Eisenhower'in Görüşü ile Cumhuriyet Türkiye'si
Başlık:
Eisenhower'in Görüşü ile Cumhuriyet Türkiye'si
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13057, ss. 1, 5
Tarih:
1959-12-08
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Eisenhowerin görüşü ile Cumhuriyet Türkiyesi
Bülent ECEVİT
Başkan Eisenhower, yurdumuzu kısa ziyareti sırasında, Türk Milletine çok değerli bir hatıra bıraktı. Bu hatıra, birçok cümlelerini sık sık hatırlayacağımız, millet olarak kendi kendimize ve insanlığa karşı Cumhuriyetle beraber yüklendiğimiz sorumluluğu yeniden düşünmek ihtayacını duydukça istifade ile okumak üzere metnini muhafaza edeceğimiz bir söylevdir.
Başkan Eisenhower’in, Türk Milletine ve Cumhuriyet Türkiyesine sevgi ve dostluğunun gerçekliğine, Cumhuriyet başkentinde kendi milleti adına verdiği bu söylevden daha iyi bir delil olamazdı. Çünkü sevgi ve dostluğun gerçeği, karşısındakini iyice tanımaya, anlamaya ve inanç beraberliğine dayanan sevgi ve dostluktur. Birleşik Amerika Başkanı Eisenhower de, bu söylevi ile, Türk Milletini ve Cumhuriyet Türkiyesini gerçekten tanidığını, Cumhuriyetimizin temelindeki ilkeleri ve önündeki ülküleri. Cumhuriyet çağında yetişmiş şuurlu bir devrimci Türk kadar iyi ve derinliğine anladığını, ve Türk Milletine başka her şeyden önce bunlar için inandığını ortaya koymuştur .
Bir yabancı milletin, dost ve müttefik bir devletin baş temsilcisi olarak, Başkan Eisenhower’in, milletimize ve devletimize beslediği sevgi ve dostluğu böyle bir anlayışa istinat ettirmesi, bizim için, bütün devrimci Türkler için, her türlü maddî yardımın üstünde bir değer taşır.
Dünya üzerindeki, hele Batılı hür milletler topluluğu içindeki mevkiimizi, sadece yüklendiğimiz askerî taahhütlere, hür milletler cephesinin esenliği uğrunda göze aldığımız fedakârlıklara bağlı sanmak, Cumhuriyet Türkiyesine, Cumhuriyetçi ve devrimci Türk Milletine ve Atatürk’e karşı büyük haksızlıktır .
Bu haksız ve yanlış sanıya kapılanlar arasında, zaman zaman maalesef, Türkiye’de yüksek sorumluluk mevkilerine gelmiş siyaset adamlarına da rastlanır. Böyleleri, milletimizin temsilcisi sıfatiyle yurt dışına çıktıklarında. meselâ Amerika’ya gittiklerinde, verdikleri söylev, demeç ve konferanslarda, Atatürk’ten, Cumhuriyet devrimlerinden, bu devrimlerin. hele demokrasi devrimimizin. milletimiz ve dünya sulhü için taşıdığı mânadan bir cümle ile olsun bahsetmeyi gereksiz, hattâ belki de kendi hesaplarına zararlı sayarlar.
Başkan Eisenhower'in söylevinden, hem böylelerini uyarmak imkânını sağlıyan, hem de Cumhuriyet devrimlerine, demokrasiye, insan hak ve hürriyetlerine bağlı kalmamızın Türk milleti ve bütün insanlık için taşıdığı mana ve değeri bilenlerimize inanç tazelemek fırsatını veren bazı cümleleri burada tekrarlamaktan kendimizi alamıyoruz:
«Siz Türkler», diyor Başkan Eisenhower, «şahsî gayret ve sebatkârlığınızla, bir nesil önce, komşularına karşı tecavüzkâr emeller beslemiyen, iyi niyetli milletlerle sulh içinde yaşamağa ve herhangi bir tehdide boyun eğmemeye kararlı modern bir memleket vücuda getirdiniz.
«Modern Türkiye’nin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz ve uzağı gören önderliği altında bu memleketin vatandaşları idarede, örf ve âdetlerde, yalnız gaye bakımından değil, gerçekleştirilmelerindeki sür’at bakımından da baş döndürücü olan inkilâpçı değişmeler başardılar. Bunlar, inkilâp, refah ve sulhe azmetmiş, istiklâllerine yeni kavuşan milletler için bir ilham kaynağı ve rehberdir.
«Bugün hiç bir millet gelişmesinde, sizin millî kararınızı verdiğiniz zaman karşı karşıya bulunduğunuz kadar büyük engellerle karşılaşmamıştır. Birinci Dünya Harbinin harabiyet ve felâketlerinden yeni kurtulmuştunuz. Her tarafınızdan halli imkânsız gibi görünen meselelerle sarılmıştınız. Fakat liderlerinizin idealizmi ve mâneviyatınız bakımından zengindiniz. Bu suretle para ve makinaların temin edemiyeceği bir zenginlik ve kudrete sahiptiniz. Siz, Türk halkı sınaî gelişme ve sosyal tekâmül yolunda azimle ilerlemeye devam ettiniz. Demokrasi ve cesaretin, büyüklüğe ulaşmak için bir milletin en iyi vasıtaları olduğunu memleketinizde ispat ettiniz.
<<...... Yer yüzünde, ne kadar kötü ve tehditkâr olursa olsun, hiç bir kuvvetin halkınızın mâneviyatını sarsmıyacağına eminim.
<<...... Türk ve Amerikan milletleri sulhü arzu etmektedirler. Fakat Tanrıya inanan hür insanlar olarak tahakkuk ettirmeye çalıştığımız sulh, Kuran ve İncil’in insanın yer yüzündeki hayatı için esas olduğunu bize öğrettiği şahsî hürriyet ve insanî prensiplere dayanan âdil ve devamlı sulhdür. Bu gayeden inhiraf etmiyeceğiz ve onu tahakkuk ettirmek için prensiplerimizden tavizde bulunmıyacağız.»
Başkan Eisenhower. sözlerini şu temennilerle bağlamıştır:
<<Ya şasın Türk - Amerikan dostluğu.
<<Yaşasın Türkiye ve Amerikan Cumhuriyetleri.
<<Yaşasın dünya sulhü ve insan hürrüyeti.>>
Her iki memleketin de halkı hiç bir sebep ve bahane ile «şahsî hürriyet ve insanî prensipler» den «tâvizde bulunmaya» rıza göstermedikçe, ve Türk - Amerikan dostluğu, gelip geçici askerî zaruretlerin ve bu zaruretlerden doğmuş ittifak bağlarının da üstünde böyle bir temel anlayışa, böyle bir inanç beraberliğine dayandıkça, bu dostluk iki milletin de kalbinde elbette ve daima yaşayacaktır.
Eisenhowerin görüşü ile Cumhuriyet Türkiyesi
Bülent ECEVİT
Başkan Eisenhower, yurdumuzu kısa ziyareti sırasında, Türk Milletine çok değerli bir hatıra bıraktı. Bu hatıra, birçok cümlelerini sık sık hatırlayacağımız, millet olarak kendi kendimize ve insanlığa karşı Cumhuriyetle beraber yüklendiğimiz sorumluluğu yeniden düşünmek ihtayacını duydukça istifade ile okumak üzere metnini muhafaza edeceğimiz bir söylevdir.
Başkan Eisenhower’in, Türk Milletine ve Cumhuriyet Türkiyesine sevgi ve dostluğunun gerçekliğine, Cumhuriyet başkentinde kendi milleti adına verdiği bu söylevden daha iyi bir delil olamazdı. Çünkü sevgi ve dostluğun gerçeği, karşısındakini iyice tanımaya, anlamaya ve inanç beraberliğine dayanan sevgi ve dostluktur. Birleşik Amerika Başkanı Eisenhower de, bu söylevi ile, Türk Milletini ve Cumhuriyet Türkiyesini gerçekten tanidığını, Cumhuriyetimizin temelindeki ilkeleri ve önündeki ülküleri. Cumhuriyet çağında yetişmiş şuurlu bir devrimci Türk kadar iyi ve derinliğine anladığını, ve Türk Milletine başka her şeyden önce bunlar için inandığını ortaya koymuştur .
Bir yabancı milletin, dost ve müttefik bir devletin baş temsilcisi olarak, Başkan Eisenhower’in, milletimize ve devletimize beslediği sevgi ve dostluğu böyle bir anlayışa istinat ettirmesi, bizim için, bütün devrimci Türkler için, her türlü maddî yardımın üstünde bir değer taşır.
Dünya üzerindeki, hele Batılı hür milletler topluluğu içindeki mevkiimizi, sadece yüklendiğimiz askerî taahhütlere, hür milletler cephesinin esenliği uğrunda göze aldığımız fedakârlıklara bağlı sanmak, Cumhuriyet Türkiyesine, Cumhuriyetçi ve devrimci Türk Milletine ve Atatürk’e karşı büyük haksızlıktır .
Bu haksız ve yanlış sanıya kapılanlar arasında, zaman zaman maalesef, Türkiye’de yüksek sorumluluk mevkilerine gelmiş siyaset adamlarına da rastlanır. Böyleleri, milletimizin temsilcisi sıfatiyle yurt dışına çıktıklarında. meselâ Amerika’ya gittiklerinde, verdikleri söylev, demeç ve konferanslarda, Atatürk’ten, Cumhuriyet devrimlerinden, bu devrimlerin. hele demokrasi devrimimizin. milletimiz ve dünya sulhü için taşıdığı mânadan bir cümle ile olsun bahsetmeyi gereksiz, hattâ belki de kendi hesaplarına zararlı sayarlar.
Başkan Eisenhower'in söylevinden, hem böylelerini uyarmak imkânını sağlıyan, hem de Cumhuriyet devrimlerine, demokrasiye, insan hak ve hürriyetlerine bağlı kalmamızın Türk milleti ve bütün insanlık için taşıdığı mana ve değeri bilenlerimize inanç tazelemek fırsatını veren bazı cümleleri burada tekrarlamaktan kendimizi alamıyoruz:
«Siz Türkler», diyor Başkan Eisenhower, «şahsî gayret ve sebatkârlığınızla, bir nesil önce, komşularına karşı tecavüzkâr emeller beslemiyen, iyi niyetli milletlerle sulh içinde yaşamağa ve herhangi bir tehdide boyun eğmemeye kararlı modern bir memleket vücuda getirdiniz.
«Modern Türkiye’nin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz ve uzağı gören önderliği altında bu memleketin vatandaşları idarede, örf ve âdetlerde, yalnız gaye bakımından değil, gerçekleştirilmelerindeki sür’at bakımından da baş döndürücü olan inkilâpçı değişmeler başardılar. Bunlar, inkilâp, refah ve sulhe azmetmiş, istiklâllerine yeni kavuşan milletler için bir ilham kaynağı ve rehberdir.
«Bugün hiç bir millet gelişmesinde, sizin millî kararınızı verdiğiniz zaman karşı karşıya bulunduğunuz kadar büyük engellerle karşılaşmamıştır. Birinci Dünya Harbinin harabiyet ve felâketlerinden yeni kurtulmuştunuz. Her tarafınızdan halli imkânsız gibi görünen meselelerle sarılmıştınız. Fakat liderlerinizin idealizmi ve mâneviyatınız bakımından zengindiniz. Bu suretle para ve makinaların temin edemiyeceği bir zenginlik ve kudrete sahiptiniz. Siz, Türk halkı sınaî gelişme ve sosyal tekâmül yolunda azimle ilerlemeye devam ettiniz. Demokrasi ve cesaretin, büyüklüğe ulaşmak için bir milletin en iyi vasıtaları olduğunu memleketinizde ispat ettiniz.
<<...... Yer yüzünde, ne kadar kötü ve tehditkâr olursa olsun, hiç bir kuvvetin halkınızın mâneviyatını sarsmıyacağına eminim.
<<...... Türk ve Amerikan milletleri sulhü arzu etmektedirler. Fakat Tanrıya inanan hür insanlar olarak tahakkuk ettirmeye çalıştığımız sulh, Kuran ve İncil’in insanın yer yüzündeki hayatı için esas olduğunu bize öğrettiği şahsî hürriyet ve insanî prensiplere dayanan âdil ve devamlı sulhdür. Bu gayeden inhiraf etmiyeceğiz ve onu tahakkuk ettirmek için prensiplerimizden tavizde bulunmıyacağız.»
Başkan Eisenhower. sözlerini şu temennilerle bağlamıştır:
<<Ya şasın Türk - Amerikan dostluğu.
<<Yaşasın Türkiye ve Amerikan Cumhuriyetleri.
<<Yaşasın dünya sulhü ve insan hürrüyeti.>>
Her iki memleketin de halkı hiç bir sebep ve bahane ile «şahsî hürriyet ve insanî prensipler» den «tâvizde bulunmaya» rıza göstermedikçe, ve Türk - Amerikan dostluğu, gelip geçici askerî zaruretlerin ve bu zaruretlerden doğmuş ittifak bağlarının da üstünde böyle bir temel anlayışa, böyle bir inanç beraberliğine dayandıkça, bu dostluk iki milletin de kalbinde elbette ve daima yaşayacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Eisenhower'in Görüşü ile Cumhuriyet Türkiye'si,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 9 Ekim 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1114 ulaşıldı.