişti. Bugün Almanyaya karşı tecavüzkâr dil kullandığı için bir gazeteyi cezalandırma yetki ve gücünü kendinde gören iktidarın, o sırada, sokak sokak asılıp gezdirilen yaftalarda, İngiltere'ye daha ağır bir dille tecavüzde bulunulmasını, istese - daha doğrusu bizzat teşvik ve hattâ tertip etmiş olmasa - kolaylıkla önliyebileceğinden şüphe edilemezdi.
Şimdi o günlerin pek hoş olmayan hatıralarını deşmemize sebep, bir Demokrat Partili milletvekilinin, o günlerdeki mitingleri ele alarak, aydın Türk gençliğine haksız ve insafsız iftiralarda bulunması; devrimci gençliğin şimdi irticaı te'in için miting yapmasına müsaade edilmeyişinin izah ve mazereti olarak o Kıbrıs mitinglerini hatırlatması; Kıbrıs mitinglerini, Türk gençliğinin olgun ve ağır başlı mitingler yapacak seviyede olmadığı iddiasına delil ve mesnet diye göstermek istemesidir.
Nasıl, gerçek tertipçileri hâlâ devlet sırrı gibi saklanan 6 — 7 Eylül taşkınlık ve tecavüzlerinin sorumluluğu ve suçu, haksız ve insafsız olarak, aydın Türk gençligine yüklenmek istenmiş, yüzlerce mâsum Üniversiteli, aylarca, gayrı insanî şartlar altında, zındanlarda tutulmuş ise, şimdi, iktidarın teşvik ve tertibi, hattâ iktidar partisi teşkilâtının öncülüğü ile, Kıbrıs mitinglerinde yapılmış taşkın hareketler için de, aynı iktidarın bir milletvekili, aydın Türk gençliğini suçlandırmağa kalkışmaktadır.
Gazetelerin bildirdiğine göre, İzmir'de bir kongrede konuşan Demokrat Parti Milletvekili Kemal Serdaroğlu, gençliğe irticaı tel'in için miting müsaadesi verilmeyişini izah ederken, «Kıbrıs mitingleri sırasında Makarios'un nasıl yakıldığını görmüştük; aynı gençliğin bu sefer bir hocayı, bir din adamını yakmıyacağını kim temin edebilir?», demiştir.
Oysa, Bay Kemal Serdaroğlu'nun sözünü ettiği mitingler ve bu mitinglerdeki, şimdi kendisinin tasvip etmediğini belirttiği taşkınlıklar, iktidar müsaade ve teşvik, hattâ icbar etmeseydi, elbette yapılamazdı, elbette yapılmazdı. Türk gençliği, kendi haline bırakılsa idi, o sıralarda haklı olarak düşman gözüyle gördüğü Makarios'a karşı yerinde hiddet ve tenkidlerini, elbette, Türklüğe has ağır başlılığın sınırları içinde en iyi dile getirecek ifadeleri bulabilirdi.
Nitekim Bay Serdaroğlu'nun «çocuk» dediği, sorumsuz bulduğu aydın gençlik, o sırada, hele lehimizde olduğu açıkça görülen — fakat hâlâ izahı yapılmamış sebeplerle ve sert bir dille iktidar tarafından reddedilen — birinci MacMillan Plânı açıklanınca, Kıbrıs dâvası için bir tek mitingden fazlasını yapmayı artık gereksiz ve yersiz görmek olgunluğunu ve anlayışını göstermiş ve «daha fazla mitingi doğru bulmuyoruz» diye, bugün kendilerinden devrimler için bir miting müsaadesini esirgeyen yetkili makamlara resmen müracaatta bulunmuştu. Fakat gençlik temsilcilerinin bu müracaatı yetkili makamlarca reddedilmiş ve iktidar - henüz yeni yardımların yapılmdaığı o günlerde halkoyunun dikkatini iç meselelerden uzaklaştırmak ihtiyacını şiddetle duyan iktidar — mitinglerin yurt ölçüsünde devamını bir mecburiyet haline getirmişti. Bugüne kadar tekzip edilmemiş bu tarihî gerçek, Türkiye Millî Talebe Federasyonunun çıkardığı «Talebe Gazetesi» nin 10 Ocak 1959 tarihli sayısında açıklanmıştır.
Gerçek böyle iken, şimdi, iktidar partisinden bir milletvekilinin çıkıp, o mitingleri delil ve mesnet diye kullanarak, aydın ve devrimci Türk gençliğinin sorumluluk duygusu ve olgunluğu hakkında şüphe uyandırmak istemesi, insafa sığmayan bir «tecahül-ü arifane» örneği; hataların sorumluluğundan, suçu masumlara yükleyerek sıyrılmağa kalkışan huyunun yeni bir tezahürüdür.
Şüphesiz, aydın gençlik, 6 —7 Eylül hâdiseleri vesilesiyle başına gelenlerden olduğu gibi, D. P. milletvekilinin sözlerinden de gereken dersi çıkaracak ve herhangi bir konuda Demokrat Parti politikasına angaje veya destek olmanın, ileride o politika kötü sonuçlar verince veya tersine dönünce bütün sorumluluğu gençliğe yüklemek imkânını D.P. iktidarına kazandırmaktan başka bir işe yaramadığını, bir kere daha anlamış olacaktır.
Collection
Citation
“Gençliğe Yeni Bir İftira,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 23, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1140.